UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Yüksek Şatodaki Adam

27 May 2013
eren

Bilim kurgu konusundaki son tartışmanın ardından, Philip K. Dick'in Yüksek Şatodaki Adam'ını okumaya karar verdim. 1963'te Hugo Ödülü'nü alan kitap, İkinci Dünya Savaşı'nı mihver devletlerinin (Almanya, Japonya, İtalya) kazandığı bir alternatif şimdiki zaman (1962) kurgusu. Dünyanın bu yeni paylaşımından sonra Almanya ile Japonya arasında bir soğuk savaş başlamıştır. Almanya daha üstün olan teknolojisi sayesinde yarışta bir adım öndedir. Ay, Venüs ve Mars'ı kolonileştirmeye, elindeki nükleer güçle ("hidrojen bombası") Japonya'nın güvenliğini tehdit etmeye başlamıştır. İki devlet birbirine karşı komplolar planlarken, Çekirge Serilmiş Yatıyor adlı bir kitap tüm dünyayı sarsar. Mihver devletlerinin savaşı kaybettiği bir şimdiki zaman kurgusu olan bu kitap derhal Almanya'da yasaklanır. Kitaba adını veren "şatoda yaşayan adam" da, bu kitabın Alman casuslarından korunmak için iyi korunan bir kalede yaşadığı söylenen yazarıdır.

Alternatif şimdiki zaman kurgusunun, bana kalırsa, en "avantajlı" yanı, yazarın teknolojiye fazla kafa yormasını gerektirmiyor olması. Yazar da, söz konusu olanın yalnızca 17 yıllık bir sapma olmasından yararlanmayı iyi bilmiş. Günlük hayatın tekolojik boyutu henüz çok fazla değişime uğramamış. Ulaşım için nükleer enerjiyle çalışan roketlerin kullanımı ve televizyonun Avrupa'da yaygınlaşamamış olması dışında kayda değer bir fark yok romanda betimlenen dünyanın teknolojik altyapısında. Bilim kurgu tartışmasında daha önce de dile getirdiğim gibi, yazar okura teknolojiyi açıklamaya, neyin nasıl kullanıldığını anlatmaya başladığında işler sarpa sarıyor, bana kalırsa. Yazılan eserin basit hayallerin inandırıcılık iddiası taşımadan ortaya atılmasından ibaret olduğunu düşünmeye başlıyorum kolayca. Belki de bilim kurgu okurken yanlış gözlükler takıyorum, kim bilir?

Savaşın bitiminden 17 yıl sonra, henüz acılar tazeyken ve yargılamaların hafızalardaki anısı canlıyken yayımlanmış bir alternatif tarih kurgusunun o yıllarda göreceği ilgiyi tahmin etmek zor olmasa gerek. Kitap bugün de kendini ilgiyle okutuyor bence. Alternatif tarihler arasındaki geçiş ve göndermeler, birbirinden haberdar olmayan kişilerin farkında bile olmadan birbirlerinin hayatını derinden etkilemeleri ve ince düşünülmüş komplo teorileri kitabın sürükleyiciliğini artırıyor. Diğer taraftan, adını koyamıyorum ama kitapta bir şeylerin eksik kaldığını düşünüyorum sürekli. Acaba neden? Belki birkaç güne kadar ortaya çıkar...

Başka okuyan var mı acaba kitabı?

Kategori: