Lord Dunsany - Sal Ustaları
Çevirinin son hali:
Sal Ustaları
Lord DunsanyBiz eli kalem tutanların yazdıkları, çürümeye yüz tutmuş gemilerde alelacele sal yapan denizcileri hatırlatır bana.
Zor yıllarda paramparça olup bütün sahip olduklarımızla dipteki sonsuzluğa battığımızda, düşüncelerimiz kaybolan küçük sallar gibi Unutulmuşlar denizinde bir süre yüzer. Adlarımız, bir iki sözümüz ve birkaç önemsiz şey dışında dalgaların ötesine pek bir şey taşımazlar.
Günün gereklerine göre hareket edip ticari amaçla yazı yazanlar, sal üzerinde sadece ellerini ısıtmak ve kaçınılmaz akıbetlerini bir an unutmak için çalışan denizcilere benzerler; onların salları gemiden önce parçalanmaya mahkûmdur.
Dört bir yanımızı çevreleyen Unutulmuşlar denizinin parıltısını görün artık, onun fırtınadan da amansız sessizliğini görün. Karinalarımızın ona ne kadar da az yük olduğunu anlayın. Zaman onun derinliklerinde koskocaman bir balina gibi yüzer ve bir balina gibi en önemsiz şeylerle beslenir, kısa ezgiler ve eski zamanların o muhteşem akşamlarına yakışmayan acemice söylenmiş şarkılar gibi. Kısa bir süre sonra da bütün gemileri bir balina gibi devirir gider.
Başıboş yüzen Babil’in kalıntılarını görün artık; bir zamanlar Ninova diye adlandırılan o yeri görün. Onların kralları ile kraliçeleri, şu anda sular altındaki Tire’nin büyük bir kısmını saklayan ve Persepolis’in etrafını karanlığa bürüyen eski yüzyılların işe yaramaz yığınları arasındaki derinliklerde çoktan yerlerini aldılar.
Geriye kalanlar sadece, deniz yüzeyinde bulunan içi taçlarla dolu batık gemiler…
Gemilerimiz sefere daha en baştan uygun değildi.
Ancak işte gidiyor Homeros’un Helen için yaptığı sal…
Çeviren: Mehmet Köse
"The Raft-Builders", Fifty-One Tales
Çevirinin ilk hali:
Sal Yapanlar
Lord DunsanyBiz eli kalem tutanların yazdıkları bana çürümeye yüz tutmuş bir gemide alelacele sal yapan denizcileri hatırlatır.
Zor yıllarda paramparça olup tüm sahip olduklarımızla dipteki sonsuzluğa battığımızda, düşüncelerimiz kaybolan küçük sallar gibi Unutulmuşlar denizinde bir süre yüzer. Onlar dalgaları aşsalar da, geriye bizden pek şey kalmaz; sadece isimlerimiz, bir iki sözümüz ve birkaç önemsiz şey.
Günün gereklerine göre hareket edip ticari amaçla yazı yazanlar, sal üzerinde sadece ellerini ısıtmak ve kaçınılmaz akıbetlerini bir an unutmak için çalışan denizcilere benzerler; onların salları gemiden önce parçalanmaya mahkûmdur.
Dört bir yanımızı çevreleyen Unutulmuşluk denizinin parıltısını görün artık, onun fırtınadan da amansız sessizliğini görün. Karinalarımızın ona ne kadar da az yük olduğunu anlayın. Zaman kendi derinliklerinde koskocaman bir balina gibi yüzer ve bir balina gibi en önemsiz şeylerle beslenir, kısa ezgiler ve eski zamanların o muhteşem akşamlarına yakışmayan acemice şarkılar gibi. Kısa bir süre sonra da tüm gemileri bir balina gibi devirir gider.
Başıboş yüzen Babil’in kalıntılarını görün artık; bir zamanlar Ninova diye adlandırılan o yeri görün. Onların kralları ile kraliçeleri, şu anda sular altındaki Tire’nin büyük bir kısmını saklayan ve Persepolis’in etrafını karanlığa bürüyen eski yüzyılların işe yaramaz yığınları arasındaki derinliklerde çoktan yerlerini aldılar.
Geriye kalanlar sadece, deniz yüzeyinde bulunan içi taçlarla dolu batık gemiler…
Gemilerimiz sefere daha en baştan uygun değildi.
Ancak işte gidiyor Homer’in Helen için yaptığı sal…
Çeviren: Mehmet Köse
"The Raft-Builders", Fifty-One Tales
Re: Lord Dunsany - Sal Yapanlar
Merhaba arkadaşlar.Hikâyeyinin başlığını çevirmekte biraz zorlandım açıkçası.Sizin başlık için bir öneriniz varsa,çok sevinirim.
Re: Lord Dunsany - Sal Yapanlar
Re: Lord Dunsany - Sal Yapanlar
Henüz kimse çeviri konusunu açmadan hemen ilişeyim konuya.
Bu satırlarla yazar beni derinden yakaladı. Ne güzel ifade edilmiş insanlık durumu. Büyük söylenlere karşı küçük küçük adımların önemi, güzelliği.
Öykü şimdiden başucu öykülerimden biri olmaya aday.
Re: Lord Dunsany - Sal Yapanlar
Onu da düşündüm,ancak sal ustaları iki anlama geliyor gibi geldi bana.Sal yapmada mı usta,sal kullanmada mı? Ama yine de "Sal Ustaları" daha iyi gibi.
Re: Lord Dunsany - Sal Yapanlar
Efenim, elbette, metni çevirenin, Mehmet'in ellerine sağlık. Lâkin, ben metnin anlattığı şeyi pek sevmedim. Ne bileyim, İçim karardı.
Birkaç eleştirim olacak ama, eleştirim çeviriye mi(nasıl olsun ki, ingilizce bilmiyorum), metne mi, bilemeyeceğim.
"dipteki sonsuzluk”
“sal üzerinde ellerini ısıtmak”
“onların salları gemiden önce parçalanmaya mahkumdur.” “akıbetlerini unutmaya çalışan denizcilerin salları da mı gemiden önce parçalanmaya mahkum?
“deniz yüzeyinde bulunan… batık gemiler”
Re: Lord Dunsany - Sal Yapanlar
Öykü de Mehmet Köse'nin çevirisi de oldukça güzel. Neredeyse her cümlede bir çeviri ustalığı, bir dil inceliği sergilemiş Mehmet Köse. Ellerine sağlık. Benim yorumlarım şöyle:
Re: Lord Dunsany - Sal Yapanlar
Merhaba Eren. Başlık(Sal Ustaları) ve 1.,3. ve 5. cümleler konusunda sana katılıyorum. Oralarda çeviri hataları olmuş.Bu yanlışları düzeltebilirsen,sevinirim
Re: Lord Dunsany - Sal Yapanlar
Düzelttim
Lakin ben yine de öykünün ilk çevirisinin referans amaçlı olarak bir yerlerde bulundurulması gerektiğini düşünüyorum.
Re: Lord Dunsany - Sal Yapanlar
Böyle bir şey yapabilirsen çok iyi olur eren. Bir de 2. ve dördüncü cümleler için yorum yapmak istiyorum. 2.cümlede,
Eren'in yazdığı:
"Dalgaların ötesine pek bir şey taşımazlar, adlarımız, bir iki sözümüz ve birkaç önemsiz şey."
Cümleyi şu şekilde yazsak iyi olur gibi:
"Adlarımız, bir iki sözümüz ve birkaç önemsiz şey dışında dalgaların ötesine pek bir şey taşımazlar."
4. cümleyi o şekilde yazmamım sebebi ise vurguyu balina üzerinde yapmak isteyişimdi. Bu arada başlığın "Sal Ustaları" olması konusunda sana katılıyorum.
Önerilerin için ve diğer arkadaşlara da yorumları için çok teşekkür ederim.
Re: Lord Dunsany - Sal Ustaları
Böyle çok daha iyi olmuş
Re: Lord Dunsany - Sal Ustaları
Değişiklikleri yaptım. Üste çevirinin ilk halini koydum ki başlığa ilk gelen onunla karşılaşsın.
4. cümle konusunda takdir senin tabii ki. Sonuçta bizimki sadece bir yorum farkı. Hangisinin anlatılanı daha iyi karşıladığını düşünüyorsan onu seç.
Ben teşekkür ederim
Re: Lord Dunsany - Sal Ustaları
Mehmet Köse'nin çevirisini de öyküyü de beğendim. Benim de bir iki eleştirim, sorum olacak...
Benim Önerim:
İkinci paragraftaki "unutulmuşlar denizi"nde neden büyük harf kullanmayı tercih ettin?
Benim Önerim:
Re: Lord Dunsany - Sal Ustaları
iki öneriyi de büyük bir mutlulukla kucaklıyorum.
Dün gece Mehmet ile üzerinde bir hayli konuşmuştuk bu iki cümlenin.
Re: Lord Dunsany - Sal Ustaları
"Unutulmuşlar denizi"ndeki büyük harf kullanımına gelince,
İngilizce'de kişileştirmeyle yeni anlam kazandırılan sözcükleri büyük harf ile yazma geleneği var.metnin aslında da böyle bu.
ben bu geleneğin Türkçe'ye aktarılmasına karşıyım, çünkü bizdeki edebiyatta yüzlerce yıldır böyle bir şeye gerek görülmemiş kişileştirmelerde.
eski edebiyatımızda böyle büyük harf kullanımı yok, 10-20 yıl öncesine kadar da yok.
ancak son yıllarda türk yazarlar kendi eserlerinde -özellikle şiirde- bunu kullanmaya başladığı için bu sanki hep kullanılan bir şeymiş gibi bir hava esmeye başladı.
ancak kaynak kültürün söz sanatlarını göstermek adına Türkçe'de de bunları büyük harf bırakmak bir yöntem olarak kabul edilebilir,
bunda da bir sorun yok bence. yeter ki bugün yazanlar kendi eserlerinde bunu kullanmaya kalkmasın. çünkü türkçe'de bize kazandırdığı bir şey olduğunu düşünmüyorum bu geleneğin.
siz ne dersiniz?
Re: Lord Dunsany - Sal Ustaları
Buna izninizle ben de yanıt vereyim: Orijinal metinde de Unutulmuşlar Denizi bir tanımlama gibi değil bir denizin adı gibi (Marmara Denizi) kullanılmış. Bu nedenle bence çeviride de büyük harfle ifade edilmesi metnin ruhuna uygun olur.
Re: Lord Dunsany - Sal Ustaları
Bunu çok iyi anlamadım?
Re: Lord Dunsany - Sal Ustaları
"Zaman onun derinliklerinde koskocaman bir balina gibi yüzer ve bir balina gibi en önemsiz şeylerle beslenir, kısa ezgiler ve eski zamanların o muhteşem akşamlarına yakışmayan acemice şarkılar gibi."
"Acemice" zarfı burada yersiz kullanılmış gibi geldi bana. Bu zarf sonrasında bir fiil istiyor. Örneğin, "acemice yazılan şarkılar", "acemice söylenmiş şarkılar..." Cümlemizde fiil olmadığına göre neden sıfata "-ce" eklenip, sıfat zarf yapıldı, anlayamadım. Zaten bir isimden önce geliyor ve sıfat olarak kalması gerekir, gerekmez mi?
Re: Lord Dunsany - Sal Ustaları
-ben nasıl bi deniz adı anlayamadım. incilde gecen bi deniz adı ise tamam, ama baska bi deniz bulamadım ben bu isimde. kisilestirme yok mu yani burda simdi?
Re: Lord Dunsany - Sal Ustaları
-doğru diyorsun bence, şimdi dikkatimi çekti, "acemi" güzel oldu bence ama "acemice" havada kalıyor...
Re: Lord Dunsany - Sal Ustaları
Eren'in kast ettiğine göre Mordor diyarının Orta Dünyası gibi anlamalıyız bunu. İlle de gerçek dünyada olması gerekmiyor yani...
Re: Lord Dunsany - Sal Ustaları
-Yani adamlar söz sanatı kullanıp da canlı olmayan bir varlığa canlıymış gibi seslendiklerinde o varlığı artık özel isim gibi düşünüp büyük harfle yazıyorlar.
bana çok garip gelen bi gelenektir bu.
şiirde yargıyı mısranın sonunda bitirmeyip bir sonraki mısranın a-ortasında bitirme huyları gibi...
alışamam. yadırgatırlar...
Re: Lord Dunsany - Sal Ustaları
Kurmacanın kendi dünyasını ve kendi denizlerini yaratma özgürlüğünü de göz önünde bulundurmak gerek, diye düşünüyorum.
Re: Lord Dunsany - Sal Ustaları
Re: Lord Dunsany - Sal Ustaları
Cihan Başbuğ'un iki cümleye yaptığı öneriler bence de daha iyi Bu güzel öneriler için teşekkür ederim
Re: Lord Dunsany - Sal Ustaları
Ben virgülün yerinin şu şekilde değişmesinin okumayı kolaşlaştıracağını düşünüyorum:
Re: Lord Dunsany - Sal Ustaları
mehmet köse'ye ben de teşekkür ediyorum. Bu forumdaki çeviriyle uğraşan kişilerin dışındaki herkes(eren hariç; o başka bir adam ) eleştirilerini metin üzerinden yapıyor. İngilizce orjinal haliyle değil. O sebeple eleştirileriden çok soru sorarak doğruya varmaya çalışıyoruz. Yeni öyküler ve yeni ufuklar için köşemizde bekliyoruz...
Re: Lord Dunsany - Sal Ustaları
Öykü ve öykü çevirisine getirilen öneriler eleştiriler çok güzel. Hem öykü hakkında hem de dil hakkında ne çok güzel fikir üretiliyor.
Öykünün ikinci paragrafında ki "unutulmuşlar denizi" ile dördüncü paragrafında ki "unutulmuşluk denizi" ifadeleri orjinalinde de mi farklı?
Re: Lord Dunsany - Sal Ustaları
"Zor yıllarda paramparça olup tüm sahip olduklarımızla dipteki sonsuzluğa battığımızda, düşüncelerimiz kaybolan küçük sallar gibi Unutulmuşlar denizinde bir süre yüzer."
"Tüm" sözcüğü, doğru şekliyle, "yarım" sıfatının karşıt anlamındaki nitelemelerde bulunurken kullanılmalıdır.
ör: yarım elma X tüm elma
Aslında bu "tüm" sıfatı, çok kısıtlı kullanıma sahip bir sözcüktür. Oysa, maalesef, "bütün" sıfatının yerine, yanlış kullanıldığı için çok sık rastlarız kendilerine. Hatta daha kısa olduğu için tercih edildiği zamanlar bile olur! Ama yanlış yanlıştır. Buna alışmamayı öneriyorum.
Sıkça rastladığımız bazı hatalı kullanımlar:
Tüm insanlar (bu deyiş bana "yarım insanlar" demek kadar tuhaf geliyor.)
Tüm hayatım boyunca (yarım hayat olur mu ki, tüm olsun?)
Tüm güzellikler sizin olsun (hayır, ben yarım güzelliklerden istiyorum!)
Tüm ülkelerde bu geçerli. (yarım ülkelerde geçerli değil miymiş yani?)
...
Umarım derdimi anlatabilmişimdir. Dilimizin galat-ı meşhurudur bu. Peki galat-ı meşhurları kullanmamızda sakınca var mıdır? Ben bu denli yaygın kullanımına rağmen, hâlâ şu "tüm"-"bütün" ayrımındaki hatayı görmezden gelemiyorum. Tıpkı, dahi anlamındaki "de" bağlacının ayrı yazılması gerektiği gibi. (http://www.dahianlamindakideayriyazilir.com)
Bunca velveleden sonra, çevirinin son halinde, umuyorum, "tüm sahip olduklarımızla" söz öbeği, "bütün sahip olduklarımızla" şeklinde düzeltilir.
Re: Lord Dunsany - Sal Ustaları
Tüm/ bütün konusuna dönecek olursak, "yarım"ın karşılığı olarak "tam"ın kullanımı "tüm"e göre daha yaygın olduğundan herhalde, "tüm" böyle bir anlam genişlemesine uğratılıyor. İnsanlara kızmamak lazım
Re: Lord Dunsany - Sal Ustaları
Kızmadım kızmadım kimseye
Yazımın tonu biraz ciddi olmuş olabilir, o da bilgilendirme amaçlı olduğu için herhalde. Bu ayrımın farkında olan o kadar az kişi var ki! Reklam panolarında sıkça gördüğümden üzülüyorum. Fark etmez duruma gelmişiz dilimizi katlettiğimizi ve acaba bilmeden başka neleri hatalı kullanıyorum, diye düşünmekten DE kendimi alamıyorum. Bu eleştiriler öncelikle kendime yönelik aslında.
Şu "-ki" ekinin ve "ki" bağlacının yazılışları konusunda da çok dertliyim. Ama ona girmeyeceğim =) Gecenin bu vaktinde...
Not: Bir de "tüm" anlam genişlemesine uğruyor diyemeyiz; olsa olsa kullanım genişlemesidir ki o da aslında bir kullanım hatası başlı başına.