UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Lord Dunsany - Sal Ustaları

23 Kas 2008
mehmet köse

Çevirinin son hali:

""
Sal Ustaları
Lord Dunsany

Biz eli kalem tutanların yazdıkları, çürümeye yüz tutmuş gemilerde alelacele sal yapan denizcileri hatırlatır bana.

Zor yıllarda paramparça olup bütün sahip olduklarımızla dipteki sonsuzluğa battığımızda, düşüncelerimiz kaybolan küçük sallar gibi Unutulmuşlar denizinde bir süre yüzer. Adlarımız, bir iki sözümüz ve birkaç önemsiz şey dışında dalgaların ötesine pek bir şey taşımazlar.

Günün gereklerine göre hareket edip ticari amaçla yazı yazanlar, sal üzerinde sadece ellerini ısıtmak ve kaçınılmaz akıbetlerini bir an unutmak için çalışan denizcilere benzerler; onların salları gemiden önce parçalanmaya mahkûmdur.

Dört bir yanımızı çevreleyen Unutulmuşlar denizinin parıltısını görün artık, onun fırtınadan da amansız sessizliğini görün. Karinalarımızın ona ne kadar da az yük olduğunu anlayın. Zaman onun derinliklerinde koskocaman bir balina gibi yüzer ve bir balina gibi en önemsiz şeylerle beslenir, kısa ezgiler ve eski zamanların o muhteşem akşamlarına yakışmayan acemice söylenmiş şarkılar gibi. Kısa bir süre sonra da bütün gemileri bir balina gibi devirir gider.

Başıboş yüzen Babil’in kalıntılarını görün artık; bir zamanlar Ninova diye adlandırılan o yeri görün. Onların kralları ile kraliçeleri, şu anda sular altındaki Tire’nin büyük bir kısmını saklayan ve Persepolis’in etrafını karanlığa bürüyen eski yüzyılların işe yaramaz yığınları arasındaki derinliklerde çoktan yerlerini aldılar.

Geriye kalanlar sadece, deniz yüzeyinde bulunan içi taçlarla dolu batık gemiler…

Gemilerimiz sefere daha en baştan uygun değildi.

Ancak işte gidiyor Homeros’un Helen için yaptığı sal…

Çeviren: Mehmet Köse
"The Raft-Builders", Fifty-One Tales

Çevirinin ilk hali:

""
Sal Yapanlar
Lord Dunsany

Biz eli kalem tutanların yazdıkları bana çürümeye yüz tutmuş bir gemide alelacele sal yapan denizcileri hatırlatır.

Zor yıllarda paramparça olup tüm sahip olduklarımızla dipteki sonsuzluğa battığımızda, düşüncelerimiz kaybolan küçük sallar gibi Unutulmuşlar denizinde bir süre yüzer. Onlar dalgaları aşsalar da, geriye bizden pek şey kalmaz; sadece isimlerimiz, bir iki sözümüz ve birkaç önemsiz şey.

Günün gereklerine göre hareket edip ticari amaçla yazı yazanlar, sal üzerinde sadece ellerini ısıtmak ve kaçınılmaz akıbetlerini bir an unutmak için çalışan denizcilere benzerler; onların salları gemiden önce parçalanmaya mahkûmdur.

Dört bir yanımızı çevreleyen Unutulmuşluk denizinin parıltısını görün artık, onun fırtınadan da amansız sessizliğini görün. Karinalarımızın ona ne kadar da az yük olduğunu anlayın. Zaman kendi derinliklerinde koskocaman bir balina gibi yüzer ve bir balina gibi en önemsiz şeylerle beslenir, kısa ezgiler ve eski zamanların o muhteşem akşamlarına yakışmayan acemice şarkılar gibi. Kısa bir süre sonra da tüm gemileri bir balina gibi devirir gider.

Başıboş yüzen Babil’in kalıntılarını görün artık; bir zamanlar Ninova diye adlandırılan o yeri görün. Onların kralları ile kraliçeleri, şu anda sular altındaki Tire’nin büyük bir kısmını saklayan ve Persepolis’in etrafını karanlığa bürüyen eski yüzyılların işe yaramaz yığınları arasındaki derinliklerde çoktan yerlerini aldılar.

Geriye kalanlar sadece, deniz yüzeyinde bulunan içi taçlarla dolu batık gemiler…

Gemilerimiz sefere daha en baştan uygun değildi.

Ancak işte gidiyor Homer’in Helen için yaptığı sal…

Çeviren: Mehmet Köse
"The Raft-Builders", Fifty-One Tales

Kategori:

Re: Lord Dunsany - Sal Yapanlar

Merhaba arkadaşlar.Hikâyeyinin başlığını çevirmekte biraz zorlandım açıkçası.Sizin başlık için bir öneriniz varsa,çok sevinirim.


Re: Lord Dunsany - Sal Yapanlar

mehmet köse dedi ki:
Merhaba arkadaşlar.Hikâyeyinin başlığını çevirmekte biraz zorlandım açıkçası.Sizin başlık için bir öneriniz varsa,çok sevinirim.
"Sal Ustaları"?


Re: Lord Dunsany - Sal Yapanlar

Henüz kimse çeviri konusunu açmadan hemen ilişeyim konuya.

""

Gemilerimiz sefere daha en baştan uygun değildi.
Ancak işte gidiyor Homer’in Helen için yaptığı sal…

Bu satırlarla yazar beni derinden yakaladı. Ne güzel ifade edilmiş insanlık durumu. Büyük söylenlere karşı küçük küçük adımların önemi, güzelliği.

Öykü şimdiden başucu öykülerimden biri olmaya aday. Good


Re: Lord Dunsany - Sal Yapanlar

Onu da düşündüm,ancak sal ustaları iki anlama geliyor gibi geldi bana.Sal yapmada mı usta,sal kullanmada mı? Ama yine de "Sal Ustaları" daha iyi gibi.


Re: Lord Dunsany - Sal Yapanlar

Efenim, elbette, metni çevirenin, Mehmet'in ellerine sağlık. Lâkin, ben metnin anlattığı şeyi pek sevmedim. Ne bileyim, İçim karardı.
Birkaç eleştirim olacak ama, eleştirim çeviriye mi(nasıl olsun ki, ingilizce bilmiyorum), metne mi, bilemeyeceğim.

"dipteki sonsuzluk”

“sal üzerinde ellerini ısıtmak”

“onların salları gemiden önce parçalanmaya mahkumdur.” “akıbetlerini unutmaya çalışan denizcilerin salları da mı gemiden önce parçalanmaya mahkum?

“deniz yüzeyinde bulunan… batık gemiler”


Re: Lord Dunsany - Sal Yapanlar

Öykü de Mehmet Köse'nin çevirisi de oldukça güzel. Neredeyse her cümlede bir çeviri ustalığı, bir dil inceliği sergilemiş Mehmet Köse. Ellerine sağlık. Benim yorumlarım şöyle:

""
çürümeye yüz tutmuş bir gemide
""
çürümeye yüz tutmuş gemilerde

""
Onlar dalgaları aşsalar da, geriye bizden pek şey kalmaz; sadece isimlerimiz, bir iki sözümüz ve birkaç önemsiz şey.
""
Dalgaların ötesine pek bir şey taşımazlar, adlarımız, bir iki sözümüz ve birkaç önemsiz şey.

""
Zaman kendi derinliklerinde koskocaman bir balina gibi yüzer
""
Zaman onun derinliklerinde koskocaman bir balina gibi yüzer
Burada hata olduğunu düşünüyorum. Zamanın derinliklerinde yüzdüğü şey Unutulmuşluk deniziymiş gibi anlıyorum ben.

""
Kısa bir süre sonra da tüm gemileri bir balina gibi devirir gider.
""
Kısa bir süre sonra da bir balina gibi tüm gemileri devirir gider.

""
Ancak işte gidiyor Homer’in Helen için yaptığı sal…
""
Ancak işte gidiyor Homeros’un Helen için yaptığı sal…


Re: Lord Dunsany - Sal Yapanlar

Merhaba Eren. Başlık(Sal Ustaları) ve 1.,3. ve 5. cümleler konusunda sana katılıyorum. Oralarda çeviri hataları olmuş.Bu yanlışları düzeltebilirsen,sevinirim


Re: Lord Dunsany - Sal Yapanlar

mehmet köse dedi ki:
Merhaba Eren. Başlık(Sal Ustaları) ve 1.,3. ve 5. cümleler konusunda sana katılıyorum. Oralarda çeviri hataları olmuş.Bu yanlışları düzeltebilirsen,sevinirim

Düzelttim Good

Lakin ben yine de öykünün ilk çevirisinin referans amaçlı olarak bir yerlerde bulundurulması gerektiğini düşünüyorum.


Re: Lord Dunsany - Sal Yapanlar

Böyle bir şey yapabilirsen çok iyi olur eren. Bir de 2. ve dördüncü cümleler için yorum yapmak istiyorum. 2.cümlede,
Eren'in yazdığı:
"Dalgaların ötesine pek bir şey taşımazlar, adlarımız, bir iki sözümüz ve birkaç önemsiz şey."
Cümleyi şu şekilde yazsak iyi olur gibi:
"Adlarımız, bir iki sözümüz ve birkaç önemsiz şey dışında dalgaların ötesine pek bir şey taşımazlar."
4. cümleyi o şekilde yazmamım sebebi ise vurguyu balina üzerinde yapmak isteyişimdi. Bu arada başlığın "Sal Ustaları" olması konusunda sana katılıyorum.
Önerilerin için ve diğer arkadaşlara da yorumları için çok teşekkür ederim.


Re: Lord Dunsany - Sal Ustaları

Böyle çok daha iyi olmuş Thumb Up


Re: Lord Dunsany - Sal Ustaları

Değişiklikleri yaptım. Üste çevirinin ilk halini koydum ki başlığa ilk gelen onunla karşılaşsın.

4. cümle konusunda takdir senin tabii ki. Sonuçta bizimki sadece bir yorum farkı. Hangisinin anlatılanı daha iyi karşıladığını düşünüyorsan onu seç.

Ben teşekkür ederim Smile


Re: Lord Dunsany - Sal Ustaları

Mehmet Köse'nin çevirisini de öyküyü de beğendim. Benim de bir iki eleştirim, sorum olacak...

""
Biz eli kalem tutanların yazdıkları bana çürümeye yüz tutmuş gemilerde alelacele sal yapan denizcileri hatırlatır.

Benim Önerim:
""
Biz, eli kalem tutanların yazdıkları çürümeye yüz tutmuş gemilerde alelacele sal yapan denizcileri hatırlatır bana.

İkinci paragraftaki "unutulmuşlar denizi"nde neden büyük harf kullanmayı tercih ettin?
""
Gemilerimiz sefere daha en baştan uygun değildi.

Benim Önerim:
""
Gemilerimiz daha en baştan bu sefere uygun değildi.


Re: Lord Dunsany - Sal Ustaları

iki öneriyi de büyük bir mutlulukla kucaklıyorum.
Dün gece Mehmet ile üzerinde bir hayli konuşmuştuk bu iki cümlenin.


Re: Lord Dunsany - Sal Ustaları

"Unutulmuşlar denizi"ndeki büyük harf kullanımına gelince,

İngilizce'de kişileştirmeyle yeni anlam kazandırılan sözcükleri büyük harf ile yazma geleneği var.metnin aslında da böyle bu.
ben bu geleneğin Türkçe'ye aktarılmasına karşıyım, çünkü bizdeki edebiyatta yüzlerce yıldır böyle bir şeye gerek görülmemiş kişileştirmelerde.
eski edebiyatımızda böyle büyük harf kullanımı yok, 10-20 yıl öncesine kadar da yok.
ancak son yıllarda türk yazarlar kendi eserlerinde -özellikle şiirde- bunu kullanmaya başladığı için bu sanki hep kullanılan bir şeymiş gibi bir hava esmeye başladı.
ancak kaynak kültürün söz sanatlarını göstermek adına Türkçe'de de bunları büyük harf bırakmak bir yöntem olarak kabul edilebilir,
bunda da bir sorun yok bence. yeter ki bugün yazanlar kendi eserlerinde bunu kullanmaya kalkmasın. çünkü türkçe'de bize kazandırdığı bir şey olduğunu düşünmüyorum bu geleneğin.

siz ne dersiniz?


Re: Lord Dunsany - Sal Ustaları

Cihan Başbuğ dedi ki:
İkinci paragraftaki "unutulmuşlar denizi"nde neden büyük harf kullanmayı tercih ettin?

Buna izninizle ben de yanıt vereyim: Orijinal metinde de Unutulmuşlar Denizi bir tanımlama gibi değil bir denizin adı gibi (Marmara Denizi) kullanılmış. Bu nedenle bence çeviride de büyük harfle ifade edilmesi metnin ruhuna uygun olur.


Re: Lord Dunsany - Sal Ustaları

""
Çağdaş yazdı:
İngilizce'de kişileştirmeyle yeni anlam kazandırılan sözcükleri büyük harf ile yazma geleneği var.metnin aslında da böyle bu.

Bunu çok iyi anlamadım?


Re: Lord Dunsany - Sal Ustaları

"Zaman onun derinliklerinde koskocaman bir balina gibi yüzer ve bir balina gibi en önemsiz şeylerle beslenir, kısa ezgiler ve eski zamanların o muhteşem akşamlarına yakışmayan acemice şarkılar gibi."

"Acemice" zarfı burada yersiz kullanılmış gibi geldi bana. Bu zarf sonrasında bir fiil istiyor. Örneğin, "acemice yazılan şarkılar", "acemice söylenmiş şarkılar..." Cümlemizde fiil olmadığına göre neden sıfata "-ce" eklenip, sıfat zarf yapıldı, anlayamadım. Zaten bir isimden önce geliyor ve sıfat olarak kalması gerekir, gerekmez mi? Islık


Re: Lord Dunsany - Sal Ustaları

eren dedi ki:
Orijinal metinde de Unutulmuşlar Denizi bir tanımlama gibi değil bir denizin adı gibi (Marmara Denizi) kullanılmış. Bu nedenle bence çeviride de büyük harfle ifade edilmesi metnin ruhuna uygun olur.

-ben nasıl bi deniz adı anlayamadım. incilde gecen bi deniz adı ise tamam, ama baska bi deniz bulamadım ben bu isimde. kisilestirme yok mu yani burda simdi? Huh!


Re: Lord Dunsany - Sal Ustaları

elmyra dedi ki:
"Zaman onun derinliklerinde koskocaman bir balina gibi yüzer ve bir balina gibi en önemsiz şeylerle beslenir, kısa ezgiler ve eski zamanların o muhteşem akşamlarına yakışmayan acemice şarkılar gibi."

"Acemice" zarfı burada yersiz kullanılmış gibi geldi bana. Bu zarf sonrasında bir fiil istiyor. Örneğin, "acemice yazılan şarkılar", "acemice söylenmiş şarkılar..." Cümlemizde zarf olmadığına göre neden sıfata "-ce" eklenip, sıfat zarf yapıldı, anlayamadım. Zaten bir isimden önce geliyor ve sıfat olarak kalması gerekir, gerekmez mi? Islık

-doğru diyorsun bence, şimdi dikkatimi çekti, "acemi" güzel oldu bence ama "acemice" havada kalıyor...


Re: Lord Dunsany - Sal Ustaları

""
Çağdaş yazdı: ben nasıl bi deniz adı anlayamadım. incilde gecen bi deniz adı ise tamam, ama baska bi deniz bulamadım ben bu isimde. kisilestirme yok mu yani burda simdi? Huh!

Eren'in kast ettiğine göre Mordor diyarının Orta Dünyası gibi anlamalıyız bunu. İlle de gerçek dünyada olması gerekmiyor yani... Laughing out loud


Re: Lord Dunsany - Sal Ustaları

Barış Acar dedi ki:
""
Çağdaş yazdı:
İngilizce'de kişileştirmeyle yeni anlam kazandırılan sözcükleri büyük harf ile yazma geleneği var.metnin aslında da böyle bu.

Bunu çok iyi anlamadım?

-Yani adamlar söz sanatı kullanıp da canlı olmayan bir varlığa canlıymış gibi seslendiklerinde o varlığı artık özel isim gibi düşünüp büyük harfle yazıyorlar.
bana çok garip gelen bi gelenektir bu.
şiirde yargıyı mısranın sonunda bitirmeyip bir sonraki mısranın a-ortasında bitirme huyları gibi...
alışamam. yadırgatırlar... Smile


Re: Lord Dunsany - Sal Ustaları

acarcagdas dedi ki:
eren dedi ki:
Orijinal metinde de Unutulmuşlar Denizi bir tanımlama gibi değil bir denizin adı gibi (Marmara Denizi) kullanılmış. Bu nedenle bence çeviride de büyük harfle ifade edilmesi metnin ruhuna uygun olur.

-ben nasıl bi deniz adı anlayamadım. incilde gecen bi deniz adı ise tamam, ama baska bi deniz bulamadım ben bu isimde. kisilestirme yok mu yani burda simdi? Huh!

Kurmacanın kendi dünyasını ve kendi denizlerini yaratma özgürlüğünü de göz önünde bulundurmak gerek, diye düşünüyorum.


Re: Lord Dunsany - Sal Ustaları

elmyra dedi ki:
"Acemice" zarfı burada yersiz kullanılmış gibi geldi bana. Bu zarf sonrasında bir fiil istiyor. Örneğin, "acemice yazılan şarkılar", "acemice söylenmiş şarkılar..." Cümlemizde fiil olmadığına göre neden sıfata "-ce" eklenip, sıfat zarf yapıldı, anlayamadım."
cevap: "acemice" üzerinde yapılan eleştirilere hak veriyorum.Metinde bunu sıfat olarak kullanma gibi bir hata yapmışım Tüh! "Acemice söylenmiş şarkılar" bence de uyar. "acemice şarkılar" yerine başka önerileri olan arkadaşlar var mı? Olmazsa elmyra'nın önerdiği şekilde kabul edeceğim.
Cihan Başbuğ dedi ki:
İkinci paragraftaki "unutulmuşlar denizi"nde neden büyük harf kullanmayı tercih ettin?"
cevap: Büyük yazıp yazmama konusunda ilk başta ben de tereddüt ettim, ama daha sonra orjinal metinde olduğu gibi bunu büyük harfle yazmaya karar verdim. Yazar bunu "Oblivion's sea" olarak yazıp vurgu yapmak istemiş; ben de çevirimde büyük harfle yazarsam daha iyi vurgu yapabileceğimi düşündüm. Açıkçası, "unutulmuşlar denizi" olarak yazmanın vurgu açısından yetersiz kalacağını düşündüm. Metne bakıldığında ilk dikkat çeken noktanın "Unutulmuşlar denizi" olmasını istedim, çünkü bu ifade metnin akışında büyük bir öneme sahip.


Re: Lord Dunsany - Sal Ustaları

Cihan Başbuğ'un iki cümleye yaptığı öneriler bence de daha iyi Handshake Bu güzel öneriler için teşekkür ederim


Re: Lord Dunsany - Sal Ustaları

Cihan Başbuğ dedi ki:
Biz, eli kalem tutanların yazdıkları çürümeye yüz tutmuş gemilerde alelacele sal yapan denizcileri hatırlatır bana.

Ben virgülün yerinin şu şekilde değişmesinin okumayı kolaşlaştıracağını düşünüyorum:
""
Biz eli kalem tutanların yazdıkları, çürümeye yüz tutmuş gemilerde alelacele sal yapan denizcileri hatırlatır bana.


Re: Lord Dunsany - Sal Ustaları

mehmet köse'ye ben de teşekkür ediyorum. Bu forumdaki çeviriyle uğraşan kişilerin dışındaki herkes(eren hariç; o başka bir adam Boxing ) eleştirilerini metin üzerinden yapıyor. İngilizce orjinal haliyle değil. O sebeple eleştirileriden çok soru sorarak doğruya varmaya çalışıyoruz. Yeni öyküler ve yeni ufuklar için köşemizde bekliyoruz...


Re: Lord Dunsany - Sal Ustaları

Öykü ve öykü çevirisine getirilen öneriler eleştiriler çok güzel. Hem öykü hakkında hem de dil hakkında ne çok güzel fikir üretiliyor.

Öykünün ikinci paragrafında ki "unutulmuşlar denizi" ile dördüncü paragrafında ki "unutulmuşluk denizi" ifadeleri orjinalinde de mi farklı?


Re: Lord Dunsany - Sal Ustaları

"Zor yıllarda paramparça olup tüm sahip olduklarımızla dipteki sonsuzluğa battığımızda, düşüncelerimiz kaybolan küçük sallar gibi Unutulmuşlar denizinde bir süre yüzer."

"Tüm" sözcüğü, doğru şekliyle, "yarım" sıfatının karşıt anlamındaki nitelemelerde bulunurken kullanılmalıdır.
ör: yarım elma X tüm elma

Aslında bu "tüm" sıfatı, çok kısıtlı kullanıma sahip bir sözcüktür. Oysa, maalesef, "bütün" sıfatının yerine, yanlış kullanıldığı için çok sık rastlarız kendilerine. Hatta daha kısa olduğu için tercih edildiği zamanlar bile olur! Ama yanlış yanlıştır. Buna alışmamayı öneriyorum.

Sıkça rastladığımız bazı hatalı kullanımlar:
Tüm insanlar (bu deyiş bana "yarım insanlar" demek kadar tuhaf geliyor.)
Tüm hayatım boyunca (yarım hayat olur mu ki, tüm olsun?)
Tüm güzellikler sizin olsun (hayır, ben yarım güzelliklerden istiyorum!)
Tüm ülkelerde bu geçerli. (yarım ülkelerde geçerli değil miymiş yani?)
...

Umarım derdimi anlatabilmişimdir. Dilimizin galat-ı meşhurudur bu. Peki galat-ı meşhurları kullanmamızda sakınca var mıdır? Ben bu denli yaygın kullanımına rağmen, hâlâ şu "tüm"-"bütün" ayrımındaki hatayı görmezden gelemiyorum. Tıpkı, dahi anlamındaki "de" bağlacının ayrı yazılması gerektiği gibi. (http://www.dahianlamindakideayriyazilir.com)

Bunca velveleden sonra, çevirinin son halinde, umuyorum, "tüm sahip olduklarımızla" söz öbeği, "bütün sahip olduklarımızla" şeklinde düzeltilir. Laughing out loud


Re: Lord Dunsany - Sal Ustaları

elmyra dedi ki:
Umarım derdimi anlatabilmişimdir. Dilimizin galat-ı meşhurudur bu. Peki galat-ı meşhurları kullanmamızda sakınca var mıdır? Ben bu denli yaygın kullanımına rağmen, hâlâ şu "tüm"-"bütün" ayrımındaki hatayı görmezden gelemiyorum. Tıpkı, dahi anlamındaki "-de" nin ayrı yazılması gerektiği gibi. (http://www.dahianlamindakideayriyazilir.com)
Elmyra'ya bu noktaya dikkat çektiği için teşekkür ederim. Ben de tıpkı onun örneklediği biçimlerde "tüm" sözcüğüyle "bütün" sözcüğünü dönüşümlü olarak kullananlardanım (sanırım). Bu galat-ı meşhur tartışması bitmez elbette, ama "de"nin bitişik/ ayrı yazılmasının bir galat-ı meşhur olmadığını düşünüyorum. Zira insanlar konuşma dilinde "de"leri ayrı söylüyorlar (sıkıysa aksini ispatlayın Smile ) sadece bunu yazıya geçirirken kural hatası yapıp ne zaman ayrı ne zaman bitişik yazılacağını bilemediklerinden bu konuda duyarlı olanları üzüyorlar. Bu konuyu bir süre forumumuzda da tartışmıştık: "Dahi Anlamina Gelen "de" Ayri Yazilir".

Tüm/ bütün konusuna dönecek olursak, "yarım"ın karşılığı olarak "tam"ın kullanımı "tüm"e göre daha yaygın olduğundan herhalde, "tüm" böyle bir anlam genişlemesine uğratılıyor. İnsanlara kızmamak lazım Islık


Re: Lord Dunsany - Sal Ustaları

Kızmadım kızmadım kimseye Laughing out loud
Yazımın tonu biraz ciddi olmuş olabilir, o da bilgilendirme amaçlı olduğu için herhalde. Bu ayrımın farkında olan o kadar az kişi var ki! Reklam panolarında sıkça gördüğümden üzülüyorum. Fark etmez duruma gelmişiz dilimizi katlettiğimizi ve acaba bilmeden başka neleri hatalı kullanıyorum, diye düşünmekten DE kendimi alamıyorum. Bu eleştiriler öncelikle kendime yönelik aslında.

Şu "-ki" ekinin ve "ki" bağlacının yazılışları konusunda da çok dertliyim. Ama ona girmeyeceğim =) Gecenin bu vaktinde... Crazy Crazy Crazy

Not: Bir de "tüm" anlam genişlemesine uğruyor diyemeyiz; olsa olsa kullanım genişlemesidir ki o da aslında bir kullanım hatası başlı başına.