UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Kısa

09 Mar 2013
Mehmet Sürücü

Sarnıç Öykü'de bu ay(Mart 2013)İlhan Durusel, Wired Magazine’in Kasım 2006 sayısında yayınlanan kısa hikâyelerden bir seçki yapmış.

İçlerinde en etkileyici olanını seçmek belki doğru bir çaba değil. Ama seçkinin girişindeki Hemingway’in altı kelimelik “Çok kısa hikaye”si etkileyiciydi.

“Satılık: Bebek pabuçları. Hiç kullanılmamış.”

Çok kısa hikaye, en az sözcükle, hikaye anlatmak. Zor bir şey. Şiir yazmanın yakınına sokulmak gibi mi? Bir parça belki de. Ama kolay olmadığı aşikar. Birkaç gündür böyle bir şey bulmaya çalışıyorum. “Bulmak” tam ifade eden bir sözcük değil. Bildiğimiz anlamda bir arama değil. Sadece sözcüklerle olan beraberlikte, başka bir farkındalık belki de. Belki, çeşmeden damlayan suya, bir taşı yerden kaldırmaya yaklaşım.

İlhan Durusel’in birkaç çok kısa öykü seçkisinden örnekler vereyim;

""
Onu çok bekledim özlemle. Geldi. Kahretsin!
_Margaret Atwood

""
Tik-tak, Tik-tak, Tik-tak.
_Neal Stephenson

""
Üç kişi Irak’a gitmiş. Bir kişi dönmüş.
_Greaeme Gibson

""
Gördüm sevgilim, ama lütfen yalan söyle.
_Orson Scott Card

Yemekle ilgili, sofrayla ilgili söylenenler çoktur. Bunlardan birisi de “Önce insanın gözü doyacak” sözüdür. Bu inanış lafa, söze gelince de böyle galiba? Çok laf, çok anlam, çok bilgi, çok derinlik olarak kabul görüyor. Sonra da gelsin sindirim sorunları…

Fazla uzatmayayım. Bir kısa (çok kısa olmadı ne yazık) denemeyle bitireyim.

Biri; Sofraya oturdu. Çatalı attı, dirgeni aldı.(Uzun hikaye)
Biri; Çatalı attı, kürdan aldı.(Çok kısa hikaye)

Kategori:

Re: Kısa

Sarnıç Öykü'nün Mart sayısında Mehmet Sürücü'nün "Arıcı" öyküsü de var.


Re: Kısa

Mehmet Sürücü dedi ki:
İçlerinde en etkileyici olanını seçmek belki doğru bir çaba değil. Ama seçkinin girişindeki Hemingway’in altı kelimelik “Çok kısa hikaye”si etkileyiciydi.

2008 yılında Uzun Hikâye'nin ilk günlerinde bu öykü üzerine kısa öykünün neliği bağlamında epey konuşmuştuk: Kısa Kısa Öykü


Re: Kısa

Barış Acar'ın verdiği Kısa Kısa Öykü ilintisi bu konuda zamanında söylenebilecek şeylerin çoğunun söylendiğini, buraya pek bir şey kalmadığını düşündürttü bana. Tüm yazılanları okumak gerekiyor.

Her yan okunacak şey. Nasıl kalkacağız bu iş(ler)in altından? Smile