Haiku pek yakın olmadığım bir tür. Ama birkaç gündür forumda epeyce okudum. Okuya okuya zihnimde haikular kurmaya başladım. Çok elime yüzüme bulaştırmadığımı umuyorum.
Çağan tarafından Şub 22nd, 2012 günü 21:16 sularında gönderildi.
Okuduğun örneklerden anlamışsındır; haikuda ses üzerine düşünüyorum uzun süredir. Bunun ötesinde bir şeyleri kırık dökük yorumlayabilirim ancak.
Haikuda benim hoşuma giden ilk dizenin sert ve yumuşak sesleri (ç, ğ) son dizede sıra değiştirerek çok güzel tekrarlanmış. Ara dize ise "b" sesinin tekrarıyla "ç"nin sertliğini çok güzel yumuşatmış. Sözcük seçimi de epey hoşuma gitti. "Kırağı çalmak" ifadesi hem "kırağı" sözcük seçimi hem halk deyişine giden yapısı ile özenli bir seçim bana kalırsa.
Barış Acar tarafından Şub 22nd, 2012 günü 23:01 sularında gönderildi.
Ben de bu haiku vesilesiyle ne zamandır aklımın bir köşesinde olan haiku karnesini uygulamaya koyayım. Amacım Uzun Hikâye'de yayımlanan denemelerin haikunun biçimsel kurallarına uygunluğu konusunda nesnel bir nitelendirme yapabilmek.
Haikunun Karnesi
Ölçü: 5+7+5
Kesme: 12+5
Mevsim: Bahar (Şubat)
Başlıksız haikular için ben numaralarndırma yöntemini benimsiyorum. Böylece daha sonra haikuları birbirinden ayırt etmek (link vermek) daha kolay oluyor. Barış ne zamandır harfler kullanıyor haiku başlığı olarak (gerçi sanırım aynı harf için birden çok haiku yazdığı oldu, onları nasıl ayırt ediyor bilemiyorum).
Bu uzun girizgâhtan sonra gelelim haikunun bana düşündürdüklerine... Haikunun kesmeden önceki kısmı hem mevsimi çok başarılı biçimde yansıttığı hem de "acı"ya yaptığı göndermeyle ("acı patlıcanı kırağı çalmaz") oldukça güçlü. Diğer taraftan "bademin beyazı"nın ne olduğunu bir süre düşündümse de çiçek açmış bir badem ağacından başkası canlanmadı gözümde. Üzerine düşünmeli...
Kesmeden sonraki bölümde gözümün önüne badem çiçeklerine konup konup kalkan bir arı geliyor. Burada "acı"ya yapılan vurgu kesmeden öncesiyle bir bütünlük oluşturuyor.
Çağan'ın ellerine sağlık.
eren tarafından Şub 23rd, 2012 günü 0:00 sularında gönderildi.
Arkadaşlar, yorumlarınız çok mutlu etti beni. (Eski forum olsa zıplayan gülensuratı koyardım buraya. Zıplamayanla yetinelim: )
Eren'in saydığı karne maddelerini forumda o kadar iyi ele almışsınız ki, biraz okuyunca damıtabiliyor insan. Bu kısıtlamalar altında yazmak epeyce ilginç, zorlayıcı ve eğlenceli. Özellikle de az çok dille ve problem / bulmaca çözmeyle ilgilenen insanlar için.
""
Eren dedi ki:
Başlıksız haikular için ben numaralarndırma yöntemini benimsiyorum.
Başlık konusunda "Haikuda Başlığa Neden Karşıyım?" forumunda tartışılanları çok anlamlı buldum. Bence de, bir başlık yazmak, birkaç hece hakkı daha almak demek - ki o da problemi daha kolaylaştırıp güzelliğinden kısıyor. Ama devam edersem bunu "eksi" kabul edip sıfırdan başlayarak sayabilirim:)
""
Eren dedi ki:
Diğer taraftan "bademin beyazı"nın ne olduğunu bir süre düşündümse de çiçek açmış bir badem ağacından başkası canlanmadı gözümde. Üzerine düşünmeli...
Evet, çiçek açmış bir badem ağacından bahsetmeye çalıştım 7 hecenin elverdiği ölçüde. Daha iyi bir ifade bulamayınca, b harfinin tekrarının hoşluğuna sığındım. Yine de daha iyi olabilirdi bu kısım. Kırağı badem çiçeklerinin üzerine düşmüş ve onların beyazlığını kendi beyazlığıyla örtmüş gibi bir görüntüydü aslında kafamdaki. Acıbademin acılığıyla kırağının çalmadığı patlıcanınki arasındaki benzerliği de hoş bulmuştum ama yine ölçü elvermedi... "Badem çiçeklerine konup konup kalkan bir arı" da hoşuma gitti.
Çağan tarafından Şub 23rd, 2012 günü 19:58 sularında gönderildi.
Dün tesadüfen amaretto denedim ve yine bu haikunun içine düştüm. İçki, acı badem likörü olarak da biliyor ve keskin bir kokusu var. En tehlikeli zehirlerden olan (ve pek çok yazarın intiharında rol oynayan) siyanürün de acı badem kokusu taşıdığını öğrenince iyice şaşırdım. Meğer badem en yoğun siyanür içeren meyvelerden biriymiş. Yani kırağı çalan bademin çiçeği gerçekten acıymış.
Barış Acar tarafından Şub 25th, 2012 günü 12:39 sularında gönderildi.
Meğer badem en yoğun siyanür içeren meyvelerden biriymiş.
Çok ilginç bir tesadüfle gelen hoş bir ayrıntı. Haiku gittikçe daha derin anlamlara açılıyor. Bir metnin yazıldıktan sonra yazandan bağımsız olmasına güzel bir örnek sergiliyoruz.
Çağan tarafından Şub 27th, 2012 günü 12:34 sularında gönderildi.
Re: -
Haiku pek yakın olmadığım bir tür. Ama birkaç gündür forumda epeyce okudum. Okuya okuya zihnimde haikular kurmaya başladım. Çok elime yüzüme bulaştırmadığımı umuyorum.
Re: -
Bravo Çağan. İlk haiku denemen ise bu "Eyvahlar olsun" bize. Seninle aşık atmak zor olacak gibi...
Re: -
Teşekkürler Barış. Evet, ilk denemem bu. Forumda yazılan yorumlar ve haikulardan yola çıkarak anlamaya çalıştım. Demek ki iyi anlatılmış
Bu yazdığımın zayıf ve güçlü yanlarını öğrenmek isterim sizlerden.
Re: -
Okuduğun örneklerden anlamışsındır; haikuda ses üzerine düşünüyorum uzun süredir. Bunun ötesinde bir şeyleri kırık dökük yorumlayabilirim ancak.
Haikuda benim hoşuma giden ilk dizenin sert ve yumuşak sesleri (ç, ğ) son dizede sıra değiştirerek çok güzel tekrarlanmış. Ara dize ise "b" sesinin tekrarıyla "ç"nin sertliğini çok güzel yumuşatmış. Sözcük seçimi de epey hoşuma gitti. "Kırağı çalmak" ifadesi hem "kırağı" sözcük seçimi hem halk deyişine giden yapısı ile özenli bir seçim bana kalırsa.
Re: -
Ben de bu haiku vesilesiyle ne zamandır aklımın bir köşesinde olan haiku karnesini uygulamaya koyayım. Amacım Uzun Hikâye'de yayımlanan denemelerin haikunun biçimsel kurallarına uygunluğu konusunda nesnel bir nitelendirme yapabilmek.
Haikunun Karnesi
- Ölçü: 5+7+5
- Kesme: 12+5
- Mevsim: Bahar (Şubat)
Başlıksız haikular için ben numaralarndırma yöntemini benimsiyorum. Böylece daha sonra haikuları birbirinden ayırt etmek (link vermek) daha kolay oluyor. Barış ne zamandır harfler kullanıyor haiku başlığı olarak (gerçi sanırım aynı harf için birden çok haiku yazdığı oldu, onları nasıl ayırt ediyor bilemiyorum).
Bu uzun girizgâhtan sonra gelelim haikunun bana düşündürdüklerine... Haikunun kesmeden önceki kısmı hem mevsimi çok başarılı biçimde yansıttığı hem de "acı"ya yaptığı göndermeyle ("acı patlıcanı kırağı çalmaz") oldukça güçlü. Diğer taraftan "bademin beyazı"nın ne olduğunu bir süre düşündümse de çiçek açmış bir badem ağacından başkası canlanmadı gözümde. Üzerine düşünmeli...
Kesmeden sonraki bölümde gözümün önüne badem çiçeklerine konup konup kalkan bir arı geliyor. Burada "acı"ya yapılan vurgu kesmeden öncesiyle bir bütünlük oluşturuyor.
Çağan'ın ellerine sağlık.
Re: -
Arkadaşlar, yorumlarınız çok mutlu etti beni. (Eski forum olsa zıplayan gülensuratı koyardım buraya. Zıplamayanla yetinelim:
)
Eren'in saydığı karne maddelerini forumda o kadar iyi ele almışsınız ki, biraz okuyunca damıtabiliyor insan. Bu kısıtlamalar altında yazmak epeyce ilginç, zorlayıcı ve eğlenceli. Özellikle de az çok dille ve problem / bulmaca çözmeyle ilgilenen insanlar için.
Başlık konusunda "Haikuda Başlığa Neden Karşıyım?" forumunda tartışılanları çok anlamlı buldum. Bence de, bir başlık yazmak, birkaç hece hakkı daha almak demek - ki o da problemi daha kolaylaştırıp güzelliğinden kısıyor. Ama devam edersem bunu "eksi" kabul edip sıfırdan başlayarak sayabilirim:)
Evet, çiçek açmış bir badem ağacından bahsetmeye çalıştım 7 hecenin elverdiği ölçüde. Daha iyi bir ifade bulamayınca, b harfinin tekrarının hoşluğuna sığındım. Yine de daha iyi olabilirdi bu kısım. Kırağı badem çiçeklerinin üzerine düşmüş ve onların beyazlığını kendi beyazlığıyla örtmüş gibi bir görüntüydü aslında kafamdaki. Acıbademin acılığıyla kırağının çalmadığı patlıcanınki arasındaki benzerliği de hoş bulmuştum ama yine ölçü elvermedi... "Badem çiçeklerine konup konup kalkan bir arı" da hoşuma gitti.
Re: -
Çağan'ın haikusu bende hoş duygular yarattı. Bademin beyazı kullanımını çok sevdim özellikle.
Re: -
Dün tesadüfen amaretto denedim ve yine bu haikunun içine düştüm. İçki, acı badem likörü olarak da biliyor ve keskin bir kokusu var. En tehlikeli zehirlerden olan (ve pek çok yazarın intiharında rol oynayan) siyanürün de acı badem kokusu taşıdığını öğrenince iyice şaşırdım. Meğer badem en yoğun siyanür içeren meyvelerden biriymiş. Yani kırağı çalan bademin çiçeği gerçekten acıymış.
Re: -
Re: -
Benzer bir senryu yazmışlığım vardı.
kırağı çalmış
biberi patlıcanı
turşu zamanı