UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Zorunlu Eğitime Hayır

28 May 2009
abdullah şahin

"Zorunlu Eğitime Hayır" anarşist bir annenin çocuğunu okula göndermemesinin gerekçelerini kızına anlatmak için hazırladığı bir eser. Yazar, işin kuram tarafından çok bir anne olarak kızını sistemden nasıl koruduğunun izahına girişiyor. Okulun kişilere bir şeyler öğretmekten çok sistemin dönmesi için vasıflı işçi hazırladığını; bilgiye okulla değil herkesin kendi özgür iradesi yoluyla ulaşması gerektiğini güzel güzel anlatıyor. Yazar, bu iş için öneri sunmaktan çok şu anki sistmin kökten kaldırılması gerektiğini söylüyor. Bilginin "tek bir sınıfta, aynı yaştaki kişilerce, tek bir müfredattan ve bir kişinin idaresi" yoluyla paylaşılamayacağını haklı olarak öne sürüyor. Tabii eğitim işinde bizden açık ara önde olan Fransa'dan yükselen bu eleştirileri okurken bu işin bizdeki içler acısı hâlini düşünmemek elde değil. Onlar sistemlerini bu denli eleştiriyorlarsa acaba bize ne yapmak düşer?

Bu işin içinde olan veya ilgilenen kişilere önerilir.

Kitabın arka kapağından:

""
Catherine Baker, anne ve anarşist!... Çok sevdiği kızı Marie'yi okula yollamamış. Marie 14 yaşına gelince, okula yollamama gerekçelerini ona anlatmak için Zorunlu Eğitime Hayır!ı kaleme almış... Kitabında esas olarak, okulun, devletin kendine köle yetiştirmek için organize ettiği bir kurum oludğunu, yetişkinlerin, bu köle eğitimden başarıyla geçtikleri için bunun farkına varamadıklarını anlatıyor. Ona göre 'okul, çocuklara gardiyanlık yapan bir kurumdur, ana-babaları çalışırken onları gözetim altında tutar; toplumsal-iktisadi makinenin işlemesi için gerekli olan bilgileri onlara öğretir, itaati aşılar, eler ve rolleri dağıtır. ' Okulda, sezgi ve düşgücünün geliştirilmesi, aşkın ve düşüncenin yaratıcı br nitelik kazanması için çok gerekli olan 'aylaklık' yerine, üretimi artıran ve itaati sağlayan bir eğitimin uygulandığını söyleyerek bir 'karşı-kültür' oluşturma çabasında olanları 'zorunlu eğitime hayır!' demeye çağırıyor. Baker'e göre, 'okul, çocuğun çocuk olabileceği, gençliğii ve neşeyi tam anlamıyla yaşayabileceği bir ortam sunabilmeli ve asla onun önüne, ulaşılması gereken hedefler koymamalıdır.'

"Sevgili "aydınlar"lar, her şeyi bir kenara bırakın, gidin bu kitabı edinin ve çocuğunuzu okula yollamayın. Eğer hal-i hazırda okuyorsa okuldan alın! Bu bir "emir"dir. Bu zorla olan her şeye karşı olan birisinin verdiği bir emir, yani "zorlama"dır. Çünkü "zorla" olması hak yolu olan tek zorlama, "zor"a karşı çıkmaktır. Çünkü tek şans bu. Çünkü sizin için geç kalındı. Sizin bütün yapacağınız ve bugüne kadar hep yaptığınız "yooook şöyle olmalı", "bu niye böyle" ya da "bu böyle" türünden, doğru bile olsa hiçbir işe yaramayan "saptamalar" -geçin bunları bir kalem! Bari bırakın da çocuklarınız size benzemesin. Onlar da sizin gibi düzen içinde bir düzen karşıtı olmasın.
Metin Solmaz
Birikim

Kategori:

Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Teşekkürler Abdullah, kitaptan ve ele aldığı konuyu böylesi boyutlandırdığından haberim yoktu.

Aslında [url=http://tr.wikipedia.org/wiki/S%C4%B1n%C4%B1f_(film)]Sınıf[/url] filmiyle karşılaştırılarak çok güzel bir yazı hazırlanabilir gibi geldi bana.

Öte yandan okulla başlayan bu sistemleştirme sürecinin son halkası evlilik ve çocuk üretimi değil mi? Kişinin birey özelliklerinden sıyrılarak varolan sistemin bekası için bir makine olarak kullanılması...


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

""
Aslında Sınıf filmiyle karşılaştırılarak çok güzel bir yazı hazırlanabilir gibi geldi bana.

Evet, kitabı okurken sık sık "Sınıf" filmini anımsıyorum. Sanırım filmde yönetmen bu kısırdöngüyü vurgulamak için filmi neredeyse "aynı mekânda, tek bir öğretmenin kontrolünde ve bir sınıf öğrenicileri" ile çekmiş. Kitabın çoklukla üstünde durduğu sınıflandırma sorunsalına yönetmende bu yaklaşımla değiniyor.


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Ben de Dereceler adında bir kitap okumuştum öğrencisi ve öğretmenin ağzından anlatılan öyküler vardı, sıkıldım yarım bıraktım.


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Teşekkürler Abdullah. Bu kitabı okuduğumda ben de çok beğenmiştim. Tekrar gündeme getirmiş olman iyi oldu. Özellikle şu yıllarda yeniden ve daha çok kişi tarafından okunması gereken bir kitap.