Yüz
Bir imam gördüm. Bana din hocamı anımsattı. Bir kura çekilecekti, çıkanı denize atacaklardı; imam, bakışlarını suratıma çevirmiş, çatık kaşlarla beni seyrediyordu.
Bir sabah, din hocam, gel demişti bana; hâlbuki daha günü değildi, sigara içmem lazımdı, gel demişti, gitmiştim; ağzı pisti, hep kokardı. Suratıma eğilip tanrının -o, başka bir isim kullanmıştı- karşısına geçince inançsızlığımı ona nasıl izah edeceğimi sormuştu, sigara içmem lazımdı.
Yanıt vermemiştim. Sonra tekrar sormuştu. Dişlerimi sıkmıştım. Gıcırdamıştı.
Babam, demiştim sonra. Bir akşam, beni kucağına alıp odama götürmüştü. Biraz başımı okşamış; bizi gözeten bir tanrının -bu ismi kullanmıştım- varlığından söz etmişti bana.
Boşluğa dalmıştım, sigara içmem lazımdı. Sustum. Devam etmemi istedi, etmedim. Apışıp kaldım karşısında. Kendinden emin, gülerek, çekip gitti; günü değildi, sigara içmem lazımdı.
Bir imam gördüm. O gün konuşsam görür müydüm? Yüzüme dik dik baktı. Bir müddet sonra elini uzattı, boğazımı ovaladı. Şaşkındı. Baktım; ağzı bir açıktı, bir kapalı.
Re: Yüz
Ben öyküyü çok etkileyici buldum. Özellikle de kurban bayramı arifesinde.
Re: Yüz
Dini motif çok rahat hissediliyor bence öyküde. Ben daha çok İshak hikâyesi gibi düşünmüştüm. Ancak çok da önemli değil bana kalırsa. Örneğin son cümlede ağzın açılıp kapanması balığın nefes alması gibi düşünülebilecekken ben dua okuyan biri gibi algıladım ve bu da temaya gayet uygun göründü.
Hikâye etmenin özündeki gizeme ve anlatıcı problemine aynı anda dikkat çeken değerli bir örnek olmuş.
Ellerinize sağlık.
Re: Yüz
Burada bir zaman kipi kullanımı eksikliği olabilir mi?
"Yanıt vermemiştim. Sonra tekrar sormuştu. Dişlerimi sıkmıştım. Gıcırdamıştı."
Yukarıdaki gibi düşündüğümde metin daha anlaşılır olur mu?
Yanıt vermediği din hocası, geçmişte bir sabah tekrar soruyor.
(Bir de "din hocası değil de; "din dersi hocası" desek daha mı uygun olur?)
ESKİ HALİ;
ÖNERİLEN HALİ
Tüm bunlar, benim bir yanlış anlamam, okumamdan mı kaynaklanıyor yoksa?