Yazarların Gariplikleri

Bir deyim vardır; bir insanın kulağına deniz suyu kaçtıktan sonra artık iflah olmayacağıyla ilgili. Yaşlı balıkçılar, gemiciler, kaptanlar, yılların deniz tutkunları söylerler bunu genelde. Sanırım bunu biraz değiştirerek okumaya-yazmaya da uyarlayabiliriz. Bunun için nasıl bir cümle kurmamız gerektiği başka bir konu. Asıl konum, yazarlar, yazarların yazarken yaptıkları garip, ilginç şeylerle ilgili.

Mark Twain, James Joyce yazarken yatağa uzanıyormuş, Alman şairi Friedrich von Schiller, yazınsal esini masasının üzerine koyduğu, bazen tazesini bulamadığında çürük de olan bir elmayı koklayarak bulabiliyormuş. Elmanın kokusu kim bilir onda ne anılar, izlenimler fırtınaları oluşturuyordu ki kendini bir an coşkun bir dizenin kıyısında bulabiliyordu.

Wagner’in bir operayı yazarken sıcak sularla doldurup, içine farklı farklı, güzel kokular veren karışımlar, kurumuş çiçek yaprakları attırdığı bir küvetten çıkmadığı söylenir.

Edmond Rostand’ın da eseri Cyrano de Bergerac’ı yazarken banyoyu kullandığı rivayet edilir. Ama o farklı bir şekilde kullanmıştır banyoyu; arkadaşlarını kıramayacak kadar kibar olduğundan, yanlarına çıkmak için hizmetçisine her zaman, arayan olduğunda ”banyo yaptığını “ söylemesini istemiş, zamanla da yazma düzenini banyoya taşımak zorunda kalmıştır. Zavallı nemlenmiş, ıslanmış kitaplar, kağıtlar.

Dante’nin okuduğu metne daldıktan sonra dünyayı unutmasıyla ilgili bir söylenti var, bir gün sokakta uzun süre kitap okumuş, kitap bitince kalkıp gitmiş. O gün birisi, o gürültüde nasıl okuduğunu sorunca şaşırmış. Sokakta, yanında yapılmakta olan çalgılı şenlikten haberi bile yokmuş İlahi Komedya’nın yazarının.

Balzac’ın da ünlü alışkanlıkları var, sağlığını bozacak kadar aşırıya kaçmış kahve tiryakiliği, yazarken ayaklarını suya soktuğu, o gün için belli bir sayıda yazı yazmayı kendine takıntı haline getirmesi. Planladığı kadar sayfa yazamadıysa, başka bir kitaptan satırları kopya ederek bu sayıya ulaştığı söylenir.

Bu tür bilgiler nama farklı bir tat ve zevk veriyor. Kimisinin yalan, abartı, uydurma olabileceğini bilsem de.