UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Unutulan

07 May 2009
Barış Acar

Son gönderilen iletilerden öyle anlaşılıyor ki, Oğuz Atay öykülerinde kadın teması üzerine sorular belirdi kafalarda. Bunu en iyi cevaplayabilcek öykülerden birinin "Unutulan" olduğunu düşünüyorum:

Unutulan - Oğuz Atay

Öykü forumdan kaldırılmıştır (Bkz: Forum İşleyişi).

Kategori:

Re: Unutulan

Yıllar önce okuduğum "Korkuyu Beklerken" kitabından hatırımda en canlı kalan öykü "Unutulan" öyküsü olmuştu. Herkese iyi okumalar dilerim.


Re: Unutulan

Bir kavga sonrası tavanarasına çıkıp ilgi bekleyen sevgiliyi ve ha şimdi çıkar bakarım ha şimdi arar sorarım diye diye yılları bulan bu erteleme neden birdenbire hatırına geliyor kahramanımızın?


Re: Unutulan

nurten aksakal dedi ki:
Bir kavga sonrası tavanarasına çıkıp ilgi bekleyen sevgiliyi ve ha şimdi çıkar bakarım ha şimdi arar sorarım diye diye yılları bulan bu erteleme neden birdenbire hatırına geliyor kahramanımızın?

Nurten'in sorusunu şöyle yanıtladım ben: Yeni bir ilişkinin daha ciddi bir ilşikiye evrilmesi arifesinde geçmişle hesaplaşma helâlleşme isteği öykü kişisini tavan arasına çıkarmış olabilir. Bu durumda kadının vefasından mı, vefasıslığından mı söz etmeliyiz? Gerçekten unutmuş mudur?
Başlangıçta " Ben tavanarasındayım sevgilim" diyen kimdir? Eski sevili mi yoksa

Bu öyküde farklı anlatım tekniği kullanmış yazar. Başlangıçta kim, kime, ne diyor sorularını sordurttu bu anlatım.
Öykü kişisinin konuşmalarını ilk birkaç cümle hariç tanrısal anlatıcı aktarmıyor okuyucuya.Tanrısal anlatıcı ile öykü kişisi aynı anda anlatıyor öyküyü. Tanrısal anlatıcı daha çok gösteriyor, ışık tutuyor, kişi konuşuyor. Bu durum bize öykü şimdi yaşanıyormuş, biz de izliyormuşuz duygusunu veriyor. Kahramanla okuyucunun daha çok özdeşim kurmasını mı istemiştir yazar acaba? Yani bu durumda kitapların yanında yazı yazar gibi bir el pozisyonu ile örümcek ağlarında takılı kalan sevgiliyi hep berbr mi unutmuş oluyoruz?


Re: Unutulan

Nurten Öztürk dedi ki:
Nurten'in sorusunu şöyle yanıtladım ben: Yeni bir ilişkinin daha ciddi bir ilşikiye evrilmesi arifesinde geçmişle hesaplaşma helâlleşme isteği öykü kişisini tavan arasına çıkarmış olabilir. Bu durumda kadının vefasından mı, vefasıslığından mı söz etmeliyiz? Gerçekten unutmuş mudur?

Ben de senin gibi düşünüyorum Nurten. Hatta sondaki tanımlamaya bakarsak aşağıdaki sevgili de unutulacak/ az sonra kendisinden vazgeçilecek gibi duruyor.


Re: Unutulan

Tavan arasında unuttuğu sevgilisi için şunları söylüyor.

""
Hayır, gerçekten ölmedi; çünkü ben yaşayamazdım ölseydi. Bunu biliyordu. Bu kadar yakınımda olduğunu bilmiyordum ama, sen bir yerde var olursan yaşayabilirim ancak demiştim. Nasıl olursan ol, var olduğunu bilmek bana yeter demiştim.

Sanki, "bir kişinin yakında ya da uzaktaki varlığı sadece bizim algılamak istediğiz kadarıyla var" der gibi.


Re: Unutulan

"Hiç. Kendi kendime konuşuyordum." diye biten bir Oğuz Atay öyküsü. Kendine konuşmaların üstadı olan bir adam.

Bir insan kendine konuşuyorsa, bu, sanırım yalnızca ötekiler onu dinlemediği ya da onun dilediği gibi duymadığı için değildir; artık ötekilerin gerçekten orada olup olmadığından bile emin olmadığında bir adam "hiç"i, "kendi"ne konuşmayla bağlar.