UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Tezer Özlü'ye Mektup 1

08 Şub 2009
oeryılmaz

Tezer Özlü'ye

Yaşamayı seviyorum ben Tezer. Bir gece yarısı yataktan kalkıp, kitaplığımın en başında duran ince, zarif kitaplarına baktıktan sonra, acı bir kahve yapıp, sabaha kadar uykulu gözlerle ayakta kalabilmeyi de. Delisin diyor güzel karım bana. Hayır ben anormalim diye cevaplıyorum onu, kızgın gözlerle bana baktığını bilerek.

Yaşamayı seviyorum ben Tezer. Birdenbire bastıran, şiddetli bir yağmurda herkesler ıslanmamak için kaçacak bir yerler ararken, yürümeyi seçiyorum ben. Bakışların üzerimde olduğunu bilerek. Bundan ki aksırıklarla yatağa düşüyorum. Ne mutlu! Doğa o kadar büyük ki sınırları yok.

Sınırsızlığı seviyorum ben Tezer. Ölçüsüzlüğü. Giyinmişlerin arasında çırılçıplak olabilmeyi. Soyunmayı seviyorum ben. Dediği gibi B.Karasu’nun öze varmak için, soyuna soyuna, koşmayı seviyorum ben.

Yaşamayı seviyorum ben Tezer. Yalnızlığı da. Bir başınalık değil midir? Bana bu satırları yazdıran. Sözcükler, değiştirmese de, hayatı, yazmayı bir tutku gibi seviyorum ben.

Yaşamayı seviyorum ben Tezer. Kendim olabilmeyi, özenmemeyi, süslü olmamayı, sadeliği, yeniyi, eskiyi, yaşanmışı, yaşanacak olanları düşlemeyi, sahilleri, o ıssız denizleri, uzakları, yokluktan var etmeleri, okuduğum binlerce sayfalık kitapları, çekip ardına bakmadan gitmeleri, soğuk ve puslu havaları, ardı ardına içilen sigaraları, baş ağrılarını, bir kedinin kendinden on misli köpeği önüne katıp kovalamasını, komşu bahçenin erik ağacına tırmanıp saatlerce korkudan inememeyi, bilmediğim kentlerin ucuz otellerinde ışığı açıp bırakıp camın kenarından dışarıyı izlemeyi, hiç beklenmedik yorgun bir zamanda kapı zilinin çalınışıyla hareketlenmeyi, Suç ve Ceza dan Yaşama Uğraşına geçmeyi, acıyı, arada bir karşındakilerde şaşkınlık yaratan tırmalayıcı kahkahaları, hayalet Oğuz gibi mülksüzlüğü, Taksim meydanında ki çiçekçilerin önünden geçip köşede ki simitçiden bol susamlı bir simit alıp Kazancı dan Fındıklı ya inmeyi…

Yaşamayı seviyorum ben Tezer. Yaşarsam yetmiş yaşında bir evim olursa, bir de ufak bahçem, senin için de bir zeytin ağacı dikeceğim.

Duyuyor musun?

ONUR ERYILMAZ 09.02.2008 Sabah

Kategori:

Re: Tezer Özlü'ye Mektup 1

Okuma sıramız işleyişten kaynaklanan sıkıntılar nedeniyle biraz ters oldu, ama ilk mektup da ikincisi kadar etkili.

Teşekkürler Onur Eryılmaz.


Re: Tezer Özlü'ye Mektup 1

""
Suç ve Ceza dan Yaşama Uğraşına geçmeyi,

Tezer Özlü'nün peşinden dolaşıp, Pavese bulaşmadan olmuyor değil mi?

Mektuplarınız, yıllar sonra bir kez daha Tezer Özlü okumayı mecbur kılacak gibi, ancak yıllar sonra karşıma çıkacak olan aynı Tezer Özlü' olur mu? Onu bıraktığım yerde kendimi de kendimi orada bekler bulursam diye korkacağım....

mektupler için teşekkürler.


Re: Tezer Özlü'ye Mektup 1

Teşekkürler...

Barış ve Nurten... Yeni mektuplarda görüşmek üzere...