Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine
Aslında konunun başlığı içeriğin ne olduğuna ilişkin yalın bir girizgâh oluşturmuş. Ben yine de niyetime dair kısa bir açıklamada bulunayım.
Bu başlık altında şu sıralar izlediğimiz, okuduğumuz eserler üzerine -listeye dinlediğimizi de katabiliriz- kısa, aydınlatıcı birkaç kelam etsek hem haberdar ol(a)madığımız yapıtlardan mahrum kalmamış oluruz hem de birbirimize yeni fikirler verebiliriz diye düşünüyorum.
Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine
Moderatör Notu: İletinin içeriği Susuz Yaz başlığına taşınmıştır.
Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine
Bugünlerde sinema izlemeye Barış sayesinde ben de hız vermiş oldum. Tatlı İrma'yı Cumalı izlemiş midir? diye sormuş Barış.
Bence izlemiştir, hatta izlediğine eminim. Evet evet kesinlikle izlemiştir.
Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine
nurtencim özür ben yaramaslık yaptım senin masal kitabını dağda 7 haneli bir köyde kanlarına kitap okuma zehrini akıttığım çocukların eniştesi memlekete dönerken koyabileceğim tüm kalem elbise kitaplardan sonra kitaplığıma bakarken ama masal en çok da çocukların ihtiyacı olan şey diyerek bende adıma imzalı bir kopyası daha olduğu için ne sana ne yazarına danışmadan ayıp yaparak çocuklara yolladım. 3 güzel akıllı çobanlık yapan pırıl pırıl çocuğa yüzyıllık yalnızlık yada Roman kuramları ağır gelirdi ama ümit yaşar oğuzcandan sahibini arayan mektupları koydum... Sahaflardan alınma atalarını anlatan bir gürcü köyünün hikayesini de koydum...Masal anlatmak dedin de aklıma geldi şu ses kayıt programları hakkında biri bilgi verse eskiden , sevgili Nurten Aksakalın anarak burnumda tüttürdüğü günlerdeki gibi, meraklısına isteyenine öykü okusam evet ya bundan çok keyf alırım ben bir biletin radyo versiyonlarını hatırlasanıza nedense inatla faruk ak kardeş ben dışında tüm tiyatro topluluğuna okutturmuştu =)) Masallar da okurum... aslında sesli kitap gönüllülük projesine bile bağışlanabilir hemde uzunhikaye adına yaparım bunu hatta kolektif bir çalışmada yapabiliriz... uy gene ben dutamadım kendimu da...
ay masal vay masal diye bir tiyatro oyunu vardı o geldi aklıma... hım masallar konusunda güzel bir çalışma yapılacak merak edilmeye...=))
çok sıkıntılı bir süreçten geçiyorum inşallah tez zamanda kurtulurum şu para hesap işlerinden de edebiyatın kucağına atarım kendimi.... birikiyordum zaten içime doğru du bakali... Barış abisi bu sesli kayıt işini kim bilir ben teknoloji özürlüyüm başkaca tek kusurum da imla canavarı eşek sıpasıyım
Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine
eger bir bilgisayar, bir de mikrofon varsa sesli kayit icin asgari duzenek var demektir. studyo gibi profesyonel bir altyapiya ulasilmasi mumkun degilse, sessiz bir odada mikrofon kullanilarak bilgisayara kayit yapilabilir. mikrofon ne kadar yakin tutulursa ortam gurultusunun etkisi o kadar azalir. kaliteli ve yonlu (yalnizca belli yonden gelen sesleri kaydeden mikrofonlar ozellikle sinema endustrisinde yaygin olarak kullaniliyor) bir mikrofonla daha bile iyi sonuc elde edilir. ama maddi olanaklar el vermiyosa, mikrofonlu bir kulaklik bile iyi is gorur. oyku kayitlari baslarsa onlarin baska insanlara ulasmasi icin secenekler uretmeye baslariz elbette.
Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine
Ne güzel etmişsin.
Masalla ilgili güzel çalışmalar olacağını ben de hissediyorum nedense. Üstelik bu konuda benim de fikirlerim var. Okuma fikri ise müthiş, yapmalısın! Bunun için farklı şeyler düşünülebilir!
Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine
Masumiyet Müzesi'ni dün bitirdim ve hakkında ilgili başlıkta birşeyler yazacağım. Bir de dün gece Nuri Bilge Ceylan'ın "Kasaba"sını seyrettim. Birkez daha anladım ki Nuri Bilge Ceylan, çok başarılı bir yönetmen. Fİlmin her anı bir fotoğraf karesinden çıkmış gibi etkili ve büyüleyiciydi. Zaten yönetmenin asıl uzmanlığı da fotoğrafçılık bildiğim kadarıyla. Tüm filmlerinde de bu karelerle karşılaşıyoruz. Özellikle de "İklimler"de... Tabi diğer filmlerle ilgili de konuşmak için diğer gösterimleri bekliyorum. Ayrıca seslendirme dışında herşey ama herşey o kadar doğaldı ki...Seslendirme konusunda da ileriki demeçlerinde "O zaman başka çarem yoktu." demişti. Kasabada yaşamanın durgunluğu, sıradanlığı, yer yer rahatlığı o kadar güzel anlatılmış ki. Kasabanın sobalı ve yumurta kokan sınıfında geçen dakikalarda insan kendini ortamın içinde hissediyor. Ne diyeyim cnbc-e de olmasa televizyonla olan bağlarımız tamamen kopacak
Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine
Bugün, biraz önce sevgili Egemen'in o güzel sesi ve yorumuyla "Memurun Ölümü" öyküsünü dinledim.
Sevgili Egemen ağzına sağlık.
Belki Barış bu seslendirmeyi uzun hikaye FM e koyabilir, böylece tüm forum üyelerimiz bu yorumu dinleme şansı yakalar.
Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine
Uzun Hikaye FM'e koymaktansa en azindan simdilik bunun icin ayri bir baslik acilmasini "Oyku Seslendirmeleri" (ve "Masal Seslendirmeleri") vb. gibi ve kayitlarin o baslik altinda toplanmasini oneriyorum. Daha sonra, isin boyutlari buyurse baska cozumler de bulmaya calisiriz
Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine
teşekkürler beğenmenize sevindim ... yok yok uzun zamandır ilk defa bu kadar iyi hissettim , kendim gibi , kendim için ...
ben herşeye varım . Sevgili Eren the professional intellectual anekdoter =)) rica etsem bana iyi bir kulaklıklı mikrofon ya da çok pahalı değilse mikrofon önerebilir misin ( marka vs. )benim lap top packard bell bilmem bunun bir anlamı olur mu seçim için.
Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine
Son olarak Rıfat Ilgaz’ın “Seçme Şiirler-Önce şiirde sevdim kavgayı/Özgürlüğü kelime kelime şiirde” adlı seçkisini okudum. Seçkiyi; Sunay Akın – Cemal Şenal hazırlamış ve kitap Adam Yayınlarında basılmış. Kitap Rıfat Ilgaz’ın yaşamöyküsü, şiir anlayışı ve poetikasının köşe taşlarını oluşturan seçme şiirlerden oluşuyor.
Rıfat Ilgaz 7 Mayıs 1911’de Cide’de doğmuştur. Orta eğitimini ablasının yanında Kastamonu’da sürdürürken, ilk olarak buradaki yerel gazete ve dergilerde şiirleri yayınlanmıştır. Muallim mektebindeki eğitiminin ardından 6 yıl süreyle Gerede, Hendek, Akçakoca gibi ilçelerde ve Anadolu’nun farklı köylerinde öğretmenlik yapmıştır. Askerlik görevinin hemen ardından Gazi Eğitim Enstütüsü’nü bitirmiş ve Türkçe Öğretmeni olarak Adapazarı’na atanmıştır. Fakat yakalandığı tüberküloz hastalığı Yakacık Sanataryumu’na yatmasına ve sevdiği öğretmenliğe ara vermesine neden olmuştur. Zaman zaman öğretmenliğe döndüyse de hastalığının yinelenmesi sebebiyle farklı sanatoryumlarda tedavi görmüştür. 1939’da görevdeyken “1940 Kuşağı”nın oluşumuna zemin hazırlayan “Yürüyüş” dergisinin yönetmenliğini üstlenmiş ve yazın yaşamı hızlanmış olan Rıfat Ilgaz’ın, 1944 yılında yayınladığı “Sınıf” adlı kitabını sıkıyönetim komutanlığınca toplatılmış ve yazar 6 ay mahkumiyet almıştır. Hasan Ali Yücel – Kenan Öner davasına yolladığı tanıklık mektubunun Şemsettin Sirer’i zor durumda bırakması, ona , öğretmenlik yaşamından hatta tedavi için yattığı sanataryumdan bile sürülmenin kapısını aralayacaktır. “Gün”, “Gerçek”, “Marko Paşa” gibi dergilerde yazıları yayınlanmış; Aziz Nesin, Sabahattin Ali ve Mim Uykusuz’la tanışıklığı dostluğa dönüşmüştür. Buradaki yazıları da ara ara süren mahkumiyeti dolayısıyla düzensizliğe uğramış, bir süre yazılarına ara vermek zorunda kalmıştır. Fakat “Hababam Sınıfı” ile “Bizim Koğuş” kitapları tekrar kitlelerle buluşmasını ve az da olsa maddi ferahlığa ulaşmasını sağlamıştır. Bu tarihten sonra yazılarını, eserlerini serbestçe yayınlama ve dağıtma olanağına kavuşmuştur.
1922’de Bakırköy Belediyesi, Rıafat Ilgaz Kültür evi yaptırmış, Anadolu’da farklı illerde adına sokaklar, parklar yaptırılmıştır…Şair hassasiyetini ölürken de sürdürün Rıfat Ilgaz, Sivas Katliamına daynamamış, en yakın arkadaşlarının ölümünü, ülkedeki vahşeti bir türlü kabullenememiş ve 7 Temmuz 1993’te kalbine yenik düşmüştür…
Yapıtları
Şiir :Yarenlik 1943, Sınıf 1944, Yaşadıkça 1947, Devam 1953, Üsküdar’da Sabah Oldu 1954, Soluk Soluğa 1962, Karakılçık 1969, Kulağımız Kirişte 1983, Ocak Katırı alagöz 1987, Bürün Şiirleri 1983
Uzak Değil 1971, Güvercinim Uyur mu?1974,
Roman :Karadeniz’in Kıyıcığında 1969, Karartma Geceleri 1974, Sarı Yazma 1976, Yıldız Karayel 1982
Anı : Yokuş Yukarı 1982, Biz de Yaşadık 1984, Kırk Yıl Önce Kırk Yıl Sonra 1986
Mizah Öykü ve Romanları : Radarın Anahtarı1957, Don Kişot İstanbul’da 1957, Bizim Koğuş 1959, Hababam Sınıf1959, Kesmeli Bunları 1962, Nerde O Eski Usturalar 1962, Saksağanın Kuyruğu 1962, Şevket Ustanın Kedisi 1965, Geçmişe Mazi 1965, Altın Eskici 1972, Palavra 1972, Tuh Sana 1972, Çatal Matal Kaç Çatal 1972, Bunadı Bu Adam 1972, Keş 1972, Al Atını 1972, Hababam Sınıfı Uyanıyor 1972, Sosyal Kadınlar Partisi 1984, Apartman Çocukları 1984, Çalış Osman Çiftlik Senin 1984
Rıfat Ilgaz’In yukarıda adı geçen kitabından yararlanılarak yazılmıştır.
Bilindiği gibi Rıfat Ilgaz toplumcu şairler arasındadır. “Toplumcu şiir” kavramının kendisi de tartışılan ve bizzat bu ekolü benimseyenler tarafından, yerine “duyarlı şiir” önerisi getirilen bir kavramdır. BU konu da aslında başlı başına bir tartışma konusudur. Rıfat Ilgaz’a dönersek ; 1928'te Nazım Hikmet’in "835 Satır"ı yayınlandıktan sonra kendisinin de söylediği gibi şiir anlayışı tamamen değişmiş ve "şiir üstüne yeniden düşünmek zorunda kalmış"tır. Nazım gibi yazmadan da toplumcu şiirler yazabilmenin yolunu çabuk kavramış olan R.Ilgaz'ın şiirini bir de İkinci Dünya Savaşı etkilemiştir.
“Yeni körler peydahlarız uyur uyanır
Ayak altında eziledursun karınca sürüleri
Ezenlerle bir olmuş yaşıyoruz ne güzel
Çizme onlardan içindeki ayak bizden ne iyi”
diyerek içinde bulunduğu dünyanın etkisizliğini, bireyin çaresizliğini vurgulamıştır. Bunun yanında Çöpçü Ahmet’e adadığı “Vitrinler” şiiri de R. Ilgaz’ın duyarlılığının iyi bir örneğidir.
R. Ilgaz, o çok sevdiği işçileri, fakirleri, küçük insanını şiirinde her daim yaşatır. Derdiyle, acısıyla, sömürülmüş haliyle de olsa mutludurlar R. Ilgaz’ın şiirlerinde; çünkü onurludurlar “Alişim” şiirinde olduğu gibi:
Şiir bir uyarlık işidir Ilgaz’a göre. Hegel’in bir tanımlaması değerini uzun yıllar yitireceğe benzemiyor. “Fikir ve biçimin uyarlığı, tutarlılığı güzeli doğurur.” der.
R. Ilgaz şiirleriyle, romanlarıyla, öyküleriyle bize yaşanılası bir dünya özlemi, yarın umudu bıraktı. Hastalıklarla, hapisliklerle, yokluklarla geçen ömrünün sonuna değin yazdığı şiirleri; onu susturmaya çalışanları değil, sadece onu anılarımızda yaşatacak…
Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine
"bir çocuk aslında bir uzaylıdır dünyaya gönderilen herşey ona yabancıdır ve o öğrenme aşkıyla doludur"... Merhaba Uzaylı... dram amerikan filmi ama çocukla yazarın ilişkisi izlenmeli...
Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine
?
Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine
İlk defa bir Martin Mystere çizgi romanı okudum. Sürekli entelektüel kahraman olarak anılan bu karakterde, en azından, "New York Vampiri" hikâyesinde, öyle pek de bir entelektüellik görmedim. Tipik dedektiflik öyküleri ve klişeleriyle örülü bir hikâye gibi geldi bana. Eğer ki, arada Amerikan Yazarlar Birliği'nden bahsetmek, Strauss ve Freud'u hikâyelerin orasına burasına serpiştirmek entelektüel tanımı için yeter şart olarak kabul edilmiyorsa...
Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine
Tam beş ay oldu film izlemeyeli. Nasıl bir açlık çektiğimi tahmin edebilrsiniz. Kitap okumak için yakaladığım fırsatlar bu açlığı bir nebze dindirdi.
Bakalım Ahu'yu kandırabilirsem, birkaç gün boyunca bol bol film izlemeyi düşünüyorum. "Üç Maymun" filmi yavaş yavaş iniyor. Film tamamlandığında başlığa bir şeyler ekleriz.
Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine
En son "Askerin Babası (Djariskatsis Mama)" adında bir film izledim. Film siyah beyaz bir Sovyet filmi(yanılmıyorsam). Gürcistan'ın bir köyünden olan genç Nazilerle savaş için askere alınır ve ailesi de tek çocuklarına kıyamaz ve ondan uzun süre haber alınmaması üzerine babası (Georgie) cepheye gidip oğlunu arar, ve kendini savaşın tam içinde bulur... İzleme ihtimali olanlar için fazla ayrıntıya girmek istemedim, bana kalırsa izlenmesi gereken hoş bir film...
Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine
Djariskatsis Mama
Listeye alalım bakalım
Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine
Ucu, bu dünyada öyle çok merak edilebilecek bir şey yok; buradaki hafiyelik hikâyesi insanların özel yaşamlarından ibaret değil miydi?
Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine
Az önce Walk The Line adında bir film izledim. Film Jonny Cash'in yaşamöyküsünü anlatıyor. 50ler, Elvis, bir zamanlar Amerika, jöleli saçlar, uyuşturucu gibi birçok tahmin edilen öğe varsa da yaşamöyküsüsel filmleri, kitapları seviyorum...
Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine
"Walk The Line" filmini anımsıyorum. Başroldeki oyuncunun performansı iyiydi, film de genel olarak iyi kotarılmıştı; ancak bu tür yaşamöyküsel filmlerde kişinin yaşamına fazlasıyla sadık kalınarak bire bir aktarımlar yapıldığında film belgesel tadı veriyor. Hâliyle sadece malum zatın ne yaşadığını öğreniyoruz. Yönetmen, ele aldığı kişinin yaşadıklarına kendi yorumuyla yaklaşınca izleyene katkısı daha fazla olur diye düşünüyorum.
Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine
Bkz.:Uzun Hikâye FM
Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine
AMELİE yi bir daha izledim =))
Her Kadın Başka Türlü Ölüyor; Genç yazarlardan Pelin Yılmaz'ın öykü kitabını 2 solukta bitirdim. Şiirsel bir dil kısacık öyküler oldukça başarılı sanırım halk için sanat şiirsel ya da öznel bir dille simgesel kullanımla bile olsa becerilebiliri gösterdiği için bu kadar sevdim kendisinin haciz davalarına bakan bir avukat olduğunu bilmemden dolayı mı bilmem özellikle banka hacizlerinde haraç mezat satılan mallarla ilgili duyarlılığı canımı yaktı. Bir insan hem sanatçı hemde yaptığı meslek sistemin acımasız yanının bir parçasıysa o duyarlılık nasıl içine çöker adamın bir iç kanama gibi onu gördüm. Kadınları okumuş düşünen sorgulayan ama bir şekilde ölüveren ya da bir tarafları ölen kadınlar...Hayatla kara mizahi bir alayları var. Kısacası uzun zamandır kıskandığım bir yazar olmamıştı böyle. Elim erince izin aldım buraya bir öyküsünü koyacağım.
Volver Almodovar sevenlere tavisye edilir seyirlik ...Einstein ve edington'ın bilimsel dostluğunu izlemek de keyif vericiydi savaşın acımasız yüzünün arka planda yer alışı bir dahinin yaşamına bakan değişik bir film.
Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine
Son olarak, tatilden de faydalanarak, Karşıyaka Oda Tiyatrosunda; Bir Garip Orhan Veli'yi izledim. Tam da forumda Murathan Mungan'ın işlendiği bu zamanda iyi bir rastlantı oldu sanırım. Oyun şiirlerinden hareketle, O.Veli'nin yaşamını anlatan bir yaşamöyküsü ve metnini M.Mungan kaleme almış. Önceden kitabını da okuduğum oyunu keyifle seyrettim... İmkanı olanlara öneririm
Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine
Son olarak ailemle Güz Sancısı'nı izledik. Onlara bu filmin pek nitelikli olmayacağını anlatmaya çalışsam da onlar; yine bana tipik "çıkıntılık yapma,önyargılı olma, izle bir bakalım" çıkışları yaparaktan beni filme soktular. Tahmin edilebileceği gibi güzel bir konu, basitçe ve özensizce anlatılmış. Oyunculuklar, kurgu vb Amerikan filmi klişesinden kurtulamamış. Sadece filmin sonundaki fotoğraflar ve veriler ilgimi çekti.
Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine
Cihan, ben de bahsettiğin filmi popüler sinemaya yakınlığı sebebiyle izlemedim. Arkadaşlar gidelim dediler; ancak gitmeme konusundaki kararım bir türlü kırılmadı.
Aslında her Türk filmini sinemamızı takip etmek adına izlemeye gayret ediyorum; ama kimileri çok katlanılmaz oluyor. O iki saate yakın süre çileye dönüşüyor. -Recep İvedik hariç tabii. -
Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine
Şu sıralar BBC belgesellerini keşfetmiş bulunuyorum. Bir kısmı Türkiye'de de gösterilmiş olan İçgüdü, Vücudumuz, Dünyayı Sarsan Günler gibi seriler oldukça ilgi çekici. Şimdilerde Dünyayı Sarsan Günler'i (Days That Shook the World) izliyorum. Her ne kadar olayların dramatizasyonu bir yöntem olarak çok hoşuma gitmese de seri genel olarak oldukça bilgilendirici. 50 dakikada dünya tarihindeki önemli bir ya da iki gün hakkında hayli ilginç şeyleri öğreniyorsunuz. İzlememiş olanlara öneririm.
Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine
Şairini Kaybeden Şehir
kaynak : Can Dündar/Köşe Yazıları.www.milliyet.com.tr
Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine
Üff üf, dertlendirdin beni Cihan. Şu Ankara'dan kaçsak...
Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine
Kamil Masaracı en sevdiğim karikatür sanatçılarından (belki de listenin başında yer alıyor). Eczacıbaşı Sanal Müzesi'nde "okuma-kültür-sanat" temaları üzerine denebilecek bir sergisi var: Kamil Masaracı
Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine
Bu da çok hoş.
Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine
Son zamanlarda sinemayı çok boşlamıştım. Bugün, biraz önce, Hakkari'de Bir Mevsim'i izledim. Hep izlemek istediğim, ama bir türlü isleyemediğim bir filmdi bu. Bunca yıl neler kaçırdığımı da öğrenmiş oldum böylece. Şimdiye dek izlememiş olan arkadaşlara ısrarla öneriyorum.