UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Sevgi Soysal'ın Öyküleri

07 Eyl 2009
Barış Acar

Tante Rosa (1968)

  • At Cambazı Olamadı
  • Rahibeler Okulunda
  • Rosa'nın Hayvanları
  • Aforoz Ediliyor
  • Mezarlıkta Üretici Oluyor
  • Soluk Kır Çiçeklerine Geri Dönüyor
  • Bütün RÜzgârlara Açık
  • Yaşamakta Israr Ediyor
  • I Love You (Seni Seviyorum)
  • Grand Düşes Ş. M.
  • Rosa'nın Papağanı
  • Rosa'nın Düşü
  • Rosa'nın Yolculuğu
  • The End Tante Rosa

Barış Adlı Çocuk (1976)

Kategori:

Re: Sevgi Soysal Yaşamı ve Yapıtları

22 Kasım Pazar günü saat 17.00'de, Ankara Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde Sevgi Soysal üzerine bir söyleşi yapılacak. Erendiz Atasü ve İlhan Akalın'ın katılımcı olacağı söyleşide bulunmayı düşünüyorum.


Re: Sevgi Soysal Yaşamı ve Yapıtları

""
22 Kasım Pazar günü saat 17.00'de, Ankara Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde Sevgi Soysal üzerine bir söyleşi yapılacak. Erendiz Atasü ve İlhan Akalın'ın katılımcı olacağı söyleşide bulunmayı düşünüyorum.

Bir aksilik olmazsa ben de geleceğim.


Re: Sevgi Soysal Yaşamı ve Yapıtları

Güzel bir söyleşi olacak gibi görünüyorum. Ben de geleceğim.


Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Sevgi Soysal'ın Şafak adlı romanını okuyorum. Roman kahramanı Oya, şöyle diyor kitabın bir yerinde:

""

"Tıpkı seyrederken şaştığım yeni dalga Fransız filmlerindeki gibi, saçmalıyorum. O filmlerde kadın erkeğe kızıverince bir uçağa atlayıp başka kıtaya uçar. Kadınla erkek bir eşyadan, bir trenden ya da sadece bir biblodan sıkılıverip Afrika'ya gidiverirler. Herkes işinde gücündeyken kumlarda koşuşturur, gündelik ve bayağı ilişkilerden soyutlana soyutlana cafcaflı laflar ederler.
Hiç durulmaz bunların parayı nerden kazandıkları, ha deyince uçak biletini nasıl ödeyebildikleri, boktan bir şeye sıkılıp yeniden nasıl başlayabildikleri, böyle renkli ve böyle soylu bir gündelik hayat için gerekli parayı hangi işte kazandıkları ya da paranın onlara kimden miras kaldığı, bunca boş zamanı nasıl buldukları ve perdeye aktarılan incelik ve güzellik için ne gibi bir çirkin fiyat ödedikleri üstünde."

Yeni dalga hakkında çok şey bilimiyorum ama forumda bu akımla ilgili yazılar ilgimi çekmişti. Sevgi Soysal'ın düşünceleri mi bunlar, düşüncelerini kahramanına mı söyletiyor, diye düşündüm. Bakış açısı hakkında yazmak isteyenler olursa çok sevinirim.

Oğuz Atay, kendi evinde bir düzen kuramayanlar başkalarının yaşamını düzene koymaya çalışıyorlar demiş günlüğünde. Çok hoşuma gitmişti bu düşünce. Sevgi Soysal da, Şafak'ta devrim için yola çıkanların çelişkilerini, zayıflıklarını, korkularını, kendileriyle hesaplaşmalarını mükemmel anlatıyor. Ben ne kadar çok geç kalmışım bu eserleri okumakta!


Re: Sevgi Soysal Yaşamı ve Yapıtları

Elif'in aktardığı alıntıyı okuyunca aklıma iki Godard filmi geldi: À bout de souffle (1960) ve Pierrot le fou (1965). İkisinin de başrol oyuncusu Jean-Paul Belmondo. Kaygısız, çılgın (fou) ve çocuksu...

Buradaki alıntının Yeni Dalga sinemasına yönelik değil de, o filmlerde yaşananları kendi gerçekliğinde yaşatmaya çalışmanın saçmalığı üzerine bir eleştiri olduğunu düşünüyorum. Filmlerdeki kaçış hikâyelerinin hitap ettiği düş/ düşünce dünyasıyla yaşanan gerçeklik arasındaki keskin ayrım vurgulanıyor bence.

Şafak'ı yıllar önce okuduğumda ben de çok beğenmiştim. Ne yazık ki Soysal'ın ayrıntıdan yana zengin bu kitabından aklımda kalan pek az şey var. Belki de yakın gelecekte bir kez daha okumanın yollarını aramalıyım...


Re: Sevgi Soysal Yaşamı ve Yapıtları

eren dedi ki:

Buradaki alıntının Yeni Dalga sinemasına yönelik değil de, o filmlerde yaşananları kendi gerçekliğinde yaşatmaya çalışmanın saçmalığı üzerine bir eleştiri olduğunu düşünüyorum. Filmlerdeki kaçış hikâyelerinin hitap ettiği düş/ düşünce dünyasıyla yaşanan gerçeklik arasındaki keskin ayrım vurgulanıyor bence.

Elif'in dikkat çektiği bakış açısı çok güzel ve önemli. Öte yandan sen de derdi güzel anlatmışsın Eren; bir şeyin kendisinde ne olduğuyla başka şeylerle kıyaslanması içinde ne olduğu soruları birbirinden çok ayrı sorular.