UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri

Senin Sorun Ne?

30 Tem 2011

Barış Acar

Herkesin her şeye bir cevabı var. Avrupa, bir kez daha Franz Ferdinand'ın öldürülmesi olayındaki gibi çarpık gebelikler taşıyan, herkesin her türlü sorun karşısında tokat gibi bir cevabı olduğu bir döneme giriyor. Türkiye ise zaten sorunun ne olduğunu bile bilmeden verilmiş kesin cevaplar ülkesi. Gün geçmesin ki birileri, bu iş kesin böyledir, arkasında bu vardır, bu da böyle yapılmalıdır, diye ahkâm kesmesin.

Olası tüm cevapların tuzu kuruluğunun ötesinde felsefeyle öyle ya da böyle uğraşmış kimse bilir ki; yürek isteyen asıl mesele, dilin dönmemekteki bütün ısrarına rağmen "doğru soru"yu sormak için ter dökmektir.

Vesileyle bu başlıkta kendime bir soru arayacağım. En azından deneyeceğim. Katılmak ister misiniz?

Kategori:

Çay Ocağı

Re: Senin Sorun Ne?

İlk soru için önden buyrun o hâlde.

acarcagdas tarafından Tem 30th, 2011 günü 12:57 sularında gönderildi.

Re: Senin Sorun Ne?

Aslında girizgâh metninin kendisini bir soru gibi düşünmüştüm ama madem ki yeniden davet edildim, icabet edeyim.

Barış Acar dedi ki:

Ben, bir soru olabilir mi?

Barış Acar tarafından Tem 30th, 2011 günü 13:10 sularında gönderildi.

Re: Senin Sorun Ne?

neden soru sorulur?

oktay tarafından Tem 30th, 2011 günü 13:49 sularında gönderildi.

Re: Senin Sorun Ne?

oktay dedi ki:

neden soru sorulur?

Güzel soru.

Ben olsam, arkasındaki öznelik meselelerini de işaret etmek adına, şöyle sorardım:

""

Soru, neden sordurur?

Barış Acar tarafından Tem 30th, 2011 günü 14:04 sularında gönderildi.

Re: Senin Sorun Ne?

"neden"nin de bir soru olduğunu imlemek için o şekilde yazmıştım. kısır döngüye işaret etmek için.
senin ki de güzel olmuş

oktay tarafından Tem 30th, 2011 günü 14:09 sularında gönderildi.

Re: Senin Sorun Ne?

Öfkenin dini olur mu?

acarcagdas tarafından Tem 30th, 2011 günü 21:59 sularında gönderildi.

Re: Senin Sorun Ne?

acarcagdas dedi ki:

Öfkenin dini olur mu?

Gerçekten senin sorun bu olabilir mi; burada tükenir mi?

Barış Acar tarafından Tem 30th, 2011 günü 23:36 sularında gönderildi.

Re: Senin Sorun Ne?

Barış dedi ki:

..... dilin dönmemekteki bütün ısrarına rağmen "doğru soru"yu sormak için ter dökmektir.

"Doğru soruyu sorduğumuzu nasıl anlarız?"
Ve "Doğru soru olup olmadığını bilemeyerek sorular sorup durmak bizi hareketsiz mi kılar?"

nurten aksakal tarafından Tem 31st, 2011 günü 0:23 sularında gönderildi.

Re: Senin Sorun Ne?

nurten aksakal dedi ki:

"Doğru soru olup olmadığını bilemeyerek sorular sorup durmak bizi hareketsiz mi kılar?"

Cevaplar ve onların verilmişliği ve aceleciliği değil mi yolu tıkayan?

Barış Acar tarafından Tem 31st, 2011 günü 0:37 sularında gönderildi.

Re: Senin Sorun Ne?

Burada söz konusu edilen, "E=m.c2" gibi bir soru mudur?

Mehmet Sürücü tarafından Tem 31st, 2011 günü 5:58 sularında gönderildi.

Re: Senin Sorun Ne?

Barış Acar dedi ki:

Soru sorduran soruyla soruyu soruyla geçiştiren aynı kefeye konar mı?

Barış Acar tarafından Tem 31st, 2011 günü 11:03 sularında gönderildi.

Re: Senin Sorun Ne?

Baştaki sorumu geliştiriyorum:

Barış Acar dedi ki:

Soru sözü, söz sesi, ses bedeni gerektiriyorsa; ben, bir soru olabilir mi?

Barış Acar tarafından Tem 31st, 2011 günü 12:43 sularında gönderildi.

Re: Senin Sorun Ne?

""

Tarihsel olagelmenin, aldatıcı bir ilerlemenin sonsuz bir art arda gelişi ile acı bir umut kırıklığından başka bir şey olmadığı bu dünyada yaşayabilir miyiz?

Kaynak: HUSSERL, E. Bunalım, (Çev. Levent Özşar), Bursa: Biblos Kitabevi Yayınları, 2009, s. 69.

Can sıkıntısı üzerine Baudelaire ile başlayıp Husserl'e uzanan Baudelaire'in "Sıkıntı"sına Avuntu başlığında buldum yukarıdaki soruyu.

Husserl'in sorusu bu olabilir mi?

Barış Acar tarafından Tem 31st, 2011 günü 16:57 sularında gönderildi.

Re: Senin Sorun Ne?

"Bu satırları hangimiz yazıyor, ben mi, o mu bilmiyorum," cümlesi daha önce söylenmemiş olaydı "Bu satırları hangimiz yazıyor, ben mi, o mu?" diye sormak isterdim. Dilin devreye girdiği nerdeyse hemen her yerde öncüller olduğundan söz konusu sorunun veya yanıtın kişinin sorusu veya yanıtı olup olmadığı konusunda hep bir muğlaklık var, hatta endişe. Bu durumda benim ilk sorum şu: “Ben, ben miyim?” İkinci sorum ise şu: “Bu soruyu başka kimler sordu?”

Nursel tarafından Tem 31st, 2011 günü 21:09 sularında gönderildi.

Re: Senin Sorun Ne?

Şu ara her gün yüzlerce soru çözüyorum? ama iş soru sormaya gelince değişiyor tabii? Daha çok dilin olanaklarını araştırdığımdan ben soruyu yönlendirmeye çalışacağım ve onu imlemeden aktarmak üstüne düşüneceğim? gramerin ötesinde biçimlendirilecek bir soru?

Sorulabilir mi.

doruk cansev tarafından Ağu 1st, 2011 günü 7:53 sularında gönderildi.

Re: Senin Sorun Ne?

Barış Acar dedi ki:

acarcagdas dedi ki:
Öfkenin dini olur mu?

Gerçekten senin sorun bu olabilir mi; burada tükenir mi?

En çirkin öfke, "periferi"ye ait olan mıdır, olarak düzeltiyorum.

acarcagdas tarafından Ağu 1st, 2011 günü 11:38 sularında gönderildi.

Re: Senin Sorun Ne?

nursel dedi ki:

Bu soruyu başka kimler sordu?

Ne güzel soru olmuş. Sorunun soru olarak varlığına güzel bir atıf. Cevabı değil, soruyu imleyen bir soru... Sorduran soru...

doruk cansev dedi ki:

Sorulabilir mi.

Buna bir sorum var:

Barış Acar dedi ki:

Sorulmayabilir miydi?

Barış Acar tarafından Ağu 1st, 2011 günü 16:46 sularında gönderildi.

Re: Senin Sorun Ne?

Barış Acar dedi ki:

Art arda gelen iki "soru"nun birbirini itişi sırasındaki gıcırdama olabilir mi, can sıkıntım?

Barış Acar tarafından Ağu 1st, 2011 günü 20:38 sularında gönderildi.

Re: Senin Sorun Ne?

Bu satırla benim aramda kaç kişi var?

( Kuytudaki Kelimeler s.54)

melike şenyüksel tarafından May 23rd, 2012 günü 8:51 sularında gönderildi.

Re: Senin Sorun Ne?

Tam da sorular üzerine düşünürken bugün izlediğim Macar yazar Imre Kertesz'in yaşamöyküsünü anlatan Sorstalansag (Kadersizlik) filminde tuhaf bir soruyla karşılaştım. Yazar, toplama kampında geçirdiği kabus dolu dört yıldan sonra Budapeşte'ye döner ve tranvayda bir adam ona sürekli bu günlerin geride kaldığını, savaşın bittiğini söyler, teselli verir. Bu sırada yazarın iç konuşmasını duyarız:

"Herkes kampın kötü anlarıyla ilgili sorular soruyor ama benim kendime sorduğum tek soru şu:Kampta en mutlu olduğum anlar hangileriydi?"

Cihan Başbuğ tarafından Ağu 2nd, 2011 günü 16:00 sularında gönderildi.

Re: Senin Sorun Ne?

Barış Acar dedi ki:

Soru sorma isteğim, biraz da, bir yerlerde bir cevabın yalnızca benim için beklediğini hayal etmemden mi kaynaklanıyor?

Barış Acar dedi ki:

Soru sorma isteğin, biraz da, bir yerlerde bir cevabın yalnızca senin için beklediğini hayal etmenden mi kaynaklanıyor?

Barış Acar dedi ki:

Soru sorma isteği, biraz da, bir yerlerde bir cevabın yalnızca beklediğini hayal etmekten mi kaynaklanıyor?

Barış Acar tarafından Ağu 2nd, 2011 günü 23:16 sularında gönderildi.

Re: Senin Sorun Ne?

Soru sorma isteğim, biraz da, benim için cevaptan daha önemli olmasından mı kaynaklanıyor?

Mehmet Sürücü tarafından Ağu 3rd, 2011 günü 6:44 sularında gönderildi.

Re: Senin Sorun Ne?

Soru sormak; benim isteğim mi ya da cevabın, bana kendisini buldurmaya yönelik dayatması mı?

melike şenyüksel tarafından Ağu 3rd, 2011 günü 10:34 sularında gönderildi.

Re: Senin Sorun Ne?

Paulo Coelho az önce şöyle bir tweet girdi:

""

A wise person is full of questions. A dull person is full of answers.

""

Aklı başında biri sorularla doludur; aklı kıt olan ise cevaplarla...

Barış Acar tarafından Ağu 4th, 2011 günü 15:31 sularında gönderildi.

Re: Senin Sorun Ne?

Cihan Başbuğ tarafından Ağu 4th, 2011 günü 16:17 sularında gönderildi.

Re: Senin Sorun Ne?

Cihan, ÖM yoluyla tweet aşkıma şaştığını söyledi. Ben de, Uzun Hikâye onun kadar şakıdığında vaktimi çalmasına izin verir miyim, diye sordum.

Barış Acar tarafından Ağu 4th, 2011 günü 16:43 sularında gönderildi.

Re: Senin Sorun Ne?

Barış Acar dedi ki:

Paulo Coelho az önce şöyle bir tweet girdi:

""
A wise person is full of questions. A dull person is full of answers.

""
Aklı başında biri sorularla doludur; aklı kıt olan ise cevaplarla...

şimdi paulo coelho'nun neden cevaplarla dolu kitaplar yazdığını daha iyi anladım...

oktay tarafından Ağu 4th, 2011 günü 17:15 sularında gönderildi.

Re: Senin Sorun Ne?

oktay dedi ki:

şimdi paulo coelho'nun neden cevaplarla dolu kitaplar yazdığını daha iyi anladım...

Coelho hiç okumamış biri olarak (keza kendisi popülerliği yüzünden hep uzak durduğum bir isim oldu) iletisinin tek önemi konuya denk gelmesi oldu sanırım.

O vakit neden takip ettiğim sorusunun cevabı İngilizcesinin temizliğinde olabilir mi?

Barış Acar tarafından Ağu 4th, 2011 günü 17:22 sularında gönderildi.

Re: Senin Sorun Ne?

Barış, Coelho 'yu okumuş olmamın tek yararı, bu okumanın benim yukarıdaki cümleyi yazabilmemi sağlamasıdır.. onun için uzak durmana sevindim.

oktay tarafından Ağu 4th, 2011 günü 17:28 sularında gönderildi.

Re: Senin Sorun Ne?

Bir romantik, şüphesiz, bir sorunun sürükleyip kıyıya bıraktığı cevaplar gibi yazardı. Oysa ben,

Barış Acar dedi ki:

"Kim bilir" diye başlayan bir soru olabilir mi?

diye düşünüyorum.

Barış Acar tarafından Ağu 5th, 2011 günü 14:03 sularında gönderildi.