UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Sabahattin Ali - Romanları

17 Oca 2010
abdullah şahin

Kuyucaklı Yusuf
Öncelikle romanı daha önce okuyanlara romanın konusunu anımsatmak için kısaca içeriğine değineyim.

Roman, 1903 yılında Yusuf'un Kuyucak köyünde ebeveynlerinin ölümü üzerine başlar. Bu olayı incelemek için Yusuf'un evine giden Kaymakam Selahattin, Yusuf'u evlatlık edinir. Yusuf, bunun üzerine Selahattin Bey'in eşi Şahinde ve kızı Muazzez'le yaşamaya başlar. Selahattin Bey'in Edremit'e tayin olunması üzerine Kuyucak köyünden Edremit'e taşınırlar. Roman burada ikinci uzama geçer. Genel özellikleriyle burayı bize anlatan yazar, daha sonra Yusuf'un uzun süre buraya alışmakta zorluk çektiğini anlatır. Roman; Şakir adlı zengin, serseri birinin Muazzeze ilişmesi üzerine başka bir zemine kayar. Bundan sonra olayların rengi değişir ve roman, Şakir'in Muazzez'i türlü dolaplarla elde etme, Yusuf'un ise onu koruma savaşına dönüşür. Selahattin Bey'in ölümü üzerine zayıf kalan Yusuf, yeni kaymakamın isteğiyle uzak bölgelere tahsildarlık için gönderilir. Bunun üzerine Selahattin Bey'in evi içki alemlerine mekân olur ve bir gün Yusuf'un vakitsiz bir zamanda eve gelip her şeyi öğrenmesi, oradakileri -bilmeden Muazzez'i- öldürmesi üzerine biter.

Kategori:

Re: Sabahattin Ali - Romanları

"Kürk Mantolu Madonna" kitabına adını veren tablo:

madonna.jpg

Re: Sabahattin Ali - Romanları

Her ne kadar bir sanat eleştirmenince bulunan bu Kürk Mantolu Madonna isminin Raif beyce de ve hatta Sabahattin Ali tarafından da benimsenmesinin gerçek sebebinin Maria Puder'in karakterinde gizli olduğu kanısındayım.
Maria Puder resim yapmanın kendisi için ne ifade ettiğini anlatırken şöyle der:

""
..Buna rağmen dünyada ciddiye aldığım yegane iş budur...Sırf bunun için resim yaparak geçinmek istemiyorum. Çünkü o zaman kendi istediğimi değil, benden istenileni yapmaya mecbur olacağım...Asla...Asla...Vücudumu pazara çıkarmayı tercih ederim...Çünkü onun bence ehemmiyeti yok...

Henüz okumayı yarıladığım bir kitap için iddialı olabilecek bir şey söylemek istiyorum, o da şudur ki bu kitabın en önemli bölümü ve Maria Puder'i madonna yapan bu sözleridir.


Re: Sabahattin Ali - Romanları

Tatilde ve internete uzak kalmanın sıkıntısı içinde de olsam elimden geldiğince internete girmeye en azından yazıları okumaya çalışıyorum. Romanlar üzerindeki fikir alış verişi de gayet verimli. Resim için teşekkürler, zihnimde canlandırdığım bu tip bir resim değildi. KMM taraftarlığımı destekleyen bir alıntı:

""
Gerçekçiliğin en başarılı örneklerini vermiş olan bu olağanüstü duyarlı yazarın, "Kürk Mantolu Madonna" kitabı, yalnız tüm zamanların en hüzünlü aşk öyküsü olmakla kalmaz, aynı zamanda, edebiyatımızın en başarılı psikolojik anlatılarından da birisidir. Yenilmiş, silik, içine kapanmış bir insan kişiliği üzerine yapılmış çözümlemeler, o kişiliğin ardındaki çok zengin bir duygu ve düşünce dünyasının tasviri, kullandığı dilin sadeliği ve güzelliği, "Kürk Mantolu Madonna"yı bugün de okunur, güncel kılan özellikler. Yazarın nitelemesi ile, bu "uzun hikaye" bizlerde zaman duygusu hissettirmekte olağanüstü başarılı. Hızlı bir tempo ile giden ilk bölüm, Raif'in gençliğini ve duygularını aynen yansıtır. Önce yabancı bir ülkeye gelmenin çekingenliği ile geçen ağır tempo, onun aşkı bulması ile hızlanıverir. İkinci bölüm ise, kendini bu taşra kasabasına mahkum etmiş bir insanın yaşamına, taşradaki zaman akışına uygun olarak durağanlaşır; beklenecek bir şey yoktur, değişecek bir hayat yoktur; beklenen son ölümdür... Ve yazar, bu dingin yaşam ile sözdizimi arasındaki uyumu yakalar. Ancak böylelikledir ki, okuyucu o canlı, umut dolu gençliğin yerini tükenmiş, nihilist bir yaşamın almasının trajedisi ile duygudaşlık edebilir.

Öykü, klasik Yunan trajedilerinin temel bir özelliğini taşıyor. Önce bir hazırlık dönemi, ardından gelen mutluluk ve onu takip eden yıkım. Tüm bu süreç, yani mutluluğun ardından gelecek felaket, yine trajedilerin yapısına uygun olarak, öykünün çatılışı nedeni ile önceden haber verilmiştir. Zaten felaketin kaçınılmazlığının bilgisidir trajedinin etkisini arttıran. "Kürk Mantolu Madonna", asıl etkisini "son" yazısı ile birlikte gösteriyor. Ağzımızda kalan buruk bir taddır. Keşke dersiniz; keşke öyle olmasaydı, keşke savaş çıkmasaydı, keşke kızını gördüğünde donup kalmasaydı, keşke... Keşkeler sürüp gidecektir, ama hiç bir motif, Holywood veya Yeşilçam melodramlarındaki rastlantısallıklarla benzer değildir. Evet, rastlantılar bu yaşam trajedisini belirlemiştir, ancak, bu rastlantılar bütünüyle toplumsal, siyasal, ekonomik nedenlerin üzerinde yükselir. Aslında onlar zorunluluklardır.

kaynak


Re: Sabahattin Ali - Romanları

Öykü ya da romanlarda mekân Ankara olunca bir merak alıyor beni, anlatılan yer neresi diye. Sabahattin Ali'nin mekânı tarif ettiği bölümlerde nedense Ali değil de Dostoyevski okuyormuşum gibi bir duyguya kapıldım.

Kürk Mantolu Madonna'da da Ankara caddeleri, sokakları tarif ediliyor.

""
Hademelerden biri İsmet Paşa Mahallesi'ndeki evi tarif etti. Mevsin kış ortalarıydı. Erkenden karanlık çöken sokaklarda yürümeye başladım. Ankara'nın asfalt döşeli yollarına hiç benzemeyen bozuk kaldırımlı dar mahalleleri geçtim. Birbiri arkasına yokuşlar ve inişler vardı. Uzun bir yolun sonunda, adeta şehrin bittiği yerlerde, sola saptım ve köşedeki kahveye girerek evi öğrendim: Taş ve kum yığılı arsaların arasında tek başına duran iki katlı, sarı boyalı bir bina.

""
"Geriye dönerek kenarları çamurlu asfalt üzerinde Keçiören istikametinde yürüdüm. Yolun iki tarafında evvela otomobil tamir atölyeleri, basık salaş kahveleri vardı. Sonra sağ tarafta, tepeye doğru tırmanan evler, solda, biraz çukurda, yapraklarını dökmüş ağaçlarıyla bahçeler başladı."


Re: Sabahattin Ali - Romanları

Kitabı okumak gerekiyor, teşekkürler Flowers


Re: Sabahattin Ali - Romanları

Nurten Öztürk dedi ki:
Maria Puder ve Madonna'nın Son Hayali
http://www.radikal.com.tr/ek_haber.php?ek=ktp&haberno=4380

Metinden metin üretme girişimlerine bayılan benim gibi biri için epey ilgi çekici oldu bu haber. Teşekkürler. Flowers


Re: Sabahattin Ali - Romanları

Doğan Akhanlı'nın kitabını merak ettim doğrusu. Zaman olsa da okusak.


Re: Sabahattin Ali - Romanları

Bu yazıda "Kürk Mantolu Madonna" adlı romanın içeriği hakkında bilgiler ve romanın sonuna ait ipuçları bulunmaktadır.

Nurten Öztürk dedi ki:
Maria Puder ve Madonna'nın Son Hayali
http://www.radikal.com.tr/ek_haber.php?ek=ktp&haberno=4380

Haber için teşekkürler Nurten.

Yukarıda linki olan yazı hakkında bir uyarıda bulunmak istiyorum. Yazıda alıntıda renkli olarak vurguladığım bölüm kitabın anlatımına uymuyor. Sanırım yazar Sabahattin Ali'nin cesediyle birlikte bulunan defterinde yazan "Maria puder öyle ölmedi" cümlesinden esinlenerek Doğan Akhanlı'nın yeniden kurguladığı "Madonna'nın Son Hayali" adlı kitap ile "Kürk Mantolu Madonna" kitabının karakterlerinin yaşadıklarını karştırmış.

""
"Yazıdan alıntıdır"
Peki kimdi Maria Puder? Maria Puder, Sabahattin Ali'nin 1943'te yayımlanan Kürk Mantolu Madonna romanının kahramanlarından birisidir. Hikâyesini kısaca özetliyeyim: Sabun imalatını öğrenmek için, İkinci Dünya savaşı arifesinde Berlin'e giden Türk genci Raif'i, içine kapandığı kitaplar ve düşler dünyasından, kendisi gibi duygusal yapıdaki Yahudi bir kızla yaşadığı, tutkulu bir aşk çıkaracaktır. Biri Batı'dan öteki Doğu'dan gelen iki yaşam kaçağının, iki düş insanının karşılaşmasıdır bu. Ancak kader ağlarını örmüştür. Babası ölünce yurda döner Raif, Nazilerin Yahudiler üzerinde estirdikleri baskı ve şiddet ortamı nedeniyle Maria ile iletişim de kuramaz. Kötü haberi, Maria'nın götürüldüğü toplama kampında ölmüş olduğunu, yıllar sonra Ankara garında bir Alman kadından işitecektir. Kadının yanındaki küçük kız, Maria'nındır. Yani Raif'in de kızıdır. Ne var ki, tren hareket etmiş, Raif, bir daha asla göremeyeceği kızına bir kez bile sarılamamıştır...


Re: Sabahattin Ali - Romanları

Nurten, sözünü ettiğin alıntıyı yazılan yeni romanın bir parçası gibi düşündüm, ama KMM'yi özetlemekten bahsediyor haklısın. Gene de kurguyu bilmediğimiz için... Madonna'nın Son Hayali'inde böyle toparlanmış olabilir... Bilemiyorum.


Re: Sabahattin Ali - Romanları

"Kürk Mantolu Madonna" gücünü nereden alıyor? Kitabı bu denli ayrıcalıklı yapan unsurlar ne? Bu soruların cevaplarını muhakkak ki romanı teknik olarak inceleme altına alarak verebiliriz. Ancak Maria Puder'in ve Raif Efendin'in hikayesine bir kez tanık olduktan sonra onların hayatımızın bir parçası olarak kalacaklarını, adlarını bir daha asla unutmayacağımızı söylemek romanın ya da Sabahattin Ali'nin deyişiyle bu uzun hikayenin nasıl da tesirli olduğunu kanıtlamaya yeter.
İşte romanın gücünü gösterdiği yerlerden birisi de romandan bahsederken "etkili" kelimesi yerine "tesirli" diyivermem. Kitap aklıma geldikçe bu tür kelimeleri kullanma eğilimi gösteriyorum. Sanki yanı başımda Raif efendi duruyormuş gibi.


Re: Sabahattin Ali - Romanları

Kürk Mantolu Madonna okurlarına ne oldu? Henüz okumayanlara olay akışı konusunda daha fazla ipucu vermemek adına paylaşımlarıma ara verdim;ancak bu defa da ben uzaklaştım konudan. Gene de bekliyorum.


Re: Sabahattin Ali - Romanları

Nurten Öztürk dedi ki:
Kürk Mantolu Madonna okurlarına ne oldu? Henüz okumayanlara olay akışı konusunda daha fazla ipucu vermemek adına paylaşımlarıma ara verdim;ancak bu defa da ben uzaklaştım konudan. Gene de bekliyorum.

Bence sen paylaşımlarına hiç ara vermeden devam et. Kürk Mantolu Madonna'yı zaten bütün forum kullanıcıları okumayacaklar, hiç olmazsa okumuş olanlar arasındaki değerlendirmeler sekteye uğramasın. Good


Re: Sabahattin Ali - Romanları

nurten öztürk dedi ki:
Kürk Mantolu Madonna okurlarına ne oldu? Henüz okumayanlara olay akışı konusunda daha fazla ipucu vermemek adına paylaşımlarıma ara verdim;ancak bu defa da ben uzaklaştım konudan. Gene de bekliyorum.

eren dedi ki:
Bence sen paylaşımlarına hiç ara vermeden devam et. Kürk Mantolu Madonna'yı zaten bütün forum kullanıcıları okumayacaklar, hiç olmazsa okumuş olanlar arasındaki değerlendirmeler sekteye uğramasın.
Roman hakkında sohbet etmek ya da roman hakkında yeni şeyler duymak romandan aldığım hazzı daha da arttıracaktır. Sevgili Nurten yeniden anımsa o Maria Puder'i ve Raif efendiyi...


Re: Sabahattin Ali - Romanları

Sanırım, Kürk Mantolu Madonna'yı benden başka, Abdullah, Ak Nurten ve Cihan okudu, doğrusu onların fikirlerini de merak ediyorum söyleyeceklerim konusunda. Giriş kısmından fazlaca etkilenip zaman zaman ortalarına doğru sıkıldığım sonuna doğru ise iyice meraklandığım bu romanın özellikle sonu çok trajik ve rastlantısal geldi bana. Son'la beraber romanın romantik yanı iyice öne çıktı.
Anlatıcı, işsiz biri olarak içinde bulunduğu ruh halini ve kısa sürede işlerini yoluna koymuş ve normal olarak(!) değişmiş, hatta iş arayan arkadaşının durumunu öğrenince biraz daha değişen arkadaşı ile karşılaşması ve devamında olanları, öyle etkileyici, öyle canlı aktarmış ki; bunu yaşamayan böyle anlatamaz, bunları hissedemez, bunca arıntıyı göremez, dedirtiyor.Karşılşaılan durum, olay ve kişi zaman zaman tavırlar ile zaman zaman kişinin kendi sözleri ile zaman zaman da anlatıcının direkt yorumları ile tahlil edilmiş; yani öyle uzun uzadıya tanımlamalara çözümlemelere girilmemiş bu da kanımca öyküyü daha canlı kılmış. Öykü dedim, çünkü bana göre anlatıcının işe girdiği bölüme kadar olan kısım bağımsız bir öykü olsa ne romandan ne de kopan öyküden bir şey eksik olurmuş.


Re: Sabahattin Ali - Romanları

Nurten romanın YKY baskılarındaki Alev Alatlı önsözünde, roman değil uzun öykü kavramı kullanılmış.


Re: Sabahattin Ali - Romanları

Cihan Başbuğ dedi ki:
Nurten romanın YKY baskılarındaki Alev Alatlı önsözünde, roman değil uzun öykü kavramı kullanılmış.


Sanırım bu konu:öykü -roman ayrımı da öykü-kısa öykü ayırımı kadar karmaşık bir konu bana göre. Ben de romandan ziyade öykü olduğunu düşündüğümü farkettim; ama sebebini sorunca, kendimi ikna edici ölçütler/ayrımlar koyamadım; pratik yoldan kıyaslamaya gittim. Marquez'in son romanı:Benim Orospularım roman ise, ki öyle tanımlanıyor; Kürk Mantolu Maddona'da roman olarak tanımlanmalı, diyorum.


Re: Sabahattin Ali - Romanları

Öykü mü yoksa roman mı tartışmasını uzatmak istemem ama Sabahattin Ali'nin "Kürk Mantolu Madonna" adlı eserine neden uzun hikaye demiş olabileceği hakkında ki fikrimi söylemek isterim.
Öyküleme, işini kaybeden bir anlatıcının insanlar ve yaşam hakkındaki fikirleri çevresinde dönerken birden bire öykünün merkezine Raif bey ve onun Almanya'daki yaşantısı oturuyor. Hatta öykü Raif beyle son buluyor. Öykünün başında yaşama karşı duruşunu ve ve bu duruşunun felsefi sebeplerini detaylarıyla dinlediğimiz anlatıcının öykünün sonunda sıradan bir anlatıcıdan farkı kalmıyor. Öykü içinde bir çok karakter öyküye dahil ediliyor ancak bunların yaşadıkları süreçler derinlemesine ele alınmıyor. Bu karakterler yalnızca birer dekor olarak varlar. Bu tutum yazarın asıl derdinin Raif bey ile Maria Puder arasındaki aşk olduğunu ele veriyor gibi. Öykünün başında oldukça kanlı canlı olan anlatıcı birden bire silikleşiyor ve okuyucunun da yavaş yavaş içine çekildiği bu aşk öyküsünde kendini kaybediyor. Sanırım roman yazmak için yola çıksaydı bu karakterleri daha detaylı tanımlar ve olayları buna göre kurgulardı. Elbette bunlar benim adıma birer varsayım.


Re: Sabahattin Ali - Romanları

Ak Nurten

nurten aksakal dedi ki:
"Kürk Mantolu Madonna" gücünü nereden alıyor?

Kürk Mantolu Madonna'nın bendeki etkisi sabahattin Ali'nin özellikle Raif Efendi gibi içedönük, sıradan " Hatta pek alelade, hiçbir hususiyeti olmayan, yüzlercesini görüp de bakmadan geçtiğimiz" insanlardan birinin iç dünyasına yönelerek, bizim bakarak göremeyeceğimiz dünyasını gene kişinin kendi ağzından bize yansıtmasındandır. Onun iç dünyasının zenginliğini görmemizdendir. Kanımca diğer yapıtlarından farkı da bu, hikâyelerini çoğunlukla olaylar aracılığı ile anlatan yazarın bu hikâyesinde kişileri kendi ağızlarından kendilerini anlatmışlar fazlasıyla iç dünyalarına ve düşüncelerine yönelmişler. Bu yönelim bana göre zaman zaman sıkıntı da doğurmuştur. Birbirine aşık olup olmadıklarından zaman zaman kuşku duyulabilecek iki kişinin uzun uzun konuşmaları, neredeyse yalnızca düşünceyle yaşamaları özellikle Maria Puder karakterinin gerçekliği konusunda da zaman zaman okuru kuşkuya düşürebiliyor. Raif efendi gerçekleştikçe Maria Puder tabloya dönüyor/dönüşüyor.
Yazar, Raif Efendi ile Maria Puder üzerinden, kadın erkek ilşkisi/birlikteliği nasıl olmalıdır'ı tartışıyor. Burada öne çıkansa kadının biraz önde tutulması.


Re: Sabahattin Ali - Romanları

Ben Kürk Mantolu Madonna'nın Sabahattin Ali'nin ilk dönem öyküleriyle akraba olduğunu düşünürüm. Ancak bu ilk dönem öykülerden daha inandırıcıdır Kürk Mantolu Madonna. Gücünün de biraz bu inandırıcılığa yaslandığını düşünüyorum. İlk dönem öykülerinde de rastladığımız, "Yok canım, bu kadar da olmaz artık," denilecek olaylara insanı inandırabilmesindedir bence Kürk Mantolu Madonna'nın gücü.


Re: Sabahattin Ali'nin Romanları

abdullah şahin dedi ki:
""
Kürk Mantolu Madonna' yı henüz bitirmedim ama gene de şunu söyleyebilirim her iki romanda da giriş kısmı romanın devamına göre çok daha güçlü. Tahliller, tasvirler öylesine özenli, incelikli oluşturuluyor ki devamını okumak zorunda bırakıyor. Yusuf'un anne babasının ölümü, Yusuf'un ölüm karşısındaki tavrı roman boyunca hep aklımdaydı, sonrasında da en çok o kaldı. Aynı şeyi KMM için de söyleyebilirim. Bazı yazarlar son'ları güçlü kurar örn Çehov, Bekir Yıldız; Sabahattin Ali ise bana göre bunun tersini yapıyor, hikâyeye daha güçlü başlıyor.

KMM hakkında daha sonra detaylı bir şeyler yazmak istiyorum. Şimdilik romanı ikinci okuyuşumda Nurten'in bu sözlerine hak veriyorum. Özellikle Raif'le Maria Puder arasındaki ilişki şekillenirken, ikilinin diyalogları gitgide sarkmaya başlıyor. Kimi yerlerde yazar, iyiden iyi özensiz davranıyor. Bu konuda ilkin şunu örnek vereyim:

""
"... Dün yanınıza geldim. Beni evime götürmenizi istedim. Bugün beraber gezmeyi teklif ettim. Akşam yemeğini beraber yiyelim dedim. Adeta size musallat oldum. Fakat sizi sevmiyorum. Deminden beri hep bunu düşündüm. Hayır, sizi de. Ne yapayım? Sizi belki hoş, cazip buluyorum, belki de şimdiye kadar tanıştığım erkeklerin hepsinden ayrı taraflarınız olduğunu görüyorum, ama bu kadar. Sizinle konuşmak, birçok şeylerden bahsetmek, münakaşa, kavga etmek. Darılmak, tekrar barışmak, bunlar beni muhakkak ki memnun edecek. Fakat sevmek? Bunu yapamıyorum..."

Maria Puder, karakterinin ifade ettiği bu sözler bana hiç de Alman bir kadının anlatımı, mantık silsilesi, duygu dünyası gibi gelmiyor. Bu sözler "Sergüzeşt, Aşk-ı Memnu, Eylül" türünden ilk romanlarımızda karşımıza çıkan kadın karakterlerin ifadeleriyle hemen hemen aynı. Bu yapıtlardan aşina olduğumuz kadınların duygu dünyalarına çok yakın. Bizdeki yerel romantizmi yazar, farkına varmaksızın, içselleştiremediği bu karaktere uygulamış. Romanın kimi yerlerinde, Alman bir kadın değil de İstanbullu bir hanım konuşuyormuşçasına bir hava estiriliyor. Böylece romanın özellikle bu bölümlerindeki inandırıcılık benim için maalesef zedeleniyor.

Kaynak: Ali Sabahattin, Kürk Mantolu Madonna,Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2008:96

Uzun zaman önce yazılmış bir konuya yorum yazmakta biraz tereddüt ettim ama şu sıralar Sabahattin Ali okuduğum için naçizane fikirlerimi yazmak gereği hissettim. Yukarıda yazılan yorumları okudukça okuduğum KMM hakkında bazı yeni bakış açıları da edindim. Ancak Abdullah Bey'in alıntıladığım fikrine katılamadım. Çünkü Maria Puder karakterinin söyledikleri, özellikle;
''Fakat sevmek? Bunu yapamıyorum...Şimdi ne diye durup dururken bunları söylediğimi merak edersiniz...Dediğim gibi, başka şeyler bekleyerek ileride bana darılmayınız diye... Size ne verebileceğimi şimdiden bildireyim ki, sonra sizinle oynadığımı iddia etmeyesiniz:Ne kadar başka olursanız olun, gene erkeksiniz... Ve bütün tanıştığım erkekler bunu, yani kendilerini sevmediğimi, sevemediğimi anlayınca, büyük bir teessür, hatta hiddetle beni terk ettiler...

Evet az biraz romantizm kokan cümleler olmasına rağmen, hiç bir eski dönem Türk romanında kadınlar bu kadar cesur, bu kadar dirayetli değildir, özellikle erkeklere karşı. Maria bir Türk karakter olarak resmedilseydi belki zihnimizde (o dönem için özellikle) daha kendini ispatlamış, dünyaya boş vermiş, umursamaz bir karakter olarak cisimleşebilirdi. Sanki Alman oluşuyla belirtilen özellikler beklenilir şeylermiş gibi algılanıyor zannımca.