UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Raymond Carver - Popüler Mekanik

30 Haz 2011
Barış Acar

Bugün, hayretle, şimdiye dek Uzun Hikâye'de hiç Raymond Carver okumamış olduğumuzu fark ettim. Yusuf Eradam'ın doyum olmaz çevirisiyle...

Kaynak: http://www.yusuferadam.com/ingoyku.html

Kategori:

Re: Raymond Carver - Popüler Mekanik

Öykü hakkında konuşmaya başlamadan önce çeviri hakkında gözüme çarpan iki şeyi dile getirme istiyorum. Bütün çeviriyi özgün metinle karşılaştırmadım. O nedenle bu konuya yeniden dönmek gerekebilir.

""
In the scuffle they knocked down a flowerpot that hung behind the stove.

""
İtiş kakış sırasında ocağın arkasında asılı duran bir saksı içindeki çiçeği devirdiler.

Özgün metinde saksının içinde bir çiçek olduğuna dair bir imâ yok. Fakat çeviride 'saksı içinde bir çiçek' betimlenmiş. Bunun öykü hakkındaki algıyı değiştirdiği düşüncesindeyim.

""
In this manner, the issue was decided.

""
Böylece, gereği düşünüldü.

Özgün metne bakma ihtiyacı hissetmemin esas nedeni bu son cümleydi. Türkçesi bir "dava"yı çağrıştıyor bana (çünkü 'gereği düşünüldü' ifadesi yalnızca mahkeme kararları için kullanılır bizde). İngilizcesinde ise böyle belirgin bir çağrışım algılamıyorum. Belki de ben yanılıyorum.


Re: Raymond Carver - Popüler Mekanik

Oldukça sıkı dokulu bir hikâyeyle karşı karşıya olduğumuzu düşünüyorum. Çeviriyle ilgili konuyu sonraya bırakarak şimdilik öykü hakkında bir iki kelam etmek istiyorum.

Kafama takılan ilk soru öykünün başlığı oldu. Bu öykünün adı neden 'Popüler Mekanik'? Gördüğüm kadarıyla ABD'de bu isimle yayımlanan bir dergi var: Popular Mechanics. Ama ikisi arasında bir ilgi olup olmadığını pek kestiremiyorum. Biraz daha araştırınca bu öykünün daha sonraki seçkilerde "Little Things" ("Küçük Şeyler") adıyla yayımlandığını öğrendim. Hâlâ öykünün ilk adının öyküyle ilişkisi üzerine düşünüyorum...

Öyküde dikkatimi çeken bir başka şey, "mevsim geçişi" oldu. Karlar eriyor, Kıştan bahara giriliyor. Ama henüz yaza çok var. Bu geçişin (ve henüz havaların karanlık olmasının) öykünün dramatik yapısında önemli olduğunu düşünüyorum. Bunun gibi, öykü boyunca ışığın gittikçe azalmasının, deyim yerindeyse kadınla adamın gözünün kararmasının psikolojik atmosferi iyi yansıttığı kanısındayım. Havanın kararmaya başlaması, sonra adamın ışığı kapatması, derken mutfak penceresinin ışık sızdırmaması...

Tabii bir de yatağın üstündeki resimden kadının kucağndaki bebeğe geçiş var ki biraz kafamı karıştırıyor. Kadın yatağın üstünden resmi alıyor, ama kavga sırasında kucağında resim değil bebeğin kendisi var. Bunu ilk önce "öznel bakış açısı" gibi değerlendirip, çiftin bir resim çerçevesini sahiplenmek konusunda kavga ettiğini düşündüm (çünkü bebek ölmüştü ve bu ölüm ilişkiyi derinden yaralamıştı). Fakat, adam valizini hazırlarken kadının resmi bırakıp kucağına bebeği almış olabileceği ihtimali de geldi aklıma. Eğer öyleyse çevirideki son cümlenin bir davayı çağrıştırması da mantıklı göründü. Zira çift arada kalan bebeği hiç düşünmeden hırsla kavga ediyorlar (belki de çocuğu öldürüyorlar -tıpkı saksıyı kırdıkları gibi-).


Re: Raymond Carver - Popüler Mekanik

Son cümledeki yargı Tevrat'ta "Süleyman'ın hükmü" olarak anılan hikâyeye bir gönderme içeriyor. Yusuf Hoca'nın çeviri tercihinin bu "yargılama" meselesi yüzünden olduğunu sanıyorum. Sahih bir kaynaktan Tevrat hikâyesine ulaşamadım. Ama şu adreste (s.85) Buhari'nin bu hikâyeyi hadis haline getirdiği biçimi var.


Re: Raymond Carver - Popüler Mekanik

İlgili bölümü alıntılıyorum:

""
(Vaktiyle) iki kadın ve kadınlarla berâber onların iki oğlan çocukları vardı. Bunlar (yolda giderken) kurt gelerek bunlardan birisinin (büyük kadının) çocuğunu hemen kapıp gitmiş. Bunun üzerine (çocuğunu kurt kapan büyük) kadın eşi (küçük) kadına kurt senin çocuğunu götürdü, der. Öbür kadın da: hayır, senin çocuğunu götürdü, der. Nihâyet bu iki hasım muhâkemelerini Dâvud`a arzederler. O da oradaki büyük kadına hükmeder. (Kurdun kaptığı çocuk küçük kadına âit olur). Bunlar muhâkemeden çıkıp Dâvud`un oğlu Süleymân`a giderler. Ve (babasının hükmünü istinâfen) ona bildirirler. O da: haydi bana bir bıçak getiriniz! Çocuğu iki kadın arasında paylaştıralım, demiş. Bunun üzerine küçük kadın: Aman öyle yapma, Allah sana rahmet etsin! Çocuk bu kadınındır, demekle Süleymân da çocuğun küçük kadına âit olduğuna hükmetmiştir. (Sahih-i Buharî: 1394)

Luis Buñuel'e yaraşır bir hikâyeymiş Smile


Re: Raymond Carver - Popüler Mekanik

Şurada öykünün son cümlesinde kullanılan 'decide' (karar/hüküm verme) kelimesinin Latincedeki kökenine işaret edilmiş. Merriam Webster'da şöyle açıklanmış:

""
Middle English, from Latin decidere, literally, to cut off, from de- + caedere to cut

Karar vermek 'kesmek' kelimesinden türüyor bu durumda.


Re: Raymond Carver - Popüler Mekanik

Süleyman'ın Hükmü hikâyesinin Tevrat ve İncil yorumlarına ilişkin Wikipedia'da ayrıntılı açıklamalar var: Judgment of Solomon


Re: Raymond Carver - Popüler Mekanik

eren dedi ki:
Luis Buñuel'e yaraşır bir hikâyeymiş

Eren bunu farkında olarak mı söyledi bilmiyorum ama... Bunuel and King Solomon's Table Smile

Bu arada, yine Eren'in linkini verdiği Ali Nihat Eken'in blogundaki Study Guide for “Popular Mechanics" çalışmasındaki sorulara biz de cevaplarımızı hazırlasak öykü incelemesi adına güzel bir çalışma olur diye düşündüm.


Re: Raymond Carver - Popüler Mekanik

Barış Acar dedi ki:
eren dedi ki:
Luis Buñuel'e yaraşır bir hikâyeymiş

Eren bunu farkında olarak mı söyledi bilmiyorum ama... Bunuel and King Solomon's Table Smile


Haberdar değildim o filmden Smile Esasında hikâyenin (yukarıya alıntıladığım) Türkesinde çocukların daha bebek olduğu (birbirinden ayırt edilemeyecek kadar küçük oldukları) pek iyi anlaşılmıyordu. Biraz da o nedenle olayı absürd bulmuştum.


Re: Raymond Carver - Popüler Mekanik

Ali Nihat Eken'in blogundaki sorular üzerinden giderek öyküdeki kimi noktalara değinmek istiyorum. Vakit buldukça küçük küçük notlar şeklinde ilerleyeceğim.

İlk soru -Eren'in de değindiği noktaya- öykünün adının neden Popüler Mekanik olarak (bir dergi ismine yönelik) seçildiğine yöneliyor.Bence bu konu ancak öyküyle ilgili diğer noktalar gözden geçirildikten sonra, en sonda cevaplanacak cinsten. O yüzden şimdilik atlıyorum.

İkinci soru, anlatıcının neden karların eriyerek kirli sulara karıştığını vurguladığını soruyor.

""
O gün erkenden hava değişti ve kar eriyip kirli sulara karıştı. İnce ince erimiş kar ırmakları arka
bahçeye bakan omuz yüksekliğindeki minik pencereden aşağıya doğru akıyordu.

Arka arkaya gelen iki cümle, saflıkla özdeşleşmiş karları önce kirli sulara karıştırıyor. Sonra da neredeyse odanın içine akıtıyor. Bu akış önemli. Çünkü "omuz yüksekliğindeki pencereden" vurgusu, bana kalırsa, vaftiz çağrışımları taşıyor. Temiz suyla yapılan ve sembolik olarak arındırıcılık işlevi gören vaftiz burada "kirlenmiş" sularla birlikte gerçekleşiyor ve böylece ironi yaratıyor.

Öyküyü daha iyi anlayabilmek adına şuradaki notlar da değerlendirilebilir: Symbolic Significance in the Stories of Raymond Carver - Daniel W. Lehman


Re: Raymond Carver - Popüler Mekanik

Basit ama iyi ifade edilmiş bir açıklama:

""
The fact that it is "getting dark on the inside too" shows that things such as daylight, happiness, love and a relationship are coming to an end and things such as darkness, anger, sadness, and hatred are beginning.

Kaynak


Re: Raymond Carver - Popüler Mekanik

Barış Acar dedi ki:
Basit ama iyi ifade edilmiş bir açıklama:

""
The fact that it is "getting dark on the inside too" shows that things such as daylight, happiness, love and a relationship are coming to an end and things such as darkness, anger, sadness, and hatred are beginning.

Kaynak


Gerçekten basit ve iyi ifade edilmiş olduğunu sanıyorum:Smile)))


Re: Raymond Carver - Popüler Mekanik

Kadın neyse ama adam bavulu kadar katı ve köşeli görünüyor.
Gereğini kim düşünüyor anlamadım; ama anne ve baba düşündüyse çocuk ikiye bölünmüş olmalı.


Re: Raymond Carver - Popüler Mekanik

Dediğiniz gibi "Ama içerde de hava kararıyordu." cümlesi öykünün bütün atmosferini önceler gibi. Bana kalırsa bu durum sonu hakkında iyimserliğe pek yer bırakmıyor.

Dikkatimi çeken bir nokta "Ocağın üzerinden uzanıp ellerini bebeğe kenetledi." kısmı oldu. Burada Carver bize bir tehlikeyi, daha da önemlisi adamın gözü dönmüşlüğünü mü sezdirmeye çalışmış? Bu detay, zaten yüksek olan gerilimi benim gözümde arttırdı.

Son cümleye gelirsek edilgen fiil kipinin bahsedildiği gibi hukuki bir anlamla (İngilizce bağlamı tam çıkartamadım, çeviri üstünden gidiyorum.) kullanılmasını sahiden de anlatıcının bir hakemlik, yargıçlık konumuna veriyorum. Öykü boyunca iki taraf arasında gidip gelen denge sonunda kimsenin (a)lehine olmayan, belirsiz bir hükme bağlanıyor. Dergi konusunda bir yorum yapamam. Fakat bu şekilde okunduğunda bir basit makine fiziğini görebiliyoruz sanırım, dolayısıyla Carver'ın seçtiği ilk isim şiddet ve ölümün kantarın iki ucunda sinsice gidip geldiği bir çeşit teraziyi imliyor.

Carver'ın çoğu öyküsünde söyleşilerinin de etkisiyle onun kendi aile hayatı gözümün önünde beliriyor. Acaba eleştirilerde hiç böyle bir bağlantıya değinilmiş mi?


Re: Raymond Carver - Popüler Mekanik

doruk cansev dedi ki:
Carver'ın çoğu öyküsünde söyleşilerinin de etkisiyle onun kendi aile hayatı gözümün önünde beliriyor. Acaba eleştirilerde hiç böyle bir bağlantıya değinilmiş mi?

Ben böyle bir noktaya rastlamadım. Öykülerinde yaşantısıyla bağlar neymiş merak da ettim şimdi.


Re: Raymond Carver - Popüler Mekanik

Nurten Öztürk dedi ki:
Kadın neyse ama adam bavulu kadar katı ve köşeli görünüyor.

Adam da kadın da dünyayı göremeyecek kadar köşeliler. Kendi karanlıkları o kadar güçlü ki, ne odanın karanlığını görebiliyorlar ne de bebeğin çığlıklarını duyabiliyorlar. İçinde yeşerdikleri dünya gibi mekanik hırıltılar çıkararak işleyen ilişkilerinin sert köşeleri bebeği çizik çizik ediyor da umurlarında olmuyor.


Re: Raymond Carver - Popüler Mekanik

Barış Acar dedi ki:
doruk cansev dedi ki:
Carver'ın çoğu öyküsünde söyleşilerinin de etkisiyle onun kendi aile hayatı gözümün önünde beliriyor. Acaba eleştirilerde hiç böyle bir bağlantıya değinilmiş mi?

Ben böyle bir noktaya rastlamadım. Öykülerinde yaşantısıyla bağlar neymiş merak da ettim şimdi.

Ateşler'de açıkça öyküyü o temel üstüne kurmasa, hatta karakterin evli olduğundan bahsetmese bile sanki karısıyla yaşadığı bir şey üstüne geçip kaleme almış gibi hissettiğim öyküler vardı. En azından zamanında öyle bir şey yaşamış, hissetmiş. Avlanmak için dağa çekilen adamın resepsiyoncu kızla ilişkisi bile bana fazla sahici görünmüştü. Her yazarda böylesine rastlanır, belki büyük de bir başarıdır ama röportajları kitabın üstüne sıcağı sıcağına okuduğum için benim bakışım biraz bu noktaya güdülendi. Genç yaşta evlilik ve hayatın yükü yazmaya başlayana kadar insanı sanıldığından çok etkiler diye düşünüyorum. Çocuğun doğumu sırasında da bu öyküyü kuracak küçücük bir kıvılcım bile çakmış olabilir, yine de muhtemelen bunun kurgu üstüne yapılan spekülasyonlarda hiçbir etkisi yoktur. Sırf kendi yüklediğim anlam.


Re: Raymond Carver - Popüler Mekanik

Dün odamdaki gitarın başucu lambamı düşürmek üzere olduğunu fark etmem öyküde gerilim konusunu düşünmeme yol açtı. Özellikle de bu örnekte. Yani kablonun tam ortasına basıyordu, fark etmesem ya fiş çıkacak ya da lamba kırılacaktı. Carver da iki -karşıt olmayan- ucun arasında bir bebek fırlatıyor ve dengeleri güderek bizde sürekli bir düşme hissi oluşturuyor.

Sitede biraz durgunluk var sanırım, yaz halleriyle mi ilgilidir acaba?


Re: Raymond Carver - Popüler Mekanik

doruk cansev dedi ki:
Sitede biraz durgunluk var sanırım, yaz halleriyle mi ilgilidir acaba?

Bitmeyen yaz. Smile


Re: Raymond Carver - Popüler Mekanik

Herkese merhabalar.Carver'ın öyküsünü uzun bir aradan sonra tekrar okudum ve analiz etmem gerekiyor.Fakat hikayenin başıkla ilgisini hala çözemedim.Yorum ve düşüncelerinzle yardımcı olursanız sevinirim teşekkürler.