UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Peter Bichsel - Katlar

22 Haz 2009
Barış Acar

""
Geçici olarak, bir ev düşünülebilir, dört katlı, katları birbirine bağlayan ve birbirinden ayıran merdivenli, kiremit damlı; bir ev. Cadde üzerinde, pahalı arsa üzerine diğerlerinin arasına sıkıştırılmış, pencereleri caddeye bakan, girişi arka bahçeden bir ev.

Giriş katında kimse oturmuyormuş. Kimse görülmemiş şimdiye kadar giriş katında. Giriş katında da aynı kahverengi kapı, çatlamış cilası, buzlu camları, mavi çizgili perdeleri. Giriş katta belki de kimse oturmuyordur.

Birinci kat: Kahverengi kapı, çatlamış cilası, buzlu camları. Burada birileri oturuyor.

İkinci kat: burada da birileri oturuyor.

Üçüncü katta da birileri oturuyor.

Birileri evden taşındığında, birileri eve taşınır. Birinci gün koku hissedilir, sarmısağa olan düşkünlüğün kokusu veya makinistin yağ, marangozun talaş kokusu, daha sonra belki de bir de ufaklığın kundak kokusu, ama sonra, hem de üçüncü günde bu koku evin bir parçası olur, ev yine de o dört katlı ev olur.

İkinci katta yine birileri oturuyor.

Kapı tabelaları değiştiriliyor.

Telefoncu, altta, girişteki kutuyu açıyor, bağlantıyı değiştiriyor, küfür ediyor, tekrar değiştiriyor, sonra gidiyor.

Belki de giriş katında birisi oturuyorddur.

İlkbaharda, 4 Nisan'da örneğin, güneş ikinci ve üçüncü kat arasındaki merdivene bir im yansıtır, bu, geçen yılınkinin aynısıdır.

Üçüncü kattaki kız, ikinci katın kapısını tıklatır ve kadına utangaç ve saygılı bir şekilde, üçüncü kattan ikinci katın balkonuna düşürdüğü topunu mümkünse almak istediğini söyler.

Çatı katı tahta perdelerle bölünmüştür, her kata ait bir bölüm var, her bölüm asma kilitle güvence altına alınmıştır, buraya mutlaka eski somyalar kaldırılır, fotoğraf albümleri ve günlükler, aynalar.

Birileri, iki haftada bir çatı katını süpürür.

Kapıdan satıcılar önce en üst katın ziline basmayı alışkanlık edinmişlerdir, en üst katta hâlâ birilerinin oturup oturmadığını sorduktan sonra aşağı inerler, ikinci katın ziline basarlar ve sonra birinci katın, sonra giriş katının. Umut, merdiven çıkmayı kolaylaştırır, hayal kırıklığı ile sadece aşağı inilir. Kapıdan satıcıların işleri evlerle ilgilidir.

Ormancıların işi ormanla. Kadınların beklemektir.

Evler evlerdir.

BICHSEL, Peter. Aslında Bayan Blum Sütçüyü Tanımak İstiyordu, (Çev.Perihan Anaç), İstanbul, Kabalcı Yayınları, 1995: 9-10.

Kategori:

Re: Peter Bichsel - Katlar

İlginç, ilginç olduğu kadar da güzel bir öykü.


Re: Peter Bichsel - Katlar

Şiir zevki veren bir öykü. Evler konusunda Behçet Necatigil'in şiirini anımsattı bana.

""
Evler

İnsanlar yüzyıllar yılı evler yaptılar.
İrili ufaklı, birbirinden farklı,
Ahşap evler, kâgir evler yaptılar.
Doğup ölenleri oldu, gelip gidenleri oldu,
Evlerin içi devir devir değişti
Evlerin dışı pencere, duvar.

Vurulmuş vurgunların yücelttiği evlerde
Kalbi kara insanlar oturdu.
Gündelik korkuların çökerttiği evlerde
O fıkara insanlar oturdu.

Evlerin çoğu eskidi gitti tamir edilemedi
Evlerin çoğu gereği gibi tasvir edilemedi.
Kimi hayata doymuş göründü,
Bazıları zamana uydular.
Evlerin içi oda oda üzüntü,
Evlerin dışı pencere, duvar.

Evlerde saadetler sabunlar gibi köpürdü:
Dışardan geldi bir tane, nar gibi,
Arttı, eksilmedi.
Evleri felaketler taunlar gibi süpürdü:
Kaderden eski fırtınalar gibi,
Ardı kesilmedi.

Evlerin çoğunda dirlik düzen
Kalan bir hatıra oldu geçmişte.
Gönül almak, hatır saymak arama.
Evlatlar aileye asi işte,
Bir çığ ki kopmuş gider, üzüntüden.
Evlerde nice nice cinayetler işlendi,
Ruhu bile duymadı insanların.
Dört duvar arasında aile sırları,
Bunca çocuk, bunca erkek, bunca kadın
Gözyaşlarıyla beslendi.

Küçükler, büyük adam yerine evlerin kiminde:
Çocukları işe koştu kalabalık aileler.
Okul çağlarının kadersiz yavruları
Ufacık avuçlardan akşamları akan ter,
Tuz yerine geçti evlerin yemeğinde.

İnsanların kaderi besbelli evlere bağlı:
Zengin evler fakirlere çok yüksekten baktılar,
Kendi seviyesinde evler kız verdi, kız aldı
Bazıları özlediler daha yüksek hayatı,
Çırpındılar daha üste çıkmaya
Evler bırakmadılar

Yeni yeni tüterken ocakların dumanı
"Kadın en büyük kuvvet erkeğinin işinde"
Erkekleri kaçtı, kadınları kaçtı
Evler dilsiz şikâyet kaçmışların peşinde.

Şu dünyada oturacak o kadar yer yapıldı;
Kulübeler, evler, hanlar, apartmanlar
Bölüşüldü oda oda, bölüşüldü kapı kapı
Ama size hiçbir hisse ayrılmadı
Duvar dipleri, yangın yerleri halkı,
Külhanlarda, sarnıçlarda yatanlar!

Behçet Necatigil
kaynak : şiir defteri


Re: Peter Bichsel - Katlar

Şiiri bilmiyordum; teşekkürler Cihan.


Re: Peter Bichsel - Katlar

Bir öyküden çok bir roman ya da öykü taslağı gibi yazılanlar. Neredeyse

""
Birileri evden taşındığında, birileri eve taşınır. Birinci gün koku hissedilir, sarmısağa olan düşkünlüğün kokusu veya makinistin yağ, marangozun talaş kokusu, daha sonra belki de bir de ufaklığın kundak kokusu, ama sonra, hem de üçüncü günde bu koku evin bir parçası olur, ev yine de o dört katlı ev olur.
satırları olmasa açık açık sevmediğimi söyleyecektim. Ancak buradaki ifade, öykünün neden böyle yarım kalmış ve hatta zaman zaman fikirlerin birbirleriyle çeliştiği bir örgüye sahip olduğunu güçlü bir şekilde anlatıyor.


Re: Peter Bichsel - Katlar

""
Geçici olarak, bir ev düşünülebilir, dört katlı, katları birbirine bağlayan ve birbirinden ayıran merdivenli, kiremit damlı; bir ev. Cadde üzerinde, pahalı arsa üzerine diğerlerinin arasına sıkıştırılmış, pencereleri caddeye bakan, girişi arka bahçeden bir ev.

öyküde bana bir şeyler çağrıştıran, anlamlı gelen satırları alıntıladım. Öykünün devamı çok dağınık geldi, ne anlatılmak isteniyor, belirsiz. Çeviride bir sorun olabilir belki. Çelişkili cümleler, farklı zamanlar... bana bir anlam ifade etmedi.

Cihan'a teşekkürler, şiir için.


Re: Peter Bichsel - Katlar

Benim öyküde hissettiğim güç de tam burada, Elif'in alıntıladığı kısım ile anlaşılmaz gelen yerler arasındaki çatışmada saklıymış gibi geliyor. Bir yandan klasik sayılabilecek bir anlatım, bir yandan karabasan gibi zamanların ve farklı yaşantıların birbiri içine geçtiği "ev"i merkez alan tedirgin edici anlatım.

Yazarın bir iki farklı öyküsünü de okuduktan sonra sanırım daha iyi anlaşılacak.


Re: Peter Bichsel - Katlar

Barış dedi ki:
bir yandan karabasan gibi zamanların ve farklı yaşantıların birbiri içine geçtiği "ev"i merkez alan tedirgin edici anlatım.

neden karabasana benzettiğini anlamadım.