UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Parçalı Gök

29 Tem 2013
Barış Acar

Şarkı da söylenir. Uçaklar pikelenirken çatının kirişlerinden. Duymamak için... Çocuk çocuktur henüz. Dili yok. Ekrana bakar. "Baba". Bomba düşer. Düşer mi? "Baba". Ölü ölür. Ölür mü ölü? Ölür. "Baba". Işıksız pencereye düşen bir parça gök. Gökten bir parça. Parçalı gök. Sonra ateşkes biter. Kuşlar! Bir tek çocuk görür.

---
Ben Olsam Nasıl Anlatırdım: Alıp okuduğum Bir Parça Gökyüzü. Aysun Kara'dan. Dinlediğim EnCanto. Mehmet Sürücü'den.

Kategori:

Re: Parçalı Gök

"pikelenirken" sözcüğüne takıldım bir süre. Geçebildim mi bilemiyorum.

Şarkı da söylenir, insanın kendi sesi, onun en büyük avutucusu, dışarıdaki dünyayı örteni,

"Çocuk" orada neden var? hem de dilsiz, "Baba, Ekran, Ölü" bunlar dil mi?

Pencere neden ışıksız, üzerine düşen bir parça gök neden bu ışıksızlığı dönüştürmemiş? gök sonsuz, gök alabildiğine değil miydi? Bu parçalılık, bu; gökten bir parça, bu çocuk.

Bir şiirin dizeleri vardı, bir zamanlar;
İmza vermelerden, çocukların öldürülmemesine, şeker de yiyebilmeleri dileklerine uzanan.

Öykü tam bir yığınak, barikat desem uymuyor. Pike, kiriş, çocuk, ekran, bomba, baba, ölü, pencere, gök, parça, "parçalı gök", kuşlar, ... sonra tekrar başa dönüyor sanki.

Uçaklar, bombalar göğü kesip biçen bıçaklar, makaslar mı yoksa?


Re: Parçalı Gök

Aysun Kara'nın linkini verdiğim öyküsüne nazire olduğu için tema üzerine çok kafa yormadım açıkçası (sakın bu yenidenyazımları bu sebeple yapıyor olmayayım - temanın yükünden kurtulmak).

"Pikelenmek" zor sözcük. Olmayan bir sözcükten çocuk gözünde bir savaşın halini dile düşürür gibi geldi.

Nazım'ın şiirini refere ettiğine göre derdine (yine tema - demek ki o kadar da yüksünmüyormuş öykü ondan) bir parça derman bulabilmiş.

Öyle...