UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Osmanlı Tarihi

09 Oca 2009
eren

Nereden kaynaklandığını şimdi hatırlamıyorum, ama son zamanlarda Osmanlı Tarihi okumak istedim. Muhtemelen bu konudaki bilgi eksikliklerimi gidermek, oradan da Cumhuriyet tarihine doğru zamanı takip etmek gibi bir saikle bu mesele düştü zihnime. Neyse efendim, ben de elimden geldiği (ve taşıma kapasitem elverdiği) ölçüde Osmanlı tarihi kitaplarından bir demet alıp koltuğumun altına okumaya başladım. Daha işin başındayım, ama iş bittikten sonra haber vermektense, belki ilgi ya da bilgi sahipleri serüvenimi paylaşmak, ona katkıda bulunmak isteyebilirler, diye düşünerek haber edeyim dedim. Elimdeki ilk kitap çıktığı günden beri hep aklımın bir köşesinde durmuş olan, ama bir türlü okuma zamanı yaratamadığım Yediyüz, Osmanlı Beyliği'nden 28 Şubat'a: Bir Devlet Geleneğinin Anatomisi (Fikret Başkaya). Bendeki kitap Özgür Üniversite Kitaplığı (Maki Basın Yayın) tarafından 2007 yılında basılmış (ilk baskısının Doz Yayınları tarafından yapıldığını anımsıyorum). Yakında kitaptan alıntıları bu başlık altından paylaşmaya başlayacağım. İlânen duyurulur.

Kategori:

Re: Osmanlı Tarihi

Yediyüz'le ilgili okuduğum tek eleştiri Attila Aytekin'in Praksis dergisinde yayımlanan kitap eleştirisiydi. Kitabı henüz bitirmeden eleştiri yazısını yeniden okumanın yararlı olacağını düşündüm. Aytekin'in itiraz ettiği noktalara geçmeden kitapla ilgili genel bir bilgi vermeye çalışayım. Başkaya'nın, kitabın alt başlığında ("Osmanlı Beyliği'nden 28 Şubat'a: Bir Devlet Geleneğinin Anatomisi") da açık ettiği temel tezi, Osmanlı ile Türkiye Cumhuriyeti arasında bir kopuş değil, bir süreklilik ilişkisi olduğu. Tezini desteklemek amacıyla Osmanlı devlet geleneğini (ve onun da Bizans devlet geleneğinden devşirdiklerini) genel hatlarıyla açıklayarak günümüze kadar gelirken, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun "devrim" demeyi hak edecek köklü bir dönüşümü beraberinde getirmediğini de söylüyor. Bu kapsamda gerek Osmanlı'nın gerekse Türkiye Cumhuriyeti'nin ekonomik ve siyasal yapıları hakkındaki çözümlerini de derinlemesine aktarıyor.

Aytekin, kitaba yönelik eleştirisini üç temelde kurgulamış. Öncelikle kitabın metodolojisinin bir "devlet geleneği" soyutlamasından yola çıkarak tarihteki kurum, uygulama ve ideolojileri tarihsel ve toplumsal bağlamlarından yalıtma tuzağına düştüğünü, ikinci olarak da Başkaya'nın Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti'ndeki üretim tarzı çözümlemelerini tutarlı bir zemine oturtmakta sıkıntı çektiğini belirttikten sonra, son olarak, süreklilik/ kopuş tartışmasında kitapta yönetici elitlerin tarihi gelişmenin tek anlamlı öznesi olarak ele alınmış olduğu ve Osmanlı'da II. Mahmut'la başlayan 'reform'/ 'yenilik' döneminin sömürgeleşme-kompradorlaşma kavramlarına indirgenerek hata edildiği eleştirisini dile getiriyor.

Yediyüz, Aytekin'in yerinde eleştirilerine rağmen dikkat çekici bir kitap. Bir yerde benim Osmanlı tarihi konusundaki okumalarımı Osmanlı'nın son dönemine, İttihat ve Terakkî'ye ve sonrasına yöneltmeme de neden oldu. Kitaptan alıntılamak istediğim bölümleri aktarmayı sonraki bir zamana bırakıyorum şimdilik.


Re: Osmanlı Tarihi

Bu konuda Niyazi Berkes'in Türkiye'de Çağdaşlaşma adlı kitabı da epey aydınlatıcı olur...


Re: Osmanlı Tarihi

Cihan Başbuğ dedi ki:
Bu konuda Niyazi Berkes'in Türkiye'de Çağdaşlaşma adlı kitabı da epey aydınlatıcı olur...

Türkiye'de Çağdaşlaşma, gördüğüm kadarıyla sıkça atıfta bulunulan bir kitap. Ne yazık ki elimin altındakiler arasında yok şu anda. Muhtemelen bir sonraki dalgada (hani Ergenekon dalgaları var ya) edineceğim kitaplar arasına şimdiden ekledim bile. Teşekkürler...
""
Uzun zamandir sahaflarda bile bulmakta güçlük çekilen, Cumhuriyet tarihine damgasini vurmus 75 kitaptan biri sayilan Niyazi Berkes?in bu basyapiti 25 sene sonra yeniden yayimlaniyor. Dünyanin en önemli tarihçileri tarafindan Türkiye tarihi için birinci kaynak olarak gösterilen kitap, ekonomik yapiya, buna bagli olarak teknik gelismelere de isik tutuyor. Alanindaki en nitelikli inceleme olarak kabul edebilecegimiz Türkiye?de Çagdaslasma, Türkiye'nin bugününü anlamasi için önemli bir kaynak. YKY'nin Niyazi Berkes'in kitaba sonradan ekledigi notlari da göz önüne alarak hazirladigi bu baski, Türkiye?nin gündemiyle ilgili herkesin kütüphanesinde bulunmasi gereken bir basyapit.


Re: Osmanlı Tarihi

""
III. Ahmet ve sadrazamı İbrahim Paşa (padişahın kızı Fatma’yla evliydi) iktidarı tam anlamıyla ellerinde tutma çabalarının bir parçası olarak, İstanbul seçkinleri üzerinde egemenlik kurmak için tüketim silahını kullandılar. Kral XIV. Louis’nin Versailles’daki sarayı gibi Lale Devri sarayında da hadsiz hesapsız lüks tüketim yapılmaktaydı -Osmanlı örneğinde tüketilen sadece lale değil, sanat, yiyecek-içecekler, lüks eşya, giysi ve inşa edilen eğlence saraylarıydı. Padişah ve sadrazam bu yeni aracı -emtia tüketimi- kullanarak, tıpkı soyluları Versailles’daki saltanat merkezinde yaşamaya ve malî bakımdan çökertici balo ve ziyafetlere katılmaya mecbur eden Kral Louis gibi, vezir ve paşa hanehalklarını kontrolleri altına almak peşindeydiler. III. Ahmet ve İbrahim Paşa tüketim konusunda İstanbul seçkinlerine önderlik etmeye çalıştılar, toplumsal merkeze örnek alınacak modeller olarak kendilerini koydular. Tüketimde başı çekerek, siyasal statülerini ve meşruiyetlerini pekiştirmeye çalşıtılar. 18. yüzyılın daha ilerki bölümlerinde, diğer padişahlar da benzer şekilde, meşruiyet ve iktidarlarını sürdürmek ve pekiştirmek için kıyafet yasalarını kullandılar. s. 82-83

Osmanlı İmparatorluğu 1700 - 1922, Donald Quataert, çev. Ayşe Berktay, 2008, İstanbul: İletişim Yayınları