UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Nezihe Meriç - Marangozdur Adı Ahmet Ustadır

15 Mar 2011
Cihan Başbuğ

MERİÇ, Nezihe.
"Marangozdur Adı Ahmet Ustadır",
Toplu Öyküler I (Bozbulanık,Topal Koşma, Menekşeli Bilinç),
İstanbul: Yapı Kredi Yayınları,
2005, s. 117, 124.

İlk basım: 1953

Kategori:

Re: Nezihe Meriç - Marangozdur Adı Ahmet Ustadır

"... gecekondularda rastladığım çirkin pembe ve yeşilleri" ne kadar özgün bir deyiş; yalnız bu ifadeyle dar bir sokak, ancak birbirine dayanarak ayakta durabiliyormuş izlenimi veren evler, bu evlerde yaşayanların iç karartan yaşantılarına inat regarenk boyanmış duvarlar, pencerelerin önünde duran yoğurt kaplarlarında açan renk renk çiçekler ve daha neler neler.. Yazar, az kelimeyle çok şey ifade etmenin güzelliğini bizlerle paylaşıyor.

Kahraman bu kez baştan sona umut dolu. Terslikler onu yıldırmıyor, yaşama sevinci içinde. Aynı zamanda babası gibi olmayan bir adam, bedenlerinin benzemezliğinin yanında hayata bakışları da ters düşüyor. Eşi, annesi gibi sessiz, içli bir kadın. Babasının kendisine ve annesine çektirdikleri anlatıcı kahramanın belleğinde yer etmiş. Mizacının yanında biraz da bu sebepten olsa gerek, eşine ve çocuklarına sevgiyle yaklaşıyor. Yanlışı erken fark edenlerden. "Kıyıp da, kızların yanaklarını okşayamam bu ellerle." ve "Ağlama ulan, vururum namussuzum!"...

Öyküde zaman, kahramanın rakı masasında sohbet ettiği kişiye şimdiki zamanda anlattıkları ve anlattıklarından hareketle kendisine, geçmişine, ailesine, yaşadığı mahalleye, çalıştığı işe dair izlenimlerini sunduğu geniş bir zamana yayılıyor. Böyleylikle kahramanı daha yakından tanıyoruz.

"Üst sınıf bütün parayı elinde tutar ve hiç vergi ödemez. Orta sınıf bütün vergileri öder ve bütün isleri yerine getirir. Fakirlerde orta sınıfı ürkütmek için vardır. Çünkü “islerine” gitmeleri gerekmektedir. Politikacılar bu kelimeyi bilirler ve sizin üzerinizde kullanırlar." (Daha önce bir metni kaydetmişim fakat dosyaya metnin adresini eklemeyi unutmuşum, bu da oradan bir alıntı.)

Orta sınıf iyimserliği, şükürcü anlayış, karmaşık düşünceden uzak kalma isteği, basit ve düzgün yaşama arzusu, küçük mutlulukların çerçevelediği bir hayat güzel bir şekilde kaleme alınmış bana kalırsa. Yalnız iki anlatım da kahraman tarafından yapıldığı için kahramanın arkadaşıyla muhabbet ettiği okuyucuya daha erken bildirilse iyi olurdu sanki. Birini okuyucuya diğerini arkdaşına anlatıyor çünkü, bu ayrımı kafam karışmadan yapabilmek isterdim.


Re: Nezihe Meriç - Marangozdur Adı Ahmet Ustadır

Ahmet Usta'nın monoloğu anlatı düzenlemesine iyi örneklerden biri bana kalırsa.

""
Durgunlaştım ya. Durgunlaşırım elbet. Önce günün yorgunluğunu getirmişliğim var eve. Yaşadığım günün tümü insanlarla dolu. Ucuz, kirli sentetik giysilerinin içinde kaynaşıp duran bir kalabalık. Yokuşlar, ara sokaklar, otobüs sahanlıkları, tıklım tıklım, işportacıların, çöplerin, sanayi dumanlarının, klakson seslerinin uğultusu var kulaklarımda. Üç kuruşa aldığım kereste, oldu yüzonüç kuruş.Eskiden.

Aldırma abi. Geçmişin adı ne? Mazi! Yenmişinki? Kuzu. Sen şimdiye bak.

Karşılıklı konuşmanın beri tarafını duyuyoruz hep. Öykünün ekonomisi gereği diğerinin konuşmalarını duymaya gerek kalmamış. Peki, yazarın sesiyle anlatıcınınki neden karışmıyor. Çünkü yazar, anlatıcıyı kendinden ayırmak için özenli davranıyor. Anlatı evreninde onun için, okuma sürecinde tanışacağımız, bir gerçeklik yaratıyor. Bizi anlatıcıyla beraber onun derdinin içinde dolaştırıyor.

Anlatının dara düştüğü yerde "geçmişe mazi, yenmişe kuzu" diyerek başındaki belayı savuşturuyor. Böylece okurla hemşeri oluyor.

Öykü teknik anlamda iki bölüme ayrılmış gibi geldi bana. Ev ve yaşantının biçimlendirildiği ilk kısımla, grev meselesinin başladığı ikinci kısım.

İlk kısımda sanki Ahmet Usta'ya biraz fazla kadın eli değiyor. Yazarın anlatıcının monoloğu için seçtiği betimlemeler, detaylardaki inceliği, Meriç'in gülümseyen yüzünü gizleyemediği yerler gibi geldi bana. Yine de öykünün asıl canlı yerleri bu kısımlar. Sümerbank işi kumaşların örttüğü yoksulluk, tırnakları dibinden kesilen kızlar, Mırnak... Grevle başlayan ikinci kısmı nispeten -çok daha iyi örneklerini okuduğumdan sanırım- zayıf buldum. Öte yandan anlatının doğasına da aykırı değil bu. Keza Ahmet Usta'nın anlatmak istediği bu değil aslında; aklına takılanı dillendiriyor sadece.

Meriç'in "ilkel" lafını öyküye yedirişi, bir bildirge, bir şamar gibi yüzümüze savuruşu ise çok ustaca. Belli ki bu sözcük için yazılmış öykü.


Re: Nezihe Meriç - Marangozdur Adı Ahmet Ustadır

""
Akşam buraya karanlık karanlık iner.

Tamlayanı da tamlamanı da kendisi olacak kadar koyu bir karanlık.