UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Metamorfoz

13 Eyl 2010
oktay

""
Bir sabah tedirgin düşlerden uyanan Gregor Samsa, devcileyin bir böceğe dönüşmüş buldu kendini. Bir zırh gibi sertleşmiş sırtının üzerinde yatıyor, başını biraz kaldırınca yay biçiminde katı bölmelere ayrılıp bir kümbet yapmış kahverengi karnını görüyordu; bu karnın tepesinde yorgan, her an kayıp tümüyle yere düşmeye hazır, ancak zar zor tutunabilmekteydi. Vücudunun kalan bölümüne oranla acınacak kadar cılız bir sürü bacakçık, ne yapacaklarını şaşırmış, gözlerinin önünde aralıksız çakıp sönüyordu.

diye başlar Kafka, Gregor Samsa’nın öyküsünü anlatmaya, bunun kadar sarsıcı okuyanı şok edici keskin ifadelerle başlayan bir hikaye var mıdır acaba? Hikayenin devamında Gregor ile yek vücut olmayan, dünyaya böcek gözlerinden bakmayı deneyimleyemeyen var mıdır? Kafka’nın dili kullanışına hayranlık duymayan?

Neyse, burada Kafka’nın üslubuna yönelik bir şeyler diyecek değilim, zaten istesem de bunu yapabilecek yetkinlikten fazlasıyla uzak olmamdan kaynaklanan içsel ses beni bir şeyler söylemekten alıkoyacaktır.Yazıda daha çok Gregor’un haline dair düşüncelerimi dillendirmeye çalışacağım, dilimin elverdiği ölçüde. Nedir Gregor’un başına gelenler? Neden metamorfoza uğramıştır, metamorfozun niteliği nedir, dönüşüm neden bir rahatsızlık verici hal almıştır? İnsanların ona karşı tutumlarının neliğine ilişkin neler söylenebilir? Kız kardeşinin konumlanışındaki değişikliklerin altında ne gibi dinamikler var?

Sabah kalktığında ilk olarak yaşananın bir tür halüsinasyon olduğunu ve tekrar uyuyabilirse normale döneceğini düşünür Gregor , ancak sonradan dönüşümün gerçekten de meydana geldiğini idrak eder.Bir yandan da böcek böcek söylenir mesleği olan pazarlamacılığa ve yaşamına:

""
Ama kim bilir, belki kapı dışarı edilmek benim için hepsinden hayırlısı olurdu. Hani anne ve babam olmasa, çoktan bırakmaz değildim bu işi.

Sonra da devam eder :

""
Anne ve babamın firmaya borcunu bir yol ödeyecek parayı biriktirdim mi - ki bu da beş, altı yıl sürer daha -, aklımdan geçirdiğim şeyi kesinlikle gerçekleştireceğim. O zaman görsünlerdi bakalım! Ama yataktan çıkmam gerekiyor şimdi, trenim beşte kalkıyor(…)

ama Gregor beş-altı yıl daha sabredememiştir, böylece Samsa böcekliğinin olumluluğunu kavramak yerine insaniyetliğe geri dönmede ısrar eder, onun çıkmazı da buradadır: “Develikten” kurtulup üzerindeki yükleri atacağına, “aslana” dönüşüp parçalayan olacağına “böceğe” dönüşüp yatağının altına sığınır Gregor, orada kız kardeşinin getirdiği "sağlıklı" yiyeceklerin kokuşmuşluğuna tahammül etmeye uğraşır.

Öyküde böceklik bir yandan da "olması gerekenlik" şeklinde kurgulanan durumdadır kanımca, Gregor yaşamındaki “insani yönlerden”, “insanca, pek insanca olandan” rahatsızlanmış ve bundan dolayı da dönüşmüştür, ancak bu dönüşüme hazır olmayan Samsa’nın kendisi dahi , metamorfozdan sıkıntı duyar, o hala insaniden kendini kurtaramamıştır. İnsanların böceklere yaklaşımının farklılık göstermesi ise zaten beklenmemektedir : Böcek her halükarda ezilmesi , ilaçlanması gereken bir haşarattır insan için: Böylece ona en yakın olan kardeşi dahi bir süre sonra uzaklaşmaya başlar Samsa’dan.

Bu arada kardeşi ona en yakın olandır, çünkü o sisteme tam olarak dahil olmamıştır, Gregor’dan sonra hikayedeki "en böcek insan” kız kardeştir, bu nedenle Gregor ile hala ilgilenmektedir. Onun hala geleceğe yönelik hayalleri vardır, tam anlamıyla insan değidir.Ancak daha sonra o da ağabeyini yüz üstü bırakacak, Gregor ile ilgilenme, onun bakımı işi bir hizmetçiye bırakılacaktır. Burada Deleuze ve Guattari’nin, Samsa ile kız kardeşin kopuşlarını Gregor’un muhafazakarlığına bağlamaları * yerinde bir tespittir.

Bir pazarlamacı olan Gregor’un içerisinde bulunduğu kapitalizm ve onun "yabancılaştırdığı insan" üzerine fikirlerini patronu ve şirket doktoru hakkında düşündüklerinden çıkarırız.Sistemin insanlaştırdığı Samsa, böcekleşmesi ile birlikte hem kendisine hem de zorunlu olarak insanlara yabancılaşmaya başlar.İşin ilginç yanı, insanlar kendi aralarında da birbirlerine eldirler, hikayedeki karakterlerin birbirlerine davranışlarını düşünürsek, durum daha net anlaşılır.Ben şu kısmı alıntılamak istiyorum :

""
Bir sonraki tren saat yedideydi ve bu trene yetişmek istiyorsa iki ayağının bir pabuca girmesi gerekiyordu. Üstelik kumaş örnekleri henüz ambalajlarına yerleştirilmemişti; ayrıca bir kırıklık, bir halsizlik vardı üzerinde. Hem trene yetişse bile, patronun paylayıcı sözlerini işitmekten kaçınılacak gibi değildi; çünkü mağazadaki yardımcı kuşkusuz beş treninde kendisini beklemiş, gelmediğini görerek durumu çoktan patrona rapor etmişti. Patronun, zekâ denen şeyden nasibini almamış kişiliksiz bir uşağıydı adam. Peki, hastalandığını haber verse? Ama bu da alabildiğine tatsız bir şeydi, kuşku uyandırmaktan öte bir işe yaramayacaktı; çünkü Gregor beş yıldır firmada çalışıyordu ve bu beş yıl içinde bir kez olsun hastalanmamıştı. Kuşkusuz, patron hemen sigorta doktorunu yanına alıp gelecek, anne ve babasına oğullan Gregor'un tembelliğinden yakınacak, bütün karşı görüş ve itirazları, daha ağızdan çıkar çıkmaz doktoru tanık gösterip geri çevirecekti. Öyle ya, sigorta doktoru için insanların hepsi sapasağlamdı, işten kaçarlardı yalnız(..)

Sistem içerisindeki doktor dahi, yozlaşmışlıktan nasibini almış, gırtlağına kadar batağa girmiş haldedir, sidik yarışında kıyasıya kapışan işgüzar insanilikler de cabası..
Gregor’un yaşamında bir diğer önemli kavram “babadır”, bu baba biyolojik de olmakla birlikte kültür, ahlak, sistem , yerleşik değerler olarak da okunmalıdır.”Baba” baskının diğer adı, “aslanın böcekleşmesinin”** belki de temel nedenidir: biyolojik babasının emekli olmasından ve etkinliğini kaybetmesinden sonra Samsa evin reisi rolünü oynamaya başlamış, gerek ekonomik gerekse sosyal olarak evde söz sahibi olmuş; kardeşi için gelecek planları kuran , aile için “çalışan”, “ekmek parası kazanan” bir konuma gelmiştir, ancak bunun bedeli Samsa için fazlaca ağırdır ve o bu ağırlığın altından kalkamaz.

Ağırlığın altından kalkamayan Samsa’ya en büyük tepki hep babasından gelecektir, ki öyle de olur.Gregor’a en büyük tiksintiyi duyan, ona en tahammülsüz karakter babadır, “gerektiğinde” böceği ezen odur,babası fiziksel şiddete maruz bırakır Gregor’u.Bu kimi zaman birer tekme kimi zamanda fırlatılan “kırmızı elmalar” aracılığıyla gerçeklerşir:

""
(..)O anda hafifçe fırlatılan bir şey havada uçarak hemen yanıbaşına düştü ve önü sıra yuvarlanmaya başladı. Bu bir elmaydı; hemen bunu bir ikincisi izledi; Gregor korkudan olduğu yerde durdu, bundan böyle koşmak yararsızdı, çünkü babası onu elmayla bombardıman etmeyi kafasına koymuştu. Büfenin üzerindeki meyvelikten kaptığı elmalarla ceplerini doldurmuş, şimdilik pek nişan almaksızın onu elma yağmuruna tutuyordu. Al al küçük elmalar sanki elektriklenmiş gibi döşemenin üzerinde sağa sola yuvarlanıyor ve birbirlerine tosluyordu. Yavaşça atılmış bir elma Gregor'un sırtını sıyırıp geçti, sırtta herhangi bir yara bereye yol açmaksızın kayıp yere düştü. Ancak hemen onun ardından fırlatılan bir ikinci elma adeta içine İşledi Gregor'un; hiç beklemediği inanılmaz ağrı sanki yer değiştirirse kaybolup gidecekmiş gibi, ileriye doğru sürüklenmek istedi; ama kendini adeta yere çivilenmiş hissederek, duyuları tam bir karmaşa içinde, döşemenin üzerine serildi(..)

”Baba” Ademin elmalarını fırlatır Gregor’a, belki bir zamanlar kendisinin olduğu gibi “insaniyeti” kabul edip, yüklerini taşımadığı için –bir hıncın göstergesi olarak-, belki de onu iktidarından ettiği için, kendisinin yeniden iktidara gelmesinin şerefine al almaları saplar “baba” vücuduna Samsa’nın, ya da “baba” tanrıdır, kendisini dinlemediği elmayı yediği, odasına tıkılmayı reddettiği için Adem’i/Samsa’yı cezalandıran…

Bu arada, böcekleşmeden önce ailenin "geçim kaynağı" olan Samsa, böcekleştikten sonra "insani değerini" kaybetmiş, onun yerine "geçim kaynağı olarak " kız kardeş ön plana çıkmaya başlamıştır, kız kardeşin insanlaşması kaçınılmazdır, ki hikayenin sonunda, Gregor’un ölüm haberinden sonra da olan bundan ibarettir:

""
(..)Sonra her üçü birden evden çıkıp, aylardır yapmadıkları bir şeyi yaparak tramvaya atladılar; kentin önündeki açıklığa geldiler(..)Böylece söyleşip durdular; bir ara Bay ve Bayan Samsa'nın gözleri, üzerine yavaş yavaş bir canlılık gelmiş kızlarına takıldı; son zamanlar yanaklarını sararıp soldurtan tüm mihnet ve eziyetlere karşın, onun serpilip açılarak güzel bir kıza dönüştüğünü hemen aynı anda içlerinden geçirdiler. Biraz susar gibi olup adeta bilinçsiz bakışlarla biri ötekine bakarak, kızları için artık yavaş yavaş şöyle efendiden bir koca arama zamanının geldiğini düşündüler. Gidecekleri yere varıp, kendilerinden önce ayağa kalkan kızlarının gencecik vücuduyla karşılarında dikildiğini görünce, bunu yeni düşlerinin ve güzel beklentilerinin onaylanışı saydılar.

Aile ve toplum , “baba” kendini taşıyacak/üzerine alacak bir başka "insani deveye" sahip olmuştur.

*Deleuze/ Guattari, Kafka-minör bir edebiyat için sf. 95 (3. Baskı, YKY yayınları)
** Friedrich Nietzsche, Böyle Buyurdu Zerdüşt sf. 47 (1. baskı, SAY yayınları)

Kategori:

Re: Metamorfoz

Dönüşüm'e "insanca, pek insanca"nın ışığında bakmak çok güzel olmuş.

Ellerinize sağlık.

Özellikle "aslanın böcekleşmesi" ifadesi çok hoşuma gitti. Tabii, şimdiye dek yürütülen "değişim mi, dönüşüm mü" polemikleri ışığında "aslanın aslanlığı"nı tartışma konusu etmeli önce.

Kamuran Şipal'in Ahmet Cemal'e karşı savunusu, aşağı yukarı şöyleydi diye anımsıyorum: "Yaşamını daha önce de bir böcek olarak devam ettiren Gregor, asla dönüşmemiştir; yaşadığı sadece biçimsel bir değişimdir. Bu yüzden şaşmaz ona."

Yapıtı otobiyagrafik yönleriyle değerlendirirsek, Kafka'nın yaşamının aslandan çok böceğe yakın durması Şipal'in haklı olduğunu düşündürüyor bana.


Re: Metamorfoz

öncelikle yazıyı düzenleyip daha okunabilir bir hale soktuğunuz için teşekkür ederim.

öte yandan ben kafkanın "böcek" mi, "aslan" mı olduğuna karar veremiyorum. belki de bunun sebebi onun aslında bir "çocuk olmasıdır." Smile belki de sebep onun üsluplarla oynayarak bazen "böcek" bazen "aslan" olmasıdır, yani bir "çocuk" olarak..


Re: Metamorfoz

oktay dedi ki:
öte yandan ben kafkanın "böcek" mi, "aslan" mı olduğuna karar veremiyorum. belki de bunun sebebi onun aslında bir "çocuk olmasıdır." Smile belki de sebep onun üsluplarla oynayarak bazen "böcek" bazen "aslan" olmasıdır, yani bir "çocuk" olarak..

"Çocuk" meselesi yine çözüm sunucu olarak öne çıkıyor. Böylece Şipal ile Cemal arasındaki tartışma da bir ölçüye kadar çözüme kavuşmuş oluyor.

Teşekkürler.