UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Masumiyet

01 Şub 2013
osman

Yapacak bir şey yok, öyle bomboş, delireceğim sanırım.

Her yer duman. Şişenin içi hariç. Orası boş. Eskiden şişe ağızlarında o bilyelerden yoktu. İnsan coşunca şişeyi kaptığı gibi dikerdi. Şimdi bu güvenlik falan, gönlünce sarhoş da olunmuyor. Uzanınca şişeye, engel bilinci uyarıyor, bilinç hesap ediyor, şu kadar koy, şurada coşarsın, fondip, sonra ki kadehi doldurmadan ... Baştan sona rezillik.

Kaleydoskop renkler. "eriyen kar sularıyla taşan nehir şehirde büyük maddi..." küçücük bir karanlık. "...kak ortasında 67 yerinden..." karanlık. "birlik olmaya en çok ihtiyaç..." adam bıyıklı, karanlık. Bu kadının yüzünde doğal hiçbir renk yok. "30 Nisan 1964'te intihar eden efsanevi lider Selim Işık'ın ..." karanlık. Lan!, karanlık. "bir grup eylemci yaptıkları açıklamada bu kadarına da göz yumamayacaklarını ve gerekeni yapacaklarını söyledi. Başbakansa sözlerinin arkasında olduğunu, tesis ettikleri demokrasi ortamında Selim Bey'in yaşasa bugün kendi partilerine katılarak mecliste tutu..."

Müthiş öfkelenmişti, ulan biz burada ömrümüzü veriyoruz burada olur mu ulan öyle ben var ya, bir şey vardı içinde, cin, evet cin, kıkır kıkır gülüyordu. Yetti ulan ikiyüzlülüğünüz, tak etti deseydin ya, hemen bir şey yapmalı, bir bıçak bulmalı, tüm maskeleri yüzmeli, etin tekliğinde herkesi birleştirmeli, hahaha boynuz sokumunun 1,5 santim üstünden değil mi, ne yapmalı? Mutfak kapısından döndü, ekranın karşısına oturdu. Sigarası bitmişti, şişeye baktı, neredeyse gülecektin hadi itiraf et, televizyonun sesini açtı.

-İyi akşamlar Aysel Hanım, evet, sesimi alabiliyor musunuz? Evet, siz ne düşünüyorsunuz? Sanırım yakını olarak fikirleriniz...
-Her şeyi söylendi zaten. Sanırım, yani, belki takipçilerini görse kızar, samimiyetlerini fark edince de üzülürdü herhalde, bence, pek bilemiyorum. Pardon, ben, pardon. dıt dıt dıt.

Hırsla kalem kağıt aramaya başladı. Anlatmalıyım, bugün benim burada hissettiklerimi bilseler böyle davranmazlar, yazmalı, herkese okutmalı, devlet zorunlu ders koymalı, benim bu halimi gören birisi bir daha kulağını tıkayabilir mi hiç, nâmümkün paşam, bak yine, içimdeki inanç seni de susturacaktır tabi ki, hele bir bitsin yeni bir çağ başlayacaktır. Herkes, her şey anlaşılacaktır.

Masanın üstü o kutsal heyecanı kırıp temizlemek için çok dağınıktı. Halıyı kaldırıp yere çöktü. Tuzağa düşmedi, nasıl yazmalı sorusuna boş verip soluksuz devam etti. Kalem, herkesi olduğu gibi, onu da olduğu şeye doğru sürüklemeye başladı.

Kese kağıdını evirip çevirirken pencereden gelen aydınlığı gördü.

Çok şükür, çok şükür, bir gece daha geçmişti.

Kategori: