UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Marguerite Yourcenar - Hadrianus'un Anıları

11 May 2010
Mehmet Sürücü

""
Marguerite Yourcenar-Hadrianus'un Anıları – Adam Yayınları

Her insan eninde sonunda şu sonuca ulaşır; Hayat bir bozgundan başka bir şey değildir.

Uykusuzluk çeken insan, bilinçli olarak kendisini olayların akışına terk etmekten çekinen insandır.(Bu insan neden sarhoş olur onu bilemiyorum.)

Kendi yaşamımı başkasının yaşamıymışçasına bakabilmek için aklım erdiğince uğraşıyorum. Bu iki bilgi edinme süreci oldukça güç süreçlerdir; biri insanın içine girmeyi, diğeri de insandan uzaklaşmayı gerektirir.

Ne olmadığım beni ne olduğumdan daha iyi tanımlar; iyi bir asker ama büyük bir savaşçı değilim, sanatseverim ama Neron’un ölüm döşeğinde kendini sandığı kertede bir sanatçı değilim; suç işlemeye yatkınım ama suçla yüklü değilim.

Ne kadar az düşünmeye değer olursa olsun, her yaşamın bir kısmı varlığının nedenlerini, başlangıç noktasını, kaynağını araştırmakla geçer.

İnsanın asıl doğum yeri, kendisine ilk kez akıllıca baktığı yerdir; benim ilk anayurdum kitaplar olmuştur.

Para hırsı iktidar hırsının ilk adımıdır. Ün sözcüğüyse kendi hakkımızda konuşulana karşı duyduğumuz kaşıntının güzel ve hırslı bir adıdır.
730-İstenilen düzeyde bir şeyler öğretemeyeceğin (öğretebileceğin) ancak çok az insan vardır. Bizim en büyük yanlışımız insanların iyi yanlarını geliştirmek yerine onlardan olmayan dürüstlükleri aramaktır.

İnsanların çoğunda ne iyilik ne de kötülük tutarlıdır.

Ben kendi adıma güçlü olmaktansa özgür olmayı yeğlemişimdir. Güçlü olmayı da özgürlüğe yol açtığı için istemişimdir. Özgür insan felsefesinden çok tekniği beni ilgilendirmiştir.

Yaşam benim için eğitebildiğim kadar eğittikten sonra hareketlerine boyun eğdiğim bir attır.

Her düşünceyi, görünürdeki her gerçeği bölüp, elde tutulması, kavranılması daha kolay çok sayıda küçük düşünce ve küçük gerçeklere ayırdım.

Yaşamla dağlanmış bir varlık ölümü göremez. Aslında her yaptığı işle ölümü yadsır.

Mutluluğun güçsüzlüğe yol açtığını, özgürlüğün çok gevşeklik getirdiğini, sevecenliğin karşısındakini yozlaştırdığını söyleyen iyi niyetli insanları yarım kulak dinlemişimdir. Doğru olabilir ama dünyamızın şu durumunda böylesine bir düşünce, açlıktan ölmekte olan bir adamı birkaç yıl sonra fazla yemekten ötürü rahatsız olabileceği korkusuyla doğru dürüst beslemekten kaçınmak anlamına gelir.

Savaş silahlı bir diplomasiyse, Diplomasi silahsız bir savaştır...

Evler yeni ama inançlar eski.

Yasalara inancım olmadığını açıkça söyleyebilirim. Çok katıysalar haklı olarak çiğnenirler. Çok karmaşıksa, insan zekası, sürüklenip giden ama kırılgan bir şebekenin çarklarından sıyrılma yollarını bulur. Bu yasalara saygı insan dindarlığında derin kökleri olana yanıt bulur ama yargıçların tembelliğine de yastık olur. En eski yasalar düzeltmeye çabaladıkları vahşetin bir parçasıdır.

İnsanların çoğu köle ruhludur. Gereğinden çok boyun eğerler. Uzun uyuşukluk dönemlerine, acımasız olduğu kadar etkisiz birkaç isyan serpiştirilmiştir.

Her birimiz kısa yaşamımız içinde yorulmak bilmeyen umutlarla, umudun yok olduğunu bilmenin verdiği bilgelik arasında, karmaşanın verdiği lezzetle, düzen ve denge arasında seçim yapmalıyız.

Bağnazlara gösterilen her türlü hoş görü, kendi davranışlarına anlayışla bakıyormuş gibi bir yanılgı yaratır onlarda.

Hiçbir çözüm yolu sorunun tümünü kapsayacak kadar geniş değildir.

Gelecekteki kentlerimizde, çağdaş okların tehlikesi altında, başka gözcüler surlarımız boyunca devriye gezeceklerdir; bu budala, acımasız, iğrenç oyun sürecek ve yaşlanan insan türü dehşete, yok etmeye, hiç kuşkusuz yeni incelikler katacaklardır.

Doğa yeni baştan, karmaşanın içinden başlamayı yeğler. Bu korkunç savurganlığa biz “doğal düzen” deriz.

Ölümü düşünmek insana nasıl öleceğini öğretmez.

Ölüme gözlerimizi açık tutarak girmeyi deneyelim.

Yığınlara zorla kabul ettirilen her doktrin insan budalalıığna ödünler verir: yarın, olur a, Muhammed’in ya da İsa’nın yerini Socrates alsa yine aynı şey olacaktır.

Kategori:

Re: Marguerite Yourcenar

Eğer Arşimet bir dayanak noktası bulabilseydi, yalnız dünyayı kaldırmakla kalmaz, onu kırık bir ceviz kabuğu gibi boşluğa yuvarlayıverirdi.

Smile