Haikular, an resimleri...Sabah işe giderken, göremediğimiz bir kuş şakımıştır, günboyu farkında olmadan o ses kulaklarımızda gezinir...Yağmurlu yolda çıkı çıkıvermiş salyongozları ezememeye çalışmışızdır...Zeytinlikte alçalıp yükselen bir serçe sürüsü görmüşüzdür...Ya da İstanbul siluetinde bir sığırcık sürüsü...Bu minicik anlar bize kalır...Bunca şeyin tortusu olarak..
Haiular bu anlardadır...
Haibunlarda öykülere yakın düzyazılar...
Haikunuz ve yazınız bende bu çağrışımları yaptı, bir haibunla bitirmek isterim.Teşekkürler...
Haibun: İsimsiz / Tei Matsushita
Kocam öldü, tek oğlum da evli; bağımsız bir kadın mıyım ben? …Yalnızlık ürpertiyor akşam yemeği yaparken.
Bir fincan
pirinç yıkandı—
Tencere çok büyük.
Çeviri: Turgay Uceren
Ayşen Gacan Gülbağ tarafından Mar 17th, 2012 günü 10:05 sularında gönderildi.
Neredeyse iki yıldır bana bir sözcük oyunu, sözcüklerle oynama gibi gelen 5-7-5 çabalarını uzaktan izlemek zorunda kalıyorum. Kendime çok uzak hissettim haikuyu. Ve bir parça da korktum sanırım.
Bu sabah bir Küçük İskender dizesi okudum.
"Bir göl üstünde nasıl uyur huy
Bu yasak duayı bana geri ver nilüfer."
Burada "göl-nilüfer-uyumak" sözcükleri sanki haikuya uzanan bir yolu çağrıştırıyorlar gibi geldi. Sözcüklerle oynaya oynaya bu, bir anlamı olup olmadığından emin olmadığım şeyler çıktı. Önce gölün, sonra nilüferlerin uyuduğunu düşündüm. Sonra nereden çıktıysa çöl karıştı ara yerlere.
Sanırım bu sözcüklerle oynamak bana iyi geldi. Arada bir denemek gerek.
Denemem çok acemice olduysa hoşgörün.
Mehmet Sürücü tarafından Mar 17th, 2012 günü 10:04 sularında gönderildi.
Re: M
Haikular, an resimleri...Sabah işe giderken, göremediğimiz bir kuş şakımıştır, günboyu farkında olmadan o ses kulaklarımızda gezinir...Yağmurlu yolda çıkı çıkıvermiş salyongozları ezememeye çalışmışızdır...Zeytinlikte alçalıp yükselen bir serçe sürüsü görmüşüzdür...Ya da İstanbul siluetinde bir sığırcık sürüsü...Bu minicik anlar bize kalır...Bunca şeyin tortusu olarak..
Haiular bu anlardadır...
Haibunlarda öykülere yakın düzyazılar...
Haikunuz ve yazınız bende bu çağrışımları yaptı, bir haibunla bitirmek isterim.Teşekkürler...
Haibun: İsimsiz / Tei Matsushita
Kocam öldü, tek oğlum da evli; bağımsız bir kadın mıyım ben? …Yalnızlık ürpertiyor akşam yemeği yaparken.
Bir fincan
pirinç yıkandı—
Tencere çok büyük.
Çeviri: Turgay Uceren
Re: M
Neredeyse iki yıldır bana bir sözcük oyunu, sözcüklerle oynama gibi gelen 5-7-5 çabalarını uzaktan izlemek zorunda kalıyorum. Kendime çok uzak hissettim haikuyu. Ve bir parça da korktum sanırım.
Bu sabah bir Küçük İskender dizesi okudum.
"Bir göl üstünde nasıl uyur huy
Bu yasak duayı bana geri ver nilüfer."
Burada "göl-nilüfer-uyumak" sözcükleri sanki haikuya uzanan bir yolu çağrıştırıyorlar gibi geldi. Sözcüklerle oynaya oynaya bu, bir anlamı olup olmadığından emin olmadığım şeyler çıktı. Önce gölün, sonra nilüferlerin uyuduğunu düşündüm. Sonra nereden çıktıysa çöl karıştı ara yerlere.
Sanırım bu sözcüklerle oynamak bana iyi geldi. Arada bir denemek gerek.
Denemem çok acemice olduysa hoşgörün.
Re: M
Haiku başlıklarına haiku dışında içerik eklendiğinde sayfa düzeni bozuluyor. Bu nedenle haikunun içindeki yorumu dışarı almak zorunda kaldım.
Re: M
Ben duygusunu ve müziğini sevdim haikunun. Ellerinize sağlık.
Re: M
Eren yazmamış, ben bir karne yazayım:
Ölçü: 5 + 7 + 5
Kesme:12 + 5
Mevsim: Çöl yazı çağrıştırıyor ama pek vakıf olamadım mevsime.
Haiku bende, çölün uyanışında yeni, büyük, acımasız, "güçlü" birşeylerin başlangıcıyla, nilüferin çöle düşmesinde zarif ve "güçsüz" bir umudun yitimi gibi hüzünlü bir duygu yarattı. Güzel buldum anlatımı.