UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Lord Dunsany - Şarkıların Söylenmediği Ülke

30 Kas 2008
mehmet köse

""
Şarkıların Söylenmediği Ülke
Lord Dunsany

Şair şarkıların hiç söylenmediği büyük bir ülkeye gelir. Oradaki halka sitem eder, çünkü akşamları söyleyebilecekleri saçma da olsa tek bir şarkıları bile yoktur.

En sonunda şair: “Patikalardan geçerken ya da şöminenin başında otururken neşeyle söyleyebilecekleri birkaç anlamsız şarkı yazacağım onlar için.” der. Kısa bir süre sonra belli bir amacı olmayan birkaç şarkı yazar. Şarkılarında eski zamanların o daha mesut ülkelerinde genç kızların bayırlarda gezerken şarkı söylemelerini ve buna benzer konuları işler.

Daha sonra, günlük işlerden dolayı bitkin hâlde oturan bir grup insanın yanına gider ve şöyle der: “ Bazı saçma efsanelerden yola çıkarak birkaç şarkı yazdım. Şarkılar pek de anlamlı değil, ama bana çocukluğumun geçtiği vadilerde esen o güzel rüzgârı hatırlatıyor. Kederle dolu olduğunuz akşamlarda bu şarkıları söylemek belki de hoşunuza gider diye düşündüm.”

O yorgun insanlar şaire:

“Bu tarz saçmalığa ayıracak vaktimizin olduğunu düşündüğüne göre, senin modern ticaretten pek haberin yok demektir.” der.

Bunun üzerine şair gözyaşı döküp şöyle der: “Heyhat! Bu insanlar lanetlenmişler.”

Çeviren: Mehmet Köse
The Songless Country, Fifty-One Tales

Kategori:

Re: Lord Dunsany- Şarkıların Söylenmediği Ülke

Ellerine sağlık Mehmet. Çeviriyle ilgili genel bir iki şey söyleyeyim: "poet"in "şiar" olarak değil de "ozan" olarak çevrilmesi daha doğru olur gibi geliyor bana. Çünkü sözü edilen kişi Divan şairlerinden çok Karacaoğlan, Köroğlu gibi halk ozanlarını andırıyor diye düşünüyorum. Bir de "foolish song", "aimless song" gibi ifadelerin Türkçeye "anlamsız şarkı", "aptalca şarkı" ya da "hedefsiz şarkı" olarak değil de "eğlencelik şarkı" olarak çevrilmesinin daha uygun olacağı düşüncesindeyim.

Çeviriye birazdan tekrar döneceğim.


Re: Lord Dunsany- Şarkıların Söylenmediği Ülke

Başlığın "Şarkısız Ülke" olması düşünülebilir belki. Kısa öykünün masalsı havasına daha yakın geldi bana. Bir de öyküdeki geçmiş zaman anlatımının geniş zaman anlatımıyla değişmesinin bazı yerlerde sçyleyişi zorladığını düşünüyorum.

İşte bir iki öneri:

""
And for some days he made for them aimless songs such as maidens sing on the hills in the older happier countries.
""
Kısa bir süre sonra belli bir amacı olmayan birkaç şarkı yazar. Şarkılarında eski zamanların o daha mesut ülkelerinde genç kızların bayırlarda gezerken şarkı söylemelerini ve buna benzer konuları işler.
""
Birkaç gün eski zamanların o daha mesut ülkelerinde genç kızların bayırlarda gezerken şarkılar söylemesini konu eden birkaç eğlencelik şarkı besteledi.

""
"I have made you some aimless songs out of the small unreasonable legends, that are somewhat akin to the wind in the vales of my childhood; and you may care to sing them in your disconsolate evenings."
""
"Bazı saçma efsanelerden yola çıkarak birkaç şarkı yazdım. Şarkılar pek de anlamlı değil, ama bana çocukluğumun geçtiği vadilerde esen o güzel rüzgârı hatırlatıyor. Kederle dolu olduğunuz akşamlarda bu şarkıları söylemek belki de hoşunuza gider diye düşündüm."
""
"Kısa, akıl dışı efsanelerden yola çıkarak sizin için çocukluğumun geçtiği diyarların rüzgarlarını hatırlatan birkaç eğlencelik şarkı besteledim. Belki kederle dolduğunuz akşamlarda bu şarkıları söylemek istersiniz."

""
“Bu tarz saçmalığa ayıracak vaktimizin olduğunu düşündüğüne göre, senin modern ticaretten pek haberin yok demektir.” der.
""
Bugünlerde bu türden saçmalıklara ayıracak vaktimiz olduğunu düşünüyorsan modern ticaretin ne kadar geliştiğinden hiç haberin yok demektir.


Re: Lord Dunsany- Şarkıların Söylenmediği Ülke

ozan

is. 1. Saz çalarak şiirler, deyişler ve destanlar söyleyen halk sanatçısı, saz şairi, âşık: �Oralarda âşıklar, halkı coşturmak için ozanların kopuzlarını çalıyorlar.� -O. S. Orhon. 2. Şiir yazan kimse, şair: �Felsefe diliyle söylersek her ozan bir fenomendir yani olgudur.� -N. Cumalı. (Kaynak: TDK)
Öyküde geçen "make songs"ı "şarkı yazmak" olarak çevirdim. Bu şekilde çevirmemin nedeni de modern çağlardan bahsedilmesi ve bu çağlarda sözlü edebiyattan çok yazılı edebiyatın hâkim olması. "Ozan" deyince aklıma sözlü edebiyat, "şair" deyince de yazılı edebiyat gelir. Öyküde bahsedilen yazılı edebiyat olduğuna göre "şair" kullanmak daha uygun olur diye düşünüyorum.
"foolish song"ı "anlamsız şarkı" olarak çevirmekten ben de pek memnun değilim. Bu konuda diğer arkadaşlardan da yorum bekliyorum.


Re: Lord Dunsany- Şarkıların Söylenmediği Ülke

mehmet köse dedi ki:
ozan

is. 1. Saz çalarak şiirler, deyişler ve destanlar söyleyen halk sanatçısı, saz şairi, âşık: �Oralarda âşıklar, halkı coşturmak için ozanların kopuzlarını çalıyorlar.� -O. S. Orhon. 2. Şiir yazan kimse, şair: �Felsefe diliyle söylersek her ozan bir fenomendir yani olgudur.� -N. Cumalı. (Kaynak: TDK)
Öyküde geçen "make songs"ı "şarkı yazmak" olarak çevirdim. Bu şekilde çevirmemin nedeni de modern çağlardan bahsedilmesi ve bu çağlarda sözlü edebiyattan çok yazılı edebiyatın hâkim olması. "Ozan" deyince aklıma sözlü edebiyat, "şair" deyince de yazılı edebiyat gelir. Öyküde bahsedilen yazılı edebiyat olduğuna göre "şair" kullanmak daha uygun olur diye düşünüyorum.


Sözlü kültür/ yazılı kültür ayrımı yapacak olsak bile, şarkı besteleyen bir şaire rastlanabileceğini sanmıyorum. Bence sözü edilenin köy köy dolaşıp şarkılar/ türküler söyleyen bir ozan (halk ozanı) olduğu oldukça açık. Üstelik "ozan" sözcüğünün "şair" gibi ikinci bir anlamı daha varken "şair" sözcüğünün "besteci" gibi ikinci bir anlamı yok. Şarkı/ türkü bağlamak (bestelemek) öyküde de "make" eylemiyle anlatılmış. Söz konusu olan sadece yazmak olsaydı ("söz yazmak" anlamında) "write" eyleminin kullanılmasını beklerdik.


Re: Lord Dunsany- Şarkıların Söylenmediği Ülke

O zaman "bestelemek" yerine de "compose" kullanılırdı. Bence burada "make songs", "şarkı bestelemek" ve "şarkı yazmak" anlamında da kullanılabilir. Bense modern çağlardan bahsettikleri için "yazmak" olarak kullandım, ama açıkçası senin dediğin de mantıklı geldi. Şu anda kafam biraz karışmış durumda Confused Diğer arkadaşların da yorumlarını duymak isterim.


Re: Lord Dunsany- Şarkıların Söylenmediği Ülke

Bana öyküde anlatılan modern zamanlar o kadar da modern zamanlar değilmiş gibi geldi. Patikalı ve şömineli bir dünyadan bahsediliyor her şeyden önce. Sanki yazar "modern" sözcüğünü kinaye yapmak için kullanmış gibi ya da "çağdaş" anlamında. Ancak çağdaş anlamında kullandığında da o çağın günümüze yakın olmasını beklemek, en azından öyküdeki verilerle, imkânsız. Lord Dunsany'nin mitolojiden esinlendiğini göz önünde bulundurursak, mitolojide de hep bir geçmiş zaman özleminin yer tuttuğunu hatırlarsak (Agamemnon ve Akhilleus'un kendilerini kahraman olarak görmediklerini, eski kahramanlar dönemine atıflarını hatırlayalım - Aslında bu geçmiş zaman Homeros tarafından Kahramanlar Çağı olarak adlandırılır) öyküyü daha iyi anlayabiliriz.

Bu gerekçelerle lir çalıp beste yapan "ozan" yorumu daha uygun gibi göründü bana. Good


Re: Lord Dunsany- Şarkıların Söylenmediği Ülke

Eren'in ve Barış'ın mesajları aklıma yattı Handshake Çevirinin son hâlinde "ozan" olarak kullanacağım. Yorumlarınız için sağ olun arkadaşlar.


Re: Lord Dunsany- Şarkıların Söylenmediği Ülke

Evet evet, bence de şair yerine, ozan, anlamsız şarkı demek yerine eğlencelik şarkı demek daha uygun...

Mehmet Köse'nin ellerina sağlık.