UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Lord Dunsany - Güller

29 Kas 2008
elmyra

Çevirinin son hali:

""
Güller
Lord Dunsany

Kenarında yaban güllerinin alışılmadık bir bereketle açtığı bir yol biliyorum. Güllerin açmasında da neredeyse yabancı sayılabilecek, Püriten çiçeklerini utandıran, koyu pembeye çalan bir güzellik var. İki yüz nesil önce (nesil derken, güllerin neslini kast ediyorum) burası bir köy yoluydu. Güller sade hayatlarından koptuğunda, çiçeklere özgü bir çöküş yaşandı burada. Ve yaban hayattan uzaklaşıp insanların evlerinin etraflarına güçlükle tırmandılar.

O küçük köyün bütün hatıraları, orada bulunan bütün evler, bu evlerde yaşayan bütün erkekler ve kadınlardan geriye yalnızca güllerin çehresine yayılan güzel mi güzel bir mahcubiyet pembeliği değişmeden kalmıştır.

Umarım Londra bütünüyle yitirilirip, kaybedilen topraklar, tıpkı sürülmüş bir kavmin savaş sona erdiğinde geri dönmesi gibi geri kazanılırken, memleketlerini onlara anımsatacak güzel bir şey bulabilirler. Çünkü o yaşlı, esmer şehri bir nebze sevmiştik.

Çeviren: Zeynep Nur Ayanoğlu
"Roses", The Fifty-One Tales


Çevirinin ilk hali:
""
Güller
Lord Dunsany

Kenarında yaban güllerinin alışılmadık bir bereketle açtığı bir yol biliyorum. Güllerin açmasında da neredeyse yabancı sayılabilecek, Püriten çiçeklerden soğutan, koyu pembeye çalan bir güzellik var. İki yüz nesil önce (nesil derken, güllerin nesli) burası bir köy yoluydu. Güller sade hayatlarından koptuğunda, çiçeklere özgü bir çöküş yaşandı burada. Ve yaban hayattan uzaklaşıp insanların evlerinin etraflarına güçlükle tırmandılar.

O küçük köyün bütün hatıraları, orada bulunan bütün evler, bu evlerde yaşayan bütün erkekler ve kadınlar silinip gitmiş; yalnızca güllerin suretinde daha güzel bir pembelik değişmeden kalmıştır.

Umuyorum Londra tamamıyla yitirilirken ve kaybedilen topraklar geri kazanılırken, tıpkı sürülmüş bir kavmin savaş sona erdiğinde geri dönmesi gibi, memleketlerini onlara anımsatacak güzel bir şey bulabilirler. Çünkü o yaşlı esmer şehri bir nebze sevmişizdir.

Çeviren: Zeynep Nur Ayanoğlu
"Roses", The Fifty-One Tales

Kategori:

Re: Lord Dunsany - Güller

Sevgili arkadaşlar,
Bu hikaye de yine "Koca Gelincik" gibi, kısa olmasına rağmen, çok çetrefil cümlelerle örülü ve kesinlikle "translator-friendly" değil. İki satır şeyi çevirirken insan bu kadar zorlanır mıymış? Vallahi canım çıktı! =( Bazı cümlelere kaynak metinde olmayan kelimeler ekledim; onları hoşgörmenizi önemle rica ediyorum. Eklediğim kelimeler çeviri açısından gerçekten çok mühimdi ve benim cümleleri ferahlatmak için önerdiğim çözümlerdi. Daha başarılı çözüm önerilerine her zaman açığım. Bununla birlikte, "kaynak metinde böyle bir kelime geçmiyor" gibi bir eleştiri getirmeden önce, (eklediğim kelime, anlama veya gidişata halel getirmiyorsa) bu sebebimi hatırlamalısınız. Biraz da hayal kırıklığı içindeyim galiba, çeviri zor zanaat... =(


Re: Lord Dunsany - Güller

Zor ama, değmiş doğrusu. Öykü epey etkileyici çünkü. Umarım derli toplu bir zamanda öykü üzerinde yeniden durabilirim.
Good


Re: Lord Dunsany - Güller

blush utançtan hafif kızarma hali değil mi? neden güller için bu tanım kullanılmış acaba bir de son kısmı anlamakta zorlandım. Gerçekten kısa olmasına rağmen zor bir metin ama ellerinize sağlık çok da kulak tırmalayan bir şeye rastlamadım gayet başarılı Alkış


Re: Lord Dunsany - Güller

Zamanla yoğunlaşan işlerim dolayısıyla Evire Çevire grubunun çalışmasına hak ettiği ölçüde zaman ayıramamıştım. Şimdilerde zaman buldukça daha önce yorum yapamadığım çevirilere geri dönmeye çalışıyorum. Ama söz konusu olan elmyra'nın çevirileri olunca, biraz da içinde bulunduğunu söylediği "hayal kırıklığı"nın müsebbiplerinden biri olduğum kuşkusuyla biraz daha çekingen olduğumu itiraf etmeliyim. Yine de dili oldukça başarılı kullandığını düşündüğüm için bir katkım olabilir umuduyla düşüncelerimi paylaşmam gerektiğini düşünüyorum. Belki ona geçmeden önce şunu açıkça ifade etmemde yarar var: Evire Çevire grubunun bu çalışmasının kolektif olarak bir şeyler üretmenin çok güzel bir örneği olduğunu düşünüyorum. Böylelikle, üretüm sürecinin bir parçası olan "eleştiri"nin gerçek işlevi de ortaya çıkmış oluyor. Tabii Evire Çevire'nin forum dışındaki etkinliği hakkında fazla bilgimiz olmadığından onları ancak forumdaki varlıklarıyla tanıyabiliyoruz. Bu nedenle grubun üyelerinin foruma daha etkin katılımının bu üretim faaliyetine ivme kazandıracağı inancındayım.

Lafı geveleyip durmayayım. Çevirilerle ilgili düşüncelerimi ve eleştirilerimi ifade ederken ve kendi alternatiflerimi üretmeye çalışırken amacım benimkinin doğru olduğunu, ötekinin yanlış olduğunu iddia etmek değil. Yalnızca "metin üzerine değişik bakış açıları getirilebilir mi?" sorusunun yanıtını araştırmak. Kimi yerlerde çevirinin anlamı veremediğini ya da yanlış olduğunu düşünüp bunu da açıkça dile getiriyorum elbette, ama yine bu da benim bakış açımdan nasıl olması gerektiğini açıklayabilmek için. Kısacası çeviri, elbette, çevirmene aittir ve çevirmen hiç kimsenin önerisini beğenmeyip kendi çevirisini "doğru" çeviri olarak kabul etmek hakkına sahiptir. Ancak eleştirinin ve farklı çeviri alternatifleri üretmeye çalışmanın hem çevrilmekte olan metni anlamakta yararlı olduğunu düşünüyorum hem de bunun kolektif üretimin olmazsa olmazlarındarından biri olduğu kanısındayım. Çevirmenin çevirisini beğendiğim halde kendi içime sinmese de bazı alternatifler geliştirmeye çalıştığım zamanlar bile oluyor salt bir yorumda bulunmamış olmamak için. Bu nedenle, en azından kendi açımdan, önerilerimin çevirmenin hatasını bulmaya ve doğrusunu göstermeye çalışan bir faaliyet olarak değil, metne daha zengin bir bakış açısı getirme çabasının parçası olarak görülmesini yeğlerim. "Güller"le ilgili düşüncelerimi de en kıza zamanda aktarmaya çalışacağım.


Re: Lord Dunsany - Güller

Sevgili Eren (ve Sevgili Arkadaşlar),

Hayal kırıklığımın uğradığım eleştirilerden olduğunu düşünmemelisin. Hele hele buna sebep olmuş olabileceğini de! Çünkü çevirileri bu foruma yükleme amacımıza en çok hizmet eden ve bunu tüm içtenliğiyle yapabilen birisin. Meyve veren ağaç taşlanır, gibi bir durum oluşursa, buna da zerre kadar yol açmış olursam üzülürüm. Burada hepimiz, işin bir ucundan tutup ortaya esaslı ürünler çıkarmaya gönül vermişiz. Bundan şikayetçi olacak kimsenin buraya çevirilerini yükleyeceğini sanmıyorum. Böyle bir açıklamaya gerek duyulmasına bile içim el vermiyor.

Bugüne kadar çevirilerime mesajlarıyla katkıda bulunan herkese şükranlarımı sunuyorum. Son zamanlarda çevirilerim pek ilgi görmüyor Laughing out loud Daha çok ilgi istiyorum lütfen! Cheers

Egemen ve Barış, size de teşekkür ediyorum ... Laughing out loud

Sevgilerimle,
Zeynep


Re: Lord Dunsany - Güller

elmyra dedi ki:
Son zamanlarda çevirilerim pek ilgi görmüyor Laughing out loud Daha çok ilgi istiyorum lütfen! Cheers

Bunu sen istedin Crazy Cheers


Re: Lord Dunsany - Güller

elmyra'nın ellerine sağlık. Bana göre oldukça güç bir metinden temiz bir çeviri çıkarmış. Alkış Aşağı yukarı bir hafta önce bir şeyler yazacağımı söylediğim çeviri hakkında ancak bir şeyler yazabiliyor olmamın en önemli nedeni metni anlamakta güçlük çekmiş olmam. İşte:

""
There is a beauty in the blossoms too of an almost exotic kind, a taint of deeper pink that shocks the Puritan flowers.
Bu cümle beni bayağı düşündürdü. Yazarın tam olarak ne söylemek istediğini anlayana kadar akla karayı seçtim. Sonuçta anladığımdan da kuşkuluyum ya, şöyle bir çeviri denemesi ortaya çıktı:
""
Püriten* çiçeklerini utandıran koyu bir pembe lekeli neredeyse egzotik bir türün koncalarının da başka türlü bir güzelliği vardır.

*Püritenlik İngiliz reformunun gitmesi gerektiği yere kadar gitmediğini savunun dinde ve inançta saflaştırma yanlısı bir Protestan tarikatıdır.

Püriten çiçekleri hakkında biraz bakındım ama pek bir şey bulamadım. O dönemde bir şekilde ünlenmiş olduklarını tahmin ediyorum.

""
İki yüz nesil önce (nesil derken, güllerin nesli) burası bir köy yoluydu.
""
İki yüz nesil önce (nesil derken, güllerin neslini kast ediyorum) burası bir köy yoluydu.

""
O küçük köyün bütün hatıraları, orada bulunan bütün evler, bu evlerde yaşayan bütün erkekler ve kadınlar silinip gitmiş; yalnızca güllerin suretinde daha güzel bir pembelik değişmeden kalmıştır.
""
O küçük köyün bütün hatıraları, orada bulunan bütün evler, bu evlerde yaşayan bütün erkekler ve kadınlardan geriye yalnızca güllerin çehresine yayılan güzel mi güzel bir mahcubiyet pembeliği kalmıştır.

""
Umuyorum Londra tamamıyla yitirilirken ve kaybedilen topraklar geri kazanılırken, tıpkı sürülmüş bir kavmin savaş sona erdiğinde geri dönmesi gibi, memleketlerini onlara anımsatacak güzel bir şey bulabilirler. Çünkü o yaşlı esmer şehri bir nebze sevmişizdir.
""
Umarım Londra tümüyle yok olup kaybedilen topraklar tıpkı sürülmüş bir kavmin savaş sona erdiğinde geri dönmesi gibi eski haline döndüğünde, bütün bunları hatırlatacak güzel bir şeyler bulabilirler. Çünkü biz o kavruk, yaşlı şehri sevmiştik.

Bu son cümle de az çetin değil hani. Bunu da tam anladığımdan emin değilim, ama bana bu anlamdaymış gibi geldi.


Re: Lord Dunsany - Güller

Güller
Lord Dunsany

Kenarında yaban güllerinin alışılmadık bir bereketle açtığı bir yol biliyorum. Güllerin açmasında da neredeyse yabancı sayılabilecek, Püriten çiçeklerini utandıran, koyu pembeye çalan bir güzellik var. İki yüz nesil önce (nesil derken, güllerin neslini kast ediyorum) burası bir köy yoluydu. Güller sade hayatlarından koptuğunda, çiçeklere özgü bir çöküş yaşandı burada. Ve yaban hayattan uzaklaşıp insanların evlerinin etraflarına güçlükle tırmandılar.

O küçük köyün bütün hatıraları, orada bulunan bütün evler, bu evlerde yaşayan bütün erkekler ve kadınlardan geriye yalnızca güllerin çehresine yayılan güzel mi güzel bir mahcubiyet pembeliği değişmeden kalmıştır.

Umarım Londra bütünüyle yitirilirip, kaybedilen topraklar, tıpkı sürülmüş bir kavmin savaş sona erdiğinde geri dönmesi gibi geri kazanılırken, memleketlerini onlara anımsatacak güzel bir şey bulabilirler. Çünkü o yaşlı, esmer şehri bir nebze sevmiştik.

Çeviren: Zeynep Nur Ayanoğlu
"Roses", The Fifty-One Tales


Re: Lord Dunsany - Güller

Teşekkürler Zeynep Good


Re: Lord Dunsany - Güller

Öykü ve yeni düzenlenmiş hali için teşekkürler.

""
O küçük köyün bütün hatıraları, orada bulunan bütün evler, bu evlerde yaşayan bütün erkekler ve kadınlardan geriye yalnızca güllerin çehresine yayılan güzel mi güzel bir mahcubiyet pembeliği değişmeden kalmıştır.

Öykünün ilk halinde

""

O küçük köyün bütün hatıraları, orada bulunan bütün evler, bu evlerde yaşayan bütün erkekler ve kadınlar silinip gitmiş; yalnızca güllerin suretinde daha güzel bir pembelik değişmeden kalmıştır.

"O küçük köyün bütün hatıraları" na ne olduğu belliydi sanki bu cümlede o kısım hava da kalmış.

Belkide;

""
O küçük köyün bütün hatıralarından, orada bulunan bütün evler, bu evlerde yaşayan bütün erkekler ve kadınlardan geriye yalnızca güllerin çehresine yayılan güzel mi güzel bir mahcubiyet pembeliği değişmeden kalmıştır.

gibi bir ek mi gerekiyor.