Lord Dunsany - Çiçeklerin Feryadı
Buyrun bu haftaki kısa öykümüz
Çiçeklerin Feryadı
Lord DunsanyHerkesin sevgilisi yaşlı, tembel batı rüzgarı durmaksızın, aheste aheste
esiyor, Yunan memleketine doğru ilerliyordu. Gittiği her yere de çiçeklerin
seslerini taşıyordu."Ormanlar da yok artık. Bütün ağaçlar yere serilip terk etti bizi. İnsanlar
sevmez oldu, ay ışığıyla yalnızız artık. Devasa motorlar çayırları ezip geçiyor.
Geçtikleri yollar ise baştan aşağı berbat ve sert hâlâ."Zırhlarını kuşanmış şehirler çimlerin yerini alıyor, durmadan yuvalarını
çatırdatıyordu. Parıl parıl yanan ışıklarıyla gecenin güzelliğini lekeliyorlar.""Ah Pan, ormanlar yok artık, o yeşil, karanlık ormanlar. Ve sen Pan, sen de
uzak, çok uzaktasın."Bir gece vakti Midland şehrinin kenarından geçen iki tren yolu bendinin
arasında oturuyordum. Gördüğüm kadarıyla rayların birinden her iki dakikada bir
tren geçerken ötekinden her beş dakikada iki tren geçiyordu.Göz kamaştıran fabrikalar oldukça yakındaydı. Onların üzerinde gökyüzü, humma
zamanlarında görülen o korkunç rüyalardaki görünüşe bürünmüştü.Çiçekler şehrin dev adımlarla ilerlediği, geliştiği konusunda haklıydılar.
Bu yüzden yükselen feryatlarını duydum. Sonrasında rüzgarı melodisiyle
çalkalayan Arkadya'lı Pan'ın onları ayıplayan sesini işittim:"Biraz daha sabredin, bunlar çok uzun sürmeyecektir."
Çeviren: Esra Çınar
Re: Lord Dunsany - Çiçeklerin Feryadı
Öykü seçimi ve çeviri için kutluyorum esra, ellerine sağlık. Sadece bir cümlede noktalama işaretinin eksikliği bir karmaşa yaratmış:
Re: Lord Dunsany - Çiçeklerin Feryadı
yorumun için teşekkürler cihan. Noktalama işaretleri konusunda pek başarılı değilimdir doğrusu. Bu uyarın iyi oldu. Cümle anlam kazandı
Re: Lord Dunsany - Çiçeklerin Feryadı
Pan'ın verdiği gözdağı beni yeterince tatmin etti. Kısa, net ve gerektiğinde acımasız olabileceğini çok güzel anlatıyor.
Çeviri için teşekkürler.
Re: Lord Dunsany - Çiçeklerin Feryadı
Ellerine sağlık Esra. Güzel bir çeviri olmuş. Dunsany'nin doğayla sanayileşme arasındaki mücadeleyi Yunan tanrılarına atıfta bulunarak ifade ettiği bir başka öykü "Çiçeklerin Feryadı." Onun zamanında doğadaki yıkımı gözle görmek daha kolaydı muhtemelen. Şimdi, Avrupa'yı Amerika'yı gezenler muhtemelen yemyeşil şehirlerde, tertemiz parklarda bu yıkımı o kadar rahat göremiyorlar.
Re: Lord Dunsany - Çiçeklerin Feryadı
öncelikle yapıcı yorumların için teşekkürler eren
"Fall" fiilinin kalenin düşmesi anlamını bilmiyordum. Doğanın makineleri yenilmesi anlatak için kullanılmış sanırım burada. Ama çevirinin de bu anlamı verdiğini düşünmüştüm. Sence eklemek gerekli mi?
"hard"ı çevirmekte çok zorlanmıştım. Yani yerine koyacak kelime bulamamıştım. Ama "çirkin" çok güzel oturmuş. Teşekkürler
"Cancrous" kelimesinin anlamına bir siteden bakmıştım. Sen uyarınca tekrar baktım haklıymışsın. Kanserli olarak çevrilmesi gerekiyor.
Re: Lord Dunsany - Çiçeklerin Feryadı