UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Korkuyu Beklerken

02 Mar 2009
Cihan Başbuğ

"Korkuyu Beklerken"
Korkuyu Beklerken
Oğuz Atay
İletişim Yay.,İstanbul,2006
sf 35-99

Son indirilme tarihi: 13 Nisan 2009 (Bkz.:Forum İşleyişi).

Kategori:

Re: Korkuyu Beklerken

Aslında, Atay’ın bu öyküde neyi anlatmak istediği, foruma yazılanları, yüklenenleri de okuyunca az çok belirdi kafamda. Öyle çok cümle var ki, hayranlıkla, şaşkınlıkla, kimi yerlerinde beni anlatıyormuş gibi düşünüp kahkaha atarak okuduğum.
Öyküyü tekrar okurken öyle çok cümlenin altını çizdim ki, hepsi öyle farklı konulara, kapılara çıkıyor ki, bir türlü toparlayamıyorum. Bir paragrafta, öykü kişisi, yaşamında olup biten her şeye hakimmiş gibi, sonraki paragrafta tâbi oluveriyor. Bir bölümde başkalarının yapıp ettiklerini küçümsüyor, onları aşağılıyor, sonra kendisi için böyle düşünüyor. Kendine eziyet ettikçe dışarıya öfkeleniyor. Kendini işe yaramaz, beceriksiz, korkak, sorumsuz, uyumsuz hissettikçe hem bu durumuyla dalga geçiyor, hem sanki tüm bunlardan kurtulacakmış gibi, ona olumsuz gelen ne varsa yaşamında düzeltecekmiş gibi bir sürü kararlar alıyor, harekete geçiyor ama bunun kendini kandırmak olduğunu bildiği için belki başladığı, karar verdiği her şeyi yarım bırakıyor.


Baş yıkıcı ona içinde yeşillik olan bir saksı verince korkarak uzatıyor elini.

""
“Ya bakamazsam, diyor. Sorumluluk bu. Ben bu yüzden evlenmedim. Çocuklarıma bakamam diye korktum.”

Öğretim üyesi arkadaşıyla konuşurken de, “
""
Kağıt sende kalsın dedim. (Sorumluluk sende kalsın.)”

Birkaç gün sonra
""
“İki gündür rahatım. Mektubu arkadaşıma havale ettim. … Sorumluluk onun üzerinde”

Sorumluluktan kaçan öykü kişisi öykünün sonunda o mektupları ben yazdım deyip yaptığı işin sorumluluğunu üzerine alıyor. Ama bu onun amaçladığı ya da istediği şekilde değişmeye başladığı, artık istediği gibi bir yaşam süreceği anlamına gelir mi bilmiyorum, öykü boyunca ne istediğini, aslında nasıl bir yaşam sürmek istediğini bilemediğim gibi.


Re: Korkuyu Beklerken

Atay hakkında yazılanları okurken(Romancılığımızda Aydınlanmacı Bir Soluk: Oğuz Atay) şöyle bir cümle dikkatimi çekti.

""
“Yazar aklına geleni yazmış gibi.”

Zaman zaman ben de böyle düşünmedim değil. Öyle çok şeyden söz ediliyor ve öyle küçük ayrıntılarına varıncaya kadar anlatılıyor ki pek çok şey insanı boğuyor adeta.
Yazının devamı şöyle:

""
“Oysa bu dağınık görünen malzeme titiz bir seçmeyle toplanmış ve rasgele değil, yapısal bir bütün meydana getirir biçimde örülmüş.

Okurken pek çok cümlenin altını çizip “işte şunu anlatmak istemiş” diyebileceğim bir bağ kuramayışım anlatılanların hiçbirini birbiriyle tam olarak ilişkilendiremiyor oluşum bundan.


Ecevit’in yazısında öykü için,

""
Çokkatmanlı yeni metinlerin anlam alanını genişleten bir kurgu ögesidir modernist imge; onu tek bir anlama çevirerek dizginlemek olanaksızdır. Her anlamlandırma/yorumlama girişimi onun yalnızca bir bölümüne yönelir, diyor.

Kullanılan imgelerin, simgelerin her okur için farklı bir anlam içereceği kuşkusuz.
Öyküde sözü edilen inşaat çukuru için,
Barış
""
“düşünme tarafından düşünemez hale getirilmişliğiyle" kendi bedeninde "çekilmiş bir dişin oyuğu" gibi yaşar.”

diye güzel bir yorum yapmış. Benim kafamda, bu inşaat çukuru dış dünyanın, sosyal yaşamın simgesi oluverdi, öykü kişisinin kendine ait bir dünyada yaşamasına olanak vermeyen, onu yerle bir eden dışarıdaki yaşam oluverdi.


Re: Korkuyu Beklerken

Kahramanımızın oturduğu uzak semtte, hem de dağ başı sayılabilececek bu yerde, zamanla bir çok ev olacağının sinyallarini kahramanımızın yaşadığı evin yanında başlayan inşaatle alıyoruz. Bu inşaat, ülkemizde yasalarla uygulamalar arasındaki çapraşıklığı ele vermesi bakımından güzel bir örnek oluşturuyor. İnşaat için ruhsat almayı beklemeden çukur kazılmaya başlanıyor, ruhsat (şimdilik) alınamadığı için yapıma ara veriliyor. Hem de açılan çukur kapatılmadan. Elbette bu kapatılmayan çukur kahramanımızın evinin yıkılmasına sebep oluyor.
Yazar bu inşaat olayıyla birden çok şey söylemek istemiş gibi. Düşündükçe, bu olgu çok hoşuma gitti.


Re: Korkuyu Beklerken

"Korkuyu Beklerken" üzerine, naçizane...

"Korkuyu Beklerken"


Re: Korkuyu Beklerken

Ellerine sağlık, blog ne zamandır sessizdi...


Re: Korkuyu Beklerken

yok yok bu blog sessiz kalmaz, yakında yazacağım ben de, yazılanları okuyorum şimdilerde, elinize sağlık...