UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Kalabalığı Denemek

07 Şub 2011
Mehmet Sürücü

Ben bir cümleye takıldım kaldım;
cümle şu,
"Hiç unutmam bir gün kalabalığı deniyordum kendimde."
Kaynağını merak edeceksiniz. Bilemiyorum. Boşverin. Cümleyi görmeye çalışın sadece...

Kategori:

Re: Kalabalığı Denemek

"Hiç unutmam bir gün kalabalığı deniyordum kendimde." Bana bu cümle bir şey anlatmıyor.Belki metnin bütünlüğü içinde bir anlam ifade eder ama ben ısısnamadım bu cümleye.


Re: Kalabalığı Denemek

Bu cümle Edip Cansever'in bir şiirinden alındı.


Re: Kalabalığı Denemek

""
Cansever’in Garip etkisiyle yazdığı ilk kitabı İkindi Üstü bile, Orhan Veli tarafından, şiirden çok öykü olması nedeniyle eleştirilmitir: “Bazı genç şairler şiir yerine hikâye yazıyorlar. Bir şiirde birçok sanatlardan birçok unsurlar bulunabildiği gibi hikâye unsuru da bulunabilir. Ama belkemiğinin şiir olması gerektir” (175). Orhan Veli, bu görüşlerine “Karikatürden Şiire” başlıklı yazısında yer verir ve Cansever’in “Hoyrat bir delikanlı sarışın bir kızı caddeye doğru çekiyordu” dizesini örnek göstererek “böyle mısra olmaz” şeklinde eleştirir (176). Cansever’in daha sonraki kitaplarında da buna benzer dizelere rastlayabiliriz. Ancak Cansever, İkindi Üstü kitabını bütünüyle reddetmiş, Umutsuzlar Parkı’ndan itibaren ise, zaman zaman düzyazıya çok yaklamış olsa da,“hikâye”yi şiirin hizmetinde kullanmayı bilmiştir. Cansever’de cümle biçimine de ilk kez, onun reddettiği şiirlerden biri olan, Yerçekimli Karanfil kitabındaki “Altın Ayak” şiirinde rastlarız. Bu şiirdeki düzyazı bölüm, şu şekildedir:

""
Bunu neden mi söylüyorum? Bir Pazar sabahı lokantaya sığınmıştık; kiliseye, camiye sığınır gibi… Garson! baktık iyice silinmiş camlardan başkası hak getire. Garson! baktık denizler götüren bir kedi. Garson! baktık çıkageldi karayağız birisi; kötümser mi kötümser. Kendini papanın özel askerlerine benzetmiş olacak: […] Hiç unutmam bir gün kalabalığı deniyordum kendimde. Adında bolca “Z” harfi geçen bir bankada görevliydim. Görevli de ne? Bankanın canlı olan tarafıydım sanki. Ben bu değişimle büyür büyürken, işi fazlaca uzatmışım galiba. Mal sahibini az ötemde dikili buldum; giyinik, kurnaz, gülüşlü. Çık! çıkmam. Gel! gelmem. İç! içmem. Bak! bakmam. Sonunda: (Cansever, Sonrası Kalır 129-31)

Kaynak: Phoenix'in Evrimi: Edip Cansever'de Dramatik Monolog - Murat Devrim DİRLİKYAPAN


Re: Kalabalığı Denemek

Cümle de yukarıda aktardığım tartışma da yepyeni ışıklar yaktı bende. Teşekkürler.