UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Kağıt

10 Kas 2013
Mehmet Sürücü

Sabah ayazı ısırgan. Değidiği yeri sızlatıp yakıyor. İnce uzun zeytin yaprakları çiğden ıslanmış, ince ince damlıyor.

Ateş yakmak gerek. Üşüyoruz.

Birkaç yaprak alıp, üzerine ince dalları kırıp yığıyor kibriti çakıyorum. İnce bir alev kibritin bedeni boyunca uzadıktan sonra sönüyor. Bir kibrit daha çakıyorum. Nemli, ıslakyapraklardan, dallardan ince gri bir duman yükselirken anlık beliren küçücük yalımlar kayboluveriyor.

Nerdeyse kibritin yarısını çakıyorum. Sonuç hep aynı; Yanmayacak.

Son çare; cebimdeki küçük defteri çıkarıyorum. Birkaç sayfa koparıp, yaprakların, dalların altına koyuyorum. Yeterli bulmayıp birkaç tane daha koparıyorum.

Kibriti çakıyorum. Beyaz kağıda yaklaştırıyorum. Şen bir yalım sarıyor beyaz kağıtları. Yalımlar kağıtlardan yapraklara, yapraklardan ince dallara yayılıyor.

Gür bir ateşin yanındayız. Avuçiçlerimze yalımların sıcaklığı vuruyor.

Kalemin dallardan, yapraklardan daha kuru olduğu geliyor aklıma. Alevle yanışı geliyor gözlermin önüne. Bir dahaki sefere, diyorum kendi kendime.

09.11.2013
Köy

Kategori: