UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Kafka Öyküleri ve Öykücülüğü

25 May 2009
Barış Acar

Bir yandan Kafka öykülerini incelerken bir yandan da yazara yönelik inceleme ve eleştirilere dair araştırma yapmanın vakti geldi sanırım. Bu başlık altında Kafka öykülerine ve genel olarak Kafka külliyatının değerlendirilmesi üzerine ulaşabildiğimiz kaynakları derleyebiliriz.

Ben, internette bulduğum Türkçe içeriği hızlıca aktararak başlayayım:

mitoloji.info'da Kafka'nın kimi kısa öykülerini, aforizmalarını ve yaşamına ait kimi anektodları bulabilirsiniz.

Kafka blogu Kafka'ya ilişkin inceleme vb. yazıların yanında Kafka üzerine videoları da içeren güzel bir site. Özellikle de Koji Yamamura'nın "Bir Köy Hekimi" öyküsünün animasyonunu buradan izleyebilirsiniz.

franz-kafka.org ise, zaten bir süredir forumda öyküler için kullandığımız kaynak sitelerden biri. Burada özellikle Kıvanç KOÇAK / Kafka'yı Bilmek, Kürşad KIZILTUĞ / Kafka'da Modernlik, Selim AFŞİN / Kafka ve Mahmut Sami MERT / Franz Kafka: Suskun Devrimci (?) makaleleri okunabilir.

Notos Öykü'nün "Kafka - Bir Efsanenin Doğuşu" altbaşlığını taşıyan 12. sayısından kimi notları da buraya aktarmaya çalışacağım.

Bunlara ek olarak Nabokov'un Dönüşüm üzerine seminerlerinin İngilizce metnine de bakılabilir. Nabokov'un edebiyat dersleri Fatih Özgüven tarafından Türkçe'ye çevrilmiş (V. Nabokov, Edebiyat Dersleri, Çev. Fatih Özgüven, Nihal Akbulut, İstanbul, Ada Yayınları). Sözkonusu metin belki de bu kitapta çevirlmiş olabilir. Bulmaya çalışacağım.

Nabokov'un Kafka incelemlerine temel yaklaşımı konusunda şöyle bir metin buldum: Kafka bir Drakula mıdır?

Ayrıca Peter Medak'ın yönettiği Nabokov'un Kafka seminerini konu alan 1989 yapımı kısa filmi de youtube'dan izlenebilir: Vladimir Nabokov - The Metamorphosis

Son olarak: franzkafkatr

Kategori:

Re: Kafka Öyküleri ve Öykücülüğü

""
Bende Atılgan üzerine yazılan noyları biriktirmiştim bir hafta sonu oturup okurum diye hala bu makalelerin yarısına el sürememdim. :oops:
Nurten, tatil geldi değil mi? Şimdi başlamazsan sonra çok zaman geçer.
Ben, Kafka üzerine önceden biraz okumuştum; ama çok oldu okuyalı çook. Şimdi öykülerini okuyunca okuma isteği uyandı; ama özel zaman ayırmak istedim; öyküleri zaman zaman kafamda uçuşuyor.


Re: Kafka Öyküleri ve Öykücülüğü

Barış, alıntı için teşekkürler.


Re: Kafka Öyküleri ve Öykücülüğü

Yenileri gelecek, ta ki birilerinin takip ettiğini bileyim. Good


Re: Kafka Öyküleri ve Öykücülüğü

Günther Anders, Kafka'nın arada kalmışlığını harika özetlemiş. Yeryüzünde yer bulamamanın tarifi gibi.


Re: Kafka Öyküleri ve Öykücülüğü

Daha önce kimi notlar aktardığım Notos Öykü'nün 12 nolu "Kafka - Bir Efsanenin Doğuşu" sayısından devam edeyim:

Notos'un dosya konusunun belki de en önemli yazısı John M. Grandin'in "Kafka'nın Hayata 'Bakan' Pencereleri" yazısı. Ne yazık ki makale kıvamındaki bu uzun yazıdan çok fazla alıntı yapamayacağım. Keza yazar Kafka'nın öyküleri, romanları, günlükleri ve mektupları arasında adeta mekik dokuyarak "pencere" imgesini araştırmış ve araştırmasının sonuçlarını epey bütünlüklü bir metin olarak okuyucuya aktarmış; o yüzden neresini aktarsak bir diğer kısmı eksik kalacaktır. İyisi mi, yazının tamamına ulaşıp okumak.

Kısaca değinmek gerekirse;

""
Franz Kafka, bir yanda sanatçı yaratıcılığının kişisel krallığı, öbür yanda, babasının çevresindeki burjuva hayatı, mesleği ve nişanlısı ile bölünmüş bir dünyada yaşadı. Yeteri kadar bibliyografik belge onun, her ikisinin de taleplerini karşılamaya çalışırken, yalnızca uzlaştırılamaz olduklarını gördüğünden, bu bölünme yüzünden acı çektiğini gösterir. O, günlüğüne edebiyat dışındaki tüm etkinliklerden nefret ettiğini ve yalnızca yazmak için yaşadığını aktardı (21 Temmuz 1912). Ama böyle ifadeler, onun evlenme girişimleri, bahçe işleri, ağaç işçiliği, müzik, diller gibi birçok deneyimle çelişir. Kafka'nın yazınsal yaratıcılığının ötesindeki günlük hayatla ilişkileri, aşk ve nefretten biriydi. O evlendiği, bir aileye sahip olduğu ve toplumdaki yerini bulduğu bir dünyaya özlem duydu ama aynı zamanda bunların tümünü küçümsedi.

Kafka'nın kutuplaşmış dünyası ve çoğu zaman kararsızlık, çelişki, suçluluk ve umutsuzluk dolu duygularıyla ilgili olarak verilenlerin ışığında, hem kişisel, hem edebiyat hayatında pencere'nin neden önemli bir simge haline geldiği kolaylıkla anlaşılabilir. Kafka'nın ve onun kahramanlarının dünyaya bakışı çoğu zaman, oldukça çelişkili duygulan olan yalnız bir bireyin penceresinden toplumun hareketlerini seyredişi gibidir.

...

Pencere bir ayraçtır, Kafka'nın dünyasını ayıran bir simgesel referans noktası; o aynı anda hem dış dünyaya girişi yasaklayan bir engel, hem de ileriki zamanda belirsiz bir katılıma dair bir umut ve olasılık olduğu duygusunu uyandıran bir geçittir. Dahası o, kişiyi kitlelerden koruyan ve kişinin kendi dünyasını tanımlamasına olanak sağlayan bir kalkandır. Pencereler bir geçit yaratır ama bu, bazen çekici ve konfor sağlayan bir geçitken bazen de ürkütücü ve bu yüzden de büyük bir yalnızlık, yabancılaşma, suçluluk ve kararsızlık kaynağı olan bir geçittir.

GRANDIN, John M. "Kafka'nın Hayata 'Bakan' Pencereleri", (Çev. Yonca Y. Çakmaklı), Notos Öykü, 12, İstanbul, Ekim-Kasım 2008: 20.


Re: Kafka Öyküleri ve Öykücülüğü

Fischer'in Franz Kafka incelemesindeki bürokrasiyle ilgili bölümün girişi, Kafka'nın içinde yaşadığı Habsburg İmparatorluğu'nun durumunu çok iyi anlattığı gibi, bizim bugün de yaşamakta olduğumuz çaresizliği bir çırpıda özetliyor:

""
Halkın kendine nasıl yabancılaştığmı, kendini «temsil» ettirdiği takdirde nasıl halk olmaktan çıktığını ilk anlatan, Jean Jacques Rousseau'dur. Rousseau'ya, göre halk, yönetimi devredebilir, ama devlet içersinde kendine yabancılaşmak istemiyorsa, ortak istenci asla devredemez. «Devletin iktidarı temsil yoluyla kullanılamaz. Bu iktidar, özü gereği, ortak istençte yatar ve istenç, temsil olunamaz; istenç ya kendi kendisidir, ya da yabancı biridir, bunun ortası yoktur.» Devletin gücünün yasama ve yürütme diye bölünmesi, «devlet iktidarının taşıyıcısını düş ürünü, yamalı bohçayı andırır bir varlığa dönüştürür; bu, insanı, birinin yalnız gözleri, ikincisinin yalnız kolları, bir üçüncüsünün yalnız ayaklan bulunan çeşitli bedenlerden oluşturmaya kalkışmak gibi bir şeydir.» Rousseau'ya göre toplumsal ilişkiler o denli karmaşıktır ve devletler de o denli büyümüştür ki, devletin gücünün bölünmesinden, «halkın temsili» diye adlandırılan yanılsamadan vazgeçebilmek olanaksızdır, ama bunun sonucunda vatandaş devlete karşı yabancılaşmakta, iktidar odaklaşmakta, özgürlük yitirilmektedir.

FISCHER, Ernst. Franz Kafka, (Çev. Ahmet Cemal), İstanbul, BFS Yayınları, 1985: 39.


Re: Kafka Öyküleri ve Öykücülüğü

""
O, günlüğüne edebiyat dışındaki tüm etkinliklerden nefret ettiğini ve yalnızca yazmak için yaşadığını aktardı (21 Temmuz 1912).

Yazarın günlüğünde böyle bir not yok. Daha doğrusu o tarihte yazılmış herhangi bir şey yok.

Acaba yanlış tarih mi düşülmüş?


Re: Kafka Öyküleri ve Öykücülüğü

""
Yazarın günlüğünde böyle bir not yok. Daha doğrusu o tarihte yazılmış herhangi bir şey yok.

Acaba yanlış tarih mi düşülmüş?

Hmm, ilginç. Grandin'in yazısına baktım; kaynakçada hangi edisyondan faydalanıldığı belirtilmemiş. Belki bizdeki Cem yayınlarından çıkmış olan Günlükler'den farklı derlemeler de olabilir. Araştırmak lazım.


Re: Kafka Öyküleri ve Öykücülüğü

Daha önce Kafka'da Yazınsal Yöntem başlığında kimi notlarımız var. Unutulmaya!


Re: Kafka Öyküleri ve Öykücülüğü

Çok büyük çoğunluğu benim için bir anlam ifade etmeyen, üstüne üstlük yöntemsel olarak yazarlarının ne yapmaya çalıştıklarına vakıf olamadığım farklı bir Kafka okuması da Delleuze ve Guattari'nin Kafka - Minör Bir Edebiyat İçin çalışmaları.

Şöyle diyor yazarlar orada Kafka yapıtları üzerine:

""
Anlatım sorunu, Kafka tarafından, evrensel bir soyutluk biçiminde değil minör denilen edebiyatla -örneğin Varşova ya da Prag'daki Yahudi edebiyatıyla- ilişkisi içinde ortaya konmuştur. Minör edebiyat, minör bir dilin edebiyatı değil, daha ziyade, bir azınlığın majör bir dilde yaptığı edebiyattır.

DELLEUZE, G. ve GUATTARI, F. Kafka - Minör Bir Edebiyat, (Çev. Özgür Uçkan, Işık Ergüden), İstanbul, Yapı Kredi Yayınları, 2000: 25.

Bu minör-oluş ise üç ana nokta üzerinden tanımlanıyor: Dilin olanaksızlığı (bunu daha sonra "dilin yersizyurtsuzlaşması" olarak da tanımlıyorlar), bireysel sorunların bireysel olmayan diğer sorunlarla birleşme eğilimi (yani bu edebiyattaki her şeyin siyasal olması), son olarak da her şeyin kolektif bir değer taşıması (yazarın tek başına dile getirdiğinin ortak bir eylemi oluşturması).

Bunu şimdilik daha fazla açabileceğimi sanmıyorum. Ancak Kafka'nın yazma edimiyle ilgili kritik bir takım dönüşleri işaret etmesi bakımından bakışımızın ufkunda olmaları önemli olabilir.


Re: Kafka Öyküleri ve Öykücülüğü

""

Kafka'nın sosyalist eğilimleri çok erken kendini göstermiştir. Gençlik arkadaşı ve liseden dostu Hugo Bergmann'a göre genç Kafka görüşlerini sergilemek için ceketinin yaka deliğinde kızıl bir karanfil taşıyordu. Okuldaki son yıllarında (1900-1901) dostlukları biraz soğumuştu, çünkü "onun sosyalizmi de benim Siyonizmim çok güçlüydü." Bu anlaşmazlıklar Germen milliyetçiliği karşısında aynı şekilde tepki göstermelerini engellemez. Her ikisinin de dahil olduğu Prag'daki Alman Öğrenciler Birliği'nin bir toplantısında, tören sırasında Wacht am Rhein okunurken iki arkadaş ayağa kalmazlar ve bu tavır derhal kapı dışarı edilmelerine yol açar...

• • •

"Kropotkin'i unutma"yan Kafka 1913'ten itibaren Praglı anarşistlerin faaliyetlerine katılmaya son verdi

ama sempatisini koruyordu (en azından Janouch'un notlarında bu ileri sürülmektedir). Kafka'nın dikkati giderek daha çok Yahudiliğe ve belli ölçüler içinde Siyonizme yönelecektir. Onu Siyonizme çeken öğelerden biri, Filistin'de Yahudi öncülerin (halutzim) kurduğu kırsal toplulukların toplumsal deneyimidir: Kibbutzculuh.

• • •

Kafka bir "anarşist" değildi elbette, ama romantik ve liberter kökenli antiotoritarizm onun bütün romanesk eserini, baba otoritesinden ve kişisel otoriteden idari ve anonim otoriteye götüren iktidann büyüyen evrenselleşme ve soyutlama hareketi içinde kat eder. Elias Canetti'nin gayet iyi gözlemlediği gibi: "Bütün şairler arasında en büyük iktidar uzmanı Kafka'dır. O, iktidarı bütün veçheleriyle yaşamış ve şekillendirmiştir."

Michael Löwy, Franz Kafka, Boyun Eğmeyen Hayalperest
Çeviren Işık Ergüder.

Alıntı: Notos Öykü, 12, İstanbul, Ekim-Kasım 2008: 36.


Re: Kafka Öyküleri ve Öykücülüğü

""
Elias Canetti'nin gayet iyi gözlemlediği gibi: "Bütün şairler arasında en büyük iktidar uzmanı Kafka'dır. O, iktidarı bütün veçheleriyle yaşamış ve şekillendirmiştir."

Kafka'yı bir tanımın içine yerleştirmek çok zor; ancak Canetti'nin yazarı değerlendirişi güzel bir yol sunuyor. Yazara, yazarın dışındaki herhangi bir veriyle hiçbir şekilde yaklaşılmaz demiyorum; ama Kafka, ancak kendi kurduğu dünya içinde anlaşılabilecek bir yazar.


Re: Kafka Öyküleri ve Öykücülüğü

""
ama Kafka, ancak kendi kurduğu dünya içinde anlaşılabilecek bir yazar.

Bu tanımla Kafka'nın asla anlaşılamayacağını söylemekle eşdeğer gibi. Oysa ben bir sanat eserini ya da edebi bir metni sanatçısının ve yazarının heedefinden bağımsızda bir yere varabileceğini düşünürüm hep.


Re: Kafka Öyküleri ve Öykücülüğü

""
Bu tanımla Kafka'nın asla anlaşılamayacağını söylemekle eşdeğer gibi.

Sanırım Nurten yazdıklarımı yanlış anladın. Ben daha çok hazır reçetelerden hareket etmenin yersizliğini vurgulamak için söylemiştim bunları. Sonuçta Kafka dilini, dünyasını, yaşadıklarını bilmezseniz yazarın yapıtlarının birçok yönü büyük bir muamma olarak kalacaktır. Yazdıklarımla anlaşılıp anlaşılmama meselesini kastetmemiştim.


Re: Kafka Öyküleri ve Öykücülüğü

""
ancak kendi kurduğu dünya içinde anlaşılabilecek bir yazar.

Böyle düşünmemin sebebi "kendi kurduğu dünya" tanımlamasından dolayıdır. Kurmak kurgulamak olduğuna göre ne yaşadığı çağı ne de yaşadıklarını günü gününe bilsek bile kurgu kaynaklarını tanımlayabiliriz ama bu imgeleri çözebileceğimiz anlamına gelmez. Dediğim gibi ben "kurmak" vurgusu dolayısıyla böyle düşündüm.


Re: Kafka Öyküleri ve Öykücülüğü

""
Kurmak kurgulamak olduğuna göre ne yaşadığı çağı ne de yaşadıklarını günü gününe bilsek bile kurgu kaynaklarını tanımlayabiliriz ama bu imgeleri çözebileceğimiz anlamına gelmez.

Sonuçta çoğu yazar "kurgu"dan hareket ediyor; ancak Kafka senin de bildiğin gibi sembollere dayalı, kendi üstüne kapanan, anlaşılma kaygısı taşımayan bir yazar. Üstelik okuyucuya pay bırakmak, onunla iletişime geçmek türünden hesapları olmadığından ve simgesel bir anlatım tarzı benimsediğinden daha çok yazarın kendisini merkeze almak gerekir kanısındayım.


Re: Kafka Öyküleri ve Öykücülüğü

Sanırım tam da bu söylediklerin yüzünden daha önceki fikrimi sürdürmekteyim.


Re: Kafka Öyküleri ve Öykücülüğü

Abdullah'ın çabaları sonucunda nihayet Nabokov'un Kafka'nın "Değişim" uzun öyküsü üzerine yaptığı dersin notlarına ulaştık. (Fatih Özgüven çevirisiyle.)

Baskısı tükenmiş olan bu kitabın ilgili makalesini okumak isteyenler için:
Nabokov - Değişim
(Açılan pencerede "Click here to start download" linkine tıklayınız.)

V. NABOKOV. "Değişim", Edebiyat Dersleri, (Çev. Fatih Özgüven, Nihal Akbulut), İstanbul, Ada Yayınları, 1986: 125-162.


Re: Kafka Öyküleri ve Öykücülüğü

Teşekkürler, "Değişim" üzerine en çok düşündüğüm romanların başında geliyordur sanırım.


Re: Kafka Öyküleri ve Öykücülüğü

Kafka'nın "Dönüşüm" öyküsünü bu vesileyle tekrar okudum. İncelemeyi de okuduktan sonra başlığa öyküye ilişkin görüşlerimi eklerim.


Re: Kafka Öyküleri ve Öykücülüğü

Nabakov'un makalesiyle öyküyü/uzun öyküyü tekrar okumuş kadar oldum.


Re: Kafka Öyküleri ve Öykücülüğü

""
Nabakov'un makalesiyle öyküyü/uzun öyküyü tekrar okumuş kadar oldum.

Evet; çok ayrıntılı, güzel bir değerlendirme. Öykünün yazın değerinin hakkı verilerek yapılmış.


Re: Kafka Öyküleri ve Öykücülüğü

Nabokov'un Kafka'nın Freud üzerinden yorumlanması hakkında aşağıdaki notunu önemli buluyorum.

kafka_freud.jpg

Re: Kafka Öyküleri ve Öykücülüğü

Arkadaşlar, ilgiyle takip etmekteyim. Kafka'nın birbirinden çok farklı yorumlarla anlaşılmaya çalışılması yazarı bir çıkmaza sürüklüyor gibi geliyor bana. Yoksa Kafka'nın istediği de bu muydu?


Re: Kafka Öyküleri ve Öykücülüğü

""
Arkadaşlar, ilgiyle takip etmekteyim. Kafka'nın birbirinden çok farklı yorumlarla anlaşılmaya çalışılması yazarı bir çıkmaza sürüklüyor gibi geliyor bana. Yoksa Kafka'nın istediği de bu muydu?

Kafka, okuyucuyu çağrışımlarla dolu bir dünyaya götürmekten ziyade günümüz insanının çıkmazlarını sergilemeye çalışıyor diye düşünüyorum. Bu da kapalı, referansları metin sınırlarında olan bir dünya sunuyor bize. Birazdan bu konuyla ilgili "Öykü İnceleme Yöntemleri" başlığına güzel bir yazı ekleyeceğim.


Re: Kafka Öyküleri ve Öykücülüğü

""
Nabokov'un Kafka'nın Freud üzerinden yorumlanması hakkında aşağıdaki notunu önemli buluyorum.

Çoğu yapıtında kendi üstüne kapanan, ortalama okuyucuya seslenmeyen ve okuyucudan çaba isteyen bir yazar için bu tür ayağı yere basmayan yorumların türemesi anlaşılır bir şey. Önemli olan okuyucunun bu yorumlardan birçoğuna yüz vermemesidir.

Bu arada Kafka'nın Freud'cu görüşleri eleştirmesi ilginç.


Re: Kafka Öyküleri ve Öykücülüğü

Bu başlıkta yazılanları ilgiyle okuyorum. Bana en yakın gelen ifade şimdilik Nurten(öz)' ün şu yaklaşımı oldu,

""
Kafka'nın birbirinden çok farklı yorumlarla anlaşılmaya çalışılması yazarı bir çıkmaza sürüklüyor gibi geliyor bana. Yoksa Kafka'nın istediği de bu muydu?


Re: Kafka Öyküleri ve Öykücülüğü

Metamorfoz dolayısıyla ekleyeyim istedim.

Ferit Edgü şöyle söylemiş:

""
Kafka, bireyin, hatta insanlığın kurtuluşunu Tanrı'nın varlığına mı bağlıyordu? Bu, Tanrı inancı taşımayan adamın, Tanrı'nın varlığı ve yokluğu üzerinde (tıpkı "yasa" üzerinde olduğu gibi) durduğunu biliyoruz. Kafka, kendini aldatmadan inanacağı bir Tanrı arayışındaydı denebilir. Kurtuluşu, kendisine çok yakın iki filozof gibi (Pascal ve Kierkegard; dilerseniz bunlara Dostoyevski'yi de ekleyelim) Tanrı'nın varlığında görmüş olabilir. Ama bu düşüncelerini, arayışlarını birçoklarının ileri sürdüğü gibi, kimi simgelerle yapıtlarında dile getirmiş olması (Örneğin Vialatte'ın ileri sürdüğü gibi Şato'da insanlık ile Yahudi kutsallığı arasındaki bir ilişkinin simgesini kurmuş olması) kanımca, bir saptırmadan başka bir şey değildir.

Benim Kafkam, yaşamın onulmaz biçimde saçmalığını, insanoğlunun hiçliğini, çaresizliğini, kendine özgü, öncesi ve sonrası olmayan bir yapıta dönüştürürken, bunu günlük gerçekliğe hiçbir gönderide bulunmadan gerçekleştirirken, kurgulanmış gerçekliğin, gerçekten daha gerçek olduğunu gösterir. Tanrı'nın gölgesi zaman zaman yazılarına düşer gibi olur. Ama bu kimin Tanrı'sıdır? YAhudilerin Tanrı'sı mı? Katolik Pascal'ın Tanrı'sı mı, Protestan Kierkegard'ınki mi? Yoksa hiçbiri mi? Varolmayan bir Tanrı! Niçin olmasın? Kafka'nın yapıtında bir Tanrı düşüncesinden söz edilebilirse bu ancak, varolmayan bir Tanrı'dır: Negatif teoloji.

Kaynak: EDGÜ, Ferit. "Kafka'dan Aforizmalar - Kafka Güneşi", Cumhuriyet Kitap, S. 1052, 15 Nisan 2010, s. 27.


Re: Kafka Öyküleri ve Öykücülüğü

negatif teoloji tanrının yokluğu anlamına asla gelmemiştir. Negatif teoloji tanrının öyle bir tasavvur edilmesidir ki, tanrı artık tasavvur edilemez olur. Yani muhafazakarlık öyle bir hal alır ki, tanrı dilden öyle bir muhafaza edilir ki, “ne o, ne de bu olan tanrı” ile karşı karşıya kalırız.negatif teoloji,”ne o ne de bu” diyerek, uzaklarda, çok uzaklarda olan bir “hakikate” gönderme yapar. negatif teoloji, kantçı bağlamda “kendinde şey”in mantıksal dizgesini aşamamıştır.

Öte yandan Kafka’da negatif teolojinin dilini gördüğümüz doğrudur: ulaşılamayan şatolar, bitirilemeyen çin setleri, bitmeyen hikayeler.. peki kafka burada sahiden de “orada bir köy var uzakta, gitmesek de görmesek de” modlarında mı yazmaktadır, yoksa söz konusu olan bir alay, bir içten içe kahkaha mıdır? Kafka Odradek gibi muzipçe kıkırdamamakta mıdır kendisini sorguya çeken “ev sahiplerine”? kimse kusura bakmasın, onu yı negatif teolojinin kucağına bırakıveremeyecek kadar “değerli” buluyorum, yok illahi bir kucak fantezisi isteyen çıkarsa kafkayla birlikte bir kucak dansına geliriz tabii - kafka istese de istemese de..bu benim kafkaya “minnet borcumdur”- zaten pek severim böyle “dansları” ben.. ama kimse “bizden” kucağa kat "çıkmamızı" beklemesin(.) ”rica ya da arz ederim”