Joyce Carol Oates - Hafifletici Nedenler
Adam Öykü,
sayı: 16,
Mayıs-Haziran 1998,
s. 91-95.
Öykü forumdan kaldırılmıştır. Bkz.: Forum İşleyişi
Adam Öykü,
sayı: 16,
Mayıs-Haziran 1998,
s. 91-95.
Öykü forumdan kaldırılmıştır. Bkz.: Forum İşleyişi
Re: Hafifletici Nedenler - Joyce Carol Oates
İsterseniz önümüzdeki haftalarda Bir Nefeslik Ara'ya konuk edelim bu öyküyü. Böyle arada kaynamasın. Ne dersiniz?
Re: Hafifletici Nedenler - Joyce Carol Oates
Bence mantıklı.
Re: Hafifletici Nedenler - Joyce Carol Oates
Olur. Bu arada hem bu öyküyü okur hem de O. Atay'ın öykülerine zaman ayırırız.
Re: Hafifletici Nedenler - Joyce Carol Oates
Bu akşam, bir süredir Depo'da "Bir Nefeslik Ara"yı bekleyen Oates'in öyküsünü okuyalım dedim. Belki akabinde ilgili foruma taşırız.
Re: Hafifletici Nedenler - Joyce Carol Oates
Re: Hafifletici Nedenler - Joyce Carol Oates
Sorumluluğun "Çünkü"yle herkese dağıtılması etkileyici bir dil oluşturmuş.
Re: Hafifletici Nedenler - Joyce Carol Oates
Öykü bir sorgulama mantığı da öneriyor bu "çünkü"leriyle. Suç kavramını da sorgulattı bana.
Re: Hafifletici Nedenler - Joyce Carol Oates
Bu 'çünkü'ler, ne bileyim, gösterilen nedenlerin büyük bir kısmı evet, çok acı çekildiğinin birer göstergesi ama kimi nedenler bir cinnet anından söz edildiğini sezdirse de, ("çünkü yağmur yağmıyordu, çünkü, çamaşırlar kirliydi... gibi") bir cinnetin sonucunda oluveren değil, planlanan bir eylemin sonunda oluverene dönüşmüş. Belki de planlandığını söylüyor anlatıcı. Sıralanan, sayılanların hiçbiri çocuğun öldülürülmesi için birer gerekçe olamayacak kertede anlamsız gevelemelere dönüşmüş. Anlatıcı bunların hiçbirinin birer gerekçe olamayacağını vurgulamak için bunları sıralıyor belki de.
Re: Hafifletici Nedenler - Joyce Carol Oates
Öyküde iç konuşmalarda tümceler arda arda ve noktalamadan, kurallardan bağımsız sıralanmış. Dış konuşmalar da "çünkü"lerle okuyucuya etkili bir biçimde sunulmuş. Daha çok bir günlükten çıkmış gibi bu öykü.Cinnet öncesi son sayfa.
Re: Hafifletici Nedenler - Joyce Carol Oates
Bu öykünün giriş ve çıkış cümleleri anlamlı geliyor bana. Bu bir itiraf; İngilizce "confession", yani aynı zamanda günah çıkarma. Yüzleşerek bağışlanma isteği gizli içinde. Bundan dolayı da bir mazaret bildirimiyle başlıyor her cümle: "Çünkü..."
Re: Hafifletici Nedenler - Joyce Carol Oates
Bu cümleler, anlatıcının, sevdiği adamdan ayrılmadan, sıraladığı sıkıntıları, acıları, yalnızlığı, çaresizliği yaşamadan önce, yani sevdiği adamla birlikte olduğu döneme ait anılar sanırım. Anlatıcının sanki o zaman da psikolojisi çok iyi değilmiş gibi geldi bana. Kendini hep yetersiz buluyor. Kendisi odadan çıktıktan sonra içeridekilerin ne yaptığı konusunda tahminde bulunmuyor, ne olduğunu kesin bir dille anlatıyor.
'Yeterince sevmek'ten neyi kast ediyor, onun için 'yeterince' nin ölçüsü ne, diye düşündüm.
Re: Hafifletici Nedenler - Joyce Carol Oates
Öykünün ismini de düşününce Barış'ın tespitine katılıyorum ama kendi vicdanında kendini bağışlamaktan söz ediyorsak,
ya da,
bu cümleler sanki anlatıcının bağışlanmayı değil de kendini kendini cezalandırmayı istediğini düşündürüyor bana.
Re: Hafifletici Nedenler - Joyce Carol Oates
Elif dikkat çekişinde haklı; ama "arınma"nın bir yönü de bu değil mi? Kendi acısıyla temizlenmek...
Re: Hafifletici Nedenler - Joyce Carol Oates
Bu satırlar çocuğunu öldürmeye karar verdiğini ilk ele veren cümlelerdi.
Bu cümle ise bu işi bu kadar soğukkanlılıkla yapabilecek gücü( gaddarlığı) nasıl bulabildiğini anlatıyordu.
Re: Hafifletici Nedenler - Joyce Carol Oates
"Hafifletici neden" suçun yükünü doğrudan üstlen(e)meyen bireylere özgü bir deyiş. Onun söz geçiremediği, katılaşmış, müdahele kabul etmeyen alanlara dair bir savunma mekanizması. Kollektif bir suçun önkabulü. Aynı zamanda "sorumluluktan, doğru karar verememekten, kaçıştan" söz etmekten vazgeçişin bir başka ifadesi. Karmaşıklığa, bilinmezliğe, 'çünkü'lere rağmen nedensizliğe itirazlar silsilesi. Varoluşsal bunalıma giden yolun hazırlayıcısı. "Öldürme"nin, dünyanın acılarından kurtarmanın diğer adı olan "bağışlama"nın oluşturduğu tezatlar bütünü. Tanrı olmayı isteme; ancak Tanrı olmanın getirdiği zorlukların altında ezilen insanın sancısı.
Yüz benzerliğinin, zamanla varoluş benzerliğine dönüşme düşüncesinin içinden çıkılmaz hâli. Yalnız kalan -bırakılan- annenin dünyayla baş edememesinin güçlüğü. Anne olmanın öğretilenlerden, anlatılanlardan öte üstlenilemeyen çetin, bilinmez yönleri. Ona güzel bir dünya kurmak, onu mutlu etmek düşüncesinin yerine annenin âcizliğinin fark edilmesinin getirdiği eziklik. Gerçekliğin acı veren ağırlığı. "Sevme"nin "mutlu etmek, rahat yaşatabilmek, varlığını adamak" ile anlamlı hâle geldiği dünyada, bunu becerememenin peşi sıra sürüklediği yok etme isteği. Bir parçası kabul ettiği çocuğuna yabancılaşması.
Anneliğin zayıflığa, yalnızlığa, zorluğa tercüme edildiği, ataerkil dünya. Gelecekle, geçmişle, bilinmezliklerle sık sık girişilen boğucu hesaplaşmalar. Ama en çok da âcizliğiyle... Bunun görünür hâle gelmesinin getirdiği yükün ağırlığıyla... Adaletin, hayat arkadaşlığının, dostluğun anlamının bulunamadığı bir dünyada kendisine yer edinememenin hissettirdiği yabancılık. Çocuğu ile yaşadığı yalnızlık. Tüm bunlar, bütün karmaşıklığı ile "hafifletici neden"ler bütünü.
Re: Hafifletici Nedenler - Joyce Carol Oates
İlgilenenlere: Joyce Carol Oates
Re: Hafifletici Nedenler - Joyce Carol Oates
Abdullah'ın verdiği linkte Hande Öğüt, müthiş bir duyarlılıkla Francis Bacon'ın tabloları ile Oates'in öykülerini karşılaştırıyor.
Yakın zamanda Bacon'a ilişkin önemli bir kitap da Türkçe'ye çevrildi: Gilles Deleuze. Francis Bacon - Duyumsamanın Mantığı, (Çev. Can Batukan, Ece Erbay), Norgunk Yayıncılık, 2009.
Re: Hafifletici Nedenler - Joyce Carol Oates
"Hafifleti Nedenler" öyküsünü okurken kendimi neden suç ortağıymış gibi hissettiğimi ve çektiğim vicdan azabının sebebini bu cümleyle anlamış oldum.