UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Jorge Luis Borges - Gölgeye Övgü

09 May 2010
Mehmet Sürücü

BORGES – Gölgeye Övgü – Metis

""
Töre akıl almaz tanrılara değil, insanlara özgü bir yanılsamadır.

Kimse bağışlayamaz tanrı bile. Bir insan yaptıklarıyla yargılansaydı, ne cenneti ne cehennemi hak edecek kimse olurdu.

Bir başkasına kinle bakan onu yüreğinde öldürmüş sayılır.

Zencefilin tadına denk gelen rakamı tüketip, yaşamayı sürdüreceksin. Kristalin kaynağına karşı gelen rakamı tüketip, birkaç gün daha yaşayacaksın. Yüreğin için belirlenen çarpmaları tükettiğinde ölmüş olacaksın.

Yalnız ölen bizimdir. Bizim olan yalnızca yitirdiğimizdir .

Şiir zamanla ağıta dönüşür. Bizi sonunda beklentiye, yani iç sıkıntısına ve umudun tehlikelerine ve dehşetine, yabancılaşmış, terk edip giden kadınlar bizimdir.

Yitik cennetlerden başka cennet yoktur.

Yaşam bir düş değil, ama düşe dönüşebilir.

İplik kayboldu, labirent de kayboldu. Şimdi bizi bir labirentin mi, gizli bir kaosun mu, yoksa tehlikeli bir
karmaşanın mı çevrelediğini bilmiyoruz. Bizim hoş görevimiz, bir labirentin ve bir ipliğin var olduğunu düşlemektir. Asla ipliği ele geçiremeyeceğiz; günün birinde bulmamız ve bir inanç eyleminde, bir ezgide, bir düşte, felsefe denen sözcüklerde veya basit mutlulukta yitirmemiz olası.

İnsan pek çok şeyde olduğundan başka türlü görünmeyi başarabilir, ama asla mutluluk taslayamaz.

İnsan beyni el yazması bir müsveddedir. Her yeni yazı öncekini örter ve bir sonraki tarafından örtülür, buna karşın sınırsız gücü olan bellek, yeteri uyarının sağlanması halinde ne kadar anlık olursa olsun, herhangi bir izlenimi kazıp gömüldüğü yerden çıkarabilir.

Saflığın işe yaramaz, ben inanç istiyorum.

Bana büyük eseri öğretmeni istiyorum. Taş’a giden yolda sana eşlik etmek istiyorum. Yol taş’ın kendisidir. Taş çıkış noktasıdır. Amaç adımların her birindedir.

Tek bilebileceğin, bir yolun var olduğudur.

Hepsini vermeyen, hiç vermemiş sayılır.

Körlük karanlık değil, yalnızlığın bir biçimidir.

En coşku dolu anlar, Shakespare olmak ve unutulmaz soneler yazmak için yeterli değildir.

Düşü anımsayacaksın, çünkü olayların gerçekleşmesi için düşü unutman gerekir.

Pişmanlıklar sürdükçe suç da sürer.

Gizem beni ona götüren yollar kadar değerli değil. Bu yolları aşmak gerek.

Dünya çarkı basit bir vahşi hayvanın anlayışından çok daha karmaşıktır.
Dünya çarkı basit bir insanın anlayışından çok daha karmaşıktır.

Gerçek düşle iç içeydi, daha doğrusu gerçek düşün görünümlerinden biriydi.

Cesaret dayanmaktır; kimi daha çok kimi daha az dayanır, ama er veya geç herkes zayıf düşer.

Gelecek kuşakların övgüsü, çağımız insanının övgüsünden daha fazla değer taşımaz.

Kırkını geçtikten sonra, her değişiklik geçen zamanın iğrenç bir simgesidir.

20. Yüzyıl, Hz. Muhammed ve dağ efsanesini değiştirdi, şimdi dağlar modern Muhammed’in ayağına geliyorlar.

Her şeyin kitabında mazereti vardır.

Bir atasözü Hindistan’ın dünyadan büyük olduğunu söyler.

Bedenim korku duyabilir ben asla.

Yeter ki cennet var olsun, yerimiz cehennem bile olsa.

Doğum anından ölümüne bir insanın başına gelebilecek olayların tamamının kendi tarafından önceden belirlendiğini okudum. Demek ki her savsaklama önceden düşünülmüş, her rastlantısal karşılaşma bir randevu, her küçük düşme bir tövbe, her başarısızlık gizli bir zafer, her ölüm bir intihar idi.

Raskolinkov’un girişimi Napolyon’un girişiminden daha çetindi.

Ne kadar uzun ve karmaşıksa da, her yazgı gerçekte bir tek anı içerir.

Bir kadının aşkını elde etmeye çalışan insanlar vardır, onu unutabilmek, bir daha düşünmemek için.

Kuran’ın Arap uygarlığının bir ürünü olduğunun en iyi kanıtı, içinde develerden hiç söz edilmem iş olmasıdır.

Kategori:

Re: Jorge Luis Borges - Gölgeye Övgü

""
Saflığın işe yaramaz, ben inanç istiyorum.
Alkış