UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Jorge Luis Borges - Babil Kitaplığı

08 Şub 2012
Mehmet Sürücü

"Babil Kitaplığı" 1941’de yazılmış. O dönemde Borges Arjantinde, Sur dergisinde kitap tanıtımları yapıyor, bir yandan da okuduğu kitapların üzerinden, eğlenceli, farklı metinler türetiyordu. Hep, yazar yanından önce, okur kimliğini ön plana çıkaran birisiydi. Öykülerinin felsefi derinliği, günlük yaşamın, Arjantin’deki kenar mahalle söylencelerinin masalsı, mitolojik anlatımları, onun ayırıcı özelliğidir.

Dünyanın en çok tanınan körlerinden birisidir Borges. 1955’te, Arjantin Ulusal Kitaplık müdürlüğüne atandığında, 900.000 kitabın ortasındaki bir kördür. Cenneti her zaman bir kitaplık olarak düşlediğini söylemiştir bir konuşmasında.(1)

""
Kimse yakınıp yerindiğimi sanmasın
bu lütfundan yüce Tanrının,
bana ilahi bir şaka yaptı
kitabı ve körlüğü aynı anda bağışladı.(s.113)

Bu bir şaka gibi.

Evreni dev, sayısı belirsiz altıgen dehlizlerden bir kitaplık olarak düşlemek. Evreni kurarken en uygun yapı malzemesini, tuğlasını çok incelikli seçer Borges. Evren her zaman sonsuzlukla özdeş oldu. Kitap da öyle değil mi. Bir cümlede, bir kelimede, iki kelimenin, iki harfin arasının sonlu olabildiğini söyleyebilir miyiz? Bir yerde ağın boşlukları ören ipler olduğunu okumuştum. Bu benzetmeyi kullanacak olursam, evreni de harflerle, rakamlarla örülen varlık olarak düşünemez miyiz?

Öykünün simgesel, katmanlı anlatımı yorumun ve değerlendirmelerin boyutunu genişletiyor.
Işık, lamba adı verilen bir tür küremsi meyve; güneş, parmaklığın üstü; mezarlık, kusurlu kütüphaneci; insandır.

""
Bu düşünürün gözlemine göre, kitapların tümü, farklılıklarına karşın, eşit öğelerden oluşuyordu: boşluklar, nokta, virgül ve abecenin yirmiiki harfi. Kütüphaneci, gezginlerin de doğruladığı bir olguya parmak basmıştı: Engin Kitaplık'ta birbirinin tıpkısı iki kitap yoktur.

Tüm varklıların temel yapı taşlarını; atomları, protonları, nötronları anlatmıyor mu yukarıdaki cümle. Bir kitaplık benzetmesi, aynı zamanda insanlığın tarihsel evrimini, sapmalarını, yozlaşmalarını da özetliyor.

""
Binlerce inançlı, sevimli yerel altıgenlerini bırakarak merdivenlere atıldılar, kendi Aklama belgelerini bulmak gibi boşuna bir inancın itisiyle. Bu hacılar, daracık geçitlerde tartışıyor, kara sövgüler savuruyor, tanrısal basamaklarda birbirlerinin boğazına sarılıyor, düzmece kitapları hava sütunlarına fırlatıyor ve uzak yöreler yerlilerinin eliyle aynı biçimde aşağılara fırlatılarak ölümlerini buluyorlardı. Bir bölüğü çıldırdı...

Borges, evrenin harflerden, sayılardan oluşmuş sütunların üzerine inşa edildiğine inanıyordu. Okurlarına önerisi şuydu;

""
Az miktarda okuyun, ama tekrar tekrar okuyun; gerçek ve kurmaca arasında hiçbir fark yoktur ve geçmişin tamamı belleğimizde kalanlardan ibarettir.

***
"Babil Kitaplığı"
Jorge Luis Borges
Ficciones Hayaller ve Hikayeler içinde,
İletişim Yayınları, İstanbul, 2010 s. 67-76

Alıntılar
Yedi Gece, Jorge Luis Borges.Çeviren.Celal Üster.Can Yayınları.İstanbul.1995
Jorge Luis Borges-Jason Wilson-YKY-Çev:Tonguç Çulhaöz-İstanbul 2011
Çizim: La Bibliothèque de Babel - Erik Desmazières

Kategori:

Re: Babil Kitaplığı

Başka bir kitabından alıntıları toplamıştım.
Jorge Luis Borges - Gölgeye Övgü


Re: Babil Kitaplığı

Öncelikle bu hızlı çalışma için teşekkürler. En kısa zamanda öyküyü okumaya çalışacağım. Bu arada sunumun altına öykünün künyesini de aktarabilir misiniz?


Re: Jorge Luis Borges - Babil Kitaplığı

Borges hakkında eşi ile yapılmış, detaylara yer veren bir röportaj. Meraklısına...
http://www.futuristika.org/roportaj/maria-kodama-borges/

Borges'in kendi röportajı...
http://www.futuristika.org/kultura/edebiyat/jorge-luis-borges-ile-soylesi/


Re: Jorge Luis Borges - Babil Kitaplığı

The Mirror Man, Philippe Molins’in yönettiği, Borges'in yaşamıyla ilgili bir belgesel.

http://www.youtube.com/watch?v=vVCAjzn4BEI
http://www.youtube.com/watch?v=CklWPotXD4o&feature=related

6 Bölüm belgesel. Youtube'da var. İngilizce bilmek gerekiyor ne yazık ki.


Re: Jorge Luis Borges - Babil Kitaplığı

"Babil Kitaplığı"nı okumaya başladıktan bir süre sonra yazarın tasarladığı evreni kafamda canlandırmakta zorlandığımı fark ettim. Bir türlü cümlelerin, paragrafların içine giremiyordum. "Şimdi, çözümü özetlemeden önce (ki bu buluşun aydınlığa çıkışı, olanca trajik uzantılarına karşın, belki de tarihin baş olgusudur) birkaç belit anmak istiyorum." cümlesini gördüğümde yanlış iz üzerinde olduğumu anladım. Öykünün İngilizce çevirisini bulup oradan okudum ("The Library of Babel", James E. Irby çevirisi). Bir öyküyü anadilimde sözlük kullanarak okumaktansa, bir yabancı dilde sözlük kullanarak okumayı tercih ettim. Başka Borges çevirileri de böyle midir, bilemiyorum, ama yazarı böyle bir çeviriden okuyup da lâyığıyla anlamanın pek mümkün olmadığını iddia edeceğim (Tomris Uyar kusuruma bakmasın).

Öykünün Türkçesiyle İngilizcesi arasındaki fark anlaşılırlıkla sınırlı kalmıyor. Türkçesinde "Her yanda beşer uzun raftan toplam yirmibeş raf, biri dışında duvarların tümünü kaplamaktadır..." denirken İngilizcesinde "Her bir kenarda beşer raftan, toplam yirmi rafın duvarların ikisi dışında tümünü kapladığı..." söyleniyor. Burada maddi hatanın Uyar'a mı yoksa Irby'ye mi ait olduğunu öyküyü İspanyolcasından okuyabilecek biri açıklığa kavuşturacaktır sanırım.

Fantastik edebiyat, büyülü kurgular açıkçası fazla ilgimi çekmiyor. Ya yazarın tasarımını anlamıyorum, ya da çabucak sıkılıveriyorum. "Babil Kitaplığı"nın bütünlüklü evren tasavvurunu okurken de aklım zaman zaman başka yerlere kaydı, ne yalan söyleyeyim. Evrendeki toplam kitap sayısını hesaplamaya çalıştım meselâ. 1834098 basamaklı bu sayının (kitaplarda rakamların kullanılmadığını bir kenara bırakırsak) her biri ortalama 1312000 karakter içeren kitaplardan birine yazılamayacağını fark ettim. Öykü boyunca kafamı kurcalayıp duran soru da bununla ilintiliydi zaten. Eğer kitabın uzunluğu sınırlıysa, evren de sınırlı olmak zorunda olduğundan, sonsuzluk üzerine yürütülen tartışmalara dahil olmakta zorlandım. Eh, insan ömrüyle kıyaslandığında bu sonluluğun bile sonsuzluk gibi görüneceğine yazar da değinmiş, fakat yine de sonsuzluk konusundaki aksiyomun (belit) çürütülemez olduğu yolundaki iddia bana biraz temelsiz göründü.

Diyeceksiniz ki, oturmuş bir öyküyü matematiksel olarak çürütmeye çalışıyorsun, senin bu yaptığın edebiyata sığmaz. Ama zaten matematiği edebiyata sığdırmaya çalışan ben değilim ki; Borges yapıyor bunu...


Re: Jorge Luis Borges - Babil Kitaplığı

Çeviri konusunda sana katılıyorum Eren. Ben de gönderdiğin linkten tekrar okuyacağım.

Öykü ciddi düzeyde matematik içeriyor. Bir matematikçi olarak, buna epeyce şaşırdım. Ama altıgenler birbirine birer kenarlarından bağlanamazdı, çünkü o zaman sadece iki altıgeni bağlayabilirdik. Wikipedia'dan baktım:

""
hexagonal rooms, each of which contains the bare necessities for human survival—and four walls of bookshelves.

Yani hata bizim çeviriden kaynaklanıyor olmalı.

Öykü üzerine düşünmeye devam ediyorum.


Re: Jorge Luis Borges - Babil Kitaplığı

Öykünün yarısına gelmeden pes ediyorum. ( Dördüncü teşebbüsün ardından) Bu çeviriyi kendime çeviremiyorum bir türlü, ne zor. Sad
Sanırım Borges bana sesleniyor:
" Az miktarda okuyun, ama tekrar tekrar okuyun; gerçek ve kurmaca arasında hiçbir fark yoktur ve geçmişin tamamı belleğimizde kalanlardan ibarettir."


Re: Jorge Luis Borges - Babil Kitaplığı

Bir yandan dille mücadele edip diğer yandan öyküyü didiklemeye devam ediyorum. Öncelikle bir hatamı düzeltmek istiyorum. Borges, Kütüphane'nin sonsuz büyüklükte olduğunu söylemiyor, yalnızca ezel-ebed olduğunu iddia ediyor. Bu haliyle matematiksel model bana daha doğru görünüyor.

Öykü altıgen biçimli odaların tasviriyle başlıyor. Her birinin duvarlarındaki raflarda 700 adet kitap bulunan odalar birbirlerine hem yatay hem de dikey düzlemde bağlanıyorlar. Yatay düzlemdeki bağlantı altıgenin iki kenarındaki açıklıktan sağlanırken, dikey bağlantı bu açıklıkları birbirine bağlayan koridorlarda bulunan merdivenlerle sağlanıyor. Bu koridorlarda insanların (kütüphane görevlisi) uyku ve dışkılama ihtiyaçlarını karşılamaya yarayan birer oda da bulunduğunu söylüyor yazar. Fakat bunun dışındaki fiziksel ihtiyaçlara (yemek, su, vs.) değinmiyor. Ben de, haliyle, yemek yemeyen bu insanların neden dışkılama ihtiyacı içinde olduklarını merak ediyorum. Yine bu ara koridorlarda bulunan aynaların da işlevine dair fikir yürütemiyorum.

Bu evreni tanımlayan iki aksiyomdan söz ediliyor. İlki, evrenin ezel-ebed olduğu, ikincisiyse bu evrendeki kitapların 25 karakterin 1312000'li permütasyonlarından teşekkül ettiği. Bu ikinci aksiyomun keşfinin evrenin tarihinde başat önemi haiz olduğunu anlıyoruz. Bu büyük keşif evrende sürmekte olan tezdüze yaşamın da sonunu getirir. Herkes, varolduğunu varsaydığı bir kutlu kitaba, katalogların kataloğuna, ya da kendi Aklamalar kitabına ulaşabilmek için deli divâne olur.

Kitapların uzunluğunun sonlu olmasına takıldığımı daha önce de söylemiştim. Bunun yanına bir de her kitabın uzunluğunun aynı olmasını ekleyin. Bu ikisi bir araya gelince öyküde dile getirilen Kitap Adam (çeviride İnsan-ı Mukaddes diye geçiyor) inanışı da hayli saçma görünüyor (belki yazarın amacı da buydu, bilemiyorum). Aynı kutsal kitabı birden fazla kişi okumuş olamaz mı?

Dedim ya, söz konusu fantastik edebiyat olunca benim hayal gücüm epey sınırlı kalıyor. Borges öyküde "Ey okur, Sen benim dilimi anladığından emin misin?" diye soruyor ya... Emin değilim.


Re: Jorge Luis Borges - Babil Kitaplığı

Öyküyü tam olarak kavramayı beklersem, çok bekleyeceğim sanırım. Smile Şimdilik, kafamda beliren birkaç şeyi paylaşmak istiyorum.

Öncelikle, öykünün ismi, metaforlarına giden birkaç ipucu veriyor. Kutsal kitaplarda da yer bulan o çok bilindik efsaneye göre, kendisine ulaşmak için Babil Kulesi'ni inşa eden insanların ukalalığına sinirlenen Tanrı, bu insanları, dillerini birbirinden farklı yaparak cezalandırmış. Böylece birbirini asla anlayamayan insanlar kuleyi asla bitirememiş.

Öyküde ise, evren aksiyomatik olarak, yazılabilecek tüm kitapları (410 sayfa olmak şartıyla) içeren bir kütüphane ("kitaplık" diye çevirilmiş ama kütüphane olmalı) olarak tasvir ediliyor. Böyle bir kütüphane, elbette ki Tanrısal olanın, evrenin sırrının yazıldığı bir kitabı da içermeli. Bu bilgiye ayan insanoğlu: o kusurlu kütüphaneci, kitabı bulmak uğruna helak oluyor.

Peki, bu kütüphanenin adı neden Babil Kütüphanesi? Öykünün ana metaforu burada.

""
Ama dört yüzyıl oluyor ki insanlar, bu umutla altıgenlerini tükettiler...

Öykü 1941'de yazılmış. 400 yıl geriye gittiğimizde, 16. yüzyılın ortasında, yani Rönesans'ın başında buluyoruz kendimizi. Yani yeniden doğuşun, aydınlanma çağının... Kitaplığın koridorlarındaki aynalar da, rönesans dönemi saraylarının duvarlarında olduğu gibi, bu çağın birer simgesi olabilir. Rönesans, Antik Yunan'ın bıraktığı yerden devam ederek, evreni bilimsel olarak -bugünkü anlamıyla, pozitif bilimlerle- kavrayıp açıklayabileceğimizi iddia etti. Yani, Tanrısal bilgiye, evrenin sırrına bilimsel aklıyla inşa ettiği Babil Kulesi ile ulaşabileceğini ileri sürdü. Aksiyomların üzerine teoremleri sıralayarak, deneylerle çözümlenip matematikle yazılmış bir evren tahayyül ve arzu etti. Bugün epeyce sarsılsa da, halen bu görüşün egemenliğinde süregelmiş bir dünyada yaşıyoruz. Öykünün yazıldığı 1941 yılı, Einstein'in rölativite teorisinin açığa çıktığı ve pozitivist düşünceyi salladığı dönemlerde olması bakımından anlamlı.

Dolayısıyla, aydınlanmacı düşüncenin, evreni anlayıp bir kitaba yazabilme tutkusu veya amacı ile, tüm yazılmış kitapların olduğu bir kütüphanede, o kitabı aramak birbiriyle aynı anlamı taşıyor. Borges'in burada, bu arayışın kaçınılmaz olması bir yana, o kitabı bulmanın imkansızlığını ve belki de anlamsızlığını anlatabilmek için böyle metaforik bir evren kurduğunu düşünüyor bir yanım.

Biraz daha ilerletirsek, Babil Kulesi'nin tamamlanmasını engelleyen "dili anlamamak" laneti, Babil Kütüphanesi'nde de varsayılan O Kitap'ı bulmaya engel olabiliyor. Çünkü O Kitap, kusurlu kütüphanecinin eline geçirip okuması ihtimali gerçekleşse bile, anlamayacağı bir dilde yazılmış olabilir. Böylece insan, efsanedeki lanet yüzünden, evrenin sırrına yine erişememiş oluyor.

Şimdilik bu konuda söyleyebileceklerim bu kadar.

Eren'in sonsuzlukla ilgili soru işaretlerine ise, sanırım son paragraf yanıt verir gibi oluyor biraz.

""
Onun sınırsızlığını düşlemek, olası kitap sayısının sınırsızlığı konusunda yanılgıya düşmektir. Eski soruna şöyle bir çözüm öneriyorum: Kitaplık sınırsız ve sarmaldır. Bir sonsuzluk yolcusu ondan geçerek hangi yöne giderse gitsin, yüzyıllar sonra aynı ciltlerin aynı bozuk-düzende yinelendiğini görecektir (ve böyle bir yineleniş, yeni bir düzene değişecektir: Biricik Düzen'e). Yalnızlığım, bu soylu umutla avunuyor.

Eğer burada, kitapların sonsuz kez tekrar edebileceği ima ediliyorsa, yani var olan kitapların her dizilişinin bulunduğu bir kütüphane ise anlatılan, sorun kalmıyor demektir.
""
Evrendeki toplam kitap sayısını hesaplamaya çalıştım meselâ. 1834098 basamaklı bu sayının (kitaplarda rakamların kullanılmadığını bir kenara bırakırsak) her biri ortalama 1312000 karakter içeren kitaplardan birine yazılamayacağını fark ettim.

Burada da, bambaşka bir dilde, bu sayının çok kısa bir kelimeden ibaret olabilmesi sözkonusu. Yani her şekilde bir kitaba sığabilir bu sayı.

Yine de kitaplardaki sayfa sayısının kısıtlı olması bir problem. Tutunamayanlar, orijinal haliyle bu kütüphanede yer alamaz mesela...


Re: Jorge Luis Borges - Babil Kitaplığı

Öyküdeki "evren-kitap-insan" kavramlarını yorumlamak güç. Kaldı ki, burada verilen matematiksel, geometrik bir problem de değil. Belki farklı bir yöntemle, bir matematikçi, anlatılanları birebir formüle edecek yolu görebilir. Bir yerlerde okuduğum, Einstein'in, "Anlatmanın günler süreceği kavramları, yarım tahtayı dolduracak denklemlerle vermem daha kolay." sözünü hatırlıyorum.

Ekteki yazıda Babil Kitaplığı'nı açıklamaya çalışan bir yazı bulacaksınız.

EkBoyut
babil_kitapligi_oykusunde_evren.pdf 451.51 KB

Re: Jorge Luis Borges - Babil Kitaplığı

Babil Kitaplığı dediğiniz aslında bir kitap değil, Borges'in tavsiye kitaplar listesidir. Bu listede Oscar Wilde'dan Giovanni Papini'ye Borges'in sevdiği fantastik hikayeleri bulabilirsiniz.


Re: Jorge Luis Borges - Babil Kitaplığı

Babil Kitaplığı olarak adlandırılan, Borges'in bir seçkisi var bildiğim kadarıyla. Dost Kitabevi yayınlarından çıktı. P'u Sung-Ling, Saki, Jack London, Pedro Antonio de Alarcon, H. G. Wells gibi bilinen ve az biline yazarlardan öykü derlemeleri.

http://www.idefix.com/kitap/dost-kitabevi-yayinlari-babil-kitapligi/firma_urun.asp?fid=1103&dzid=2593

Adı geçen (yukarıda) Babil Kitaplığı, Ficciones Hayaller ve Hikayeler adlı kitabın içinde bir öykü.


Re: Jorge Luis Borges - Babil Kitaplığı

bunun bir dalgınlık olduğunu düşünmüştüm. açıklama için teşekkür ederim.