Hece Öykü
Önce, bu başlığı açarken yaşadığım ikilemi paylaşmak istiyorum. Derginin adı büyük harflerle yazılmış, forumda yalnızca baş harfler büyük. "Hangisine göre yazacağım? " teredütü yaşadım, sonra görüldüğü gibi yazdım.
Uzun zamandır öykü dergisi almıyorum, geçen kitapçılara baktım raflarda öykü dergisi olarak yalnızca HECE ÖYKÜ' yü buldum. Önce dosya konusu ilgimi çekti. 32. sayının dosya konusu: "Türk Halk Hikâyeciliği-1". Bu ana başlık ile halk hikâyeciliği çeşitli açılardan: Öyküleme, kurgu,tema, anonim özellikleri, barındırdığı melodramik unsurlar incelenmiş ve halk hikâyelerinin ilk dönem romanlarına, günümüz öykülerine etkilerine, yansımalarına değinilmiş.
Re: Hece Öykü
Forum başlıklarında büyük harf kullanımı bağıran bir ifade içerdiği için genelde kullanılması hoş kaçmıyor. İletiyi buna göre düzenledim.
Dergiden notlarını heyecanla bekliyorum.
Re: Hece Öykü
Ben de.
Re: Hece Öykü
Sevgili Nurten, derginin inceleme konusu olarak belirlediği "Türk Halk Hikâyeciliği-1" dosyasında hangi hikayelerini ele almışlar?
Bize örnek verebilir misin? Okuduklarını bu başlıkta paylaşmanı ben de merakla bekliyorum. İyi okumalar.
Re: Hece Öykü
Murathan Mungan, okuduğumuz döneme denk gelseydi sanırım bu dosya bizim için daha canlı bir dosya olurdu. Okurken bu gereksinimi hissetmiştim aslında, yani, halk hikâyeleri üzerine genel bir inceleme. Sonra hep olduğu gibi, uzun sürer böyle bir toparlama, deyip, kendi kendime önerimden vazgeçmiştim. Neyse, HECE ÖYKÜ, emek vermiş biz de oradan okuyalım.
Dergide ilk okuduğum, Necip Tosun'un, Halk Hikâyelerinde Melodramik Unsurlar başlıklı yazısı oldu.
Halk hikâyelerinde en önemli temanın aşk olduğu, aşkın doğasından yararlanılarak hikâyenin kolayca melodrama yaslandırıldığı ve klişelerle anlatıldığı, şu cümlelerde özetlenmiş:
Yazınsal bir amaç gütmeden, dinleyiciye iyi vakit geçirtmeyi amaçlayan hikâyeler dilden dile anlatılırken anlatıcı çok önemli bir aktör. Zaman zaman anlatıcının , mimikleriyle, ses tonuyla, sıralamada yaptığı değişikliklerle ufak değişimlere uğrayan hikâyelerin klişeleri pek değişmemiş. Geniş kitlelere kolayca ulaşmakta gene melodrama yüklenilmiş. Diğer melodram unsurları ve yazarın melodramın kullanılışına bakışı metinde şöyle özetlenmiş:
Re: Hece Öykü
Aslında dünya edebiyatı da bu durumun örnekleri ile doludur: "Romeo ve Juliet, Leyla ile Mecnun" akla gelen ilk örneklerden.
Devamını bekliyorum.
Re: Hece Öykü
Bu dosyayı okuyunca, Necati Mert'in:"Halk Hikâyeleri Yeniden Yazılır ve Yorumlanırken" başlıklı yazısında fark ettim ki, yeniden yazılan hikâye ve yazan yazar sayısı oldukça fazla.
Dergide adı geçenler: Recep Şükrü Güngör: Hüsn ile Aşk ; Sadık Yalsızuçanlar: Kerem ile Aslı, Fatih Okumuş: Süleymen ile Belkıs, İskender Pala:Leyla ile Mecnun,Münire Daniş: Tahir ile Zühre, Necdet ekici: Arzu ile Kamber, Sennur Sezer: Şahmaran, Feridun Andaç: Frehad ile Şirin, Adnan Binyazar: Elif İle Mahmut, Adnan Özyalçıner:Âşık Garip ile Şahsenem, Osman Şahin:Saçlı yılan ile Selvihan, Turgay Fişekçi: Leylâ ile Mecnun, Nazan Bekiroğlu:Yûsuf ile Züleyha. (Timaş, Turkuvaz, Kapı, Merkez Kitaplar tarafından yayımlanmış.)
Yazar, metninde, yazar ve yayınevlerinin "yeniden yazarken" hikâyeye nasıl yaklaştıklarına, hikâyeyi daha çok hangi ilgi ile bugüne taşıdıklarına dair, kısa kısa değerlendirmelerde, tespitlerde bulunuyor. Tespitlerden bazıları:
Tespitlerde bulunurken hikâyelerin yeniden yazılmasına dair genel fikrini de paylaşıyor:
Re: Hece Öykü
Bunca isimden bahsedilmişken Murathan Mungan'ın "Şahmeran'ın Bacakları" öyküsünden bahsedilmemesi talihsizlik olmuş. Yoksa dergi içinde başka bir bağlamda bu öyküden söz ediliyor mu?
Re: Hece Öykü
Nurten, senin gibi ben de Mungan'ı aradım metinde; ama yok. Yukarıda, son yıllarda, bu konuda yazanlar listelenmiş.Listenin haricinde adı geçen bazı yazar ve şairler de var: Nazım Hikmet, Fuzuli... Belki dosyanın devamındadır Mungan.
Re: Hece Öykü
Mungan'ın öyküsü nazireden çok serbest çağrışımlara dayalı bir anlatıyı karşılıyor diye anımsıyorum. Yine de birkaç yere bakmak gerekir.
Re: Hece Öykü
Tespitlerde bulunurken hikâyelerin yeniden yazılmasına dair genel fikrini de paylaşıyor:
Aşağıdaki alıntı, yeniden yazmanın getirdiği eksiltmelerden ziyade, sözlü anlatılagelen bir türün yazıya geçirilirken kaybettiklerini vurguluyor.
Peki ya kazandırdıkları?
Re: Hece Öykü
Re: Hece Öykü
Olabilir.
Re: Hece Öykü
Okunmamış olduğuna eminim.
Bu da olabilir.
Re: Hece Öykü
Nurten, senin sorduğun anlamda, baştan sona incelenmiş bir hikâye yok. Zaman zaman örnekler için kullanılmış bölümler ya da motifler var, alıntıladığım yazılarda olduğu gibi. Daha aktarmadığım ama aktarmayı düşündüğüm başlıklar var.
Re: Hece Öykü
Hepimiz ilgiyle takip ediyoruz. Şimdiden teşekkürler.