UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Hastanenin Yemek Tablosu

06 Tem 2009
Barış Acar

Memduh Şevket Esendal
Ev Ona Yakıştı,
Ankara: Dost Yayınları,
1971, 97-102.

Öykü forumdan kaldırılmıştır. Bkz.: Forum İşleyişi

Re: Hastanenin Yemek Tablosu

Öyküyü bugün okudum; ancak öykünün üzerine çok fazla derinleşemedim. Öykü, bana hemen H. Taner'in Ayak öyküsündeki atmosferi anımsattı. Sanki olaylar aynı ortamda geçiyor.

Öyküyü tekrar okuyup üzerine konuşmak isterim.


Re: Hastanenin Yemek Tablosu

Yazarın en sevdiğim öykülerinden biri. Bugün de hâlâ tüm kurumlarda varlığını sürdüren bir zihniyetin yansımalarını ne güzel öykülemiş MŞE. Olmamışlığı, derme çatmalığı, vurdumduymazlığı ne güzel gözlemlemiş.


Re: Hastanenin Yemek Tablosu

Öyküde dikkatimi çeken, kadın hastabakıcılar hakkında anlatılanlar.

""
Beşinci koğuşun uzunu boylu hastası, bu oyun arasında fırsat buldukça Habeş kızın kolunu sıkıyor, karşı koğuşlardan kıvırcık saçlı, bacağından yaralı hasta da Hediye’yi köşeye sıkıştırmış, kıskançlık yapıyordu.

""

Tahir, karının edepsizliğine kızdı. O gece, Hediye ile aralarında geçen macerayı herkes anlayacakmış gibi sıkıldı.

Hediye anlatıyor:

""
“- Bulaşıkları taşların üstüne dökmüşler, gece görmedim, fasulyaların üstüne basınca boylu boyuna uzanmışım…
- Boylu boyuna uzanmış mısın? Vah vah, ben nerede idim acaba?”

Başka bir hastabakıcıyla arkadaşı arasında geçen konuşma:

""
“Hınzır herif, bir daha arkama düşsün ben ona gösteririm. Yirmi altı liramı aldı kaçtı, orospulara yedirdi. … Senin şoför nasıl? Gelip gidiyor mu?”

Hastanede kimin eli kimin cebinde belli değil. Bir başıbozukluğa mı dikkat çekmek istiyor Esendal, bir yozlaşmadan mı söz ediyor? Neden bu ayrıntılar?

Hastane personelinin, işyerleriyle ilgili yaşadıkları sıkıntıyı, tabak çanağı tek tek toplayıp taşımanın zorluğunu idareye anlatıp buna bir çözüm bulunmasını istemek yerine kendilerinin pratik bir çözüm bulmaları hiç haksız bir davranış değil.

Müdürle “orövuar beyefendi.” diye konuşan başhekim, hastane personelinden “ayılar” diye söz ediyor. Cildiye hekimine onların insan olmadıklarını söylüyor. Personel, tabak çanak taşıma işinin kolaylaştırılmasını talep etse onların bu istekleriyle dalga geçip onları aşağılar diye düşündüm.

İdare müdürüyle konuşmaları:

""
“Hastaların şikâyetlerine baksan, hastaneyi kapamalı. Hazır yatağı bulmuşlar, yemek ayaklarına geliyor, gene şikâyet ederler. O kadar rahatlarını istiyorlarsa, evlerinde otursunlar. Buraya ne geliyorlar!...”

İdare müdürü Salih efendi,

""
“Bunda da yenmiş, içilmiş bir şey yok ya!”
diyor tablanın çıkardığı gürültüden şikayet edilmesinden endişe eden başhekime. Demek yenilen içilen, karışık işler de var hastanede.

Hastanenin idaresinden sorumlu yöneticilerin hastalara, çalışanlara bakış açıları, çalışanların idareye bakışları derme çatma bir tabla aracılığıyla çok güzel anlatılmış. Bugün hâlâ pek çok kurumda aynı bakış açısının, aynı zihniyetin var olduğunu düşünürsek bu öykü daha uzun yıllar tazeliğini koruyacak herhalde.


Re: Hastanenin Yemek Tablosu

Eren'in yokluğunda bu soru bana düşüyor: Peki neden anlatmış bunları M.Ş.Esendal?