Hanife
Sevgi Soysal
Barış Adlı Çocuk
Ankara: Bilgi Yayınları,
1998: 47-56.
İndirmek için tıklayın:
Öykü forumdan kaldırılmıştır. Bkz.: Forum İşleyişi
Sevgi Soysal
Barış Adlı Çocuk
Ankara: Bilgi Yayınları,
1998: 47-56.
İndirmek için tıklayın:
Öykü forumdan kaldırılmıştır. Bkz.: Forum İşleyişi
Re: Hanife
Öyküyü bir solukta okudum. Sosyal, öyle güzel bir dil kullanıyor ki, akıp gidiyor sözcükler. Bir ritim mi demeli, o ritme kapılıp süratle okuyorum satırları. Soysal, sanki, ayrıntıları, ya da mekâna, kişilere dair betimleri anlatırken bunlar önemsiz, hadi hadi çabuk geçelim bunları der gibi.
O anı, Hanife'nin korkusunu hisseder, yaşar gibi oldum.
“Bir avuç leblebiyle renkli boncuğa ya da beşibirliğe, aslında anasının itip kakmaları arasında bir çocukluk boyunca büyüyen sevgisizliğe baştan çıkan.”
Hanife Hasan’a aşık mı, beşibirliğin hatrına mı baştan çıkıyor, Hanife’ye dair bir fikir edinemedim. Küçüklükten Mustafa’yla söz kestiklerini öğreniyoruz. Ben Mustafa’nın anlattıklarından Hanife’nin babası Kara Ali’nin çok olmasa da varlıklı bir adam olduğunu düşündüm. Böyle düşününce, Hanife neden beşibirliğe kansın, ağabeyi Ahmet, neden o beşibirliğe tenezzül etsin diye sordum.
Re: Hanife
Elif Çınar'ın da değindiği gibi öykünün dili, ritmi son derece başarılı. Öykünün giriş kısmında "karanlık,kavak ağaçları,silah sesleri" sözleri sık sık tekrarlanarak vurucu bir anlatım hedeflenmiş. Ardındansa "Hanife öleli birkaç dakika olmuştu.." cümlesiyle olayın içine düşüveriyoruz. Öyküde tekrarlama öğesi bir de "Herkes Hanife'ye kurban olsun, Alaman'ın kaymakamı da..." cümlesiyle uygulanmış, final de bu sözle bitmiş.
Öyküde, Anadolu'da hakim bir değer yargısı, kadının bu yargılarla toplumun dışına itilişi hüzünlü bir şekilde anlatılmış. Okuyucu, Elif'in de söz ettiği gibi, Hanife'den yana olmadan edemiyor. Onun ; beşi bir yerdelerle, vaat edilen yaşamlarla (kaymakam karısı gibi yaşama hayali) kandırılarak itilişi, ardından yaşadığı sahipsizlik duygusu çok da yabancı olmadığımız, gazetelerde sıkça okuduğumuz final sahnesiyle son buluyor. Olay üzerine konuşmaktan çok yazarın olayı ne denli başarıyla anlattığını konuşmayı tercih edeceğim. Öyküde yerel dil, toplumun ahlak ve değer yargısını anlatan atasözleri,küfürler, deyimler o kadar başarılı anlatılmış ki. Toplumun kendi yarattığı çelişkiyi sonuna kadar desteklemesi, kadınların kadınlar üzerindeki erkek egemen düşünceleri gerçekleri suratımıza çarpıyor adeta:
öyküden ; kösnük : Eş isteme zamanı gelmiş (hayvan)...kaynak : TDK
Re: Hanife
Bu soruyu şöyle yanıtladım ben: Beşibirlik, Hanife'ye verilen değeri ifade ediyor olmalı. Boncuğa, bir avuç leblebiye kandığına göre aradığı şey para değil. Almanya ile ilgili hayallere bakılırsa öç duygusu ile karışık bir aşk var.
Ahmet'in, hazır parayla gidip hovardalık yapması yadırgatıcı gelmiyor bana.
Re: Hanife
Öykünün en öne çıkan yanı dili bence de. Soysal'ın sanırım köyde geçirdiği bir dönem yok yaşamında, öyküyü okuyunca buna inanmak biraz güç oluyor.
"
Öte yandan:
Taşladıkları aslında yenilgileri mi diye sormadan edemiyor insan.
Egemen ideolojinin öğrettiği ve dayattığı: Güçlünün yanında yer alma, varolan durum: Güçsüzün yerinde olma. Bu çelişkiden doğan öfkenin zayıfa yönelmesi çok alışılmış bir durum. Soysal bu duygu durumunu çok yalın anlatmış. etkilenmemek mmkün değil.
Re: Hanife
İnsanın bu öyküyü okurken içinin sızlamaması mümkün değil. Hele de bu güçlü anlatımla insanın kendini bir Hanife bir o taşı atan çocuk sanıyor.
Beni de öyküde en çok Elif'in de aktardığı şu sözler etkiledi;
Re: Hanife
Benim ise öyküde yadırgatıcı bulduğum tek ifade yukarıda alıntılanan kısımda yer alıyor. Anlatıcı bir anda bilgiççe araya giriyor ve bütün her şeyin sebebini açıklayıveriyor dayanamayıp. Böylesine yoğun bir anlatım içinde bu ele veriş çok güdük geldi bana. İzahat yerine annesinin Hanife'ye çocukken yaptığı bir şeyi okusak daha inandırıcı olacakmış gibi sanki.
Kendi kendine herkesleri kurban edecek kadar yapayalnız olan Hanife bir cümleyle ne çarpıcı anlatılmış oysa.
Öte yandan Hanife'nin aradığı şey, bütün köylünün aksine, soyut bir şey; parayı pulu bilmiyor, "almanın kaymakamı" diye bir hayal yaratıyor kendine; tek derdi sayıldığını bilmek; bu da elbet, Türkiye'deki bir kadınlık durumuna karşı geliyor.
Re: Hanife
Bana öyle geliyor ki bu cümle Sevgi Soysal Hanife'nin tarafını tuttuğunu açıkça dile getirme biçimi.
Re: Hanife
Evet, Nurten, böyle bir yorumla açıkça dile getiriyor, bu da öykünün etkisini azaltan bir yaklaşım, Barış'ın dediği gibi olsaymış, daha etkili ve estetik bir taraf tutma olcakatı.
Re: Hanife
Belki de Barış ne senin görebildiğiniz şeyi fark edemiyorum. "Çocukluk boyunca büyüyen sevgisizliğe baştan çıkma" ifadesinin üzerimde yaratığı etki sizden faklı düşünmeme sebep oluyor sanırım.