UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Haiku Üzerine

20 May 2009
Cihan Başbuğ

Haiku nedir?

Haiku üzerine...

En iyi Haikuyu bir Türk yazdı

Dünyada Haiku (İngilizce)

İnternette yapılacak kısa bir araştırmada Haiku konusunda çokca bilgiye ulaşmak mümkün.

Kategori:

Re: Haikular

""
Haiku Yazmak

Haiku Batı'da ilk kez 1910'da B.H. Chamberlain'in "Japanese Poetry"(Japon Şiiri) adlı öncü yapıtındaki "Başo ve Japon Özdeyişleri" bölümünde sunulmuştur. "Özdeyiş" nitelemesi, haiku'nun Japonya dışında ilk kez nasıl yorumlandığı konusunda çok ilgi çekicidir.

Haiku'nun "özdeyiş" olarak yorumlanması yüzünden, 1945 gibi geç bir tarihte bile şair John Gould Fleteher, Çinli klasik şairlerle Japon tanka ve hokku şairlerini, "yetişkin ve olgun kişilere bakarak küçük ve çekici çocuklar" diye kıyaslayacak ve hokku'nun "bir çiziktirmeden ibaret" olduğunu söyleyecekti. Ancak daha dikkatli şairler haiku'nun yetkin bir şiir biçimi olduğunu kavramış ve oldukça erken tarihlerde haiku denemelerine başlamışlardır.

Japonca dışındaki dillerde haiku yazmak isteyen şairleri büyük bir sorun bekler: Bu dillerde haiku'nun konusu ile biçimi arasında verili bir uyuşum yoktur. Ama elimizde bu şiirin boyutlarını belirleyen bir ilke vardır, hangi dilde olursa olsun, bir haiku'da - eğer haiku denilebilirse bu şiire - Japon haiku'sunda bulunan niteliklerin, en azından belirli ölçüde de olsa bulunması gerekir. Bu yazıda Japon haikusu'nun temel nitelikleri incelenecek ve bu niteliklerin haiku yazılmasında nasıl uygulandığı tartışılacaktır.

Kaynak:

Varlık Dergisi: Edebiyatımızda Kadın Duyarlılığı - Haiku Yazmak - Şigehisa Kuriyama (çev: Coşkun Yerli)- 1995:63-64


Re: Haikular

""
İlk sorun şiirin konusudur: Yani haiku'da hangi konular işlenmeye uygundur? Yanıt, haiku'nun tarihinde bulunabilir: İstenen her konuda haiku yazılabilir. Kuşkusuz ünlü haiku şairleri görkemli ve incelikli şeyler, örneğin fırtınalı bir denizin üstünde uzanan Samanyolu'nu, ya da akşam melteminde salman narin balıkçıl kuşlarını yazmışlardır, ama haiku'nun çağlar boyunca geçirdiği serüvene bakacak olursak, çok önemsiz gibi görünen şeylerin de - yağmur altındaki korkuluğun, yaz sıcağında duvardaki saatin tıkırtısının, su birikintisine atlayan kurbağanın - haiku'ya konu olabileceğini ve haiku duyarlılığının her şeye yönelebileceğini görürüz.

Ama istenen her konu için biçimsel sınırlamalar vardır. Haiku kısa bir şiir biçimidir, bu nedenle, uzun açıklamalar gerektiren, genel yaşantı ve kültür açısından çok karmaşık ve soyut konular için pek uygun değildir. Dolayısıyla, haiku zorunlu olarak, bir iki ipucunun yardımıyla düşgücünü harekete geçiren, gündelik yaşamdan imgelere, seslere, kokulara ve durumlara yönelir. Bu, hem bir zayıflık - çünkü haiku kolayca sıradan, yıpranmış bir düzyazı söylemine dönüşebilir - ve hem de bir erdemdir, çünkü başarılı bir haiku, basit şeylerin çekiciliğini ve derin anlamlarını açığa çıkararak, içimizde hayranlık ve yenilenme duyguları uyandırır.

Kaynak:

Varlık Dergisi: Edebiyatımızda Kadın Duyarlılığı - Haiku Yazmak - Şigehisa Kuriyama (çev: Coşkun Yerli) - 1995:63-64

Alıntılara devam edeceğim.


Re: Haikular

""
Şu olayı bir haiku ile anlatmaya çalışalım: Sokağa çıkmış geziniyorsunuz, tanıdığınız biriyle karşılaşıyorsunuz. İkiniz, orada havadan sudan konuşuyorsunuz, sonra ayrılıp başka yönlerde yolunuza devam ediyorsunuz. Sıradan ve basit bir olay. Şimdi bu olayı konu alan bir haiku yazalım.

Ne hakkında yazacağımıza karar verdikten sonra, ikinci önemli soruna, yani bunu nasıl yazacağımıza bakalım.

Geleneksel Japon haiku'su üç temel öğeden oluşur: 5-7-5 hecelik yapı, kesme tekniği ve mevsim izleği.

Haiku'da Yapısal Ölçü: Bu şiir biçimi sırasıyla 5-7-5 hecelik üç birimden ve toplam 17 heceden oluşur. Bu ölçü Japon haiku'sunda temel kuraldır. Yolda karşılaşma olayımızı şöyle ifade edebiliriz:

Rastgeldik yolda
şurdan burdan konuştuk,
ayrıldık sonra.

Yukardaki deneyde de görüldüğü gibi, yalnızca 5-7-5 düzenini uygulamakla haiku yazmış olamayız. Bu koşuktaki sorun şudur: Şiir bize bir şey anlatıyor, ama içimizde herhangi duygu veya düşünce uyandırmıyor. Dümdüz, tek boyutlu bir söylem; bizi ne düşünmeye ne de imgelememizde dahasını düşlemeye yöneltebiliyor. Şimdi de haiku'nun öbür özelliklerini inceleyelim ve bu koşuğu düşünce ve duygu uyandıran bir duruma nasıl getirebileceğimize bakalım.

Kesme Tekniği: Bu teknikte, ilk ya da ikinci dizenin sonuna bir duraksama 'yerleştirilerek', şiir 5 ve 12 heceye (5/7-5) ya da 12 ve 5 heceye (5-7/5) bölünür.

Japon haiku'sunda bu kesme işlemi çeşitli biçimlerde yapılabilmektedir, en bilinen yöntem, ya ve kana gibi kireci (kesme) sözcüklerini kullanmaktır. Başka dillerde bu, kabaca, bir dizenin sonuna üst üste iki nokta, uzun tire işareti ya da üç nokta koymakla aynı şey sayılabilir.

Haiku anlatımında kesme çok önemlidir, çünkü kesme şiiri iki parçaya ayırır ve okuyucuyu, imgeleminde bu iki parçayı, birbiriyle ilişkilendirmeye ve bağlamaya zorlar. Bu iki imge ya da düşünce arasındaki şiirsel çağrışımı sezmek ya da kavramak için girişilen çaba, haiku'daki karmaşıklığın özüdür. Bu tekniği de uygulayalım ve haiku'muzu geliştirip geliştiremeceğimizi görelim:

Yolda rastlaşma:
Şurdan burdan konuştuk,
ayrıldık sonra.

Bir ilerleme varsa da, pek az. Burada sorun iki bölümün anlamca birbiriyle çok yakından ilgili olmasıdır. Son iki dize, ilk iki dizede adı bildirilen olayda neler olduğunun açıklamasıdır yalnızca. Kesme düzeninin etkili olabilmesi için bu iki bölüm arasında belirli bir imgesel uzaklık bulunması ve bu bölümlerin bir kerteye kadar birbirinden bağımsız olması gerekir.

Bebek ağladı-
şurdan burdan konuştuk,
ayrıldık sonra.

Bu koşuk öncekinden daha ilginç, çünkü birinci ve ikinci bölümlerdeki şiirsel önermeler arasındaki uzaklık arttı. Ama, ne yazık ki çok fazla arttı... Bebek orada ağlıyor, bizse kalkmış rahat rahat şurdan burdan konuşuyor, sonra da çekip gidiyoruz. Bu bir acımasızlığın işareti midir? Sağırlığın mı? Yoksa umursamazlığın mı? Bunların her biri bizi tek tek bizi ayrı bir düşünceye yöneltiyorsa da, bu iki imge arasındaki iç-iletişim bir haiku'da olması gereken biçimde mevcut değil.

Ülkede barış:
şurdan burdan konuştuk,
ayrıldık sonra.

Sonunda, birbirinden bağımsız, ama şiirin kavranması konusunda birbirini tamamlayıp şiiri zenginleştiren iki kavram bulduk. "Ülkede barış" kavramı haiku'nun ölçeğini genişletmiş ve iki tanıdığın anlamsız karşılaşmaları, yerini barış içindeki bir ulusun tüm insanlarından ve etkinliklerinden oluşan bir dekora bırakmıştır. Aynı zamanda, yalnızca iki kişi tarafından paylaşılan bu tikel yaşantı, ülkede barış gibi tümel bir kavramı soyut olmaktan kurtarıp ete kemiğe büründürmüştür.

Artık 5-7-5 ölçüsünde ve kesme tekniği bulunan bir koşuğumuz var. Bu koşuk, geleneksel Japon haiku'sunun vazgeçilmez öğesi olan mevsim izleğinin eklenmesiyle daha da geliştirilebilir.

Mevsim İzleği İlkesi: Bu ilke, her haiku'da, şiirin kurgulandığı mevsimi bildiren bir kigo, yani 'mevsim sözcüğü' bulunmasıdır. Haiku dünyasında görünüm, insanlar, eşyalar ve olaylar, yalnızca doğanın gelip geçen akış ritmi bağlamında tam olarak algılanabilir ve gerçek anlamlarına kavuşabilirler.

Hava çok sıcak:
esneyip selamlaştık,
ayrıldık sonra.

Bu haiku, pek öyle bir başyapıt değil, ama bir ilk deneme olarak pek de fena sayılmaz.

Kaynak:

Varlık Dergisi: Edebiyatımızda Kadın Duyarlılığı - Haiku Yazmak - Şigehisa Kuriyama (çev: Coşkun Yerli) - 1995:63-64


Re: Haikular

Alıntılar için çok teşekkürler Abdullah. Alkış

Bir ara ben de "haiku yazmak" hakkındaki düşüncelerimi kaleme alayım istiyorum; ama sıra gelir mi ki?


Re: Haikular

""
Bir ara ben de "haiku yazmak" hakkındaki düşüncelerimi kaleme alayım istiyorum; ama sıra gelir mi ki?

Haiku'ya dair birkaç yazıya daha ulaştım. Zamanla onlardan da alıntılar yapacağım. Bakarsın bu metinler senin şevkini artırır.


Re: Haikular

Yazılar bu başlık için son derece anlamlı oldu, teşekkürler Abdullah. Belki bu sayfa altında tartışmalar, alıntılar farklı bir zenginlik yaratabilir...


Re: Haikular

Haikuya ilişkin güzel bir kaynak: Yitik Ülke - Haiku Şiir Sanatı


Re: Haikular

Bir haiku yazarı ile söyleşi: Japon musun Haiku yazıyorsun?


Re: Haikular

Cihan Başbuğ dedi ki:
Haiku yarışması

Teşekkürler Cİhan. İlginç bir yarışma olacağa benzer. Bakalım hazırlık yapabilecek miyiz Smile


Re: Haikular

Çok hoş.


Re: Haiku Üzerine

Jisei üzerine iki kaynak buldum:

""
Blackman, Sushila (1997). Graceful Exits: How Great Beings Die: Death Stories of Tibetan, Hindu & Zen Masters. ISBN 0-8348-0391-7

Hoffmann, Yoel (1986). Japanese Death Poems: Written by Zen Monks and Haiku Poets on the Verge of Death. Charles E. Tuttle ISBN 0-8048 1505-4

link


Re: Haiku Üzerine

Boğaziçi Kitap Fuarı haiku yarışması sonuçlanmış. Gerçekten çok başarılı haikular var derece alan. Aşağıya birincilik ödülü kazanan haikuyu ekliyorum:

""
hep fide fidan
bütün gece düşümde-
kalk dik hepsini

Nail Bezel

Kaynak


Re: Haiku Üzerine

Yarışmanın haberini bekliyordum nicedir. İlk iki haikuyu beğendim, üçüncü çok amatör geldi bana.


Re: Haiku Üzerine

Bu başlığın konusunu ilgilendiren ilginç bir tartışma: Haikuda Başlığa Neden Karşıyım?


Re: Haiku Üzerine

""
Denize yağan damlanın doğal çevrimdeki yolu kısalır(mı acaba)
Denize yağan bir yağmur damlasının yolu, hedefi, ömrü için söylenebilecekler.

Mehmet Sürücü'nün yukarıda verdiği konu bir haiku ödevi için çalışma nesnesi olabilir mi? Ben üzerine düşüneceğim. Forumdaki haiku yazarlarına duyurulur.


Re: Haiku Üzerine

""
"Ama istenen her konu için biçimsel sınırlamalar vardır. Haiku kısa bir şiir biçimidir, bu nedenle, uzun açıklamalar gerektiren, genel yaşantı ve kültür açısından çok karmaşık ve soyut konular için pek uygun değildir. Dolayısıyla, haiku zorunlu olarak, bir iki ipucunun yardımıyla düşgücünü harekete geçiren, gündelik yaşamdan imgelere, seslere, kokulara ve durumlara yönelir. "

Kahvehanenin terasındaydım.
Benden başka terasta bir kör (adam) vardı.
Ben koyda batan güneşe bakıyordum.
O, televizyondaki haberleri okuyan spikerin söylediği bir şeyle ayağa fırladı.
Ülkenin siyasi durumu ile ilgili açıklanmasını beklediği, bir türlü açıklanmayan bir şeyi duymuştu.
Ben batmak üzere olan güneşe bakarken;
İnsanın dünyada olup bitenlerle ilgilenmesinin koşulu, duyu organlarıyla değil, onun benlik olarak, kişisel olarak varlığıyla ilgili olduğunu düşünüyordum...
....
Biliyorum. Diyeceksiniz bana; bu bir Haiku konusu olamaz. Doğru olabilir. Ama belki, bazı hisler, duygular yakalandığında, bunlar en az sözcüklere bazen sığdırılabilir. Şiirden de az...


Re: Haiku Üzerine

Bir süredir Uzun Hikâye'de haiku denemeleri çoğaldı. Haiku üzerine daha çok söz söylemek, düşünce üretmek için bulunmaz fırsat. Öte yandan, yine yakın zamanda Yusuf Hocam'dan (Eradam) aldığım güzel uyarılar, yönlendirmeler, haikuya yeni bir gözle bakmaya başlamamı sağladı. Yakın zamanda bu konudaki düşüncelerimi burada paylaşabilmeyi umuyorum.


Re: Haiku Üzerine

Yorumlarını merakla bekliyorum. Çünkü beni de bir düşünce almaya başlamıştı Smile


Re: Haiku Üzerine

Haikuda "anlam", üzerinde çok fazla kelam edilebilecek bir alan. Bir yandan anlamı imgelere boğmadan, hatta çoğu kez imgeye hiç başvurmadan, gündelik bir durumun gündelik bir dille aktarılmasıyla verebilmek gerekiyor, bir yandan da ne yapsak kaçınılamayacak yan anlamları, imaları, göndermeleri vb. göz ardı etmeden düşünebilmek şart oluyor. Bir yandan cümle düzeyindeki anlamı hesaba katarken bir yandan sözcük düzeyinde aynı anlamın çağrışımlarını hesap etmek gerekiyor.

Buraya kadar, anlatımcılığıyla öykü sanatından, dile aşırı düşkünlüğü nedeniyle şiir sanatından çok ayrı düşmüyor haiku. Oysa onu daha zor yapan, üzerine daha çok düşünmeyi gerektiren başka yönleri de var.

Haiku, anlamı sesle kurmak gibi zor bir işin peşine de düşüyor. Haikuda anlam katmanı söylemin kendisi olmak gibi bir zoru karşımıza dikiyor. Bütün o ölçüler, konu daraltmaları, başlıkla ilgili sınırlamalar, aslında burada düğümleniyor. Soyutlamaya dayalı bir anlam, bir çıkarsama, bir kıssa olmak yerine dilin kendisi olarak anlama ulaşmak istiyor haiku. Deyişin, dilin, iletişimin kökenini aramaya yöneliyor. Marks'ın ekonomi terimcesine eklediği kavramlarla konuşacak olursak, dilin "değişim değeri" yerine "kullanım değeri"ni geçirmeyi öneriyor.

Bu yüzden haiku üzerine daha çok düşünmek gerekiyor. Söylenen bir şeyse haiku hece ölçüsünü sesle düşünmek gerekir diyor Yusuf Eradam. Bunun gibi, haikuyu dile dolamak, parmaklar boyunca haftalarca farklı farklı sözcüklerle tespih çeker gibi sayıp durmak, cepte dolaştırıp vapurdan martılara atmak gerekiyor.

İşte ondan sonra, haiku konuşmaya başlıyor; kendi sesini buluyor; sana rağmen seninle ve senden öte dile geliyor.


Re: Haiku Üzerine

""
"Bunun gibi, haikuyu dile dolamak, parmaklar boyunca haftalarca farklı farklı sözcüklerle tespih çeker gibi sayıp durmak, cepte dolaştırıp vapurdan martılara atmak gerekiyor. "

bu öneriyi çok sevdim. haikuya şimdilik çok uzağım. ama bu yaklaşımı temelde sözcüklere, cümlelere uygulayabilirim.


Re: Haiku Üzerine

Bir-iki hafta içinde Yusuf Eradam'ın sitede yayımlamış olduğum kimi haikular üzerine eleştirilerini ekleyebileceğim.

Haikunun neliği üzerine güzel notlar, tavsiyeler, eleştiriler... Hepimizi zenginleştireceğini düşünüyorum.

Zaman, biraz zaman...


Re: Haiku Üzerine

Bekliyorum. Haiku bir süredir sessizce bekliyor köşesinde.


Re: Haiku Üzerine

Yusuf Eradam dedi ki:
Haikulara başlık koymaya karşı değilim ama kurallardan biri olduğu için uymak da gerekir diyenlerdenim. Haiku yarışmasında ise, bir jüri üyesinin başlık koyanları toptan eleyelim önerisine ise karşı çıktım fakat Uzun Hikaye’de başlık konusuna yorum getiren arkadaşın görüşlerine de katılıyorum. Hem yeni ufuklar açabiliyor, hem de haikunun dar alanda yapabildiklerinden hoşnutsuzluk ifade edebiliyor başlık. Başlığın uzunluğu ya da anlamı vb. kadar anlam, yananlam, çağrışım ironi vb. katmış oluyorsun haikuya. Bu da bir yenilik diye kabul edilebilir, gelenekleri hiçe saymak diye eleştirilebilir de.

Genel olarak şiirde (haliyle haikuda da) başlığın şiir içinde geçen bir sözcük ya da şiirin ne hakkında olduğunu izah ediyormuş gibi duran bir sözcük/tamlama vb. olmasına karşıyımdır. Haikuya başlığı ancak haiku dar alanını genişletiyor, çoğaltıyorsa sevebilirim gibime geliyor. Aksi, zekâma hakaret. Belki Emily teyzem de bu yüzden başlık koymamıştı şiirlerine.

Barış Acar dedi ki:
GÖKYÜZÜ

Az boşluk gerek,
uçabilsin diye kuş
dilediğince.



Burada örneğin, gökyüzü sözcüğü haiku içinde geçmiyor. Yukardakilere [aralarında Yamaç'ın da olduğu bir grup haiku kastediliyor] kıyasla “daha iyi” diyebilirim. Yine de haikunun söylediğini daha geniş bir uzama taşıyan bir başlık değil. Başka bir sözcük istedim başlıkta (en kötü olasılıkla “özgürlük” gibi, “oda” gibi, çünkü “az boşluk”tan kastettiğinin gökyüzü olduğunu belirtmiş olman, yani anlamadıysanız gökyüzü demek istedim iması yine zekâma hakaret gibi geldi.)