UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Haiku Mevsimi

25 Eyl 2011
eren

Dört mevsimle yaşamın evreleri arasında benzerlik kurmak çoğu kişiye doğal görünür. İlkbaharı gençlikle, yazı olgunlukla, sonbaharı ihtiyarlıkla yan yana düşünürüz. Böyle düşününce kış da ölüme karşılık geliyor olmalı. Öte yandan, bu şematik eşleştirmenin bir adım ötesine geçmeye, mevsimlerin getirdikleriyle yaşantımızı karşılaştırmaya kalkıştığımızda işler biraz sarpa sarıyor. Günler uzayıp kısalıyor, hava ısınıp soğuyor hâlâ, ama çiçek mevsimlerini, hangi meyve ve sebzelerin hangi zamanlarda doğal olgunluğuna ulaştığını artık pek azımız biliyoruz. Çiçekler şehir hayatından büyük ölçüde dışlanmış durumdalar. Meyve-sebze ise artık neredeyse her mevsim turfanda. Kısacası, hem doğayla hem de mevsimlerle iletişimimiz giderek zayıflıyor.

Mevsimlerle ilişkimin zayıf olduğunu en çok haiku denemeleri üzerine çalıştığım zamanlarda hissediyorum. Geleneksel haikuda mevsim öğesi, kurbağa, ay, öğle uykusu, şelâle, gökkuşağı, sivrisinek, erik, ayçiçeği gibi doğal ya da insanî göndermelerle karşımıza çıkıyor. Yelpaze çiçeklere doğru uzandıkça ansiklopedilere bakma ihtiyacı hissediyorum. Bunda Japonya’yla Türkiye’nin farklı floralara sahip olmasının da etkisi var elbette. Ama denemelerim sırasında bir mevsimle belirli bir duyguyu söyleştirmeye kalkıştığımda dağarcığımın ne kadar kısıtlı olduğunu fark edip hayıflanıyorum. “Keşke bizde de kapsamlı bir saijiki olsa,” diye düşündüğüm zamanlar hiç de az değil. Belki kolektif bir Türkçe saijiki için kolları sıvamanın vakti gelmiştir.

“Saijiki nedir acaba?” diyenleri duyar gibiyim. Açıklamaya çalışayım. Saijiki, haiku ve benzer şiir biçimleri için mevsim terimleri (kigo) ve örnek haikular içeren seçkilere verilen isim. Seçkinin her bir maddesinde bir mevsim teriminin ne anlama geldiği, başka benzer anlamlı kelimeler ve mevsim terimini içeren örnek bir haikuya yer veriliyor (örnek haiku olmadığında seçkiye kiyose adı veriliyor). Saijiki, beş bölümden oluşuyor: dört mevsim ve yeni yıl. Mevsimler ayrıca kendi içlerinde kategorilere ayrılıyor. Bu kategoriler de şöyle: mevsim, gökler, yeryüzü, insanlık, gelenekler, havanlar, bitkiler.

Saijiki ve kiyosede mevsim terimleri her bir mevsimin altında kategorilere ayrılmış olarak listeleniyor. Kenkichi Yamamoto tarafından hazırlanan beş yüz terimlik mini saijikinin “kış” bölümü bu listelemenin nasıl yapıldığını güzel örnekliyor. Tipik bir kigo maddesinin neye benzediğini merak edenler için de Virginia Üniversitesi’nin hazırladığı saijikideki “bahar” mevsiminin “bitkiler” kategorisine ait “erik (çiçeği)” maddesi güzel bir örnek teşkil ediyor. Saijikilerde terimlerin yalnızca mevsimsel özellikleri değil, aynı zamanda tarihî, coğrafî ve kültürel ilişkilerine de yer verildiği için bu seçkiler hem haiku yazaraları hem de okurlar için vazgeçilmez, kapsamlı bir kaynağa dönüşüyor.

Elimin altında Türkçe için hazırlanmış böyle bir kaynağın olmasını çok isterdim. Hem haiku denemelerinde tıkanan dağarcığıma doping yapmak, hem kelimelerin anlam dünyasının nerelere uzandığını görebilmek hem de doğayla olan ilişkimi biraz daha güçlendirebilmek için.

Notlar:

  • Mevsim izleği ilkesi: Bu ilke, her haiku'da, şiirin kurgulandığı mevsimi bildiren bir kigo, yani 'mevsim sözcüğü' bulunmasıdır. Haiku dünyasında görünüm, insanlar, eşyalar ve olaylar, yalnızca doğanın gelip geçen akış ritmi bağlamında tam olarak algılanabilir ve gerçek anlamlarına kavuşabilirler. (Kaynak: “Haiku Yazmak”, Şigehisa Kuriyama, çev.: Coşkun Yerli, Varlık Dergisi, 1995:63-64)
  • saijiki: Mevsim terimleri seçkisi. Her bir terim için haiku örnekleri de verilir.
  • kiyose: Mevsim terimleri seçkisi. Örnek haikuya yer vermez.
  • kigo: Saijiki’de yer alan her bir terime verilen ad, mevsim terimi.

Kaynaklar:

Kategori:

Re: Haiku Mevsimi

Günümüz insanının mevsim algısının, doğayla ilişkisinin ne denli zayıfladığı ortada. Bu anlamda taşıdığın kaygıya hak vermemek elde değil.Ancak bu durumun farkında oluşumuz hala mevsime bakar bir penceremiz olduğunu da gösteriyor bana. Bununla yetinilir mi, şüphesiz hayır. Ben işte bu sözünü ettiğin kaygıdan hareketle, hayatıma eksilenleri katma adına olabildiğince doğaya temas etmeye yöneldim. Dağ yürüyüşlerinin hayatıma kattıklarını saysam...
Tabiki bana anahtar olabilecek kılavuz kitaplarım(sajikiler,kiyoseler) olsun, doğayla aramda köprü kursun ama sanırım ben çam kokularını ya da kurumuş çam kabuklarına basıp eteklerine düşüverdiğim hırçın bir dağ sırtını daha öğretici buluyorum.Aynı zamanda eğlenceli.

Kısa bir hatırlatma: Dağlar hala yerinde duruyor.Smile
Başka kısa bir hatırlatma (kendime): Belki bu yüzden İlhan Berk'i daha çok seviyorum.

Bu arada son hatırlatma kendime: Bu aralar çok unutkanım. İlk başta yazmam gerekeni şimdi sona ekliyorum. Eren kalemine sağlık. Haikuya ilişkin daha önce hiç duymadığım terimlerden haberdar oldum sayende. Bir de her işin, kılı kırk yaran bir titizlikle ele alınmayı hakettiğini hatırladım ki çok önemli. Teşekkürler


Re: Haiku Mevsimi

Eren'in yazısını hemen ve büyük bir heyecanla okudum. Sorulacak ne çok soru, ne çok heyecan birikmiş yine. Haikuya giden bir-iki patika olsun açabilmek için ne güzel yollar göstermiş Eren. Sanırım sonbahar sarı haikular getirecek bize.


Re: Haiku Mevsimi

Mevsim konusunda araştırma yaparken Shigehisa Kuriyama'dan yapılmış şöyle bir alıntıya rastladım:

""
Mevsim temasının çağrışım işlevini lâyıkıyla yerine getirdiği bir şiirde, haikunun kapsamını genişleten ve mizansen için bağlam arkaplanını oluşturan mevsimle mevsimin karakteristik olmakla birlikte çoğu kez göz ardı edilen bir yanını öne çıkarıp kavranışını zenginleştiren mizansen arasında bir mütekabiliyet bulunmalıdır.

Biraz "hantal" olan bu çeviriyi sıkılarak dikkatinize sunuyorum. İngilizcesini okumak isteyebilecekler için:

""
In a poem where the seasonal theme fulfils its true evocative function, there must be a reciprocity between the season, which expands the scope of the haiku and creates the background of associations for the scene, and the specific scene which points out a characteristic yet often forgotten aspect of the season and thus enriches our understanding of it.

Kaynak: "Writing Haiku In English", Lee Gurga


Re: Haiku Mevsimi

Eren'in yazısı, beni zaman konusunda düşündürttü. Özellikle doğuya özgü diyebileceğimiz bir zaman anlayışı. Batının çizgisel zaman kavramının aksine, doğuda bu kavram daha farklı. İkisinde de çıkış noktası doğa ve insan olarak alınsa bile, Japon Takvimi incelendiğinde, özellikle ay isimleri daha farklı çağrışımlar içeriyor.

1-Filizlenme ayı(ocak)
2-Çamaşır serme ayı(şubat)
3-Serpilme ayı(mart)
4-Havlupüskülü ayı.(Havlupüskülü güzel bir beyaz çiçeğin adıydı) (nisan)
5-Çeltik filizi(mayıs)
6-Susuz ay(haziran)
7-Şiir yazma ayı(temmuz)
8-Yaprak dökümü ayı(ağustos)
9-Uzun gece ayı(eylül)
10-Tanrıların olmadığı ay(ekim)
11-Kırağı ayı(kasım)
12-Yılın sonu/Koşan keşiş ayı(aralık)

Takvim adlarının çoğunda doğadaki döngüyü görebiliyoruz. Bu doağnın döngüsü de muhtemelen zamanın algısını belirliyor; çizgisel bir zaman anlayışı değil, döngüsel bir zaman anlayışına götürüyor bu da.

Ayların içerisinde, üç ay daha farklı; Şiir yazma ayı, Tanrıların olmadığı ay ile Koşan keşiş ayı.

Tanrıların olmadığı ay kavramı, daha önce okuduğum bir şeyi anımsattı bana, Eskimoların bazı kabileleri, uyulması yılın zamanına göre esnek olan dini kavramlara tabiymiş. Dini gerekler özellikle kışın daha katı, uygulama ve ritüel çokluğuyla farklılık gösteriyormuş. Bunun da nedeni, soğuk kış aylarında, bir çok çadırda ateş yakıp, zaten yetersiz olan yakacak israfı yapmaktansa, insanların vücut ısılarının bile kullanıldığı, olabildiğince herkesin toplandığı, birkaç çadırdaki toplumsal kuralların daha fazla etkinliğini sağlamak içindir sanırım.

Yazın dağınık bir alandaki, yiyecek bulma ve kışın yiyebilmek için depolama kaygısındaki kabile üyelerinin, daha esnek, hatta "Tanrının olmadığı ay" gibi, inançsız, inançlarını azami uyguladıkları bir dini yapıları mevcutmuş.

Konuyu çok dağıttıysam bağışlayın


Re: Haiku Mevsimi

melike şenyüksel dedi ki:
Tabiki bana anahtar olabilecek kılavuz kitaplarım(sajikiler,kiyoseler) olsun, doğayla aramda köprü kursun ama sanırım ben çam kokularını ya da kurumuş çam kabuklarına basıp eteklerine düşüverdiğim hırçın bir dağ sırtını daha öğretici buluyorum.Aynı zamanda eğlenceli.

Ben de doğanın içinde olabilmenin, ondaki değişimi hissedebilmenin, cemrenin ne zaman havaya, ne zaman suya, ne zaman toprağa düşeceğini ayırdedebilmenin ansiklopediler dolusu bilgiye kafa tutacağını düşünenlerdenim. Dediğin gibi, dağlar, ormanların çoğu hâlâ yerinde duruyor. Yeter ki etrafımızda süregiden yaşamla temas etme ihtiyacı hissedelim.


Re: Haiku Mevsimi

Ben doğanın hâlâ "doğa" olarak var olduğuna emin değilim. Ama kast ettiğinizi anlıyorum; ona gitmeyi her denediğimde bana yeni bir şeyler anlatmayı başardı. Daha az mistifiye ederek de söyleyebilirim: ben çaldım ondan bunları.


Re: Haiku Mevsimi

Mehmet Sürücü, Yastıknâme'nin Japon Takvimi'ni ele alan ekini taramış. Ben PDF'e çevirdim. Fakat henüz inceleme fırsatım olmadı. Dikkatinize sunuyorum.

Kaynak: Yastıknâme, Sei Şonagon, çev.: Kitap Çevirmenleri Girişimi Ortak Çevirisi, Metis Kitap, İstanbul:2006.

EkBoyut
japon_takvimi.pdf 1.48 MB