Gecenin Şarkısı
Değişik Gözle
Cumhuriyet Yayınları
1998
s. 43-49
Son indirilme tarihi: 27 Ekim 2008
(Öykü forumdan kaldırılmıştır. Bkz.:Forum İşleyişi).
Değişik Gözle
Cumhuriyet Yayınları
1998
s. 43-49
Son indirilme tarihi: 27 Ekim 2008
(Öykü forumdan kaldırılmıştır. Bkz.:Forum İşleyişi).
Re: Gecenin Şarkısı
Gecenin Şarkısı, bana Sait Faik'in bir öyküsünü hatırlattı, sanırım "şiişt"idi. Veya bu mealde bir isimdi. Yaşama sevincini, doğa üzerinden anlatan bir öyküydü. her yerden gelen bir şiişşt, sesi vardı. Çok sevdiğim bir öyküdür. Sevincin,coşkunun çevreye taşırılması her iki öyküde de müthiş. Bana bile geçti de, öykünün sonunda neden birden şarkı belirsizleşti, duyulmaz oldu, coşku kayboldu? Bunu pek anlayamadım.
Re: Gecenin Şarkısı
Nurten'in sözünü ettiği öykü "Hişt Hişt" olmalı.
"Gecenin Şarkısı" Necati Cumalı'nın bir başka şarkılı öyküsü. Öyküle ilgili yorum yapmadan önce şarkıyı bulup dinlemek istedim. Ella Fitzgerald yorumuyla "I Love Paris"i indirmek için tıklayın... (4'59'', 6.86 MB)
Re: Gecenin Şarkısı
Bu öyküyü de okuduktan sonra Necati Cumalı'nın bir başka şarkılı öyküsü olduğunu ve başka kimler kullanmış bu ayrıntıyı diye uzun uzun düşündüm. Hemen aklıma türkülerden yararlanılan birkaç öykü geldi. Sabahattin Ali ve tabi Yaşar Kemal'in Üç Anadolu Destanı geldi. Çağrışımlara yol açtı bende bu öykü.
Re: Gecenin Şarkısı
Necati Cumalı'yı 2001'de kaybetmişiz. Neden sanki öykülerini daha önce okumadım ki dedim. Ziyaretine giden, ona bu öyküleri yazdığı için teşekkür eden bir hatır bilir çıkmış mıdır ki?
Bir güzel öykü daha... Yaşama sevinciyle dolu, baktığı her nesneyi kendisiyle birlikte canlı, yaşıyor kılan bir gözün gördüğünü, yüreğin duyduğunu okuyoruz. Nurten Öztürk, bu öykünün, Sait Faik’in Hişt Hişt öyküsünü anımsattığını yazmış. Yanlış hatırlamıyor isem, bir sesin peşine düşüp sesin nereden geldiğini bulma bahanesiyle etraftaki bütün börtü böceği, otu çimeni; yaşamın güzelliklerini anlatıyordu Hişt Hişt. Necati Cumalı’nın öyküsünün Sait Faik’inkinden ayrıldığı iki önemli ayrıntı dikkatimi çekti. Sait Faik’in öyküsünde daha içe dönük, kişinin kendisiyle ilişkili bir duygulanım vardı. Bu öyküde, şarkının nereden geldiğini ararken gördüğü nesneleri sevecenlikle anlatırken anneyle kardeşi es geçmiyor şarkıyı mıraldanan. Anneye, kardeşe, annenin oğula duyduğu güçlü bir bağ, sevgi, ilgi sezinliyoruz. İkincisi, Necati Cumalı yaşama sevincine değinip bırakmıyor, demek istediği bir şey daha var onun. Anneye söyletiyor: “Yorgun geliyorsun. Geceleri ancak dinlenmene yetiyor. Şarkıların peşinde dolaşacak vaktin yok senin.” Öykü kişisinin uzun saatler çalışmak zorunda kaldığını öğreniyoruz. Evin geçimini sağlayan da o. Şarkıları bile ancak eskidikten sonra duymasına neden olan yaşam koşulları yüzünden kim bilir daha başka neleri ıskalıyor ki içleniyor öykü kişisi, şarkıyı mırıldanmaktan vazgeçiyor. Uzun ve yorucu çalışma koşulları nelerden mahrum ediyorsa onu keyfi kaçıyor, kendi gerçeğine dönüyor.
Kim bilir, belki, Necati Cumalı, Sait Faik öyküsüne bir gönderme yapmak, ya da ne bileyim, Hişt Hişt’i okuyunca onda kendisine eksik gelen bir şeyi tamamlamak istemiş, öyküyü salt bu niyetle yazmış olabilir.
Mezarı nerede ki? Yolumuzu düşerüp bi demet çiçek bırakabilsek mezarına.
Re: Gecenin Şarkısı
Ünlü yazar Necati Cumalı vefat etti
Re: Gecenin Şarkısı
Bu yorum benim çok hoşuma gitti. Önemli bir noktaya parmak basmış Elif. Gerçekten de Cumalı'nın öykülerinde toplumsallığın çok dikkatli ve her seferinde ders verir gibi işlendiğini düşünüyorum. Dönemine pek çok öyküsünde sağlam yanıtlar veriyor. Belki de "Necati Cumalı'nın Toplumsallık Anlayışı" başlıbaşına bir araştırm ave yazı konusu edinilebilir.
Re: Gecenin Şarkısı
Barış, bu cümlesiyle, sanki, biri bu konu hakkında yazmalı, hatta o biri bu forumun müdavimlerinden(başka kim olacak!) olmalı ve hatta, bu biri, Necati Cumalı öykülerine hiç yorum yapmamış biri olmalı, bu görevi o üstlenmeli, diyor, öyle demek istiyor anlamı çıkardım.