UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Forum Kullanımı ve Kullanıcıları Üzerine Notlar

15 Nis 2009
Barış Acar

İnternette sıklıkla karşılaştığımız forum kullanıcıları belirli bir tipolojiyi gösterir. Bu tipolojiye değinerek forum yapımız üzerine ve işleyişimizin ilerlemesi için önemli olduğunu düşündüğüm kimi noktalara değinmeye çalışacağım. Düşüncesi olanları katılmaya davet ediyorum.

Forumun ilk günlerinde Semaver'e Nihal Gürhani'nin "On-Line (Çevrim İçi) Toplumun Doğuşu" makalesini eklemiştim. Şöyle diyordu Gürhani:

""
İçinde yaşadığımız çağda, bir taraftan "parçalanmışlık", "hiper-bireysellik" ve artan "yalnızlaşma" yaşanırken, diğer taraftan da "postmodern kabileleşme" olarak adlandırılan bir tür cemaatleşmeye yönelik ilginin artışına tanık olunmaktadır.

Post-endüstriyel çağın teknolojik altyapısını oluşturan "enformasyon-iletişim teknolojileri" (ve özellikle de bunların içerisinde Internet/web), daha önce tarihte hiç tanık olunmamış tarzda, "yeni tür ilişkiler" i ve bu ilişkilerin sonucu ortaya çıkan "sanal cemaatler"i ya da diğer isimleri ile "virtual communities",on-line communitiesleri gündeme getirdi. American online ya da WELL örneklerinde görüldüğü gibi, bu "cemaatler"in (communities) üyeleri, daha şimdiden milyonlarla ifade edilmeye başlanmıştır.

""
Bilgisayar toplumları genellikle anonimdir. Fakat bir süre sonra insanlar on-line kimlikler yaratırlar. Kullanıcıların cinsiyetleri, görünüşleri, cinsel kimlikleri ve umum ile ilgili diğer özellikleri nasıl değiştirdikleri, dönüştürdükleri aynı zamanda niye birçok kimlik aldıklarına yönelik birçok araştırma yapılmıştır. On-line kimlikler üzerine yapılan araştırmalar gerçek ismi saklamanın (anonimlik) birinin kendisi hakkında alternatif versiyonlar oluşturması interaktifliğin denenmeyen formları ile meşgul olması birinin gerçek kendini teorik olarak kesinleştirmemesinin büyüsünü açıklamaya yöneliktir. Sanal toplulukları en çekici kılan unsurlardan birisi, uygarlıkla beraber gelen tüm maskeleri, bir tarafa bırakmayı kolaylaştırmasıdır. Katılımcılar toplumda ifade etmeye çekindikleri özelliklerini ifade edebilmelerini, istemedikleri özelliklerini saklayabilme şansına sahiptirler. Anonim bilgisayar gruplarında insanların kendilerini isimlendirme şansları vardır. Orada insanlar bir nickname (takma ad) arkasına saklanabilirler. Sosyal kontrolün olmadığı bir ortamda "üstben" den gelen toplumsal baskıları atarak, olabildiğince "ben"lerini özgür bırakmanın keyfini çıkartabilirler.

""
Internet ve on-line cemaatlerin geneli ilgiler tarafından organize edilmiştir. Bu da on-line cemaat bireylerinin bir çok bakımdan homojen olmasına imkan vermektedir. Katılımcılar bir tek tuşa basarak sanal gruplarından ayrılabilmektedirler. Böylece farklılıklarla uğraşmaları gerekmemektedir.

Ayrıca Internet dünya yetişkin potansiyelinin %2'sinden azına hizmet etmektedir. Yani dünyanın büyük bir kısmı aslında Internet kullanmamaktadır ve belki de hiç kullanmayacaktır. Dolayısı ile Internet kullanıcıları ekonomik, ve sosyal olarak birbirlerine benzer insanlardır.

Kategori:

Re: Forum Kullanımı ve Kullanıcıları Üzerine Notlar

Yukarıda sözünü ettiğim makaleden alıntı yapmamın temel nedeni şu:

İnternette yoğun olarak karşılaştığımız forum kültürü, belirli bir tip kullanıcı tarafından idame ettirilmektedir. Bu kullanıcı, bilgi paylaşımından ziyade, ya gelişen teknolojik olanaklar üzerine yeteneğini göstermek için film, müzik vb. içeriği paylaşmaya kalkar ya da orada burada bulduğu bilgi kırıntılarını (malûmatları) bir marifetmiş gibi önüne gelen her yere kopyalayıp yapıştırır. Her ne olursa olsun, yaygın forum kültüründe bireylik, herkesin üzerinde uzlaşımda bulunduğu beylik ifadeler, saçma sapan gösterişler ve kendini ispat hezeyanlarıyla doludur.

Kendisi tarafından üretilmiş bilginin paylaşımını ön plana çıkartabilen, bilgi üzerine "yorum" üreten, ahkâm kesmeyi değil yeni bir tartışma kültürünü üretmeyi hedefleyen forum sayısı gerçekten de çok azdır (Burada belirgin olarak Türkçe içerikli forumlardan söz ediyorum).

Bundan dolayı sık sık ve her konuda baş gösteren tartışmalar bu sığ ortamdan nasibini alır ve hiçkimsenin hiçbir şeyi dinlemek istemediği bir bağırmalar oratoryosuna dönüşür. Kimse söz aldığı konu hakkında gerçek bir araştırma yapma gereği duymaz, karşısında konuşanın sözlerine bir değer vermez; hatta yazdığı metinlerin doğruluğunu kontrol etme sorumluluğunu bile üstlenmez. Bu tipler, gündelik hayatlarının boşluğunu ve boşunalığını sanal ortamda da sürdürmek gibi bir nevi hiper-manâsız çaba içindedir. Böylece sokaktan geçen adamın dilindeki küfür, forum metinlerindeki düzeysizliğe ve abuk akıl yürütmelere evrilir.

İnternette yaygın forum kullanıcı tipi için, yaptığı işe teknik bir başarı gözüyle baktığından, önemli olan sadece bir iletinin gönderilmesidir. Kendini bununla muzaffer hisseder. Aslında bir şey anlatmak derdi olmadığı gibi, okuduğu şeylerle zenginleşmek gibi bir derdi de yoktur. Bu forumların (burada özellikle ticari olanların dışındaki forumlar kastedilmektedir) çoğunda moderatörlerin en büyük mesaisi bu tip kullanıcılarla baş etmeye ayrılmıştır. Ne ki, onlar sayıyla ölçelemeyecek kadar çok olduklarından, ne uyarmakla uslanırlar ne atmakla biterler; birinin boşalttığı yere kısa bir süre sonra bir yenisi gelecektir.

Salgın gibi büyümekte olan bu durumun yaygın belirtileri arasında; bozuk dil, özensiz bir Türkçe, kötü imlâ, önüne gelene karşı saldırganca tutum, herkesi kendinden aşağı görme, uyarıları kulak ardı etme gibi, dilsel düzeyden başlayarak kişilik bozukluklarına değin varabilen davranışlar görülür.

Öte yandan bütün bu kullanıcıların dışında her forum, kendi dinamiklerini de yaratmıştır. Bu online cemaatler içinde, genellikle birbirinin dilinden anlayan, çok küçük belirtilerle de olsa benzer bilgisel süreçlerden geçtiğini belli eden, bunu karşısındakine bir şekilde duyurarak sanal ortamı gerçek bir iletişim platformuna dönüştüren kullanıcılar da mevcuttur. Çoğu forumun, binlerle ifade edilen üye sayılarına rağmen, yüzü suyu hürmetine yayın hayatına devam ettiği kullanıcılar bu küçük kitlelerdir.

NOT: Devam edeceğim...


Re: Forum Kullanımı ve Kullanıcıları Üzerine Notlar

Sanırım bunca kelamdan sonra meselenin özüne azıcık yaklaşabildim.

Uzun Hikâye Forumlarının hedeflediği kullanıcı tipi, ne yazık ki, yukarıda açıklanan tipten epey farklı. Burada "ne yazık ki"yi iki nedenle kullanıyorum. İlki, foruma gelen "kötü kullanıcı" için, hem umduğunu bulamadığından hem yarattığı nahoş hava yüzünden, "ne yazık ki"lik bir durum doğuyor. İkincisi, ve bizi daha çok ilgilendireni ise, forumun görmeyi umduğu kullanıcı tipinin foruma uzak kalması ya da kendini bu yeni ortama adapte edememesi sonucunda tezahür ediyor.

Forumun görmeyi umduğu ve katkısını önemsediği kullanıcılar, büyük oranda da yukarıda anılan kullanıcı tipi yüzünden, sanal yapılanmalarda uzak duruyor, forum vb. ortamlara güvenmiyor, oraya emek harcamayı gereksiz ya da değersiz buluyor. Genellikle bu yeni tipteki tartışma platformlarını çok tanımadığından, onun teknik boyutuna hakim olmadığından ve süreli yayınlardan ya da basılı ortamdan alışık olmadığı "anındalık" olgusu yüzünden "kötü kullanıcı tipi"ne karşı süngüsünü düşürüyor.

Aslında buradaki her öğeyi kendi içinde detaylı bir şekilde ele almak gerek. Ancak şu anda bu gücü kendimde bulamıyorum. Yalnızca, kitaplarının arasına gömülmüş bu kullanıcının eninde sonunda "medya" değiştirmesinin gerekeceğini, aynen el yazması kitaplar ile matbaa arasında yaşanan dönüşüme benzer bir dönüşümün eşiğinde olduğumuzu söylemekle yetineceğim. Üstelik basılı yayının durağan yapısının, yazarın okurla doğrudan buluşabildiği böyle ortamlar sayesinde çok daha dinamik ve verimli bir hale evrileceğini de iddia ederek bu düşünüşümü bir adım daha ileri götüreceğim. Neyse bu kısım başka bir hava.

Söylediğim gibi, Uzun Hikâye'nin görmeyi umduğu kullanıcı tipi, kendini özenle forum benzeri yapılardan uzak tutuyor. Tutmayıp da foruma katılanların çoğu ise, nerede ne yapacağını tam olarak kestiremiyor. Bu ilk durum için kısa vadede bir çözüm önermek güç. Onlara gelişen bu yeni durumu inatla anlatmak gerekiyor ya da zaman geçtikçe anlamalarını ummak. İkinci durum içinse forum içinde şimdiye dek pek çok öneri geliştirdik. Teknik destek forumu oluşturduk, hemen her yerde duyurular, çağrılar, yol göstermeler yaptık; görsel anlatımlar, videolar vb. Elbetteki yapılacakların tümünün eksiksiz yapıldığını iddia etmiyoruz. Ancak azami oranda özenli ve forum kullanıcılarını aktif olmaya davet eden, bozup yeniden kurmaya, korkusuzca kurcalamaya, yapıya müdahil olmaya çağıran bir tutum sergilediğimizi düşünüyorum. Buna karşın forum kullanıcılarının bu çabalara beklenen karşılığı verdiğini, kendine bir başetme yöntemi geliştirip forumun yapısına dahil olabildiğini, giderek çekingenliğini yendiğini söylemek güç.

Elbette içinden geçmekte olduğumuz dönüşüm sürecinin verimli hale getirilmesi, sanal ortamın doğru düzgün bilgi üretimi için (en azından bizim ilgi alanımız olan öykü konusunda) kullanılması ve daha hızlı, güçlü bir iletişim ortamı haline getirilmesi yolunda çabalarımız sürecek.

Ancak yeniden ve ısrarla altını çiziyorum; bu çaba, aktif gazete okurluğu gibi, dergi üretimi gibi, kitap basılmasında takip edilen süreçler gibi; detaylı, ince eleyip sık dokuyan, katıldığı çalışmaları kendine periyodik olarak görev edinmiş kullanıcıları yaratmadığı sürece beyhude olacaktır. Uzun Hikâye, farklı forum üyelerinin söz alıp konuşmaları, içinde bulundukları ortamı şekillendirmeleri ve bilgi üretimi kanonunda yer almaları için öykü damarını güçlü tutmaya devam edecek.


Re: Forum Kullanımı ve Kullanıcıları Üzerine Notlar

Forumun, Barış'ın sözünü ettiği niteliğe ulaşması için elimden geleni yapıyorum demek isterdim ama görünen köy kılavuz istemez. Forumun, pek çok insanın girip onlarca, yüzlerce yazar ve öykücüye ulaştığı dahası forumda ele alınan onlarca yüzlerce öykü hakkında nitelikli yorumların, eleştirilerin, tartışmaların yapıldığı, yine, onlarca yüzlerce kaynak gösterilerek ek bilgilerin sunulduğu kocaman bir kütüphane ya da ne bileyim, okula dönüşmesi ne muhteşem olur. Bu çağıran, dürten yazıların işlevsiz kalmayacağını düşünüyorum. Arada bir İte kaka da olsa forumun bu niteliğe kavuşacağını umut ediyorum.


Re: Forum Kullanımı ve Kullanıcıları Üzerine Notlar

""
Forumun görmeyi umduğu ve katkısını önemsediği kullanıcılar, büyük oranda da yukarıda anılan kullanıcı tipi yüzünden, sanal yapılanmalarda uzak duruyor, forum vb. ortamlara güvenmiyor, oraya emek harcamayı gereksiz ya da değersiz buluyor. Genellikle bu yeni tipteki tartışma platformlarını çok tanımadığından, onun teknik boyutuna hakim olmadığından ve süreli yayınlardan ya da basılı ortamdan alışık olmadığı "anındalık" olgusu yüzünden "kötü kullanıcı tipi"ne karşı süngüsünü düşürüyor.

Barış, burada güzel bir saptamada bulunmuş. Forumların kötü şöhreti yüzünden bu ortama müdahil olmak konusuna, birçok kişi temkinli yaklaşıyor. Forumlar, daha çok boş vakit geçirilen "sohbet" ortamları ( maalesef birçoğu böyle işliyor.) olarak algılanıyor.

İkincisi, yaşı geçkince ve bilgisayar konusunda acemi olan kişilere bu yapıyı anlattığınızda ilkin teknik yönden bu işin altından kalkamayacağını sanıyorlar. Hatta geçenlerde, orta yaşta iki arkadaşımı foruma kaydedip işleyişimizi anlattığımda, yüzlerinde doğrudan bu işler çok karışık görünüyor ifadesi belirdi. Bu, kısa vadede verimli çoğu kullancının forumlardan uzak kalmasına neden oluyor. Bir de alışkanlıklar var tabii. Barış'ın "anındalık" ifadesi bunu güzel karşılıyor.

""
Ancak yeniden ve ısrarla altını çiziyorum; bu çaba, aktif gazete okurluğu gibi, dergi üretimi gibi, kitap basılmasında takip edilen süreçler gibi; detaylı, ince eleyip sık dokuyan, katıldığı çalışmaları kendine periyodik olarak görev edinmiş kullanıcıları yaratmadığı sürece beyhude olacaktır.

Bu konu için neler yapılabilir, uzun uzun konuşmak gerekir.