Fernando Pessoa - Huzursuzluğun Kitabı
Bir parça, ucundan-kenarından edebiyata bulaşıp da Kafka’nın kişiliğinden etkilenmemek mümkün müdür bilmiyorum. Bir şekilde yaşamlarıyla da özel olan yazarlar, şairler,ressamlar, bu tür sanat ehli kişiler bizleri her zaman etkilemişlerdir. Fernando Pessoa’da benim için onlardan birisidir. Kafka’yı, Lorca’yı, hangi nedenlerle sevdiysem, benimsediysem, kendime yakın bulduysam, onda da bunları buldum.
Yeni bir yazar tanımak, yeni bir yük, yeni bir okuyucu sorumluluğu almak demek bence. Onun bir yapıtını okumak da öyle.
Fernando Pessoa Portekiz modernizminin öncülerinden. Şair, ressam, deneme yazarı. Kısa kısa anlatılar demek daha doğru galiba.
İlk ilgimi çeken yanı hepsinin kendisinin farklı bir karakterini oluşturduğunu söylediği, ondan fazla isimle yazmak, bu kişilikleri bürümek-giyinmek. Gibi bir yanı oldu.
“Yaşamak başkalarının niyetleriyle örgü örmektir.”
“İster Varolsunlar ister var olmasınlar, biz tanrıların kölesiyiz.”
“Kimileri dünyayı yönetir, kimileri de yönetilen o dünyanın ta kendisidir.”
“Her şey çok engin, her şey çok derin, her şey çok karanlık ve soğuk.”
“Kendini bilmemek, yaşamaktır. Kendini yanlış tanımak, düşünmektir.”
“Ne mutlu yaşamlarını kimseye emanet etmeyenlere.”
“…hiç girilmeyen odaları andıran hüzünleri…”
“Yaşamın bir bilinci olmadığının bilincinde olmak, aklın en eski yükümlülüğüdür.”
Fernando Pessoa –Huzursuzluğun Kitabı-Can Yayınları
Re: Fernando Pessoa
Fernando Pessoa'yı hep merak ettim. Merak etme nedenimse Portekizli romancı Saramago'nun ona ilişkin notları oldu. Yazarın geçtiğimiz yıllarda Türkçe'de de yayımlanan "Ricardo Reis'in Öldüğü Yıl" kitabında Pessoa'yı konu edindiğini biliyordum. Ancak ne Saramago'nun sözünü ettiğim kitabını ne Pessoa'yı okuma fırsatı bulabildim. Hep ertelenip durdular. Şimdi kitaba ilişkin bir şeyler ararken internette CHRIS ROLLANSON'ın Tarih Gibi Edebiyat yazısını buldum.
Yazıda şöyle denmiş bir yerde:
Sanırım bu yaz bir şekilde bu kitabın kapısından geçmeli.
Re: Fernando Pessoa
Re: Fernando Pessoa - Huzursuzluğun Kitabı
Mehmet Bey, "düş" yerine "diş" yazmışsınız sanırım.