Doğuş
Memduh Şevket Esendal
Ev Ona Yakıştı,
Ankara: Dost Yayınları,
1971, 238-242.
Öykü forumdan kaldırılmıştır. Bkz.: Forum İşleyişi
Memduh Şevket Esendal
Ev Ona Yakıştı,
Ankara: Dost Yayınları,
1971, 238-242.
Öykü forumdan kaldırılmıştır. Bkz.: Forum İşleyişi
Re: Doğuş
Yeni öykü. Bir gün erken oldu, ama bir gün geç olmasından iyidir Keyifli okumalar...
Re: Doğuş
Öyküyü okudum düşüncelerimi yarın yazacağım. Öyküye ne yerinde bir ad bulmuş yazar.
Re: Doğuş
Akif: Haklı, güçsüz, mazlum
Aziz: Haksız, güçlü, zalim
Hoca: Hakim, güçlü
Çocuklar: "Tarafsız", güçlünün yanında
Sokaktaki adam: Hakim, güçlü
Dayak atma/ yeme üzerine kurulu bu ilişkiler yumağında güçsüz olan haklı önce hakim önünde arayıp bulduğu adaleti daha sonra dişiyle tırnağıyla yeniden elde etmek zorunda kalıyor. Yazar, sokağın adaletini sade biçimde tasvir etmiş. Hocanın sınıfın dışına taşamayan adaletinin yeninden kurulabilmesini anlatmış. Anlatmasına güzel anlatmış, ama yine de soruyorum kendime: acaba neden anlatmış?
Re: Doğuş
Ben öyküde anlatılanlara toplumsal, ya da siyasal mı demeli, yanıyla bakmadım. Müstear Efendi'nin yazdıkları biraz bu bakış açısını düşündürdü bana.
tespiti de çok anlamlı geldi ama ben daha çok, psikolojiyle ilgili, kişinin varoluşuyli ilgili bir şeyler buldum öyküde.
Akif’in annesine yanıtı:
Hocanın sorduğu zor bir soruya cevap vermek, zor bir problemi çözmek, yapılması, başarılması zor bir şeyi yapmak gibi bir doygunluk buldum Akif’in yanıtında. Kendini var etmek, olmak gibi kavramları çağrıştırdı bana.
Re: Doğuş
Akif'in "tahsildar" bir babanın oğlu olduğu, Aziz'in "kahya" çocuğu olmasının tartının iki tarafındaki ağırlığın farklılığıyla;adalet sağlayıcının bile, ya da adalet kavramının bile bir yerde bir şeylere dokunamadığını ve görmezden gelinen şeyler olduğunu düşünebilir miyiz?
Re: Doğuş
Doğuş hakkında kimse bir şey yazmayacak mı, düşüncelerini merak ediyorum arkadaşların çok merak ediyorum.
Re: Doğuş
Feminist en çok sevdiğim öyküsüydü, bu ikinci oldu. Öykü kişilerini bir kaç satırla o kadar güçlü çizmiş ki hayran olmamak mümkün değil. Doğrudan bir tasvire tanıma gitmemiş, olayın dışına çıkmadan yapıp ettikleri söyledikleri ile çizmiş kişileri, öyküyü bitirdiğinde olaydan çok kişiler kalıyor aklımızda: Akif, Aziz, Hocaefendi ve hatta Çocuklar... Kişilerin varolma biçimine dikkatimizi çekiyor böylece öykü. Öykünün sonunda çelişip çatışan iki kişi de değişiyor. Birinin cesareti artarken diğerininki kırılıyor. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmaycak. Ta isimler konulurken belirlenmiş gibi duran varolma biçimi değişmiş görünüyor.
Akif'in verili kabullerin dışına çıkarak zorba tanınan birine kafa tutması, siyasi göndermeler de içeriyor bana göre.
Aziz :1. Ermiş, eren. 2. sf. Sevgide üstün tutulan, muazzez.
Akif:İbadet eden, ibadetle uğraşan kişi.