UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Değirmen

08 Şub 2010
abdullah şahin

"Değirmen",
Sabahattin Ali, 1935
Değirmen,
YKY,
2009: 13-23.
Kaynak: Değirmen

Öykü forumdan kaldırılmıştır. Bkz.: Forum İşleyişi

Kategori:

Re: Değirmen

Benim anlatmaya çalıştığım da tam olarak buydu. Yani öykünün yazıldığı dönemdeki diğer örneklere baktığımızda, sinemanın bu tarihten elli yıl sonra bile çekilen filmlere baktığımızda elimizde "Değirmen" gibi akılda kalıcı bir öykünün başarısı ortaya çıkıyor.


Re: Değirmen

Öyküyü ancak okuyabildim. Anlatıcı da Çingene anladığım kadarıyla. Adaşına gerçek sevginin ne olduğunu anlatırken Çingenelere has bir dil kullanmamış. Bundan sebep mi, yoksa, Atmaca'yla değirmencinin kızının ilk karşılaşmalarının, ilk karşılaştıkları, birbirlerini ilk gördükleri an duydukları, düşündükleri, hissettikleri... biri diğerinden habersiz miydi o ötekine bakarken, göz göze mi geldiler... bunların öyküde bulunmamasından mı, bilmiyorum, gerçek sevginin ne olduğunu dinlemekle kaldım. Yaşıtları derede yüzüp oynarken kızın yaşıtları gibi soyunup suya giremeyişi bundan mahrum kalmanın onda yarattığı duyguyu sezebiliyorum. Ama diyorum Atmaca bu kızı niye sevdi, güzel olduğu için mi, kolu olmadığı için mi, bir duruşundan bir halinden etkilendiği için mi? Kız onu yakışlı, boylu poslu olduğu için sevmiş, öyle anladım öyküdeki anlatımdan.
Değirmenin betimlenişi, seslerin, devinimin anlatılışının çok etkileyici geldi bana. Müthiş benzerliklerle anlatılmış.

""
Bazen okşayan ısıtan bir sabah güneşiydi. Fakat derhal yüzümüzü yırtan, gözümüzü kör eden, içindeki ateşleri kum tanesi gibi etrafa saçan bir çöl fırtınası oluyor, yahut bağrımıza işleyen bir bıçak haline geliyordu.

""
Bizler: Batı rüzgârı kadar serbest dolaşan ve kendimizden başka Allah tanımayan biz Çingeneler.


Re: Değirmen

elif dedi ki:
Yaşıtları derede yüzüp oynarken kızın yaşıtları gibi soyunup suya giremeyişi bundan mahrum kalmanın onda yarattığı duyguyu sezebiliyorum. Ama diyorum Atmaca bu kızı niye sevdi, güzel olduğu için mi, kolu olmadığı için mi, bir duruşundan bir halinden etkilendiği için mi?

Ne kadar güzel bir saptama bu...
Elif her zamanki gibi öykünün akışı içinde kaybolduğum için göremediğim detaylar yakalamış. Atmaca'nın değirmencinin kızını neden sevdiğini hiç bilemedik gerçekten de. Değirmencinin kızının bir kolu olmaması dışında başka bir özelliği kalmamış aklımda.


Re: Değirmen

Evet, bu aşka bu tarafından bakmayışımızın sebebi, farkında olmadığımız erkek egemen algımız mı acaba? Müzikle uğraşan, yakışıklı, insanları enerjisiyle büyüleyen Atmaca'nın herhangi bir özelliğine tanık olmadığımız (bunun nedeni özelliklerinin olmaması mı yoksa anlatıcının değinmemesi mi o da tartışılmalı) bir kıza, Değirmencinin kızına aşık olması... Neden?


Re: Değirmen

""
Ama diyorum Atmaca bu kızı niye sevdi, güzel olduğu için mi, kolu olmadığı için mi, bir duruşundan bir halinden etkilendiği için mi? Kız onu yakışlı, boylu poslu olduğu için sevmiş, öyle anladım öyküdeki anlatımdan.

Gorki'nin öyküsünde iki taraf da bedensel olarak birbirine denk koşullardaydı diye anımsıyorum. Burada S. Ali özellikle bunu seçmekle Atmaca'nın -ki peşinden birçok varlıklı, güzel kız koşmaktadır.- anlaşılamayan, bilinen beğeni ölçütlerine sırtını dönen, alışılmışın dışında bir yanı olduğunu vurguluyor sanırım. Böylece hem Atmaca hem de bizim için Atmaca'nın aşkı gizemli bir hâl alır. Öyküden bir alıntı:

""
Ne yapacağımı, bu halin beni nereye götüreceğini sorma, bende artık kuvvet yok, akıl yok, düşünce yok, yalnız aşk var.

Atmaca böylece bizim klasik edebiyatımızda sık sık karşılaşıldığı gibi aşkın içinde eriyip gider; biz de aşkın akıl ve mantığa galip geldiğini görürüz. S. Ali'nin geleneksel kalıplardan yararlanma biçimi olarak da yaklaşılabilir bu konuya.

Kaynak: Ali Sabahattin, Değirmen, "Değirmen", YKY, İstanbul, 2009:20