UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Daniil Kharms - Vukuat

11 Şub 2010
eren

Bir gün Orlov tıka basa bezelye püresi yedi ve öldü. Bunu öğrenen Krylov da öldü. Spiridonov kendi rızasıyla öldü. Spiridonov'un eşi de büfeden düştü ve o da öldü. Spiridonov'un çocukları da havuzda boğuldu. Spiridonov'un büyükannesi de kendini içkiye verdi ve yollara düştü. Mihayloviç saçını taramayı bıraktı ve uyuza yakalandı. Kruglov elinde kamçı tutan bir kadın çizdi ve kafayı üşüttü. Perekrestov kendisine gönderilen dört yüz rubleyi telgrafla teslim alınca öyle havalara girdi ki işten atıldı.

Hepsi iyi insanlar --ama ayakları bir türlü sıkıca yere basmıyor.

Yazan: Daniil Kharms
Çeviren: Eren İnan Canpolat
"Incidents", 1933

Kategori:

Re: Daniil Kharms - Vukuat

Absürd öykü konusunda çok deneyimli sayılmam ama bu öyküde "iyi"yi tartışmamız gerekecek sanırım. Bu konu zaman zaman Barış Acar'la tartıştığımız, fikir birliğinde bulunduğumuz bir konu. Toplumun en sık kullandığı ölçüt. W.Allen , bir filminde sanırım Manhattan'da "1990 yılındayız ve hala iyi diye bir kavram mı var?" diyordu.


Re: Daniil Kharms - Vukuat

Öyküyü okur okumaz gözümüze çarpan ilk şey, öyküde adı geçen herkesin karşılaştığı kötü durumun absürt bir nedene bağlı olmasıdır. Bezelye yerken ölmek ya da para alınca işten atılmak gibi. Ancak günümüz modern dünyasını düşündüğümüzde ölümlerimizin ve sıkıntılarımızın çok da öyküdeki saçmalığın uzağında olmadığını görüyoruz. "Savaşlardan, yanlış politikalardan, faşizan eğilimlerden" kaynaklanan ölümler, yazarın gösterdiklerinden çok mu kabul edilebilir bir durumda? Hitler'in etnik saplantıları sonucunda ortaya çıkan ölümler, birinin bezelye yerken ölmesinin yanında daha mantıksız değil mi?

Yazar, ironi dozunu harika bir şekilde tutturarak bana kalırsa günümüz yaşantısının eleştirisini ortaya koyuyor. "İyi insanlar olup ayakları yere basmamak" ifadesi, "saflığın, temizliğin, iyi niyetin" akılla, mantıkla buluşturulmamasının da kötü sonuçlar doğurabileceğinin kısa ve öz anlatımı.