UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Benjamin Button'un Tuhaf Hikayesi

02 Mar 2009
Cihan Başbuğ

Dün akşam Benjamin Button'un Tuhaf Hikayesi'ni izledim. Film yaşlı doğup zaman geçtikçe gençleşen, çocuklaşan bir adamın öyküsünü anlatıyor. Film, hakkında çok fazla konuşmamak lazım, merak edenler yorumları okuyacaktır zaten; ama Cate Blanchett'in ne kadar güzel bir bayan ve iyi bir oyuncu olduğunu birkez daha anladım.

Kategori:

Benjamin Button'un Tuhaf Hikayesi

Scott F. Fitzgerald'ın aynı adla sinemaya uyarlanan Benjamin Button'un Tuhaf Hikayesi adlı kitabını okudum bugün. Filmi ise henüz izleyemedim. Öykü o kadar duru ve akıcıydı ki filmi en kısa zamanda izleyeceğime eminim.

Filmi izlerken öyküden çok farklı bir atmosferle karşılaşacağıma eminim. Çünkü film hakkında yazılanları okuduğumda filmin özgün bir uyarlama olduğunu anlıyorum. Ancak yine de bu tuhaf hikayenin sinema uyarlamasını izlemek için sabırsızlanıyorum.


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Scott F. Fitzgerald'ın Benjamin Button'un Tuhaf Hikayesi kitabı ile film arasında yaşlı doğan bir adamın giderek gençleşmesi dışında hiç bir benzerlik yok doğrusu. Kitabın tanımladığı sorunlar ve gerilimlerle filmin ortaya koyduğu bakış açısı çok farklı.

Kitap, baba ve oğul arasında ortaya çıkması muhtemel sorunları öylesine başarılı denklemlerle ortaya koymuş ki film bu sorunları çocuğu kimsesizliğe terk ederek görmezden gelmiş. Bu kitabı amerikan sineması değil de avrupa sineması çekseydi bence bir başyapıt ortaya çıkardı.


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

""
Scott F. Fitzgerald'ın Benjamin Button'un Tuhaf Hikayesi kitabı ile film arasında yaşlı doğan bir adamın giderek gençleşmesi dışında hiç bir benzerlik yok doğrusu. Kitabın tanımladığı sorunlar ve gerilimlerle filmin ortaya koyduğu bakış açısı çok farklı.

Kitap, baba ve oğul arasında ortaya çıkması muhtemel sorunları öylesine başarılı denklemlerle ortaya koymuş ki film bu sorunları çocuğu kimsesizliğe terk ederek görmezden gelmiş. Bu kitabı amerikan sineması değil de avrupa sineması çekseydi bence bir başyapıt ortaya çıkardı.

Fincher, aslında senin bahsettiğin anlatıyı kurabilecek, bir başyapıt oluşturabilecek yetenekte bir yönetmen. Neden böyle bir tercihte bulunmamış anlamış değilim.


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Abdullah dedi ki:
Fincher, aslında senin bahsettiğin anlatıyı kurabilecek, bir başyapıt oluşturabilecek yetenekte bir yönetmen. Neden böyle bir tercihte bulunmamış anlamış değilim.

Çünkü böyle bir kurgu katharsis yaratmayacağından (ki öykü orijinalinde katharsis yaratmak yerine müthiş trajik bir yapıyı başarıyla kuruyor) Hollywood'da satmazdı. Wink


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Neden böyle bir tercihte bulunmamasını Barış güzel özetlemiş. Kitabın bu olayda kurduğu dramatik yapı öyle kolay kolay katlanılabilecek ve keyifle izlenebilecek bir kurguyu barundırmıyordu.


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

""
Neden böyle bir tercihte bulunmamasını Barış güzel özetlemiş. Kitabın bu olayda kurduğu dramatik yapı öyle kolay kolay katlanılabilecek ve keyifle izlenebilecek bir kurguyu barundırmıyordu.

Fincher, buna ihtiyaç duymaması gereken bir yönetmen. Bugüne kadar yaptığı birçok filmle -Dövüş Kulübü gibi- bu izlenimi veren yönetmenlerden. Yönetmenin ne beklediğini anlayamıyorum, asıl merak ettiğim bu tutum.


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Barış dedi ki:
Hollywood'da satmazdı. Wink


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Ben de hem Fincher'ın hem senaristin müthiş başarılı yapımlara imza attığını biliyorum. Ancak onlar, benim gözümde, her şeyden önce ellerindeki konuyu paraya tahvil etmeyi çok iyi beceren kişiler. Bu yüzden de sanatçı yönlerinden çok birer yapımcıymış gibi görünüyorlar gözüme. Smile

Öte yandan Fincher'ın filmdeki başarısını es geçmemek lazım. Scott F. Fitzgerald'ın öykünün sonunda yakaladığı müthiş duygu yoğunluğunu, kendi amaçları için de olsa, aynı başarıyla yaratabilmiş.


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

""
Scott F. Fitzgerald'ın öykünün sonunda yakaladığı müthiş duygu yoğunluğunu, kendi amaçları için de olsa, aynı başarıyla yaratabilmiş.

Filmde, sevgilisiyle yaşlarının kesiştiği dönem çok çarpıcıydı. Zaman ileri de gitse gerilese de aynı acıtıcılığıyla insanı eziyor. Bu kesişmenin anlatıldığı anlar filmin tümünden daha etkileyiciydi.


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

""
Scott F. Fitzgerald'ın öykünün sonunda yakaladığı müthiş duygu yoğunluğunu, kendi amaçları için de olsa, aynı başarıyla yaratabilmiş.

Kendi adıma bu saptamaya katlamıyorum. Kitabın sonunda hissettiklerimle filmin sonunda hissettiklerim aynı değildi. Öykü boyunca Benjamin'e filmde ise özellikle sonunda Daisy'e üzüldüm.


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

""
Kitabın sonunda hissettiklerimle filmin sonunda hissettiklerim aynı değildi.

Ben de bunun aksinde bir şey söylemedim zaten.

İkisi de bir duygu yoğunluğu yakalamış; ama amaçlar çok farklı demek istemiştim.


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Galiba ortaya koyduğun benzerliği şimdi daha iyi ayrımsadım. Cheers


Re: Benjamin Button'un Tuhaf Hikayesi

Kişinin hayata farklı pencereden bakmasını sağlayan bir film.İzleyenler hayata farklı bir pencereden bakarken ,yaşantılarını "ya öyle olsaydı" cümlesiyle sorguluyorlar.
Filmde dram unsurunun yanında komedi unsurlarına da rastlamak mümkün. Başarılı ve izlenilmesi gereken bir film.Unutmadan başrolünde Brad Pitt oynuyor Smile