UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Bembeyaz

09 Tem 2013
aykutdalyan

Halının beyaz yerlerine basma! Silene kadar canım çıktı. Hemen kirlenmese olmaz mı? Niye aldıysam zamanında bu halıyı? Başıma bela oldu. Şimdi kim bilir kaç paradır ama o da ayrı mevzu. Ha şöyle diğer taraflara bas. Duvar tarafından gel. Sürünme duvara leke yaparsın. Daha geçen yaz yatırdım badanayı şimdiden leş gibi oldu. Kaloriferin peteklerine de bir çare bulmalı. Isınınca nasıl da toz yükseliyor. Duvarı simsiyah yaptı. Gel, hoş geldin. Yok, yok kanepenin orasına oturma. Her gelen oraya oturuyor. Baksana çöktü orası. Şöyle ortaya otur. Üç kişilik canım bu kanepe. İlle de başköşeye oturmak gerekmez. Buyur işte! Tekrar hoş geldin. Perdeyi senin için açtım bugün. Burası güneşi çok görmez ama gözlerim artık ışığa alışamıyor. Annen nasıl? O da bıraktı beni. Terk edip gitti. Allah kimseyi yalnız bırakmasın. Bak şu halime, çeşme bozulur hadi koş çeşmeyi onar, fatura gelir hadi koş faturayı yatır. Erkek gibi dolanıyorum ortada. Bir de sağın solun bakması, lafı sözü… Ne varsa halimde? Hep senin yüzünden. Ne laf dinlersin ne de söz. Gavur inadı var sende gavur. Kime benzemişsen? Ailende yoktu ya böylesi hoş belki de vardır. Ne kadar bildim ki aileni? Kırk yılda bir görürdüm. Hani o senin için deli olduğum dönemlerde annem bir kere bile aramamıştı ya anneme rezil olmuştum senin yüzünden. Zaten beni istemediler de. Başına ne geldiyse benim yüzümden geldiğini düşünüyorlar. Senden sonra annen bir iki kere “canııım, kızıııım” diye aradı ama kesildi çok sürmeden. Asıl sen bana yaptın yapacağını. Ortada bırakıp gittin. Ne vardı sanki. Hiç uğruna mahvettin hayatımızı. Allah belanı versin! Versin vermesine ama kıyamam ki sana. Ne diye bindin sanki o arabaya. Ne diye öyle bakıyorsun? Gözlerini bari kırp bir kere. Simsiyah boş ve anlamsız gözler. Sen böyle bakmazdın ki. Sinirlenince alev gibi olurdu gözlerin. Gülünce çocuk gibi… Hele geceleri? Azgın it seni. Görmem sanırdın karanlıkta ama ben hep senin gözlerini izlerdim. Gerçi senin için göz falan önemli değildi ya o anlarda hadi neyse. Güneş! Güneş kanepeye vurmuş. Şimdi rengi solacak şimdi. Şu hale bak! Hemen güneşliği çekeyim. Biraz karanlık olur ama zararı yok. Işığı yakmazsam olur mu? Ampul söner diye korkuyorum. O kör olasıca elektrikçi çırağı ampul falan takmaya gelirse… Kapı! Kapıyı kapattım değil mi? Bak işte sürgüyü çekmemişim. Neyse ki arkadan kilitlemeyi unutmuyorum. Bu halıyı sen aldırdın başıma bela. O kadar uğraşıyorum beyaz yerlerine basmamak için ama olmuyor bir türlü. Ne o? Kollarını açmışsın. Beni sarmayalı çok oldu. En son o arabaya binmeden önce hissetmiştim kollarını. Hani kollarına sarılmıştım da sen beni itip düşürmüştün kaldırıma. O gün işte. Sonra basıp gittin. Hiç dinlemedin beni. Dinleme huyun yok ki zaten. Gördüklerin sana yeterdi hep. Bana hiç güvenmedin. O ikimizin de arkadaşıydı. Yabancımız değildi. Seni beklerken çay demlemiştim. O içeride çay içiyordu. Sonra bir şangırtı. Çayı dökmüş üzerine. Güzelim beyaz gömlek batmış. Hemen çıkarmasını söyledim. Yıkadıktan sonra çabuk kurusun diye ütü basmak geldi aklıma. Ütü masamızın yatak odamızda olduğunu biliyordun. O içeride oturdu. Sonra ben senin gelmene yakın hazırlanmaya başladım. Kapı çalınca o panik olmuş. Hani yarı çıplak işte. Yanlış anlaşılmasın diye. Ben de giyiniyordum. Sen hiç beklemeyi sevmezdin zaten. Bir iki çaldın sonra açı verdin kapıyı. Boş bulundum işte. Eteğimi giyer giymez çıktım. Bir elimde benim bluzum bir elimde onun gömleği. Gece yarısı geldi haberin. Sarhoşmuşsun. Yol daralıyormuş. Kaldırımı görmeden hızlı girmişsin sağdan. Sonra araba takla atmış. Bir kamyon duramamış çarpmış arabaya. Biraz daha sürüklenmişsin. Neydi o ses? Buzdolabı! Bir de bu çıktı başıma. Çalışırken ses çıkarmıyor mu, sinir oluyorum. Kafa canım bu da. Her şey gürültülü çalışıyor. Bir de dışarısı yok mu? Allah kahretsin. Çıka çıka sen çıktın arabadan. Koskocaman bir ayı! Kalk bakalım kanepeden. Orası senin yerin değil. Neymiş efendim doğum günüm kutlu olsunmuş. Zaten kanepede çöktü iyice. İşin yoksa uğraş dur.

Kategori:

Re: BEMBEYAZ

Öykünün içinde dolaşan "beyazlık" imgesini sevdim. Buna karşın akışta sürüklemeyen -sanki anlatımda kaynaklanan- bir sıkıntı var. Çözen varsa beri gelsin.