Başka Bir Öykü Soruşturması Üzerine Yorumlar
Süreyyya Evren'in Sıcak Nal için hazırladığı, bizim de Uzun Hikâye'de devam ettirdiğimiz Başka Bir Öykü Mümkün soruşturması açtığımız başlıkta süredursun, bu başlıkta da yazarların/ okurların bu sorulara verdiği cevaplar üzerine düşüncelerimizi/ yorumlarımızı aktarıp, bunlar üzerine tartışabiliriz.
Re: Başka Bir Öykü Soruşturması Üzerine Yorumlar
güzel bir cevap olmuş bu. ingilizler "author" diyorlar ya yazara, böylece yazar "authority" sahibi kılınıyor. otorite, yazarın yazdıkları üzerinedki otoritesine işaret ediyor böylelikle. Yazar söylediklerine önsel bir konumdan, metni yazarak (kurarak) ahkam kesmeye başlıyor. Ne söylediğini bildiğini sanan bu tanrı bozması kartezyen yazarlar ve onların tebaları nasıl da şaşkoloza dönerdi "metni kaleme alan" kişi bilinmese. otobiyografik okumalar, psikanalitik okumalar, içrekçi ve derine dalan okumalar nasıl da "oyun oynamaya" mahkum edilmiş ihtiyarlara dönerlerdi. bundan da bana güzel oyun olurdu doğrusu, epey gülerdim böyle bir şey olsa.. "80'lik nineleri" oyun oynarken görmek..
hem isimlerin üstleri kapatılınca, isimler açıkken "metinden geriye kalanlarla" yetinmek zorunda olan okurlara karşı da savaşmak zorunda kalan okur-yazarlar a da "eğlence" olurdu..
Re: Başka Bir Öykü Soruşturması Üzerine Yorumlar
Soruşturmayı yanıtlayanların yorumlarını toplu olarak değerlendirdiğimiz zaman neler çıkıyor ortaya bunu dillendirmek için biraz daha beklemeli.
Onun yerine, tek tek öykücülerin cevapları üzerine düşüncelerimi yazmaya başlayayım ben.
Re: Başka Bir Öykü Soruşturması Üzerine Yorumlar
Halaçoğlu'nun yukarıdaki ifadesi dönem için çok tanımlayıcı aslında. Nietzschegil bir soykütük çıkarma (arkeoloji) girişimini kaçı kaldırır bugünün öykücülerinin. Aşısız, karışmamış, "saf" kaç tane dal bulunur sormak lazım. Tabii, bunun gerekli olup olmadığıyla birlikte...
Uğur Büyüktezgel'in ifadesine ise bayıldım. "Öyküyü sevmiyorum" deyişimdeki cesarete öncelikle. Bir alanda ürün verebilmek için ille de onu sevmek gerekmediğini, onunla kavgalı olunabileceğini, bütün dünyayla kavgalı olduğu için onunla da yüzleşmek zorunda olduğunu söyleyen bir yaklaşım gibi geliyor bu sözler bana.
Sanatçı eğer ki böyle düşünmüyorsa neden yapıt vermeye devam eder ki? Büyüktezgel, "güngörmüş/ çokbilmiş" yazarların kibirli duruşlarını hedefe koyup, turnayı tam gözünden vuruyor.
Öykünün sokağa çıkan ruhunu çok seviyorum.
Re: Başka Bir Öykü Soruşturması Üzerine Yorumlar
Kendi cevaplarımız dışındaki cevapları sevmiyor muyuz, onları önemsemiyor ya da onlarla ilişki kuramıyor muyuz acaba? Bu da, dönemimizi anlatan bir şey mi yoksa?
Beni kendi cevaplarımızdan çok, ötekinin cevapları üzerine düşüncelerimiz, anlayış/ tahammül sınırlarımız ilgilendiriyor aslında.
Yok mu kimselerin vakti, durup ince şeyleri anlamaya? (G.A.)
Re: Başka Bir Öykü Soruşturması Üzerine Yorumlar
Re: Başka Bir Öykü Soruşturması Üzerine Yorumlar
Bense, aksine, -bu başlığa tuttuğum ilk notlardan da anlaşılacağı gibi- kimi cevapların içinde kanımı kaynatan, katılacağım ya da reddedeceğim, tartışılabilecek pek çok şey buldum (Örneğin, Büyüktezgel'in "Ben öykü sevmiyorum, ben dert seviyorum." sözü yankılanıp duruyor hâlâ aklımda). Soruşturma hedeflerine çok iyi ulaşmış ve ulaşıyor diye düşünüyorum bu yüzden.
NOT: Kendi cevaplarını önemsememeni anlıyorum. Aslolan benim onları önemsemem.
Re: Başka Bir Öykü Soruşturması Üzerine Yorumlar
Ne yalan söyleyeyim ben de pek kaynaşamadım bu soruşturmayla. Bu metnin diline mi, bunca söylenecek sözün üç soruyla çevrelenişine mi bilmiyorum, bir şeylere takıldım. Yine de yargılarımı esneterek soruları yanıtladım.Diğer forum kullanıcılarının gönderilerini okumaya çalışıyorum.Belki bir süre sonra bu yanıtlar üzerinden daha doyurucu bir sohbet oluşabilir. Önce bir doygunluk gerek gibi geliyor bana.
Re: Başka Bir Öykü Soruşturması Üzerine Yorumlar
Kaynaşma-kaynaşmama durumlarını bir yana bırakıp ince ince devam etmek en iyisi olacak sanırım.
diyor.
Güçlü bir imgedir "su"; saydamlığı ferahlık verir ama sarıp sarmalayıcılığı ürkütücü de olabilir. Tüzünoğlu, bunu görüyor. Kabın bozuculuğunun farkında. Bunu böyle kabul etmeyi söylüyor. Öte yandan,
sözleri, yargımda aceleci mi davrandığımı düşündürüyor bana. "Davetsiz" değil, "intrusive" öyküler. Bir yerlerden okunmuş -derslerden öğrenilmiş- bir kavram kullanımı gibi tınlıyor kulakta. Okudukça bu tınlamanın peşimi bırakmadığını fark ediyorum:
Aşağıdaki kafa karışıklığı kaygılarıma tercüman oluyor sanki:
Amacım yargılamak değil; ama içimi acıtan şeyleri de not almaya özen gösteriyorum.
Çok uzatmadan bu yazardan son olarak aşağıdaki ifade üzerinde durayım.
Bu ifadeler, yine derste öğrenilmiş cümleler izlenimini pekiştirirken, bana şunu düşündürüyor: 19. yy. için avangard olan, "saf sanat" yaklaşımına karşın, ileri görüşlü birkaç yazar ve sanatçı tarafından kullanıldığında büyük tepki toplayan bu ifadeler şimdilerde gücünden neler yitirmiş? Ne kadar sıradanlaşmış? İçeriğinden neler kaçıp gitmiş? Kavramların ve konumlanmaların bu hızlı kabuk değiştirişine karşı bir panzehir bulunabilir mi? Ne yapmalı da sıradanlaştıranın zulmünden kurtulmalı?
Re: Başka Bir Öykü Soruşturması Üzerine Yorumlar
Umut Y. Karaoğlu'nun soruları cevaplama tarzı tam da benim katılacağım cinsten; oyunlu, yabancılaşmış, ucundan şizofrenik.
Bu cümle üzerine düşünüyorum.
Re: Başka Bir Öykü Soruşturması Üzerine Yorumlar
Öyküde "duygu sömürüsü"nü sevmediğini, oysa etrafta bunun yığınla örneğini gördüğünü söyleyen Karaoğlu'na katılmadan edemeyeceğim.
Yukarıdaki satırlar ise bu durumun iki ucunu da sezebildiğini gösteriyor. Eleştirisinden zekâ kıvraklığı gösterileri de payını alıyor:
Son olarak, Eren'in soruşturma için hissettiği sıkıntıya benzer bir duyguyu dile getirmesi de hoşuma gitti yazarın:
Re: Başka Bir Öykü Soruşturması Üzerine Yorumlar
Bu cümle üzerine düşündüğümü söylemiştim.
İnsanın kendini bir cümlede anlaması demek ne demek? Zaman zaman, bir cümlenin sokağına girip günlerce orada yaşayabilen biri olarak bunu şöyle anlıyorum: İnsan, kendini bir cümle içinde tanıyabiliyor aslında. Hatta, sanırım, cümle bile biraz fazla uzun. Öyle ya da böyle, kendimizi tanımanın dilsel bir altyapısı var. Birkaç sözcük ya da ses parçası, zaman zaman çeşitli cümleler içine girip çıkan; böyle bir şey insan ya da insanın kendini tanıması denen.
Re: Başka Bir Öykü Soruşturması Üzerine Yorumlar
Ilgın Yıldız'un tertemiz ifadesini sevdim.
Gündelik olanın altında grotesk var mı? Ben olsam bir adım daha ileri giderdim: "Gündelik diye adlandırdığımız grotesk" derdim mesela. Dünyanın gerçek şeklinin modellenmesi üzerine çalışmaların kapısını aşındırdığım bir ara "geoit"in ne demek olduğunu öğrenmiştim. Karşılaştığım yamru yumru taş parçası, groteski anlamama yardımcı olmuştu:
Re: Başka Bir Öykü Soruşturması Üzerine Yorumlar
"Sahicilik"/ "sahihlik" Türk edebiyatında belki üzerinde en çok durulması gereken şey. Hakikatin belirli bir tür hakikat olarak dayatılması ve hakikat sandıklarımızın hakikiliği en büyük sorunlar bana kalırsa.
Tiyatroyu performans sanatını da kapsayacak şekilde ele alırsak bu yargıya katılıyorum. Sinemadan plastik sanatlara uzanan bir dönüştürücü etkisi var tiyatronun. Tabii, şu soruyu saklı tutmak lazım: Tiyatronun ne kadarı sahne ne kadarı edebiyattır? Özellikle 20. yy. tiyatrosunu düşününce (Brecht'ten Beckett'a) edebiyatı anlıyorum ben.
Re: Başka Bir Öykü Soruşturması Üzerine Yorumlar
Derrida'nın kastettiği gibi sözcüklerin tümüyle oyunlu bir biraraya geliş olduğunu düşünürsek, "yazarak düşünmek" sözcüklere karşı girişilmiş en cesurca müdahale gibi geliyor bana. "Söz"e karşı "yazı" kurallarını hakimiyet altına almaya çalıştığımız yeni bir dil gibi geliyor bana. Peki, öykü "söz"de mi "yazı"da mı gerçekte; bu soruyu tartışmak, tartışmak, tartışmak gerekiyor.
Re: Başka Bir Öykü Soruşturması Üzerine Yorumlar
"öykü "söz"de mi "yazı"da mı gerçekte"
Bunların hangisi öykü başka bir dile çevrildiğinde daha az değişerek kalır? Bence düşünmeye bunu da eklemek gerekebilir.
Re: Başka Bir Öykü Soruşturması Üzerine Yorumlar
"Başka bir dile çevrilme"yi "aktarma/ iletme" olarak anlıyorum burada. Her ikisi de değişir bana kalırsa. Söz de yazı da başka başka diller olarak her aktarma çabasında yeni bir kılığa bürünür. Öykünün dokusunun hangi dile daha yakın olduğu konusunda bu ayrım temel soruya cevap vermiyor bana kalırsa.
Re: Başka Bir Öykü Soruşturması Üzerine Yorumlar
Buradaki "hasar" sözcüğü ne güçlü!
Re: Başka Bir Öykü Soruşturması Üzerine Yorumlar
"insana dair hasar":Sonsuz
Re: Başka Bir Öykü Soruşturması Üzerine Yorumlar
Yazarın gölgesi uzundur, derler. Buna ne çok katılıyorum. Oysa Egemen, nasıl arkasından dolanıp güzelleştiriyor bu ifadeyi. Sonra, nasıl da, yapıştırıyor "nanik"leyerek ifadeyi uzun gölgeli yazara.
Bu ifadelerden hangisi üzerine, nasıl hakkını vererek dursam diye okuduğumdan beri kara kara düşünüyorum. En son "armağan" sözcüğünde karar kıldım. Bir öykü için seçilebilecek en güzel ifadelerden biri sanıyorum.
Re: Başka Bir Öykü Soruşturması Üzerine Yorumlar
Atölye (işlik) sebat işidir. Türkiye edebiyat çevrenin de -en küçük örneklerde bile- bunu yürütebilmek kolay mı?
Re: Başka Bir Öykü Soruşturması Üzerine Yorumlar
Öyküyü "aşan" olarak öykü, sevilesi bir şey.
Re: Başka Bir Öykü Soruşturması Üzerine Yorumlar
Eleştiri geleneği bu topraklarda hep sorun oldu sanırım. Bir süre daha bu böyle süreceğe benzer. Uzun Hikâye de bile (ki kuruluş amacı budur neredeyse) en çok eksikliği duyulan şey, diye imlesem ayıp etmiş olmam.
Re: Başka Bir Öykü Soruşturması Üzerine Yorumlar
Kavgacı değildir, ama yeri geldiğinde sıkı dövüşür öykü.
Re: Başka Bir Öykü Soruşturması Üzerine Yorumlar
Başka Bir Öykü Mümkün soruşturmasına Sıcak Nal'da 7 öykücü katılmıştı. Uzun Hikâye'den de 25 Ocak'tan bu yana 10 öykü yazarı kendi cevaplarını ekledi. Yeni cevaplar gelir diye de ümit ediyorum hâlâ.
Bununla birlikte her yorum üzerine, ince ince okuyarak düşüncelerimi iletmeye çalıştım. Bunun bir faydası var mı? Ben olduğunu sanıyorum. Kendi adıma. Hepinize teşekkür etmek isterim. İyi ki varsınız cevaplarınızla.
Re: Başka Bir Öykü Soruşturması Üzerine Yorumlar
Ayırdığınız zaman ve incelikli değerlendirmeleriniz için teşekkürler sevgili Barış Acar. Elbette faydalı oldu ve olacak. İyi ki siz de varsınız.
Re: Başka Bir Öykü Soruşturması Üzerine Yorumlar
Laf olsun diye değil, gerçekten teşekkürler.. Bizlerin yanıtlarını ele almanız da hoş. Hele, kendim için rahatlıkla söyleyebilirim ki, bu konuda okuyucu olarak izlemekle yetinirken, elinize sağlık diyorum.