UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Aubrey Hirsch - Kesinlik

04 Eyl 2013
eren

Daha en başından Cris beni hamile bırakacağından bayağı emindi. Her şey balayımız sırasında başladı -Venetian'da kalıp Paris'te yemek yediğimiz, bütün gece New York, New York'ta içtiğimiz altı günlük bir Vegas seyahatinde. Gondol gezimizi asansörlerde noktalayıp liseliler gibi öpüştük. Odamızda, Cris, yumuşak ellerini pamuk eteğimin altına kaydırdı*. Kendini bana sürttü, bir bacağı bacaklarımın arasındaydı.

"Hadi bebek yapalım," diye fısıldadı.

Beni nefessiz bırakan kahkaham ağzımdan bir inilti gibi çıktı. "Ne?" diye sordum.

"Hadi bebek yapalım," diye yineledi. "Şimdi. Bu gece."

Yanağıyla yanağımı okşadı, ben de oyunu bozmadım. "Peki," dedim. "Beni hamile bırak."

İşimiz bittiğinde elini karnıma koydu, göbek deliğimin etrafına bir çember çizdi.

"Sence başarabildik mi?"

Ona bakmak için döndüm. Gözleri açık ve umutluydu. "Şaka mı yapıyorsun?" diye sordum. "Beni gerçekten hamile bırakamayacağını biliyorsun."

"Nereden biliyorsun?"

"Çünkü biyoloji gördüm. Üçüncü sınıfta."

"Bazen beklenmedik şeyler olur," dedi.

"Bu türden şeyler olmaz."

Uzun zamandır aşık olduğum kişiden bebek sahibi olamayacağım gerçeğini kabullenmiştim. Bazen kısır kadınların söyleştiği internet odalarına girip bir oturuşta bir aylık ileti okurdum. Kendimi tutamayıp ağlardım. Tam olarak neler hissettiklerini biliyordum. Ama görünüşe bakılırsa Cris bunu henüz kabullenememişti. Ohio'ya eve döndüğümüzde konuyu yeniden açtı.

"Bebek istemek konusunda ciddiyim, biliyorsun."

Küçücük mutfağımızda akşam yemeği hazırlıyorduk. Cris sebzeleri temizliyordu, ben de tavuk göğüslerinden yağ sıyırıyordum.

"Biliyorum," dedim. "Ben de bir tane istiyorum."

"Hayır, yani, doğal yollardan."

"Cris, beni korkutuyorsun. Bunun mümkün olmadığı aşikâr."

"Neden?"

"İkimiz de kadınız."

"Teyzemin doktoru ona %100 kesinlikle asla çocuk sahibi olamayacağını söyledi. Yumurtalıklarının sağlıklı işlemediğini, sağlıklı işlemelerinin de mümkün olmadığını ve vazgeçmesi gerektiğini söyledi. Başka bir yol denemelerini önerdi. Beş yıl sonra, küçük bir oğlan evlat edindiler, bir ay sonra da hamile olduğunu öğrendiler."

"Ne demek istiyorsun?"

"Mucize diye bir şey var. Böyle mucizeler sürekli oluyor."

Soyma bıçağını bir patatesin pürüzsüz yüzeyine getirdi. Üzgün olduğunda bile çok nazikti. Ona arkadan sarılıp kalçalarını metal lavaboya bastırmak istedim, ama ellerim tavuk suyu içindeydi.

"Teyzen adına mutluluk verici bir olay Cris, ama bizim başımıza böyle bir şey gelmeyecek. İkimizin de spermi yok."

"Ama onun da yüzde sıfır şansı vardı. Bizimle aynı. Ve onlar birbirlerini sevdikleri için istedikleri oldu. Ve biz de birbirimizi seviyoruz."

"Cris, buna bir son vermelisin. Beni çok üzüyor. Sana bunu sağlayamam. Bizim de çocuğumuz olacak, söz veriyorum. Ama başka bir yola başvurmak zorundayız."

"Ben bu yolla yapmak istiyorum."

"Eşcinsel olduğunu fark ettiğinde bunun olamayacağı gerçeğiyle yüzleşmedin mi?"

"Yüzleştiğimi sanmıştım," dedi. Patatesi elinde çevirdi. "Sanırım, birini bu kadar sevebileceğimi düşünmemiştim."

Bir süre sonra bundan başka bir şey düşünemez oldum. Ve bu kalbimi kırıyordu. Eğer Cris ve benim bir çocuğumuz olabilseydi, o çocuğun gezegendeki en iyi, en büyüleyici çocuk olacağını biliyordum. Ama aynı zamanda bunun olamayacağını da biliyordum. Her seviştiğimizde Cris bana yoğun bir özlemle bakıyordu. Gerçekleşmesi için çalışıyordu. Anlıyordum. Ve bazen, gelmeden önce, ben de bunun mümkün olabileceğini düşünüyordum.

Perşembe günü, Cris marketten eve taze laleler ve bir ev gebelik testi ile geldi.

"Hadi bir dene," dedi.

"Denemeyeceğim. Bu utanç verici."

"Neden?"

"Çünkü hamile değilim. Ve seni hayal kırıklığına uğratmışım falan gibi hissetmek istemiyorum. "

"O zaman hatanın bende olduğunu düşünüyorsun."

"Hayır, öyle düşünmüyorum. Bu bir balıktan tüy çıkarmasını beklemek gibi bir şey. Beni sevdiğini biliyorum. Ben de seni seviyorum. Sadece bunun mümkün olmadığını düşünüyorum."

Sonunda aldım. Cris'in Noel hediyesi gibi sarmalanmış ambalajı açmasını bekledim. Kısırlık forumlarındaki kadınların aksine daha önce hiç hamilelik testi yapmamıştım. Belki de yalnızca bunun nasıl bir his olduğunu bilmek istemiştim. Cep telefonumun zamanlayıcısını ayarladım. Üç dakika içinde her şey bitmiş olacaktı.

Zamanlayıcı geri sayarken banyonun aynasındaki kendi yansımama baktım. Birdenbire sinirlerim gerildi. Nedenini bilmiyorum; testin sonucunun ne olacağını zaten biliyordum. Ama orada dikilip boş gri kutunun bir değişiklik emaresi göstermesini beklerken, aslında bilmediğimi anladım.

* Öyküde Cris bir kadın ismidir -çev.

Yazar: Aubrey Hirsch
Çeviren: Eren İnan Canpolat
Özgün metin: "Certainty"

****
Aubrey Hirsch’in Why We Never Talk About Sugar adında bir öykü kitabı var. Çalışmaları Hobart, Third Coast, American Short Fiction, SmokeLong Quarterly ve PANK gibi dergilerde yayımlandı. Şu an Pittsburgh’ta yaşıyor ve yazarlık hayatı hakkındaki düşüncelerini www.aubreyhirsch.com adresinde paylaşıyor.

Re: Aubrey Hirsch - Kesinlik

Çeviri için öncelikle Eren'i kutlamak gerekir. Konunun özgünlüğünü, sıradışılığını çok beğendim. Başta gelişen şeyler, bir anda farklı bir boyuta dönüşüverince etkilenmemek elde değil. Süssüz ve sade cümlelerle örülen duygusallık takdire değer bence.

Aşağıdaki cümlelerde, okurken farklı veya eksik anlamlar buldum ben. Anlayamadım kısaca söylersem.

""
Her şey balayımız sırasında başladı -Venetian'da kalıp Paris'te yemek yediğimiz, bütün gece New York, New York'ta içtiğimiz altı günlük bir Vegas seyahatinde.

"başladı -Venetian'da" bölümündeki çizgi, daha sonra tekrar-ilişkilendrilen bölüm bitince konması gerekmiyor mu acaba? Veya bazı durumlarda bu tek çizgi de kendine göre bir anlama katkıda mı bulunuyor?

""
Kendini bana sürttü

"bana sürtündü" dense nasıl olur diye düşünmedim değil.

""
Beni nefessiz bırakan kahkaham ağzımdan bir inilti gibi çıktı.

Bu cümlede ters giden bir şeyler var gibi geliyır sanki. (Bir polisiye film repliği gibi mi oldu)

Kahkaham, ağzımdan bir inilti gibi çıkarken beni nefessiz bıraktı.

Kahkaham, beni nefessiz bırakıren, ağzımdan bir inilti gibi çıktı.

Başka bir cümle türetemedim. Tabi ki burada ben özgün metni düşünmeden kurdum bu cümleleri.

""
Gözleri açık ve umutluydu.

Burada sanki gözlerin açık oluşu değil de bir duyguyla iri iri açılıp, büyüdükleri gibi bir şey düşündüm.

""
"Bu türden şeyler olmaz."

Bu türden şeylerde olmaz, gibi okudum bir an.

""
Soyma bıçağını bir patatesin pürüzsüz yüzeyine getirdi.

cümle; ...bilmiyorum?

""
Ve seni hayal kırıklığına uğratmışın falan gibi hissetmek istemiyorum. "

uğratmışım

""
tüy çıkarmasını

tüylenmesini

Çeviri çalışmalarının devamını merak ediyorum.


Re: Aubrey Hirsch - Kesinlik

Öykü anlattığı hikâyenin dışında nasıl çalışır?

""
...bir bacağı bacaklarımın arasındaydı.

""
Bazen kısır kadınların söyleştiği internet odalarına girip bir oturuşta bir aylık ileti okurdum.

""
Cris sebzeleri temizliyordu, ben de tavuk göğüslerinden yağ sıyırıyordum.

""
Soyma bıçağını bir patatesin pürüzsüz yüzeyine getirdi.

""
Patatesi elinde çevirdi.

""
Cris marketten eve taze laleler ... ile geldi.

""
Zamanlayıcı geri sayarken banyonun aynasındaki kendi yansımama baktım.


Re: Aubrey Hirsch - Kesinlik

Bu ara yeni birkaç çeviri var elimin altında. Bittikçe ekleyeceğim. Hem çeviri hem de öykü hakkında yorumlarınızı bekliyorum. Öykünün özgün metninin linkini de ekledim şimdi, unutmuşum.

Mehmet Sürücü'ye dikkat çektiği noktalar için teşekkürler. Hepsini gözden geçireceğim.

Mehmet Sürücü dedi ki:
"başladı -Venetian'da" bölümündeki çizgi, daha sonra tekrar-ilişkilendrilen bölüm bitince konması gerekmiyor mu acaba? Veya bazı durumlarda bu tek çizgi de kendine göre bir anlama katkıda mı bulunuyor?

Kuralla ilgili resmi bir açıklama bulamadım. Fakat benim hatırlayabildiğim kadarıyla, kısa çizgiyle ayrılan ara cümle ana cümlenin sonuna geldiğinde, nokta her iki cümleyi de sonlandırır. Noktadan hemen önce ara çizgi koymak gerekmez. Kuralı yeniden araştıracağım.

Mehmet Sürücü dedi ki:
""
Kendini bana sürttü

"bana sürtündü" dense nasıl olur diye düşünmedim değil.

Bu cümlenin çevirisinde zorlanmıştım. Yeniden düşüneyim.

Mehmet Sürücü dedi ki:
""
Soyma bıçağını bir patatesin pürüzsüz yüzeyine getirdi.

cümle; ...bilmiyorum?

"getirdi" yerine "tuttu" demek daha uygun olacak belki de.