UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Alıntılar

29 Nis 2010
Mehmet Sürücü

İlhan Berk’in harflerden yola çıkan çağrışımlar üzerine kurduğu nefis bir denemesi var. Harflerde küçük-büyük ayırımı yaparak. Bir alıntı;
“f’yi
hep kendime benzetmişimdir; esmer, uzun, zayıf ve sabahları erken kalkan.”

“Ne zaman kendimden kurtulmak istesem, Topburnu’nu görmeye giderim. Başkalarını bilmem, ben kendimden bakarak kurtulurum. Hem bakan bir adamımdır ben. Bakarak yaşayan. Hiçbir yaratık, hiçbir yaratığı, ihtiyar bir devenin bakarak tanıdığı gibi tanıyamazmış. Ben de öyle.”
Gütenberg Gökadasına Bir Gezi-YKY- İlhan Berk-Külden Şiirler
mehmet

Kategori:

Alıntılar

Aşağıdaki alıntılara kaynak gösteremediğim için bağışlayın. Çok eskilerimden, bir zamanlarımdan.

ALINTILAR
Bu kadeh bir bedendir, cana gebe!
Bir yasemindir, erguvana gebe!
Hayır; yanlış; ne odur şarap ne bu:
Bir sudur, bir su ki yangına gebe.
Hayyam

Kimi zaman şapkandaki kuşları uçurmak yüreğinin kafesini
aralamaktan çok daha kolaydır. Biliyorsun bunu. Belli belirsiz gülümsüyorsun.
Ardından binlerce kanat gökyüzündeki ahengi bozuyor!

Gün kararmaz burada. Kuzey ülkeleri gibi. Kimliksiz bir alacakaranlık.
Kuytularda oturur ve günün ışımasını bekleriz.
Korku dinginliği, dinginlik ise sabırlı olmayı armağan etmiştir bize.
Yalnızlığı saymadım, o bir armağan olamaz çünkü.
Hayır, diyorum, bana göre bir yer değil burası. İşimi tamamlar tamamlamaz kaçmayı yeğlerim.
Pus basmış parkın banklarına dağılmış belli belirsiz karaltıları gösteriyor.
Hepsi bekliyor, diyor.
Şu tamamlanmasını beklediğiniz iş hayatın ta kendisi olmasın sakın!

Ne kadar uzağa gidersem o kadar az şey alırım yanıma, dedi kadın.
Öyle ki, bir daha geri dönmeyeceğimi bilsem kendimi bile götürmem!

İşte bulunduğumuz yer, dedi genç adam haritada bir noktayı göstererek.
Nereye gidersek gidelim adı konmuş bir noktada olacağız, dedi sonra da.
Aradığımız şey ise yok oluş duygusu aslında.
Yine de, bu duygu insanın kendini aldatmasından başka ne olabilir ki?
Belki bir başkasını da, diyor arkadaşı.
Yola çıkmadan önce haritadaki tüm adların yerlerini değiştirmiştim!

- Kardan adamım asla yaşamıyor. Tamamlıyorum ve sıra havuç burnu yerleştirmeye geliyor ki bir bakıyorum erimiş!
- Yanlış zamandasın evlat. Aylardan temmuz ve sen düşlerden beyazda ısrar ediyorsun....”

Akıl almaz olan hayatın kendisi değil, ona katılma biçimimizdir. En mantıklı, en seçilmiş davranışın uçurum kenarından iki bilet olmadığını kim söyleyebilir!

Nereye bıraktın onları?
Ormanın en uzak yerine, dedi avcı.
Ya geri dönerlerse?
Bizi bulamazlar, dedi avcı, bilgece gülümsedi.
Bulsalar bile, bizler o eskisi miyiz bakalım!


Re: Alıntılar

Hayyam'ın rubaisi muhteşem! "Yangına gebe bir sudur şarap." Daha güzel söylenebilir miydi?

Diğer alıntılar Ahmet Önel'in Konumlandırmalar adlı kitabından olmalı.


Re: Alıntılar

Bir ezber Hayyam rubaisi de benden :

""
Ey hükümdarım ; sen sıkılmış insan kanı içersin
Ben sıkılmış üzüm suyu, söyle hangimizinki günah?


Re: Alıntılar

Cihan Başbuğ dedi ki:
Bir ezber Hayyam rubaisi de benden :

""
Ey hükümdarım ; sen sıkılmış insan kanı içersin
Ben sıkılmış üzüm suyu, söyle hangimizinki günah?

Cihan yanlış hatırlıyor olabilir mi acaba?
""

Ferman sende, ama güzel yaşamak bizde:
Senden ayığız bu sarhoş halimizde.
Sen insan kanı içersin, biz üzüm kanı:
İnsaf be Sultanım, kötülük hangimizde?


Re: Alıntılar

Bu başlığı takip etmek epey zaman alacak. Acaba Barthes ve Borges alıntıları bağımsız başlıklar olarak açılsa daha mı iyi olurdu diye düşünmeden edemedim. Özenli yaklaşımınız için çok teşekkürler.

Bir ara fırsat bulabilirsem manicilik ve çok tanrıcılıktan tek tanrıya geçiş üzerine bir şeyler yazmak isterim. Epey ilgimi çeken bir konu.


Re: Alıntılar

Benim de gönlüm her bir kitap/yazar için alıntıların ayrı bir başlıkta toplanmasından yana. O nedenle Maalouf, Barthes ve Borges'ten yapılan alıntıları bu başlıktan ayırıyorum. Bu başlığı çeşitli kitap ve yazarlardan kısa alıntılar yapmak için kullanmaya devam edebiliriz Smile