UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Alain de Boton - Öp ve Anlat

05 Mar 2010
eren

Kitabın arka kapağındaki şu cümleye katılmamak elde değil:

""
Klasik biyografi kalıplarına cesurca karşı çıkan bu kitapta Botton, "mahrem" bir ilişkiye girdiği, "sıradan" bir kadın olarak nitelendirilebilecek, hâlâ "yaşama veda etmemiş" sevgilisini zekice kurgulanmış özgün bir anlatımla okura sunuyor.

Tabii kitapta anlatılan Isabel'in gerçekten de Botton'un hayatına girmiş bir kimse mi yoksa kurgu mahsulü bir karakter mi olduğuna ilişkin bir ipucuna, en azından "roman"da rastlamıyoruz. Kitabın kapak sayfalarında bunun bir roman olduğu defalarca vurgulanmasa, deneysel bir biyografiyle karşı karşıya olduğumuzu düşünmek işten bile değil. Öte yandan, kitabın biyografiden çok biyografi üzerine bir deneme olduğunu düşünmek bana daha makûl geliyor. Kitabı okurken defalarca kapağına bakma ihtiyacı hissetmem de bundan: okuduğum şeyin bir roman olduğundan bir türlü emin olamadım. Anlatıcının biyografi üzerine düşünceleri kitaba o kadar hakimdi ki "roman" bayağı sönük kalıyordu. Kurgunun bu kadar geri planda olması, hikâyenin basitliği bu düşüncemi iyice pekiştirmişti.

Kitabın en sonunda Isabel'in ağzından dinlediğimiz "saçımı neden hiç toplamadığımı bilmiyorum." diye başlayan isyan cümleleri biyografinin sistematik olmaya çabalayan metoduyla insanın teraziye gelmezliği arasındaki çelişkiyi basitçe yüzümüze vuruyor. Bunu bile roman kurgusunun doruk noktası olarak değil de akıcı bir denemede düşünceleri daha iyi açıklayabilmek için verilmiş bir örnek gibi değerlendirmek bana daha akla yatkın görünüyor.

Roman bize iki esas karakteri tanıtıyorsa da biz yalnızca Isabel'i -anlatıcının biyografisini kaleme aldığı kadını- layıkıyla tanıyabiliyoruz. Anlatıcının Isabel'i tanıma çabası içinde sorduğu sorulardan, aktırdığı olay ve anılardan, birlikte yaşadıklarından tanıdığımız Isabel'i sevdiğimi pek söyleyemeyeceğim. Anlatıcının bütün "anlama" çabasına rağmen hırçınlık yapmak için fırsat kollayan, her şeye ters cevaplar veren bu karakterin iyi çizilmiş olduğunu düşünmüyorum. "Bir Son Ararken" başlıklı bölümün en sonunda karakteri ne kadar iyi tanımış olduğumuzu değerlendiren bir anket vardı. Bu beş soruluk anketteki sorulara verdiğim cevaplar, anlatıcının cevaplarıyla örtüşüyordu. Bu, karakter konusundaki eleştirimle çelişiyor gibi görünse de aslında bence ortada bir çelişki yok. Bu kadar basit bir karakteri kotarmak şu beş soruluk testte belirli bir tutarlılık arzeden cevapları bulmaktan daha zor olmasa gerek.

Öp ve Anlat (Alain de Boton)

Kategori: