UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Ağıt 01

22 Şub 2013
Barış Acar

1956 model bir Ford'un arka koltuğunda yüzünü cama yapıştırmış geriye doğru bakarken bütün ağaçlar koşarak seni geçiyor gibi görünür. Geçmektedir.

Kategori:

Re: Ağıt 01

Önce 1956 model Ford'un neye benzediğini bulmam gerekiyordu...

1956_ford_customline_1956_kkp183.jpg

Re: Ağıt 01

Evet, budur bindiğim.


Re: Ağıt 01

Neye benzediğinin pek yardımı olacağını düşünmüyorum. Ama belki "1956" daha çok şey ifade edebilir.


Re: Ağıt 01

yüzünü cama yapıştırıp, geriye bakmak; bir yerden taşınmayı çağrıştırıyor.

Ağaçların koşması, bir çocukluk deyişi gibi.

Şimdilik bu kadara ilişebildim. Onlar da ilişiksiz çıkabilir.


Re: Ağıt 01

Yakıcı, yürek burkan biir öykü olmuş. Zamanın dur durak bilmeden, sabit ve kararlı bir hızla, yoldaki ağaçların şeklini alarak geçişini okudum ben "Ağıt 01"de.

""
Zaman. Zaman. Zaman. Zaman. Zaman. Zaman. Zaman. Zaman. Zaman. Zaman. Zaman. Zaman. Zaman. Zaman. Zaman. Zaman. Zaman. Zaman. Zaman. Geçmektedir.


Re: Ağıt 01

Ford arabanın modeli, yılı gibi ayrıntıların beynimize verdiği canlandırma komutu henüz tamamlanamadan, zamanın akıp hiçliğe doğru yol almamızı hatırlatmak hiç adil değil Barış Acar. Bırak detaylar arasında kaybolalım , ne diye bozdun huzurumuzu?


Re: Ağıt 01

Barış Acar'ın kısa öyküsünde üzerinde düşündüğüm iki farklı konu var. Birincisi öyküde yakalanan hareket, devinim. Yani sinematografik zemin.

İkincisi , geriye dönüp bakma. Geriye dönüp bakan ya küçük bir çocuktur, ki bu geriye dönüp bakış dünyayı tanıma, çevreyi gözlemlemedir. Umutsuzluğun zıttıdır.

Diğeri ise gözü arkada kalan yetişkini; pişmanlık ve bitmemişliği anımsatır ki burada umutsuzluk vardır.


Re: Ağıt 01

Cihan Başbuğ'un dediği gibi ben de öyküde umutsuzluğu ve bu akış karşısındaki insanın çaresizliğini sezdim fakat bunun yetişkin ve çocuk olarak ayırt edilmesi ne kadar doğru? Çocuk için her zaman aranacak bir bilinmeyen ve merak edilecek bir tuhaflık vardır. Ben öyküde bilinemeyenin ele geçirilemezliğini hissettim. En azından benim düşüncem bu.


Re: Ağıt 01

turgut dedi ki:
Cihan Başbuğ'un dediği gibi ben de öyküde umutsuzluğu ve bu akış karşısındaki insanın çaresizliğini sezdim fakat bunun yetişkin ve çocuk olarak ayırt edilmesi ne kadar doğru?

Zamanın kararlı/istikrarlı akışı karşısında hep çocuk kalıyoruz sanırım. Kendimizi küçük hissediyoruz herhalde.


Re: Ağıt 01

Algıda iki yüzlülük ve zamanda sabitlik, tersine akışın ilerlemesi. İdrakın geç gelme sorunsalı Smile